Evreni ne kadar incelersek, aslında gezegenimizin ve bizlerin o kadar küçük olduğunu daha iyi anlıyoruz. İnsanlar için oldukça uzak ve ulaşması bir hayli zor gözüken, fakat aslında hemen yanı başımızda, 4 ışık yılı uzaklıkta bulunan komşu yıldızımız Proxima Centauri’nin yörüngesinde yeni bir gezegen keşfedildi. İşte detaylar…
Keşfedilen yeni gezegen, Proxima d adını aldı
Proxima Centauri’nin iki dış gezegene ev sahipliği yaptığı biliniyordu. Ancak Avrupa Güney Gözlemevi’nin oldukça büyük boyutlardaki teleskopunu kullanan son araştırmacılar, bu iki gezegenin şimdiye kadar bulunan en hafif ötegezegenler listesinde ilk sıraya yerleşebilecek bir erkek kardeşi olabileceğini gözler önüne serdi.
Güneş sistemimiz (Güneş’e en yakın olan Merkür)
Proxima d adı verilen yeni keşfedilen gezegen, yalnızca 2,5 milyon mil uzaktaki yıldızına son derece yakın bir yörüngede dönüyor. Bunu daha iyi anlatabilmek için, Merkür ile güneş arasındaki mesafenin onda biri kadar olduğunu belirtebiliriz.
Yani aslında o kadar yakın ki kendi güneşi etrafındaki bir tam dönüşünü (Dünya, Güneş’in etrafında ancak 365 günde dönüyor.) tamamlaması sadece beş gün sürüyor. Dolayısıyla Güneş’ine bu kadar yakın olduğu için, yüzeyi herhangi bir yaşama ve suya elverişli olamayacak kadar sıcak.
NASA tarafından 300 ışık yılı uzakta keşfedilen Kepler-1649c
Bu gezegen, Dünya’nın kütlesinin sadece dörtte biri kadar. Bu da onu ötegezegen standartlarına göre son derece hafif kılıyor. Dış gezegenin küçük kütlesi, fark edilmesini bir hayli zorlaştırıyor. Bu nedenle ESO’nun 3,6 metrelik teleskopuyla yapılan ilk gözlemlerden sonra araştırmacılar, VLT üzerindeki Kayalık Ötegezegenler için Echelle Spektrograf ve Kararlı Spektroskopik Gözlemler (ESPRESSO) cihazına yöneldiler.
Çalışmanın baş yazarı João Faria yaptığı açıklamada şunları söyledi:
Keşif, en yakın yıldız komşumuzun daha fazla çalışma ve gelecekteki keşiflerin ulaşabileceği ilginç yeni dünyalarla dolu göründüğünü gösteriyor. Yeni gözlemler elde ettikten sonra, bu sinyali yeni bir gezegen adayı olarak doğrulayabildik. Böylesine küçük bir sinyali tespit etme ve bunu yaparak Dünya’ya bu kadar yakın bir ötegezegen keşfetme zorluğu beni heyecanlandırdı.
Birçok ötegezegen, astronomların bir gezegenin yıldızla aramızdan geçmesinin neden olduğu bir yıldızın parlaklığında küçük düşüşler aradıkları geçiş yöntemi kullanılarak keşfediliyor. Ancak bu ötegezegen, geçen bir gezegenin yerçekiminin neden olduğu bir yıldızın hareketlerinde küçük yalpalamalar arayan, radyal hız tekniği adı verilen farklı bir yöntem kullanılarak keşfedildi.
Şili’deki ESO’da enstrüman bilimcisi Pedro Figueira’da konuyla alakalı şunları söyledi:
Bu başarı son derece önemli. Radyal hız tekniğinin, bizimki gibi, galaksimizde en bol olması beklenen ve bildiğimiz şekliyle yaşamı potansiyel olarak barındırabilecek bir ışık gezegeni popülasyonunu açığa çıkarma potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi SDN Forum‘da veya yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın!