Son Konu

Beslenme alışkanlıklarımızın psikolojik alt yapısı

habercibotu

Yeni Üye
Katılım
29 Ocak 2023
Mesajlar
14,349
Tepkime
1
Puanları
38
Credits
0
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
8682ce08654a2216981b44f3ac7e7186.webp

BESLENME ALIŞKANLIKLARIMIZIN PSİKOLOJİK ALT YAPISI
  • Yemek Kavramına Psikolojik Olarak Nasıl Yaklaşıyoruz? Nasıl Yaklaşmamız Gerekir?
Ömür boyu yeme davranışımızı şekillendiren nedenleri bir gözden geçirmek istersek;

1)Maruz Bırakma:

Farklı besinleri içerek , dengeli beslenme alışkanlığı kazanmak için, yararlı besinlere alışma döneminde, belirli aralıklarla yeni besinlerin de tüketilmesi anlamını taşımaktadır. Özellikle çocukluk döneminde çok ta zorlamadan, farklı varyasyonların çocuğa sunularak kendisinin seveceği şekli seçmesi anlamlı bir yol olabilir.

2)Sosyal Öğrenme

Akranlar, ebeveynler ve medya aracılığı ile, kişiler gördükleri şeyleri model alarak ya da gözlemleyerek uygulama eğilimine girerler. Özellikle çocukluk döneminde, duygusal yakınlık kurulan kişilerin beslenme alışkanlıkları örnek alındığı için, ortamsal koşullar göz önünde bulundurulmalıdır. Kahvaltı yapmayan ebeveynlerin çocuklarından kahvaltıyı sevmesini beklemek çok rasyonel bir davranış olmayacaktır. Ya da genç kızların yeme davranışının, annenin kilo konusuna verdiği önem veya diyet davranışı ile sıkı sıkıya bağlı olduğu gözlemlenmektedir. Sağlıksız gıda reklamları, sağlıklı gıda reklamlarına göre daha çok akılda kalmaktadır. Ya da model alınan ünlü kişilerin yaşam stilindeki yeme seçimleri, kişinin bireysel seçimlerinde etkili olabilmektedir.

3)Çağrışımsal Öğrenme

Erişim kısıtlanması zararlı sonuçlar doğuracağı gibi, tamamen tanınan serbestlik ise, kontrol eksikliğine ve olumsuz beslenme alışkanlıklarının gelişmesine ön ayak olabilmektedir. Bu noktada açık ve gizli kontrol davranışı olumlu beslenmeyi etkileyebilmektedir. Buna göre açık kontrol doğrudan ebeveynlerin çocuklarının neyi ne kadar yemeleri gerektiğine müdahale ederek, gizli kontrol ise, sağlıksız gıdaları satın almamak ve eve getirmemek şeklinde uygulanabilir.

4)İnanç- Tutum- Değerler

Birey öncelikle, zihinsel olarak bir değerlendirmede bulunarak , davranışı seçer. “Çok şekerli gıdalar sağlığa zararlıdır”, “Ben vejeteryanım”, gibi eskiden gelen temel bilişsel alışkanlık ve inançlarımız yeme davranışımızı etkilemektedir.

5)Kilo Endişesi

Erkek ve kadınlarda ayrı ayrı oluşan çarpıtılmış beden algısı ile, kadınların olduklarından daha az, erkeklerin olduklarından daha geniş kalıplı bir bedene sahip olma arzuları, yeme davranışını etkilemektedir. Vücut kitle endeksine bağlı olarak sağlıklı kilo aralığı bilinmeden, idealize edilen ve algılanan kilo arasında hissedilen farklar , kişileri sağlıksız diyet yaşantılarına itebilmektedir. Zayıflığı ya da gösterişli kaslara sahip olmayı , bir başarı gibi gösteren medya yayınları, kişilerde beden memnuniyetsizliğine bağlı, anoreksiya gibi hastalıklara kapı açabilmektedir. Ya da kişi tam tersi, ruhsal doyumsuzluklarını aşırı yemek yiyerek bastırma yolunu seçebilmektedir.
  • Sağlıklı Beslenme Nedir?
Günümüzde, sağlıklı beslenme söz konusu olduğunda artık , - Dengeli Beslenme- kavramı üzerinde durulmakta olup, besin ve gıda arasındaki farkın önemi öncelik kazanmıştır. Karbonidrat, lif, protein ve yağ besinlerinin hepsinin uygun oranda yer aldığı bir günlük gıda tüketimi sağlıklı beslenme için önemlidir. Sağlıksız beslenmenin, koroner kalp rahatsızlıkları, kas hastalıkları, bağışık sistemini zayıflatması, osteoporoz, üreme sorunları , obezite ya da aşırı zayıflığa neden olması gibi bir çok rahatsızlıkla ilişkilendirilebileceği bilinmektedir. Yetersiz beslenme fiziksel sorunların yanında bilişsel sıkıntıları da beraberinde getirebilir.
  • Beynimizi Nasıl Kısa Süreli Diyet Modundan Çıkarıp, Uzun Süreli Sağlıklı Beslenme Moduna Sokabiliriz?
Vücudunuzu, organlarımızı, hatta nefesimizi en optimum düzeyde ve en verimli şekilde kullanma amacındaysak, yaş ilerledikçe, bu randımanın da düşeceği varsayımıyla, kilo kontrolünün herşeyden önce, hayattan keyif alarak yaşamamız için çok önemli olduğunu bilmek önemlidir. Bu bilgiyi kendimize hatırlattığımızda, bu bedenle ömür boyu yaşayacak tek kişinin kendimiz olduğunu bilerek, amacımızın diyet yapmak değil , sağlıklı ve dengeli beslenmeyi hayatımızda alışkanlık haline getirmek olması gerektiğini daha iyi kavrayabiliriz.
  • Diyet Yaparken Motivasyonumuzu Nasıl Yüksek Tutabiliriz?
Sağlıklı beden kütle endeksine ulaşmak için, diyet yapması gereken fakat bu konuda zorlanan kişilerin , terapi desteği alması fayda sağlayabilmektedir. Sorunlar karşısında, ya da diyet yaparken , içinde bir sabırsızlık, bunaltı , sıkıntı hissederek, kendisini yeme davranışından alıkoyamayan kişilerin, hayatlarında da “ Yenilgiyi kabul etme, vazgeçme, irade gösterememe, kendine yeterinde güvenmeme, uzun vadeli amaçlar belirleyememe” vb. pasif psikolojide bulunup bulunmadıkları sorgulanabilir. Başka bir bakış açısıyla da, diyet yapmaya karşı çıkma davranışı “ asi davranma, meydan okuma, öfkeyi ifade etme” yolu olarak kullanılıyor olabilir.

Bireyin hangi skalada olduğunu belirleyerek, sağlıklı bir yaşam için, doğru kararlar vermesi desteklenebilir. Hayat amaçlarımızı, kişisel ve çevresel sorunlarımızı, uygun yöntemlerle gerekirse bir uzmana danışarak çözmeye başladığımızda, kendimize verdiğimiz öz değer de zamanla artacağı için, kendimizin en iyi versiyonuna ulaşma amacı, diyet uygularken de irademizin sağlamlaşmasına destek olacaktır. Gıda kontrolü yaparken zorlandığınız anlarda, neden bu planlamayı yaptığınızı kendinize hatırlatarak, belki daha rahat nefes almak, daha optimum bir koşu yapabilmek, istediğiniz giysileri giyebilmek, çocuğunuzla daha konforlu ve güç dolu zaman geçirebilmek gibi, amaçlarınızı kendinize hatırlatabilirsiniz. Burada , amacınızın sadece fiziksel olarak kendinizi, medyada belirlenen çoğu zaman sağlıksız standartlara uydurmak değil , uzman diyetisyen hekimle ortak çalışma sonrasında sizin için uygun olan sağlıklı ölçülere ulaşmak olduğunu unutmamanız çok önemlidir.
  • Bilinçdışı Kilo Vermemizde Ne Kadar Etkilidir?
Kişinin eskiden gelen , sahip olduğu ve çözemediği, bilinç dışına attığı, zaman zaman ise fark ettiği, dillendirdiği sorunlar, eğer uygun ve rasyonel çözüm yöntemleri geliştirme şansı olmadıysa, kişinin yeme davranışını arttırması ya da tam tersi azaltması şeklinde sonuçlanabilir. Kişi duygu durumu kötüleştikçe, kendisini hayatta eğer istediği kadar iradeli ifade edemiyor ise, bu iradeyi yeme davranışı üzerinde sağlamaya, ve hayatı üzerinde söz sahibi olmaya çalışıyor olabilir. Kişi eğer bu durumu fark ederse, aslında bu iradeyi gerçekte nerede göstermesi gerektiğini anlar ve uygun tepkileri veren, yeme davranışı ile kendini ve bedenini cezalandıran seçimleri bırakırsa, esas doyumlu bir hayat ondan sonra başlayacaktır. Yemek yeme bir savunma düzeneği olarak da kullanılmaktadır. Sıkıntıdan kurtulmak için kişi bilinçdışı olarak bu yolu tercih edebilir.

Yeme Bozukluklarının Psikolojik Sebepleri:
  • Düşük benlik algısı
  • Depresyon, kaygı gibi duygu durum değişiklikleri
  • Kontrol kaybı duygusu
  • Kimlik karmaşaları
  • Değersizlik
  • Aile içi iletişimde yaşanan problemler, empati yapamayan , aşırı baskıcı ebeveynler vb. dir.
  • Diyet Yapma Amacımızı Önceden Belirlemek Neden Önemli?
Aşırı yemek yeme davranışının tetiklenmesi, fizyolojik olarak belirlenmiş açlık sınırıyla güdülenir, fizyolojik olarak belirlenmiş tokluk sınırıyla da engellenir. Buna sınır modeli denir. Kişi, eğer tok olduğu halde yemeye devam ettiğini ve neden bunu yaptığını , kendisinde ruhsal olarak hangi boşluğu açlığı doldurmaya çalıştığını sorgulamaz ise, diyet te yapsa, diyet programı bittiğinde, gene aynı yeme döngü karşısına çıkabilir. Aynı şekilde, aşırı diyet yapan, az yemek

Yiyen, ya da yedikten sonra çıkarma davranışı gösteren kişiler, hangi psikolojik eksiklikten dolayı bu davranışa yöneldiklerini sorgulamaz ve terapi desteği almazlarsa, sağlıklarını daha da kötü noktalara getirecek risklerle karşılaşırlar.
  • Diyet Yaptığımız Bir Dönemde Bir Davete Katıldığımızda, Diyet Dışı bir İkram Karşısında Nasıl Davranabiliriz?
Yeme davranışı ve iştah, merkezi sinir sistemi ve hormanal mekanizmaların kontrolü altındadır. Gerekli dietisyen planlaması ve psikolojik destek yardımıyla, kişi kendisini çok ta zorlamadan şahsına uygun hazırlanmış programa uymaya çalışabilir. Dolayısıyla yapılabilecek şeyler vardır. Ancak unutmamak gerekir ki, bazen 1-2 kaçamak davranış , kendinizi sakındığınız zaman yaşayacağınız stresten daha az baskı yaratabilir. Mühim olan, toplamda cetvelin neresinde olduğunuz, neresinde olmak istediğiniz ve cetveli nasıl takip ettiğinizdir.
  • Çikolata Bağımlılığı Yada Tv Karşısında Atıştırma Gibi Zararlı Yeme Alışkanlıklarımız İçin, Nasıl bir Strateji İzleyebiliriz?
İçinde yaşanılan dönem, ve kültür ile yeme alışkanlıkları arasında yakın ilişki vardır. Genel olarak yeme bozuklukları batı kültürü hastalıklarıdır. Modanın , yaşadığımız çevrenin, etkileşimde bulundığumuz kişilerin davranışlarımız üzerinde etkisi büyüktür. Bir otomatik yeme davranışını sergilerken, önce bu yemeğe gerçekten ihtiyacımız var mı , karnımız aç mı , yoksa, sadece alışık olduğumuz için mi bu yeme davranışını sergilediğimizi sorgulamak önemli bir adım olabilir. Karnımız aç değilse, bir süre buna karar vermek için beklemek, su, sod gibi daha zararsız, diyetisyenimizin önerdiği besinlerle ya da başka bir uğr5aşa dikkatimizi çekerek, bu olumsuz davranış kalıplarını günden güne kırmaya çalışabiliriz. Burada önemli olan sizi otomatik davranış örüntüsüne yönlendiren ortam ve kişileri belirlemeniz, ve hayır diyebilmenizdir.
 
Üst Alt