Son Konu

Bilim Adamlarının Buluş Hikayeleri

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
31
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
bilim adamlarının buluşları ve hikayeleri


PENİSİLİN

Mucit: Alexander Fleming
Tarih: 1928
Kaza: Havada ucuşan bir kuf
St Mary Hastanesi'nde danışman olarak calışan ve Alexander Fleming'in hayatta kalan tek meslektaşı, unlu bilim adamının penisilini 1928 yılında bir rastlantı sonucu bulduğunu anlatmıştı
Fleming bir deney uzerinde calışırken, muhtemelen laboratuvarın karşısındaki bardan ucup gelen bir kuf mikroskoptaki lamın uzerine konmuştu
O sırada Fleming, lam uzerinde zararlı bir bakteri turu olan stafilokokları inceliyordu Dikkatsiz bir bilim adamı bu kufu buyuk olasılıkla onunden uzaklaştırırdı, ama o, kufun bakteri uzerindeki etkisini gormek istedi Sonuc hayret inciydi Cunku Fleming, Penicilim notatumisimli yeşil kufun bulunduğu bolumdeki bakterilerin olduğunu fark etmişti
Daha sonra gercekkleştirilen testlerde, bu kufun diğer bakteriler uzerinde de etkili olduğu ortaya cıktı Tavşan, fare ve insanlar uzerinde yapılan testler sonunda, acık bir yan etkisinin de olmadığı goruldu Ne var ki Fleming, kuften sızan maddeyi bir turlu keşfedememişti
Sonuc olarak 1939 yılında, Oxford'dan Howard Florey ve Ernst Chain bu maddeyi ayrıştırmayı başardılar ve buna penicilinadını verdiler Bu madde, oldurucu bakteriyel hastalıklarla savaşabilen ilk antibiyotik olarak tarihe gecti Fleming ve diğer iki bilim adamı, 1945 yılında Nobel Odulu aldılar Cunku, milyonlarca insanın hayatını kurtaran bir buluş yapmışlardı



ŞOK TEDAVİSİ

Mucit: Julius WagnerJauregg
Tarih: 1917
Kaza: Mezbaha işcilerinin kesim yontemi

ECT (Electroconvulsive therapy) olarak bilinen elektroşok tedavisi, mezbaha işcilerinin, domuzların elektrikle sersemlemelerinden sonra cok sakin durduklarını fark etmelerinin bir sonucu
ECTye, beyne elektrik akımı verilmesi suretiyle, depresyon gibi akıl hastalıklarının semptomlarını engellemekteki son care olarak bakılıyor

elektroşok tedavisi fikri, sıtma aşısıyla frengili hastaları tedavi eden Avusturyalı Julius WagnerJauregg tarafından geliştirildi
1927 yılında Nobel Odulu alan VVagnerJauregg, bu fikre, bir sisteme elektrik verilmesinin tedavi edici ozellik taşıyacağından yola cıkarak ulaştı Ve boylece, cok tartışılan şok tedavisi doğmuş oldu
Aynı zamanda, şizofrenlerin doğal yollardan carpılmalarının, hastalık belirtilerinin iyileşmesine neden olduğu da belirlenmişti Psikiyatristler, hastaların beynine elektrik akımı uygulamak yoluyla, anlaşılması guc tedavinin gercekleştiğini belirtiyorlardı Ancak ECTnin kısa sureli hafıza kaybına neden olması dışında onemli etkisinin bulunmadığına dair klinik bulgulara az da olsa rastlanıyor Hastaların tedavi edilmesine yonelik olarak bu yontem cok uzun zamandan beri kullanılmaya devam ediyor



