Yaşam içerisinde bağımlılık, dendiği zaman çoğunlukla akla ilk alkol ve madde bağımlılığı gelmektedir. Oysaki bağımlılık Olgusal( Davranışsal) ve Maddesel olmak üzere iki düzlemde incelenmektedir. Kumar bağımlılığı, yeme bağımlılığı, insan bağımlılığı, spor bağımlılığı, teknoloji bağımlılığı, öfke bağımlılığı, alışveriş bağımlılığı ve işkolizm olgusal bağımlılıklardandır. Kimyasal ve sentetik maddelerin kullanımı sonucu oluşan bağımlılıklarda kişiler, kullanılan maddelerin yol açtığı tepkimeler sonucu salgıladıkları kendi hormonlarına (peptit) bağımlı olurlar. Davranışsal bağımlılıklarda ise kullanılan araç bazen bir gıda, bazen bir insan, bazen bir bilgisayar olabilmektedir. Örneğin yeme bağımlılığında kişi sakinleşme ihtiyacı duyduğunda kontrolsüzce karbonhidrat tüketebilir veya kumar bağımlısı bir kişi; kazansa da kaybetse de bahis yapmaya devam edebilir. Çeşidi her ne olursa olsun bağımlı bireylerde ortaklaşan davranış kalıpları mevcuttur. Bunlar;
Arzu edilenden fazlasını istemek
Bağımlı davranışı durdurmaya çalışmak
Aktif yaşam içinde bağımlı davranışı için uzun zaman harcamak
Bağımlı davranışı için bir şeylerden vazgeçmek
Bağımlı davranışı başkalarını incitse bile devam etmek
Aynı etkiyi yakalamaya çalışmak
Yoksunluk sendromu yaşamak
Yoksunluğu bertaraf etmeye çalışmak olarak sıralanabilir.
Bağımlılık kronik bir beyin hastalığıdır ve zaman içerisinde beynin işleyişini değiştirir. Beyin değişen işleyişi normal süreciymiş gibi kabul eder. Artık bağımlı davranışın tekrarlanması için komutlar vermeye başlayabilir. Kişiler bağımlı davranışını gerçekleştiremediklerinde yoksunluk yaşayabilirler. Bir süre sonra yoksunluk bağımlı kişi için acıkan bir insanın yemek arama ihtiyacı ile benzer bir motif taşımaya başlar. Her ne kadar bağımlılıklar belli başlıklarda sıralansa da her insanın salgıladığı hormon kendine özel olduğu için her bir bağımlı birey kendine özel tanıya sahiptir.