Son Konu

Aydının Tarihi Yerleri

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Açık Fikirli ili Tarihi Yerleri ve tarihleri
Aydının Tarihi mekaları
Aydının Tarihi Yerleri hakkında bilgi
Aydının Tarihi Eserleri Nelerdir

Aydının Tarihi Yerleri

Afrodisias

Okumuş bağlı Karacasu ilçesinde yer alır Adını aşk ve güzellik tanrıçası Aphrodite ’den bölge Aphrodisias bilhassa Roma çağında Aphrodithe tapınımı ile ünlenmiş antik bir büyük kasaba olup, günümüzde de çok iyi korunmuş anıt yapıları ile Türkiye ’nin en kayda değer arkeolojik yerlerinden biridir

Sonraki devirlerde üzerine tiyatro yapılan höyük, MÖ 5000 ’lere kadar dışarı giden Prehistorik bir yerleşmedir MÖ 6 yüzyılda Aphrodisias ufak bir köydür Ilk Aphrodithe tapınağı da bu devirde yapılmıştır Bu dış görünüş MÖ 2 yüzyılda ızgara planlı kentin kuruluşu ile değişmiştir Bu devirde kentte, takriben bir kilometrelik bir alana yayılmış 15000 civarında insan yaşamaktaydı MÖ 1 yüzyılda Roma İmparatoru Augustus Aphrodisias şehrini bireysel koruması altına aldı Bugün ayakta kalan anıtlar ondan sonraki iki yüzyıl içinde yapıldı

Tiyatro ve tapınak aralarında etrafı sütunlarla cepheli iki meydan planlandı (Tiberius Portikosu ve Agora) Antik dünyanın en iyi korunmuş stadyumu ise kentin kuzey ucunda yer alıyordu MS 3 yüzyılın sonlarında Aphrodisias Roma İmparatorluğunun Karia Eyaletinin başkenti oldu MS 4 yüzyılın ortalarında da kentin etrafı surla çevrildi MS 6 yüzyıldan itibaren bayındır halini ve önemini kaybetmeye başladı Aphrodithe Tapınağı kiliseye dönüştürüldü Ufak bir kasabaya dönen şehir 12 yüzyılda tamamen terk edildi

Bu büyük kasaba antikçağın önde gelen mimarlık, sanat, heykeltıraşlık ve tapınma merkezlerindendir Bizanslı yazar Stephanos, kentin kuruluşunu MÖ 13 yüzyıla dek dayandırmaktadır Karacasu ilçesinin 12 km güneydoğusunda bir Karia kenti olarak kurulan Aphrodisias, altın çağını Roma döneminde yakalamıştır Bu dönemde doğaüstü güzellikte bilye heykeller ve yapılar inşa edilmiş ve Aphrodisias stili olarak bilinen bir sanat ekolü de gelişmiştir

Yapılan kazıbilimsel incelemeler sonucunda kentte mimarlık ve heykeltıraşlığın yanı sıra tıp ve astronomi alanlarında da çalışmalar yapıldığı belirlenmiştir Kentte görülebilecek inşa kalıntıları, MS 2 yüzyılda İmparator Hadrianus zamanında yapılan hamam, büyük havuzlu agora, MÖ 1 yüzyılda Tanrıça Aphrodite için yapılan tapınak, stadyum, tiyatro, tiyatro hamamı, odeon, piskopos sarayı, felsefe okuludur

Alabanda (Araphisar)

Alabanda antik kenti Aydınlatılmış, Çine ve Doğanyurt köyü sınırları içerisinde bulunmaktadır Alabanda antik kentinin üstünde bulunduğu Araphisar Doğanyurt köyünün bir mahallesidir Büyük Kasaba Çine Çayı ’nın (Marsyas) 4 km batısında Karadağ ’ın uzantıları olan iki tepenin yamacına, kuzeyde Çine Ovası ’na içten yayılmıştır Alabanda ’nın yolu asfalt olup, antik kentin ortasından geçerek Alinda ’ya ulaşmaktadır