RADYOAKTİVİTE

Mucit: Henri Becquerel
Tarih: 1896
Kaza: Fotoğraf camındakisislenme


Fransız fizikci Henri Becquerel, 1896 Martı'nda laboratuarındaki cekmecesini actığında buyuk bir surprizle karşılaştı Kapkaranlık bir ortamda olmasına rağmen bazı fotoğraf camları bulanıklaşmıştı
O sırada Becquerel, yeni keşfedilen rontgen ışınları uzerinde calışıyor ve bazı kimyasallar yardımıyla bunların yayılmalarını sağlamaya uğraşıyordu, ilk aklına gelen, guneş ışığının etkisiyle kristallerin ışını yaydığı ve fotoğraf camını sislendirdiğiydi
İlk deneyleri onun doğru yolda olduğunu desteklese de hava bozunca olayın seyri birdenbire değişti
Becquerel, kristallerin guneş ışığından etkilenmesini engellemek icin kimyasallar kullanarak camları tekrar cekmeceye koydu Camları dışarı cıkardığında, uranyumlu kristallerden oluşan camlarda artık sisin bulunmayışına oldukca şaşırdı Ve bugun bir atom cekirdeğinin tanecikler veya elektromanyetik ışımalar yayarak kendiliğinden parcalanmasıolarak bilinen radyoaktiviteyi keşfetmiş oldu


DAYANIKLI CAM

Mucit: Edouard Benedictus
Tarih: 1903
Kaza: Kırılması gereken deney tupunun yere duştuğunde parcalanmaması



Guvenli camın bulunması, tam da en cok ihtiyac duyulan zamanda gercekleştirildi: Motorlu taşıt cağında
1903 yılında Fransız kimyager Edouard Benedictus, deney tupunu laboratuarının zeminine duşurdu Tup kırıldı ancak dağılmadan tek parca halinde kaldı Benedictus, kolodyum ihtiva eden sıvının buharlaşmasından sonra tupte kalan ince plastik tabakanın parcalanmayı engellediğini anladı
Bunu not ettikten sonra bu konu uzerine fazla kafa yormadı
Ancak, kaza yapan bir aracın icindeki kızın kırılan camlardan cok feci şekilde yaralanması, bu konuyu tekrar gundeme getirmesine neden oldu



GAMMA IŞINI PATLATICILARI

Mucit: ABD hukumetibilim adamları
Tarih: 1969
Kaza: Nukleer silahcasusluğunun uzayınbilinmeyenlerine kapı acması

Sovyetler Birliği nukleer denemeleri sınırlandırdığına dair anlaşmalar imzalamış olmasına rağmen, ABD hukumeti bir turlu onlara guvenmiyordu Ve bu yaklaşımla, uzaya nukleer dedektorler taşıyan casus uyduları yolluyorlardı Bu dedektorler cok hassastılar ama ne yazık ki yanlış hedeflendirilmişlerdi

1969 yılında, Vela 5den bilgiler geldiğinde, bilim adamları bunlarda birtakım duzensizlikler ve yanlışlıklar belirledi
Araştırmalar daha sonra da devam etti ve 1973 yılında yayımlanan sonuclar, ABD'nin, Sovyetler Birliği'nin nukleer silahlarını denemek icin uzayda gercekleştirdiği 16 patlama hakkında ne duşunduğunu acıklığa kavuşturdu
Ancak sonraları bunların, gamma ışını patlamaları olduğu anlaşıldı Buna, gamma radyasyon enerjisi nedeniyle gercekleşen, olağanustu buyuklukte galaktik patlamalar neden oluyordu Tum bunlara rağmen, konu halen gizemini koruyor



RONTGEN IŞINLARI
Mucit: Wilhelm Konrad Rontgen
Tarih: 1895
Kaza: Bir elektrik deneyi
Rontgen, gazların icinden gecen elektrik yolunu araştırmak amacıyla, katod ışın tupuyle deney yaparken, baryum platin siyanuru levhasından yayılan radyasyonun şeffaf olmayan cisimlerin icinden gecebildiğin! Fark etti
Araştırmalarına devam ederken radyasyonun 15 mm kalınlığındaki aluminyumdan, daha indirgenmiş yoğunlukta gecebildiğini gordu Ve bu radyasyona, Xışınlarıadını verdi Bugun dunyada Almanya dışında (Almanya'da Rontgenstrahlen olarak adlandırılıyor) bu isimle anılıyor Bu, daha sonra insan vucudunun ic kısmını gosteren fotoğraflamada kullanıldı 19 yuzyıl sonlarına doğru savaş alanlarında da kullanılmaya başladı

NAYLON

Mucit: Du Pont kimyagerleri
Tarih: 1930'lar
Kaza: Kimyagerlerin koridorlarda koşturması


1930lu yıllarda, Du Pont bilim adamlarından Wallace Hume Carothers, polimerin genişleyebilen guclu bir iplik olduğunu tespit etmişti
Ancak asıl buluş, haşarı kimyagerlerin, eritilmiş polyester gecirdikleri cubukları ellerine alıp ortalıkta koşuşturmaları sonucu ortaya cıktı Bir cubuk sabitken diğeri ondan uzaklaşınca ortaya cıkan tablo hepsini hayretler icinde bırakmıştı; kopmadan once oldukca uzayabilen, ayrıca ipeğe benzeyen yapıda bir madde ortaya cıkıyordu
Ne var ki, bu polyester cok cabuk eriyordu, giysi yapmaya uygun değildi Bunun uzerine kimyagerler aynı işlemi poliyamidle denemeye karar verdiler ve bugun naylonolarak bildiğimiz madde doğmuş oldu

Naylon corabın, elektron mikrograf yontemiyle 100 kez buyutulmuş hali İpek corapların yerine naylon coraplar piyasaya suruldu ve Du Pont'un en onemli para basma makinesi haline geldi
Bu urunler ilk gunlerde cok pahalıydı II Dunya Savaşının patlak verdiği yıllarda Du Pont dikkatini savaşa cevirdi ve corap yerine paraşut uretmeye başladı Naylon corapların ucuzlaması ve geniş kitlelere yayılması ancak savaş ertesi gercekleşti


FOTOGRAF

Mucit: LouisJacques Daguerre
Tarih: 1838
Kaza: Dağınık laboratuvar dolabı


Bu rastlantısal buluşun nedeni kırık bir termometre
Louis Daguerre, karanlık odada, gumuş iyodur levhada acığa cıkan goruntuyu sabitlemenin yollarını arıyordu 1938 yılında bir gun, farklı kimyasal maddelerin bulunduğu dolabına, daha sonra kullanmak ve temizlemek uzere bozuk goruntulu bir film levhası koydu
Bunu tekrar dışarı cıkardığında goruntu belirginleşmişti Ancak Daguerre, bu garipliğe hangi kimyasal maddenin neden olduğunu bilmiyordu

Bunun uzerine levhaları yerleştirdi ve kimyasal maddeleri birer birer dışarı cıkarttı Dolabı boşaltmasına rağmen hala aradığı maddeyi bulamamıştı Sonunda dolabın raflarından birinde, kırılmış termometreden dokulmuş civayı fark etti Gumuşlu levha uzerine alınan goruntu (daguerreotype), modern fotoğrafcılığın başlangıcı oldu Yerini ancak on yıl sonranegatif ve, pozitif film surecine bıraktı


Postit kağıdı

Mucit: Dr Spencer Silver
Tarih: 1974
Kaza: Kutsal bir ilham ve hatalı uretim
3Mbilim adamlarından Dr Spencer Silver, 1970'lerin başlarında dayanıksız yapıştırıcıyı bulduğunda, bunu işe yaramaz bir buluş olarak değerlendirmişti
Bundan yıllar sonra, meslektaşı Art Fry, bir kilisede ilahi kitabındaki ayracın bir turlu istediği yerde durmaması uzerine oldukca sinirlendi Anlamsız vaazlardan mı yoksa kutsal bir ilhamdan mı bilinmez, kafasını bu konuya yormaya başladı ve birden aklına meslektaşının işe yaramayan buluşu geliverdi

Bu sayede ayıracın kitaba yapışmasını sağlayacak, ancak cıkarttığında da kitaba zarar gelmeyecekti Postit kağıdı tabii ki bir gecelik başarının urunu değil 3M'in ortaya attığı bu ornek, buro malzemeleri icinde vazgecilmezler arasında yerini aldı
 
Üst Alt