Tedavinin etkili olabilmesi için yalnız bebeğe değil anne babaya yönelik değerlendirme ve yaklaşım da gerekir. Anne babaların desteklenmesi ve kaygılarının giderilmesi çok faydalıdır. Anne babalar; sancının kötü seyirli olmadığından ve uzun sürse bile hasar bırakmaksızın iyileşmenin kesin olacağından emin olmalıdırlar.
Her kolikli bebek aynı tedaviden aynı derecede veya hiç etkilenmeyebilir.
*Bebek arabasıyla veya normal arabayla bebek bir süre dolaştırılabilir.
*Bebek kucağa alınarak biraz dolaştırılabilir.
*Sıcak bir banyo yaptırılabilir.
*Bir battaniyeye sarılabilir (kundak değil).
*Bebeğin karnı ovalanabilir. Daha sonra karın üstü yatırılarak sırtı birkaç dakika ovalanabilir.
*Kaydedilmiş kalp sesleri dinletilebilir.
*Saç kurutma makinasının veya elektrik süpürgesinin sesi kaydedilerek dinletilebilir. ışıklı bir ortama alınması faydalı olabilir.
*Sakinleştirmek için emzik verilmesi denenebilir. (Çok mecbur kalmadıkça emzik kullanılması önerilmez.)
Yaygın olarak ateş düşürücü ve ağrı kesici olarak kullanılan Parasetamol şuruplarının (Calpol, Parol, Tylol gibi) ve İbuprofen şuruplarının ( Dolven, Pedifen, İbufen ve Apireks gibi ) bebek sancılarında etkisi olmadığı için kullanılmamaları gerekir.
İçeriğinde Disiklomin, Simetropriyum bulunan damlalar ciddi yan etkiye yol açabilirler ve hatta bebeği komaya sokabilirler.
Omeprazolun sancıda etkili olduğu gösterilememiştir.
İçinde Simetikon bulunan gaz damlaları yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak bu damlaların faydaları bugüne kadar yapılan çalışmalarda gösterilememiştir.
Probiyotikler (özellikle Laktobasillus reuteri cinsi) anne sütüyle beslenen kolikli bebeklerde sancılanmayı azaltabilir. Üstelik bu tedavinin hiçbir yan etkisi yoktur. Ancak bu probiyotiğin mamayla beslenen bebeklere verilmemesi gerekir. Çünkü mamayla beslenen bazı bebeklerde probiyotikler sancıya yol açabilir.
Bebek sancıları emzirme şekline bağlı olarak farklılık göstermez. Bundan dolayı bebeğin annesi emzirmeyi bırakarak biberon kullanmaya başlamamalıdır.
Eğer bebek mamayla besleniyorsa mamanın değiştirilerek kısmen veya tamamen hidrolize edilmiş tıbbi mamalara geçilmesi bebek sancısını anlamlı derecede azaltabilir. Hidrolize mamaların tadı güzel değildir. Bebek yemek istemeyebilir. Bu durumda 4 - 7 gün süreyle önceki mamayla hidrolize mama karıştırılarak bebeğe verilmek suretiyle bebeğin alışması sağlanabilir. İyice alıştırıldıktan sonra önceki mama kesilerek sadece hidrolize mamaya devam edilebilir. Hidrolize tıbbi mamaların bir başka olumsuz özelliği normal mamalara kıyasla daha pahalı olmalarıdır. Bu nedenle 3 - 4 ay sonra bebeğin sancı nöbetleri tamamen düzelince tekrar normal mamaya dönülmesi denenebilir.
Soya içerikli mamalar da denenebilir. Ancak allerjik etkilere yol açabilirler ve bu yüzden pek tercih edilmemektedirler.
Nane şekerinin, rezene çayının, papatya çayının, mine çiçeğinin, melisa otunun ve çayının, meyan kökünün kolik tedavisinde faydalı olduğunu ve ağlama süresini kısalttığını gösteren bazı çalışmalar vardır. Zencefil,kimyon tohumu ,fesleğen yaprağı ve anason çayı sancıyı hafifletmede faydalı olabilir. Ancak Japon Yıldız Anasonu gibi bazı Anason türleri toksik olduğu için küçük bebeklerde kullanılması tehlikeli olabilir. Bu yüzden bitki ürünlerinin kullanılmasını güvenle önerebilmek için daha fazla araştırma yapılmalıdır. Dereotu tohumu yağı, bikarbonat, hidrolize glukoz kullanılarak hazırlanmış olan sancı suları (gripe water ) da denenebilir. Ancak bu karışımlar hakkında henüz yeterli araştırma olmadığını ve bebeğe zarar verebileceğini hatırda bulundurmak gerekir.
Çay şekeri (sükroz) kullanılarak hazırlanmış %12 lik şerbetten sabah ve akşam 2 şer mililitre içirilen bazı bebeklerde kolik belirtileri azalmıştır.
