Rektosel bağırsağın son kısmı olan rektum ile kadın organımızın başlangıç kısmı olan vajen arasındaki var olan bariyerin yırtılması, dağılması veya erimesi nedeniyle aradaki dokunun yumuşak bir hal almasıdır. Dolayısıyla defekasyon yani tuvalet esnasında rektumdan yani bağırsağın son kısmından vajina doğru şişlik oluşması ve tuvalette zorlanma ile karakterize bir hastalıktır.
Rektosel hastalarının en önemli şikayetleri tuvalet esnasında dışkının çıkarılamaması nedeniyle anüs adı verilen tuvalet deliğinin etrafına bastırarak tuvaletimizi doğurmaya çalışmalarıdır. İleri düzeydeki rektosel hastalığında parmak yardımıyla vajene destek olarak tuvaleti çıkartılmaya çalışılmaktadır. Bu nedenle hastalarda sosyal ve iş hayatından uzaklaşmaya neden olabilecek bir hastalıktır. Leğen kemikleri içerisinde ıkınma ile oluşan basınç artışı beraber olan ağrı da bir diğer klinik bulgudur. Sıcak uygulama yardımı ile rahatlamaya çalışması belirgin hastalık özellikleridir.
Hastalığın en büyük etkeni zorlu ve uzamış doğumlardır. Ülkemizde normal doğum sıklığının yüksek olması ve özellikle kırsal kesimdeki hastaların zorlu doğumlar nedeniyle uzun süre ıkınmaları aradaki bariyerin dağılmasına ve yırtılmasına neden olduğu için oldukça sık gözükmektedir.
Hastalık fıtıklaşan alanın genişliğine göre sınıflandırılmaktadır. Buna göre 2 santimden küçük fıtıklar küçük derece rektosel, 2 ila 4 santim arasındakiler orta derecede rektosel ve 4 santim den geniş fıtıkları ise büyük derece rektosel olarak isimlendirilmektedir.
Tanıda detaylı yapılan proktolojik muayene çoğu zaman yeterli olmak ile beraber arada kalınan hastalarda defekografi tetkiki hastalığın tanısının ve evresinin belirlemesin de önemli yer tutmaktadır. Günümüzde normal radyolojik tetkik olan defakografi ile emar cihazının birleşmesi sayesinde MR DEFEKOGRAFİ hastalarda oldukça net sonuçlar verebilmektedir.
Hastalık tedavisinde kadın doğum uzmanları ve Genel cerrahi uzmanları hastalarımıza yardımcı olmaya çalışmaktadır.İleri düzey vakalarda takım çalışması ile kadın doğum uzmanları ve genel cerrahi uzmanlarının beraber planlaması ve uygulaması gerekmektedir.
Erken evre rektosel hastalığında posalı diye tüketiminin artırılması, yeterli düzeyde sıvı alınması, tuvalet alışkanlıklarının düzenlenmesi ve kegel egzersizleri adı verilen karın taban kasları olan levator kaslarının geliştirilmesi hastaların şikayetlerini çoğunlukla geriletebilmektedir.
Hastalık sanılanın aksine rektosel hastalığının takibinde kötü huylu bağırsak hastalığına dönüşme ihtimali bulunmamaktadır. Bu nedenle hastalık tedavisinin planlanmasında hasta şikayetleri öncelikle göz önünde bulundurulması öncelikle dikkat edilmesi gereken durumdur. Emar defekografi de rektosel şikayetleri bulunan hastaların eş zamanlı eşlik eden klinik şikayetleri olması durumunda ameliyat planlanması gerekmektedir.
Hangi yaklaşım yapılırsa yapılsın Önemli olan makat bölgesi kaslarının, kalın bağırsak duvarının ve de karın taban kaslarının zedelenmesine dikkat edilerek tedavi planlanmalıdır.