Ateşin bulunması ve insan yaşamındaki yol açtığı değişim
Ateşin teftiş altına alınmasından bilinçli üretimine geçiş yüzbinlerce yıl alan büyük bir adımdır İsrail'de, Şeria Nehri kıyısında bulunan harabeler, insanın 790 bin yıl önce alev ürettiğini ve kullandığını göstermektedir
Ateşin yakılabileceği düşüncesini uyandıran ilk kıvılcımın, çakmaktaşını piritlere sürterken mi, yahut ağaç içinde delik açmaya çalışırken mi çaktığı bilinmemektedir Avrupa'daki Neolitik yerleşim bölgelerinde çakmaktaşı ve piritlerin yanı sıra alev delgileri de bulunmuştur İlkel toplumlarda en yaygın alev ışıklandırma yöntemi sürtmeydi Bambudan üretilmiş minik bir tüp içindeki havanın sıkıştırılmasıyla ısı ve alev üreten ateş pistonu Güneydoğu Asya, Endonezya ve Filipinler'de geliştirilip kullanılan karışık bir aygıttı Bundan tamamen bağımsız olarak 1800'lerde Avrupa'da da metalden bir alev pistonu geliştirildi İngiliz kimyacı John Walker, içinde fosfor sülfat bulunan ve sürtülünce yanan kibriti 1827'de buluş etti Çağdaş teknoloji ve bilim tarihi, büyük ölçüde ateşten sağlanarak insanoğlunun kullanımına sunulan enerji toplamındaki sürekli çoğalma olarak nitelenebilir Enerji üretimindeki artışın büyük bölümü hem tedarik, hem çeşit bakımından alev kullanımının artmasıyla sağlanmıştır Atom enerjisinin denetim altına alınması, ateş kullanımında atılan son adım sayılabilir
Bu dönemde önceki devirlere kadar daha sert ve daha düzgün taş aletler yapılmıştır Topraktan veya kilden yapılan kaplar ateşte pişirilmiş, bunun sonucunda seramik sanatı başlamıştır Bu devirdeki millet data ve teknikte önceki dönemlere tarafından oldukça ileri bir düzeye çıkmışlardır Kemik ve taştan daha kullanışlı aletler yapılmıştır İnsanların oturmuş düzene geçmesi de bu dönemde meydana gelmiştir Birbirine yakın aileler topluca bir yerde oturarak köyleri meydana getirmişlerdir Böylece tarihteki ilk köyler kurulmuştur Keza insanlar tahıl üretimine de başlamış, hayvanlar evcilleştirilmiş, millet tüketicilikten imalatçı duruma geçmişlerdir Ilk kere ticaret başlamışt
Gezegende yaşanan son buzul çağının sona ermesi peşinde, insan topluluklarının bölüştürme eğilimi gösterdikleri ılıman iklim kuşaklarında, yepyeni bir evrimsel açılım yaşanmaya başlanmıştır Buzulların çekilmesiyle ılımak iklim kuşağında lüzum fauna gerekse flora, keza çeşitlilik hem de popülasyon olarak belirgin gelişmeler göstermiştir Bu mevsimsel farklılıkların oldukça keskin olduğu ve genelde kurak sayılabilecek hayat alanlarında ortaya meydana çıkan ve yayılabilen türler, gerekli olarak dayanıklı, harmoni sağlama ve üreme yetenekleri geniş, görece daha minik cüsseli türlerdi İşte bu ortam, insan topluluklarına geniş olanaklar sunmuştur
Buğday ve arpa gibi yaygın, verimsiz iklime uyumlu bitki türlerinin ve koyun, keçi, sığır gibi otobur türlerin ortaya çıkması ve yaygınlaşmasıyla insan topluluklarının yaşam biçimi de değişmeye başlamıştır Doğaya aracısız olarak müdahale ederek, gıda olarak kullanılabilecek bitki türlerini yetiştirme ve bir takım hayvan türlerini evcilleştirerek sürüler oluşturmak, bu dönemin bariz özelliği olmuştur
İnsan toplulukları bu yeni yaşam türünden iki esas kolda gelişme göstermişlerdi Bir Takım topluluklar evcilleştirdikleri hayvanlardan oluşan sürüleri temel beslenme kaynağı olarak kullanırken bir takım topluluklar ise sınırlı ölçüde de olsa bahçe tarımına başlamışlardır Her iki belli başlı kol da avcıtoplayı topluluklar olmaktan zamanla çıkmış, bir anlamda gıda üreten topluluklar haline dönüşmeye başlamışlardır Şüphesiz ağırlıklı olarak tarımla uğraşan topluluklar, avcıtoplayıcı toplulukların hayat tarzını bırakarak oturmuş düzene dinmek zorunda kalmışlardır Ağırlıklı olarak hayvan sürülerini kullanan topluluklar ise göçebe ya da yarıgöçebe topluluklar haline gelmişlerdir
Özellikle tarım yapmanın öğrenilmesi bu toplumların besin ve hayat tarzlarında kökten değişikliklere yol açmıştır Büyük ölçüde rastlantılara, ileri derecede uzmanlaşmaya bağlı olan avcıtoplayıcı yaşam tarzı yerini, beslenme maddelerini stoklayabilen ve gıda açısından daha tehlikesiz toplumlar yaratmıştır
Bu gelişmeler, Neolitik Devirolarak adlandırılan ve insan topluluklarının yaşam biçiminde köklü değişikliklere yol açan bir süreçtir Kuşkusuz gezegenin her yöresinde yaşamakta olan topluluklarda zamandaş olarak ortaya çıkmayan Neolitik Devrim, ilk olarak, Orta Doğu, Önasya, Uzakdoğu gibi, geniş ve ahenkli akarsuların yaygın olduğu bölgelerde ortaya çıkmıştır *