Alinda

Aydın emrindeki, Karpuzlu ilçesinde bulunan Alinda, manâlı Karia kentlerinden biridir Alinda ’ya Okumuş – Muğla karayolunun 30kmsinden ayrılan 26 kmlik bir yolla ulaşılmaktadır Alinda hakkında çok artı bilgiye sahip olmamakla birlikte, Strabo ’ya tarafından; Hekatomnos ’un kızı olan Ada, kardeşi Piksodaros göre Halikarnassos ’tan kovulunca MÖ 340 da Alinda ’ya çekilmiş ve bu şehri kendisine başkent yapmıştır Alinda bir zaman Aleksandria olarak adlandırılır Bu dönemde Alinda kenti Grek kültünü benimser Roma döneminde de önemini sürdüren şehir MS 3 yya dek kendi adına para basmıştır Alinda Bizans döneminde Aphrodisias Metropolitliğine tabi piskoposluk merkezi olmuştur

Alinda kentinin etrafı bir sur ile çevrilidir Sur duvarları lokal granit taşından yapılmıştır Epeyce iyi korunmuş durumdaki sur duvarları yer yer kulelerle desteklenmiştir Kente su sağlayan su kemerleri de yer yer korunmuş durumdadır Akropolün batısındaki su kemeri dört ayak üstüne oturmuş dairesel kemerli bulunmaktadır Alinda ’da bugünde ayakta kalan en önemli yapı Agora ’dır

Apollon Tapınağı

Yenihisar ilçe merkezindedir Miletos ’tan gelen tanrısal yol ile bağlantıya sahip Didyma bir kehanet merkezidir Didyma ile ilgili birincil yazılmış kaynak Herodot ’tur Herodot MÖ 600 ’lerde Darı Kralı II Nekho ve Lidya Kralı Kroisos ’un Didyma ’daki Apollon mabedine adaklar sunduklarını nakleder Arkaik devirde çok meşhur olan Apollon ’un tanrısal yeri Persler göre MÖ 494 ’de yakılmıştır

MÖ 311 ’de her yerde canlanmaya ve mabet tekrar yapı edilmeye başlanır Seleukoslar döneminde mabet planda değişiklikler yapılarak boyutları büyütülmüştür Artemis, Zeus, Aphrodite mabetleriyle diğer bazı yapıların da bulunduğu inşaatın Roma devrinde de sürdüğü, mabet çevresinde ele geçen kitabelerden anlaşılmaktadır MS 250 ’den önce mabet önemini yitirmeye başlamış ve MS 385 ’de Theodosios ’un emri ile ayrıntılarıyla önemini yitirmiştir Hıristiyanlığın yaygınlaşması ile zaten bitirilmemiş olan mabedin adytonuna bir kilise yapılmıştır

Gerga

Aydınlatılmış ‘a alt, Çine ilçesi, Deliktaş Mevkiinde bulunan şehir halkı, Alabanda antik kentinin 13 km kuzeybatısında bulunmaktadır Kentin tarihinin arkaik döneme dek gittiğini belirten izler vardır Halen şehir halkı içinde görülen kalıntılar arkaik dönem ve Roma dönemine aittir Gerga Karia kültürünü yansıtan manâlı bir merkezdir Dağlar aralarında belirlenmiş bir şehir halkı olması nedeniyle Karia karakterini korumuş olan kentlerden biri olarak nitelendirilmektedir

Harpasa

Kültürlü, Nazilli ilçesi ’nin Esenköy Köyü sınırları içerisindedir Köyün sırtını dayadığı asar tepenin üzerinde yer alır Arkaik devirden kalma surların kuzey yönündekiler adeta büyük ölçüde ayakta kalmışlardır Şehirde kesintisiz olarak oturulmuştur Tiyatro Helenistik dönem özellikleri gösterir Şehir Halkı teraslar üstüne kurulmuştur Roma, Bizans, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinde iskân gördüğü buluntulardan anlaşılmaktadır Bizans döneminde şehir küçülmüş ve üstte yer alan kale içine çekilmiştir Osmanlı döneminde Arpaz beyliği olarak mülki ve askeri idare merkezi olmuştur Harpasa ’da kuzeye içten uzanan tepelerin üzerindeki yokuş tümülüsleri Lydia etkisiyle yapılmıştır