Şeytan tersi veya nane ruhu kullanılarak karın masajı yapılabilir. Masaj yapılırken ıslak sıcak havlu kullanılabilir. Havlu aşırı sıcak olmamalıdır. Kolik tedavisinde uygulanan fizik tedavilerin, masajın, bebeği sarmanın, akupunkturun faydalı olduğunu gösteren yeterli araştırma henüz yoktur.
Kolikli bebeğin beslenmesi:
Bebek emzirilirken dudaklarıyla sadece meme başını değil çevresindeki kahverengi bölgeyi de kavramalıdır. Aksi takdirde emerken azlaca hava yutabilir. Bebeği yatay pozisyonda değil yarı dik pozisyonda beslemek daha uygundur. Beslenme arasında ve beslenmeden sonra bebeğin mide gazını mutlaka çıkarmak gerekir. Eğer bebeğin gazı zor çıkarılıyorsa bu işlem 3 basamaklı olarak yapılmalıdır. Önce omuza, sonra karın üstü dize ve en sonunda da tekrar omuza yatırılarak bebeğin sırtı 1-2 şer dakika süreyle ovuşturulmalıdır.
Kolilki bebeği emziren annenin beslenmesi:
Emziren anneler hazır ve işlenmiş gıda tüketmemelidir.
Emziren anneler alkol içki kullanmamalıdır
Annenin besinlerinden alerjik etkileri yüksek olabilen inek sütünün ve inek sütü ürünlerinin, yumurtanın, fındığın , fıstığın, yer fıstığının, cevizin, buğdayın, soyanın, ve balığın çıkarılması çok faydalı olabilir. Hangi besinden şüpheleniliyorsa o besin annenin yiyeceklerinden çıkarılarak 1 hafta süreyle takip edilir. Düzelme görülmezse beslenme listesine tekrar eklenir. Bebeğin sancıları kesildikten sonra annenin düşük alerjenli diyete devam etmesi gerekmez.
Ayrıca annenin besinlerinden acı ve baharatlı gıdaları, çok ekşi gıdaları, narenciyeyi, taneli baklagilleri, soğanı, lahanayı, Brüksel lahanasını, brokoliyi, karnabaharı ve kafeinli yiyecek ve içecekleri (koyu çay, kahve ve çeşitleri, kola ve çikolata gibi) çıkarmak gerekebilir.
Kolik tedavisi hem bebeğe hem de ebeveyne yönelik olmalıdır:
*Anne baba olarak bebeğin bakımını nöbetleşerek sağlayın. Herkes aynı anda yorulup sabrını tüketmesin.
*Bebeği devamlı kucağınızda tutmayın ve ara sıra beşiğine yatırarak sinirlerinizi sakinleştirin.
*Kolik nöbetleri sırasında kendinizi çaresizlik, depresyon, suçluluk , kızgınlık ve öfke duygularına kaptırmaktan kaçınamayabilirsiniz. Lütfen bu aşırı duyguları yaşarsanız bu duygularınızı aile üyeleriyle ve bebeğinizin doktoruyla paylaşınız.
*Kendinizi yargılamayın. Bebeğinizin ağlama şiddetine bakarak başarınızı ölçmeye kalkmayın. Kolik sizin yetersiz ebeveynliğinizin sonucu değildir. Ayrıca bebeğin dindirilemeyen ağlaması da onun sizi istemediğinin bir işareti değildir.
*Sağlığınızı koruyun. Sağlıklı yiyecekler tüketin. Egzersiz ve yürüyüş için zaman ayırın.
*Bebeğinizin uyku saatlerinde uyayabilirseniz siz de uyuyun.
* Alkole ve sakinleştirici ilaçlara yaklaşmayın.
*Bebeğinizin kolik atakları sizi bunaltınca eşinizden veya bir başka aile üyesinden yardım isteyin. Eğer aşırı yıprandıysanız doktorunuzu arayarak danışın.
*Kolik nöbetlerinin kalıcı olmadığını ve birkaç ay sonra hiçbir hasar bırakmaksızın tamamen kaybolacaklarını unutmayın.
Bebeğin kolikli olmasının diğer olumsuz sonuçları:
Annede doğum sonu depresyonu görülme tehlikesini artırır.
Anne yıpranarak emzirmekten vazgeçebilir ve bebeği memeden erken kesebilir.
Annede suçluluk, çaresizlik, öfke ve tükenmişlik duygularının doğmasına yol açabilir. Bunun sonucu olarak sert muameleye maruz kalan bebek hırpalanabilir ve hatta sarsılmış bebek sendromu ortaya çıkabilir. İnfantil kolik, sarsılmış bebek sendromunun en önemli hazırlayıcı nedenidir.
Eğer bebek 6 aylık olduktan sonra bile ağlama krizlerine giriyorsa alerjik hastalıklar, uyku problemleri ve davranış problemleri akla gelmelidir.