nicebayan
Yeni Üye
Avrupada kurulan Türk devletleri hangileridir, Avrupadaki türk devletleri
BULGARLAR
453 yılında Attila'nın ölümünden kısa bir zaman sonra, Büyük Hun Devleti'ni oluşturan değişik ve çok sayıdaki kavim dağılmıştı Bunlar arasında yer alan Türk asıllı kavimlerin, her tarafta Güney Rusya ovalarına döndüğünü biliyoruz Bu kavimler, bütün bu sıralarda doğudan benzer sahaya gelerek yerleşen Onogur Türkleri ile karışarak Bulgar adı verilen yeni bir Türk kavmini meydana getirmiştir Zaten Bulgar ismi de Türkçe, karışık manasına gelen bulgamak fiilinden gelmektedir
Büyük Bulgar Devleti
Bulgarlar, 558 yılından daha sonra, bir vakit Avarların hâkimiyetinde yaşadılar Avarların 567 yılında Göktürk baskısı ile, güney Rusya'dan Orta Avrupa'ya içten kaçmaları sırasında, çok sayıda Bulgar topluluğunu da beraberlerinde sürüklerler Geride kalanlar ise Göktürk hâkimiyetine girerler Bu Bulgar toplulukları, Bizans'ın da yardımı ile, VII yüzyılın başlarında Göktürk hâkimiyetinden kurtulurlar Bu Nedenle, Karadeniz kuzeyinde yaşamış Bulgar toplulukları reisleri olan Kobrat idaresinde, bir devlet kurabilmişlerdir Onun vaktinde devletin sınırları Kuban ırmağından Tuna'ya dek uzanıyordu Oysa Bulgarların büyük çoğunluğunu bir arada toplayan, bu Bulgar devleti uzun ömürlü olmaz Hükümdarları Kobrat'ın ölümünden derhal sonradan, Hazar devletinin baskısı ile parçalanır (643) Kobrat'ın büyük oğlu Hanımefendi Han idaresinde, Kuban ırmağı boylarındaki yurtlarında kalan bir kısım Bulgarlar, Hazarların hâkimiyetine girmek zorunda kalmışlardır
Tuna Bulgar Devleti
Hazarlara bağlı olmak istemeyen Bulgarların bir kısmı kuzeye, bir kısmı da batıya gelerek, Balkanlarda Tuna Bulgar Devleti'ni kurdular (679) Batıya gelenlerin başında, Kobrat'ın ufak oğlu Asparuh bulunuyordu
Tuna Bulgarları, bir yandan Avarlar ile bir yana da Bizans ile uğraş etmişlerdir Tuna Bulgarları'nın en büyük hükümdarı Kurum Han (803814) idi Onun zamanında büyük bir Bizans ordusu yenilmiş, imparatorları da bu savaşta ölmüştü Bulgarlar, yine onun zamanında İstanbul'u kuşatacak kadar güçlenmişlerdi Kurum Han giriştiği saldırılarla Avarlara da büyük darbeler vurmuştur
Tuna Bulgarları'nın hâkim olduğu sahada, yoğun Slâv nüfusu yaşamaktaydı İki yüz yıla yakın Türklüklerini muhafaza eden Bulgarlar, Boris Han zamanında Hristiyanlığı resmen kabul etmeleriyle (864) bu Slâv nüfus aralarında eriyip gitmişlerdir Bu bölgede XIV yüzyıldan daha sonra, beş yüz yıl Osmanlı Türkleri dominant olacaklardır
İtil Bulgar Devleti
Hazar hâkimiyetine girmek isteksizce, kuzeye yönelen bir kısım Bulgarlar, İtil (Volga) boylarında yerleşmişler ve burada Moğol istilasına kadar devam edecek bir devlet kurmuşlardır
İtil Bulgarlarının yerleştiği alan, İslâm ülkeleri ile Hazarlar ve İskandinav kavimleri aralarında ticaret yolları üstünde idi Ticaret ve tarım ile uğraştıklarını bildiğimiz Bulgarlar, uzun bir vakit Hazarlara bağlı kalmışlardır Bulgar Şehri diye aşina başkentleri, zamanının manâlı ticaret merkezlerinden idi