Magnesia

Magnesia antik kenti, Aydın, Germencik ilçesi, Ortaklar Bucağı ’na emrindeki Tekin Köyü sınırları içinde, OrtaklarSöke karayolu üzerindedir Şehir Halkı efsaneye tarafından Thessalia ’dan gelen Magnetler tarafından kurulmuştur Apollon ’un kehaneti ve yol göstermesi üzerine Anadolu ’ya gelen Magnetlerin kurdukları birincil Magnesia ’nın yeri bilinmemektedir Diodor, Menderes Nehrinin kesintisiz yatak değiştirip taşması sonucu meydana gelen salgın hastalıklar ve Pers tehlikesine karşı Atinalı Thibron ’un kenti MÖ 400399 taşıdığını yazmaktadır Büyük bir olasılıkla Thibron yeni bir şehir halkı olmaktan çok, Magnesia kenti sakinlerini bugünkü Magnesia ’nın eteklerinde Thorax (Gümüş) Dağı ’nın eteklerinde Leukophyr ’e getirmiş ve orada korumuş olmalıdır böylece bugünkü Magnesia ’ yı da daha sonraki bir dönemde yerleşmiş saymak doğru olacaktır

Yeni Magnesia çevresi surla taraflı, takriben 1300x1100 m2 bir alanı kapsayan, ızgara planlı sokak ve cadde sistemine sahip bir kentti Priene, Ephesos ve Tralleis üçgeni aralarında ticari ve stratejik açıdan önemli bir konuma sahipti Magnesia ’nın zamanımızdaki ünü; tasarım ve uygulamalarıyla günümüze kadar ulaşmış olan mimar Hermogenes ’deri kaynaklanmaktadır Antik yazan, mimar Vitruvius ’a tarafından Hermogenes, Pseudodipteros tapınak planını ve kolon aralıklarına göre tapınak tiplerini belirleyen ilk mimardır Vitruvius ayrıca Hermogenes ’in baş eserinin Magnesia ’daki Leukophryne Tapınağı olduğunu da söylemektedir Hermogenes bu tapınağı arkaik döneme ait ilk tapınağın yıkıntıları üzerine Helenistik dönemde yapı etmiştir Tapınak İon düzeninde 8x5 sütunlu olup 67,5x40 m Boyutuyla Anadolu ’nun Helenistik dönemdeki dördüncü büyük tapınağıdır

Mastaura

Okumuş, Nazilli, ilçesi, Bozyurt Köyü ’nün 1 km kuzeyinde, doğu ile batısı düşey ve yüksek tepelerle çevrili, ortasından Mastaura deresinin geçtiği, sıcacık vadinin kuzeyinde, esas tepenin güney eteklerinde bulunan ufak bir antik mesken yeridir Antik yol üstünde kurulmuş olan Mastaura, zeytin, incir, üzüm bahçeleri ile buruşuk tarım arazisi durumunda ve tamamı kişilerin mülkiyetindedir Bugün görülebilen yapı kalıntıları şehrin kuzeybatısında, iki kademeli kemerli terasla oluşturulan sahne binası bugün kısmen korunmuş vaziyette olup, orkestra kısmı zeytin ağaçları ile kaplıdır, cavea kısmı ise iyice yıkım olmuş, sadece yer yer dolgu malzemesi görülmektedir Kentin ortasında taş, kireç harç malzeme ile inşa edilmiş yüksek bir teras duvarı, üzüm ve incir bahçeleri içinde görülmektedir Kentin yer aldığı vadiyi oluşturan doğudaki tepenin kuzeyinde üstteki noktada kule olabilecek bir kalıntı mevcuttur Şehrin güneydoğusunda yer alan nekropol alanındaki yarısı açıkta olan mezarlar Roma Dönemi özellikleri göstermektedir

Milet

Yenihisar ilçesi, Balat köyü yakınlarındadır Milet ’te birincil yerleşimin MÖ 2000 ortalarından açtırmak üzere Myken kolonisi varlığı ile görüldüğü bilinmektedir sonra Milet, Atina Kralı Kodros ’un oğlu Nekus önderliğindeki İonialılar tarafından yeniden kurulmuştur İonia ’nın en önemli kent limanlarından birisidir Dört limanı vardır En aydınlık dönemini MÖ 7 ve 6 yüzyılda yaşamıştır Bilhassa MÖ 650 ’den sonradan Karadeniz ve Akdeniz ’deki kolonileri baştan sona çok zenginleşmiştir MÖ 546 ’da Perslerin eline geçmiştir daha sonra Roma döneminde de egemen bir büyük kasaba olmuştur

Erken Hıristiyanlık döneminde de kayda değer bir merkez olan Milet ’te, yerleşim yeri küçülmüş, 13 yüzyılda Selçuklu egemenliğine, daha sonra da Osmanlı egemenliğine geçmiştir Ören uygun bu dönemlerden kalma; Milet Tiyatrosu, Faustina Hamamı, agora, tören caddesi, anıtsal çeşme, gymnasium, Virgilius Capito, hamam, Türk hamamı, Athena Tapınağı stadium, delphinion, liman anıtı, agora, Zeus Olympios Temenosu, bouleuterion (Senato Binası), Darı Tanrılarının Temenosu kalıntıları bulunmaktadır

Nysa

Antik Karia bölgesinin manâlı bir kenti olan Nysa, Açık Fikirli – Denizli karayolu üzerinde Aydınlatılmış ’ın 30 km doğusunda Sultanhisar İlçesi ’nin 3 km kuzeybatısında yer almaktadır Nysa‘nın kuruluşu hakkındaki bilgileri Augustus devrinin meşhur yolcu ve coğrafyacısı Amasyalı Strabon (MÖ63 –MS21) ile tarihçi Stephanos ’un anlattıklarından öğreniyoruz Bir Zamanlar Karia olarak adlandırılan alan Helenistik devirde, MÖ 3 yüzyılın birincil yarısında Seleukos ’un oğlu I Anthiochos Soter tarafından kurulmuştur

Kentin en kayda değer yapıları aralarında Demeter Tapınağı, Athena Tapınağı, tiyatro, agora, Zeus Tapınağı, bouleuterion, Yukarı Gymnasion, Altında Gymnasion, Mısır Tapınağı, Büyük İskender ’in evi, Bizans klisesi, nekropol ve konut alanları sayılabilir 5000 şahsiyet kapasiteye sahip tiyatro MÖ 350 yılında inşa edilmiştir Tanrıça Athena için kentin en hakim yerine yapılan tapınağın önünde Athena ’nın altın ve fildişinden yapılan heykeli yer almaktaydı Tapınak sunağının günümüzde yalnız bir bölümü ayaktadır

Tralleis

Tralleis antik kenti Kültürlü ilinin kuzeyinde, Kestane dağlarının hemencecik güney yamacındaki yayla üzerinde yer almaktadır İl merkezine 1 km uzaklıkta olan şehir halkı, argoslular ve Tralleis ’liler göre kurulmuştur Menderes havzasının bereketli toprakları üstüne yerleşmiş olan bu büyük kasaba MÖ334 ’te İskender tarafından alınmasından sonra Helenistik krallıklar arasında sıkça el değiştirmiştir

Tralleis ’te bu gün ayakta kalan tek yapı “Üç Gözler olarak adlandırılan 2 asırda yapılmış olan, antik çağın eğitim, spor ve kültür açısından önde gelen yapılarından olan gymnasiuma ait kalıntıdır

Ahi Bayram(Ahi İbrahim) Türbesi

Çine Ahmet Gazi Camisi ’nin güneydoğusunda, caminin avlusundadır Bu türbenin Ahmet Gazi ’nin kardeşi Ahi Bayram ’ın ya da İbrahim Efendi isimli bir kişiye ait olduğu sanılmaktadır XIV yüzyılın birincil yarısına tarihlenen bu türbe eyvan tipi türbeler gurubundandır 14 asır başında Menteşe Beyliği zamanında üretilmiş olduğu varsayım edilen türbe dörtgen planlıdır İki katlı olan türbe kubbe ile örtülüdür Türbenin üç duvarında birer penceresi olup, alt yapının üstünü sekizgen bir kasnağın taşıdığı sekizgen piramit biçiminde bir külah örtmektedir Türbede kocaman bilye bloklar ve bu dönemde çok az görülen tuğlalardan yararlanılmıştır Bu tuğlalar biri yatay, diğeri düşey olmak üzere sıralanmıştır Bu türbede Ahmet Gazi Camisinde olduğu gibi Bizans devrinden kalma devşirme parçalardan yararlanılmıştır