Müslüman tüccarların tesiriyle X yüzyılın başlarında İslâmiyet ile tanışan Bulgarlar, Abbasiler ile diplomatik ilişki kurmuşlardır Bulgar hanı Almış, Abbasi halifesine başvurarak, İslâmiyet'i öğretecek din âlimleri istemiştir Abbasi halifesi bu ricası kabul ederek, topluluk bir heyeti 622 yılında Bulgarlara göndermiştir Bu heyet içerisinde yer alan İbn Fadlan, başından geçenleri anlattığı seyahatnamesinde, Bulgarlar ve öteki Türk boyları hakkında manâlı bilgiler vermektedir İtil Bulgar Devleti'ne 1237 yılında, Altınorda Hanı Batu kadar son verilmiştir
Birincil Müslüman Türk topluluklarından olan İtil Bulgarları, bugünkü Kazan Türklerinin atalarıdır Öteki Bulgar toplulukları eriyip gittikleri hâlde, İtil Bulgarları Müslüman olmaları baştan sona kimliklerini koruyabilmişlerdir
HAZARLAR
Avrupa'da kurulan ilk Türk devletleri için de en kaslı ve uzun ömürlü olanı Hazar devletidir Karadeniz'in kuzeyine dek hâkimiyetini genişleten Batı Göktürk Devleti'nin bir devamı olarak ortaya çıkmıştır Göktürkler, VII yüzyılın başında, Hazar Denizi ile Karadeniz arasında dağınık bir hâlde yaşayan, Sabar, Ogur ve Onogur gibi Türk kavimlerini adaleli bir birlik hâlinde teşkilâtlandırırlar İşte bu birliğe Hazar adı verilmiştir Hazarlar için Bizans ve Çin kaynaklarında Türk ya da TürkHazar adı da kullanılmıştır Hazar Devleti'nin kurucuları, Göktürk hükümdar ailesinin mensup olduğu Aşına soyundandırlar Hükümdarlarına da Göktürkler gibi, kağan diyorlardı
Hazarlar, Göktürk Devleti'nin yıkılışı ile adamakıllı bağımsız bir devlet haline gelmişlerdir (6 30)Hazarlar, Bizans, İran, Arap devletleri ile yoğun ilişkiler kurmuşlar, dağıtılmış Slâv kavimlerini ve İtil Bulgar Devleti'ni hâkimiyetlerine almışlardı BizansSasani savaşlarında Bizans ile ittifak yapmışlar ve Bizans'ın üstün gelmesinde önemli rol oynamışlardır (628) HazarArap ilişkileri daha çok savaş şeklinde olmuştur Güney Azerbaycan yönündeki Arap ilerleyişini durdurarak, Bizans'ı Doğu Avrupa aracılığıyla güvenceye almışlardır Oysa Arap orduları, VIII yüzyıldan itibaren Hazarlara üstünlük sağlamışlardır Bir defasında bir Arap seferi karşısında Hazar kağanı barış istemek zorunda kalmıştır (737) Bu tarihten daha sonra Hazarlar aralarında İslâmiyet yayılmaya başlamıştır Hazarların yaşadıkları alan canlı bir ticaret merkezî konumundaydı Hükümdarlık ailesi yanına bir kısım ırk da Yahudiliği seçmişti Bugün Karaim adıyla bilinen Türk kökenli Yahudiler, Hazarların torunudurlar Ülkelerinde Hristiyan, Müslüman vb değişik dinlerden halk müziği uzlaştırma içinde yaşayabiliyorlardı IX yüzyılın ortalarında, Peçenekler'in İtilHarezm ticaret yolunu ele geçirmeleri üzerine Hazarlar, başlıca kazanç kaynakları ticaretin aksaması ile zayıfladılar sonradan Peçenek ve kendilerine emrindeki Slâv (Rus) prensliklerinin saldırılarıyla X yüzyılın ikinci yarısından itibaren hızla çöktüler Dağılan Hazar toplulukları ise doğudan gelen Türk toplulukları aralarında erimişlerdir
Hazarların devlet teşkilâtı ve askerlik alanında Slâv (Rus) kavimleri üzerinde büyük etkileri olmuştur Bugünkü Hazar Denizi, adını Hazar Türklerinden almıştır
MACARLAR
Macarlar, FinUgor kavimlerinin Ugor kolundandır Macar adı, bu kolun öteki adı olan, Manysier'den gelmektedir Birincil yurtları İtil (Volga) ırmağının yukarı kısımlarıdır VI yüzyılda Sabarlar tarafından güneye itilen Macarlar, Hazar Kağanlığı'na bağlanmışlardır Bu dönemde yaşadıkları alan, Don ve İtil ırmakları arasıdır Macar tarihinde ve destanlarında önemli bir yer tutan bu bölgeye Macarlar, EtelKözü adını vermişlerdir Bu bölgede Onogur Türkleri'nin de karışmasıyla bugünkü Macar milletinin çekirdeği oluşmuştur Macarların diğer adı olan Hungar sözü de bu Onogur'dan gelmektedir
Macarlar, IX yüzyılın sonlarına içten Peçenekler kadar batıya itilmişlerdir Bu sırada başlarında Hazar Türkleri'nden Kabar oymağından Almışoğlu Arpad bulunuyordu Artan Peçenek baskısı karşısında daha da batıya kayan Macarlar, 896 yılında, kendi adları ile anılan bugünkü yurtlarına geldiler Bu bölgede Avrupa içlerine yaptıkları akınlar ve Almanlarla giriştikleri mücadelelerle adlarından uzun zaman söz ettirdiler 1000 yılında Katolik mezhebini kabul ederek Hristiyanlaşmışlardır Macarlar, Avrupa'da Slâvların birlik oluşturmasını engellemişler ve hem Almanların Balkanlara sarkmasını da önleyerek denge unsuru olmuşlardır 150 yıl dek Osmanlı idaresinde yaşamış Macarlar, Avrupa'da kayda değer bir zorlama olarak, günümüze kadar gelmişlerdir
PEÇENEKLER
Peçenekler, Uz (Oğuz), Kuman gibi Türk boyları ile birlikte Orta Asya'dan doğu Avrupa'ya akıcı büyük bir göç dalgası içerisinde yer almışlardır Oymaklar birliği şeklinde hareket eden Peçenekler, siyasî hayatları her tarafında bir devlet düzenine geçememişlerdir Peçenekler, Batı Göktürklerini yaratıcı Onoklardan gelmektedirler Önceleri Isık Balkaş gölleri dolaylarında oturuyorlardı Batı Göktürk Kağanlığı'nın dağılmasından sonra, Karluk ve Oğuz baskısı ile VIII yüzyılın ikinci yarısından itibaren Batı Sibirya'ya çekilmişlerdir HazarOğuz ittifakının zorlaması ile İtil ırmağını geçerek Don ve Dinyeper nehirleri aralarında yaşayan Macarları yurtlarından etmişlerdir Bu Nedenle Peçenekler, Azak denizi ile Karadeniz aralarında kalan sahaya hâkim olurlar Bu geniş sahada 130 yıl kadar hâkim olan Peçenekler, bu zaman içerisinde Ruslar'a ağır darbeler indirmişler ve onların Karadeniz'e inmelerine engel olmuşlardır Keza Bizans ile de iyi ilişkiler kurmuşlardır Fakat doğuda büyüyen Uz (Oğuz) baskısı karşı Peçenekler yerlerini terk edeceklerdir 1036 yılından sonradan aşağı Tuna boylarında gördüğümüz Peçenekler, Uz ilerleyişinin durmaması üzerine Balkanlara inmeye başladılar
Peçeneklerin bir kısmı Bizans hizmetine girerek Bizans topraklarında yerleştirilmişlerdir Hatta bunların bir kısmı 1071 Malazgirt Meydan Muharebesinde, Alp Arslan'ın tarafına aşmak suretiyle Bizans'ın yenilgisinde rol oynamışlardır Selçuklu Türklerinin Anadolu'yu yurt edindikleri tarihlerde, Peçenekler de Balkanlar da Bizans ile şiddetli mücadelelere girmişlerdi Bu sırada İzmir'i alarak Batı Anadolu 'da enerjik bir beylik kuran Çakan Bey, İstanbul'u zapt etmek istiyordu Bu amaçla Çakan Bey, soydaşları Peçenekler'le ittifak kurdu Çok mağdur durumda kalan Bizans'ın yardımına tekrar bir başka Türk boyu Kumanlar yetişmiştir Peçenekler, Bizans'ın kışkırtması ile 40 bin Kuman atlısının baskınına uğrayarak ezildiler (1091) Bu olaydan daha sonra artık Peçenekler siyasî bir varlık olmaktan çıkmışlardır Düzensiz gruplar hâlinde Hristiyanlaştırılarak yerli ırk aralarında eridiler
*
BULGARLAR
453 yılında Attila'nın ölümünden kısa bir zaman sonra, Büyük Hun Devleti'ni oluşturan değişik ve çok sayıdaki kavim dağılmıştı Bunlar arasında yer alan Türk asıllı kavimlerin, her tarafta Güney Rusya ovalarına döndüğünü biliyoruz Bu kavimler, bütün bu sıralarda doğudan benzer sahaya gelerek yerleşen Onogur Türkleri ile karışarak Bulgar adı verilen yeni bir Türk kavmini meydana getirmiştir Zaten Bulgar ismi de Türkçe, karışık manasına gelen bulgamak fiilinden gelmektedir
Büyük Bulgar Devleti
Bulgarlar, 558 yılından daha sonra, bir vakit Avarların hâkimiyetinde yaşadılar Avarların 567 yılında Göktürk baskısı ile, güney Rusya'dan Orta Avrupa'ya içten kaçmaları sırasında, çok sayıda Bulgar topluluğunu da beraberlerinde sürüklerler Geride kalanlar ise Göktürk hâkimiyetine girerler Bu Bulgar toplulukları, Bizans'ın da yardımı ile, VII yüzyılın başlarında Göktürk hâkimiyetinden kurtulurlar Bu Nedenle, Karadeniz kuzeyinde yaşamış Bulgar toplulukları reisleri olan Kobrat idaresinde, bir devlet kurabilmişlerdir Onun vaktinde devletin sınırları Kuban ırmağından Tuna'ya dek uzanıyordu Oysa Bulgarların büyük çoğunluğunu bir arada toplayan, bu Bulgar devleti uzun ömürlü olmaz Hükümdarları Kobrat'ın ölümünden derhal sonradan, Hazar devletinin baskısı ile parçalanır (643) Kobrat'ın büyük oğlu Hanımefendi Han idaresinde, Kuban ırmağı boylarındaki yurtlarında kalan bir kısım Bulgarlar, Hazarların hâkimiyetine girmek zorunda kalmışlardır
Tuna Bulgar Devleti
Hazarlara bağlı olmak istemeyen Bulgarların bir kısmı kuzeye, bir kısmı da batıya gelerek, Balkanlarda Tuna Bulgar Devleti'ni kurdular (679) Batıya gelenlerin başında, Kobrat'ın ufak oğlu Asparuh bulunuyordu
Tuna Bulgarları, bir yandan Avarlar ile bir yana da Bizans ile uğraş etmişlerdir Tuna Bulgarları'nın en büyük hükümdarı Kurum Han (803814) idi Onun zamanında büyük bir Bizans ordusu yenilmiş, imparatorları da bu savaşta ölmüştü Bulgarlar, yine onun zamanında İstanbul'u kuşatacak kadar güçlenmişlerdi Kurum Han giriştiği saldırılarla Avarlara da büyük darbeler vurmuştur
Tuna Bulgarları'nın hâkim olduğu sahada, yoğun Slâv nüfusu yaşamaktaydı İki yüz yıla yakın Türklüklerini muhafaza eden Bulgarlar, Boris Han zamanında Hristiyanlığı resmen kabul etmeleriyle (864) bu Slâv nüfus aralarında eriyip gitmişlerdir Bu bölgede XIV yüzyıldan daha sonra, beş yüz yıl Osmanlı Türkleri dominant olacaklardır
İtil Bulgar Devleti
Hazar hâkimiyetine girmek isteksizce, kuzeye yönelen bir kısım Bulgarlar, İtil (Volga) boylarında yerleşmişler ve burada Moğol istilasına kadar devam edecek bir devlet kurmuşlardır
İtil Bulgarlarının yerleştiği alan, İslâm ülkeleri ile Hazarlar ve İskandinav kavimleri aralarında ticaret yolları üstünde idi Ticaret ve tarım ile uğraştıklarını bildiğimiz Bulgarlar, uzun bir vakit Hazarlara bağlı kalmışlardır Bulgar Şehri diye aşina başkentleri, zamanının manâlı ticaret merkezlerinden idi
Müslüman tüccarların tesiriyle X yüzyılın başlarında İslâmiyet ile tanışan Bulgarlar, Abbasiler ile diplomatik ilişki kurmuşlardır Bulgar hanı Almış, Abbasi halifesine başvurarak, İslâmiyet'i öğretecek din âlimleri istemiştir Abbasi halifesi bu ricası kabul ederek, topluluk bir heyeti 622 yılında Bulgarlara göndermiştir Bu heyet içerisinde yer alan İbn Fadlan, başından geçenleri anlattığı seyahatnamesinde, Bulgarlar ve öteki Türk boyları hakkında manâlı bilgiler vermektedir İtil Bulgar Devleti'ne 1237 yılında, Altınorda Hanı Batu kadar son verilmiştir
Birincil Müslüman Türk topluluklarından olan İtil Bulgarları, bugünkü Kazan Türklerinin atalarıdır Öteki Bulgar toplulukları eriyip gittikleri hâlde, İtil Bulgarları Müslüman olmaları baştan sona kimliklerini koruyabilmişlerdir
HAZARLAR
Avrupa'da kurulan ilk Türk devletleri için de en kaslı ve uzun ömürlü olanı Hazar devletidir Karadeniz'in kuzeyine dek hâkimiyetini genişleten Batı Göktürk Devleti'nin bir devamı olarak ortaya çıkmıştır Göktürkler, VII yüzyılın başında, Hazar Denizi ile Karadeniz arasında dağınık bir hâlde yaşayan, Sabar, Ogur ve Onogur gibi Türk kavimlerini adaleli bir birlik hâlinde teşkilâtlandırırlar İşte bu birliğe Hazar adı verilmiştir Hazarlar için Bizans ve Çin kaynaklarında Türk ya da TürkHazar adı da kullanılmıştır Hazar Devleti'nin kurucuları, Göktürk hükümdar ailesinin mensup olduğu Aşına soyundandırlar Hükümdarlarına da Göktürkler gibi, kağan diyorlardı
Hazarlar, Göktürk Devleti'nin yıkılışı ile adamakıllı bağımsız bir devlet haline gelmişlerdir (6 30)Hazarlar, Bizans, İran, Arap devletleri ile yoğun ilişkiler kurmuşlar, dağıtılmış Slâv kavimlerini ve İtil Bulgar Devleti'ni hâkimiyetlerine almışlardı BizansSasani savaşlarında Bizans ile ittifak yapmışlar ve Bizans'ın üstün gelmesinde önemli rol oynamışlardır (628) HazarArap ilişkileri daha çok savaş şeklinde olmuştur Güney Azerbaycan yönündeki Arap ilerleyişini durdurarak, Bizans'ı Doğu Avrupa aracılığıyla güvenceye almışlardır Oysa Arap orduları, VIII yüzyıldan itibaren Hazarlara üstünlük sağlamışlardır Bir defasında bir Arap seferi karşısında Hazar kağanı barış istemek zorunda kalmıştır (737) Bu tarihten daha sonra Hazarlar aralarında İslâmiyet yayılmaya başlamıştır Hazarların yaşadıkları alan canlı bir ticaret merkezî konumundaydı Hükümdarlık ailesi yanına bir kısım ırk da Yahudiliği seçmişti Bugün Karaim adıyla bilinen Türk kökenli Yahudiler, Hazarların torunudurlar Ülkelerinde Hristiyan, Müslüman vb değişik dinlerden halk müziği uzlaştırma içinde yaşayabiliyorlardı IX yüzyılın ortalarında, Peçenekler'in İtilHarezm ticaret yolunu ele geçirmeleri üzerine Hazarlar, başlıca kazanç kaynakları ticaretin aksaması ile zayıfladılar sonradan Peçenek ve kendilerine emrindeki Slâv (Rus) prensliklerinin saldırılarıyla X yüzyılın ikinci yarısından itibaren hızla çöktüler Dağılan Hazar toplulukları ise doğudan gelen Türk toplulukları aralarında erimişlerdir
Hazarların devlet teşkilâtı ve askerlik alanında Slâv (Rus) kavimleri üzerinde büyük etkileri olmuştur Bugünkü Hazar Denizi, adını Hazar Türklerinden almıştır
MACARLAR
Macarlar, FinUgor kavimlerinin Ugor kolundandır Macar adı, bu kolun öteki adı olan, Manysier'den gelmektedir Birincil yurtları İtil (Volga) ırmağının yukarı kısımlarıdır VI yüzyılda Sabarlar tarafından güneye itilen Macarlar, Hazar Kağanlığı'na bağlanmışlardır Bu dönemde yaşadıkları alan, Don ve İtil ırmakları arasıdır Macar tarihinde ve destanlarında önemli bir yer tutan bu bölgeye Macarlar, EtelKözü adını vermişlerdir Bu bölgede Onogur Türkleri'nin de karışmasıyla bugünkü Macar milletinin çekirdeği oluşmuştur Macarların diğer adı olan Hungar sözü de bu Onogur'dan gelmektedir
Macarlar, IX yüzyılın sonlarına içten Peçenekler kadar batıya itilmişlerdir Bu sırada başlarında Hazar Türkleri'nden Kabar oymağından Almışoğlu Arpad bulunuyordu Artan Peçenek baskısı karşısında daha da batıya kayan Macarlar, 896 yılında, kendi adları ile anılan bugünkü yurtlarına geldiler Bu bölgede Avrupa içlerine yaptıkları akınlar ve Almanlarla giriştikleri mücadelelerle adlarından uzun zaman söz ettirdiler 1000 yılında Katolik mezhebini kabul ederek Hristiyanlaşmışlardır Macarlar, Avrupa'da Slâvların birlik oluşturmasını engellemişler ve hem Almanların Balkanlara sarkmasını da önleyerek denge unsuru olmuşlardır 150 yıl dek Osmanlı idaresinde yaşamış Macarlar, Avrupa'da kayda değer bir zorlama olarak, günümüze kadar gelmişlerdir
PEÇENEKLER
Peçenekler, Uz (Oğuz), Kuman gibi Türk boyları ile birlikte Orta Asya'dan doğu Avrupa'ya akıcı büyük bir göç dalgası içerisinde yer almışlardır Oymaklar birliği şeklinde hareket eden Peçenekler, siyasî hayatları her tarafında bir devlet düzenine geçememişlerdir Peçenekler, Batı Göktürklerini yaratıcı Onoklardan gelmektedirler Önceleri Isık Balkaş gölleri dolaylarında oturuyorlardı Batı Göktürk Kağanlığı'nın dağılmasından sonra, Karluk ve Oğuz baskısı ile VIII yüzyılın ikinci yarısından itibaren Batı Sibirya'ya çekilmişlerdir HazarOğuz ittifakının zorlaması ile İtil ırmağını geçerek Don ve Dinyeper nehirleri aralarında yaşayan Macarları yurtlarından etmişlerdir Bu Nedenle Peçenekler, Azak denizi ile Karadeniz aralarında kalan sahaya hâkim olurlar Bu geniş sahada 130 yıl kadar hâkim olan Peçenekler, bu zaman içerisinde Ruslar'a ağır darbeler indirmişler ve onların Karadeniz'e inmelerine engel olmuşlardır Keza Bizans ile de iyi ilişkiler kurmuşlardır Fakat doğuda büyüyen Uz (Oğuz) baskısı karşı Peçenekler yerlerini terk edeceklerdir 1036 yılından sonradan aşağı Tuna boylarında gördüğümüz Peçenekler, Uz ilerleyişinin durmaması üzerine Balkanlara inmeye başladılar
Peçeneklerin bir kısmı Bizans hizmetine girerek Bizans topraklarında yerleştirilmişlerdir Hatta bunların bir kısmı 1071 Malazgirt Meydan Muharebesinde, Alp Arslan'ın tarafına aşmak suretiyle Bizans'ın yenilgisinde rol oynamışlardır Selçuklu Türklerinin Anadolu'yu yurt edindikleri tarihlerde, Peçenekler de Balkanlar da Bizans ile şiddetli mücadelelere girmişlerdi Bu sırada İzmir'i alarak Batı Anadolu 'da enerjik bir beylik kuran Çakan Bey, İstanbul'u zapt etmek istiyordu Bu amaçla Çakan Bey, soydaşları Peçenekler'le ittifak kurdu Çok mağdur durumda kalan Bizans'ın yardımına tekrar bir başka Türk boyu Kumanlar yetişmiştir Peçenekler, Bizans'ın kışkırtması ile 40 bin Kuman atlısının baskınına uğrayarak ezildiler (1091) Bu olaydan daha sonra artık Peçenekler siyasî bir varlık olmaktan çıkmışlardır Düzensiz gruplar hâlinde Hristiyanlaştırılarak yerli ırk aralarında eridiler
*