Ahmet Gazi Camii

Açık Fikirli Çine ’ye bağlı Eski Çine Köyü ’nde yer alan Ahmet Gazi Camii (Ulu Cami) Miladi 1308 yılında (XIV yüzyılın ilk yarısı) yapı edilmiştir İnşaatı hakkında detaylı bilgiler bulunmamaktadır

Arpaz Kalesi

Nazilli ’ye bağlı Erenköy ’de yer alan inşa grubu, bir Karya kenti olan Harpasa Kalesi ’nin eteklerinde kurulmuştur Bazı kaynaklarda buranın ismi Arpaz Kulesi olarak da geçmektedir Akçay ’a değin uzanan ekili araziyi kapsamı içine bölge büyük çiftlik işletmesinin sahibi, Arpaz Beyleri göre XIX yüzyıl başlarında yapı ettirilmiştir Ancak burada XVII Ve XVIII yüzyıllara ait, Osmanlı Dönemi kalıntıları ile de karşılaşılmıştır Buna dayanılarak da kalenin daha erken bir dönemlerde yapılıp, sonra yenilendiği de düşünülebilir Burası bir bey konağı, güvenlik kulesi, ahır, ahırları ve müştemilatı ile bir şatoyu andırır Kule, Arpazlı Hacı Hasan Bey ’in, II Mahmut vaktinde Rodos ’tan getirdiği ustalara yaptırmıştır

Bey Camii

İstasyon binası yakınında yer alan ve Süleyman Bey Camisi, klâsik Osmanlı üslubunda yapılmıştır Süleyman Bey ’in vakfiyesinden, Üveys Paşazade Mehmet Bey ’in torunu ve Cezayir Beylerbeyi Mustafa Paşa ’nın oğlu Süleyman Bey kadar 1683 yılında yaptırıldığı öğrenilmiştir

Beyler Kulesi (Donduran Kalesi)

Kültürlü, Yenipazar ilçesi Donduran Köyünün güneyinde yer almaktadır Moloz taş tuğla ve yer yer misket spoilen malzemeden yapı edilmiştir Birbirine bitişik iki kare mekandan oluşan kulenin batı cephesine bitişik kare mekan daha küçük ebatlardadır Kubik bir inşa olan Donduran Kulesi: Birinci, ikinci ve teras katından oluşmaktadır Ahşap kat döşemeleri yandığı için mevcut değildir İkinci kat doğu duvarında üçgen alınlıklı ocağı bulunmaktadır Teras katta duvarlarda mazgal delikleri vardır Giriş kapısı yine bu cephede birinci katın duvarının ortasındadır Kuleye giriş olasılıkla çekme köprünün iç tarafındaki meren basmakları ile sağlanıyordu Çekme köprünün makara sisteminin kalıntıları kapının ahşap lentosunun ortasındaki makaradan anlaşılmaktadır Duvarlarda büyük ve minik çatlaklar vardır Kule devrin anlayışına uygun bir şekilde köyün üzerinde, köy ve Menderes ovasına baskın bir konumda yapı edilmiştir Kulenin belirlenmiş üretim tarihi belirlenmiş değildir Köyün içindeki çeşmelerin kitabelerindeki H11771178 (17631764), (17641765) tarihleri kulenin üretim tarihlerine ışık tutmaktadır Kulenin önemi Kültürlü ilinde ayakta kalmış üç kuleden biridir

Cihanoğlu Camii

Okumuş, Köprübaşı Mahallesi ’ndedir Müderris Cihanoğlu Abdülaziz göre 1756 yılında yaptırılmıştır Moloz taş ve tuğla karışımı olan cami, 950x950 m Boyutunda kare planlıdır XVIIIyüzyılın ikinci yarısında Osmanlı mimarisine hakim olan barok üslubunda yapılmıştır Bu özellikler sütunlarda, kabartma motiflerinde ve mimarisinde tamamen yansımıştır Camiye 15 basamaklı bir merenle çıkılır Son cemaat yeri dört dairesel kolon üzerine oturtulan üç kubbe ile örtülüdür Giriş kapısının etrafı mermer sövelerle sınırlandırılmıştır Bu kapının üstünde h1170 (1756) tarihli yapım kitabesi bulunmaktadır:

Cihanoğlu Kulesi

Cihanoğlu Kulesi Koçarlı ilçe merkezinde 18 yydan kalma kagir bir yapıdır Cihanoğulları'nı baskınlardan gözetmek için yaptırılan yapı, konakla bağlantılı bir halde iken 1948 yılında geçirdiği bir yangın sonucu konağın yanıp yıkılması ile kule tek başına kalmıştır 19 yy başında bir takım şartların değişmesi geçirmiş hamam ve teras gibi düzenlemeler eklenmiş, bu sırada stuko kaplama alçı süsler yapılmıştır 20 yy başlarında hamam olarak işletilmek üzere kiraya verilmesi üzerine yine bir takım değişiklikle olmuş, 4 yüzey pencereleri büyütülmüş, 3 yüzeydeki tuvalet ve ocak tuğla duvarla yapılmıştır

Çiftlik Türbesi

ÇineKoçarlı yolu üzerindeki bu türbe Kültürlü ’ın tanınmış ailelerinden Cihanzadelerden Safiye Sultanındır XVIII yüzyılda yapıldığı sanılan türbe, moloz taştan olup, tabi yandan iki farklı kare bölümden oluşmuştur Türbenin üzerini iki minik kubbe örter Cephe görünümlerinde sonraki yıllara tarihlenen büyük sivri kemerli alınlıklar yerleştirilmiştir

Güvercinada Kalesi

Kuşadası İlçesi, Hacıfeyzullah Mahallesinde bulunan Güvercinada Kalesi, Kuşadası Körfezinin ağzında limanı koruyan bir konumda yapılmıştır Güvercinada üzerinde, Barbaros Hayrettin Paşa tarafından yaptırılan bir iç kale ve İlyas Ağa göre yaptırılan surlar yer almaktadır Bu surlar Mora İsyanı sırasında adalardan ve denizden gelebilecek saldırıları önleyebilmek için yaptırılmıştır Surlar adayı çepeçevre saracak şekilde yaklaşık 3 metre yüksekliğinde yapı edilmiştir Kalenin yapımında kullanılan taşlar Yılancıburnundan getirilmiştir Surların güneyinde doğu yönüne taraflı merenlerle çıkılan yuvarlak kemerli ve iki kule ile korunan kale giriş kapısı yer almaktadır Kuzey kule beşgen, güney kule ise silindirik biçimdedir Kapı üstündeki yazıt boşluğu daha önce burada bir kitabenin olduğunu göstermektedir Surların inşa kitabesi, kuzeydeki kule duvarı üstünde bulunmaktadır Yazıt 4 satır ve 20 mısradır

İlyas Bey Camii

Söke ’de Miletos ’un yanındaki Balat Köyü ’ndedir Menteşoğullarından İlyas Bey göre 1404 yıllarında yaptırılmıştır Cuma Camisi ismiyle belli bu caminin yapımında Miletos antik kentinin misket blok taşlarından yararlanılmıştır Bu yüzden de caminin içerisi ve dışı akıcı misket bloklarla kaplanmıştır Kare planlı caminin kuzeydeki mermer, taş işçiliği yönünden kayda değer sivri kemerli kapısı üstünde h806 (1403) tarihli üç satırlı yazıtı bulunmaktadır

Koçarlı Cihanzade Mustafa Camii

Hacı Mustafa Ağa Camii adıyla da anılmaktadır Koçarlı şehir merkezinin en eski camisidir Çarşı içerisinde merkezi bir konuma sahiptir 17 yüzyılın ikinci yarısında (17531756) yapıldığı bilinmektedir Birincisi 1850 ’li yıllarda almak üzere birkaç kere yenileme geçirmiştir En son yenileme ise betonlaşmayı durdurmak ve oluşan tahribatları tamir etmek için birkaç yıl önce yapılmıştır

Körteke Kalesi

Okumuş İli Bozdoğan İlçesi, Körteke Köyü ’nün kuzey doğusunda bulunan yüksek bir yokuş (Kale Tepe ) üstüne sabit İç Karya ’nın leleg tipi tepe kentlerinden biridir Bu kent muhtemelen XYATİS Kentidir Kale duvarları üzerinde değişik dönemlere ait izlerin bulunuşundan ötürü ayrı çağlarda kullanıldığı sanılmaktadır Sarp Kayalık tepecik üstünde akropol yer almaktadır Doğu ve batıda birer kule ile ortada bir sarnıç bulunmaktadır Akropol üç kuleli iç sur ile güneyden kuşatılmıştır

Kurşunlu Manastırı

Davutlar ’a takriben 10 km uzaklıkta yer alan Kurşunlu Manastırı ’nın 11 yüzyıl Bizans yapısı olduğu tahmin edilmektedir Manastırda yemekhane, kiler, mutfak, keşiş odaları, revir, şapel (ufak kilise), kabristan, manastır surları, sur mahzeni ve savunma odaları gibi bölümler mevcuttur Şapelin tavanındaki fresklerde İkonaklastik dönemde simgesel ve geometrik motifler ile 9 yüzyılın ikinci yarısında İkonaklastik dönemden daha sonra dinsel olaylar ya da kişiler betimlenmiştir

Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı

Kuşadası İskelesi yakınındadır 1618 yılında Sadrazam Öküz Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır Kalın ve yüksek duvarların çevrelediği dikdörtgen avlunun civarda iki katlı, revaklı kapalı mekân vardır Moloz taş ve devşirme taş malzeme kullanılarak yapı edilmiştir Minik bir iç kale görünümünde olan kervansaray, en üstteki kısmı üçgen uçlu, sivri dendanelidir Geniş avlu civarda sıralanmış odalar vardır Çeşitli dönemlerde restorasyon görmüş ve sağlam durumdadır Kuzeybatı ve güneydoğudaki köşelerde arkadan üstteki kata meydana çıkan iki mereni bulunmaktadır Kervansarayın girişi kuzeyde olup, misket kapı boşluğu kemerle örülmüştür Günümüzde otel ve turistik tesis olarak kullanılmaktadır

Ramazan Paşa Camii

Açık Fikirli Çarşısı içerisindeki Ramazan Paşa Camisini 1595 ’te Üveys Paşa ’nın kardeşi Ramazan Paşa yaptırılmıştır Cami 1899 depreminde ayrıntılarıyla yıkılmıştır Günümüze ulaşan camiyi Sökeli Halil Paşa yaptırmış, orijinalliğinden uzaklaşan camide karışık bir üslup görülmektedir Burada Avrupa mimarisinden yararlanılmak istenmişse de bunda başarılı olunamamıştır Cami, kare planlı olup, kesme taştan yapılmıştır Kubbe kasnağındaki dairesel pencereler barok kıvrımlarla çevrelenmiştir Ahşap antre kapısı, oyma işleri ile bezenmiştir Yapının üzeri büyük bir kubbe ile örtülmüştür İçerisini barok üslubu anımsatan on uzun pencere ve su damlacığı şeklindeki küçük pencereler aydınlatmaktadır Alçı kabartmalar, renkli sırça işçiliği ve ağaç oymacılığı bakımından süslemeleri önemlidir Caminin iç bezemesi iyice barok üsluptadır Kurtuluş Savaşı sırasında 22 Mayıs1919 ’da direniş toplantısı bu cami içerisinde yapılmıştır

Üveys Paşa Camii

Kültürlü ’ın en eski camisi olan Üveys Paşa Camisi, Kadı Muhiddin Efendi ’nin oğlu Mısır Beylerbeyi Üveys Paşa göre 1568 yılında yaptırılmıştır Üveys Paşa, Başdefterdarlık ile Budin ve Darı Beylerbeyliklerinde bulunmuştur Avlu içerisinde kare planlı tek kubbeli küçük bir camidir Yüksek kasnak üzerine oturan kubbesi kiremit kaplıdır Dört sütunlu son cemaat yeri kirpi saçaklıklı üç kubbecik ile örtülmüştür Antre kapısı üzerinde yazıtı bulunmaktadır Mihrap ve minberinde dikkati çeken bir bezeme olmayıp sadedir Büyük olasılıkla caminin yandığı esnasında içerisindeki bezemelerle birlikte tahrip olmuştur Cami 1899 depreminde yıkılmış, tekrar yapılmış, Yunan işgali esnasında yakıldığından 19471948 yıllarında onarılarak bugünkü durumuna getirilmiştir *
 
Üst Alt