bilgiliadam
Yeni Üye
Bir dalganın ozgurluğuydu senin aradığın İstediğin kadar yukselmek sulardan, istediğin hızda hareket edebilmek yetisine sahip olabilmek İstediğin gibi kopurebilmek, istediğin gibi sakinleşmek; icinden geldiğince yaşamak suyunun serinliğini O an canın ne kadar kıvrılmak istiyorsa o kadar kıvrılmak, bukulup uzanmak kendi golgende, kendi oluşturduğun cizgide İstediğini boğmak varlığının icinde, istediğini yaşatmak sırtında surukleyerek herhangi bir sahile Bencil olabilmek adına aklına eseni yapabilmek
Yok mudur bu bencillik hastalığının sonu? Bilmiyor musun; senin ozgurluğunu sınırının, başkasının ozgurluğunun başladığı yerde sona erdiğini? Bilmez olur musun hic? Biliyorsun da işine gelmiyor Herhangi biri gibi olmanın rehavetini hatta tembelliğini yaşamak hoşuna gidiyor Kendin gibi olmaktan duyduğun tedirginlik canını sıkıyor olmalı
Dun akşam uğradığın sahilimdeki yosunları temizlemeye calıştım butun gece Hoşuna mı gidiyor bu kadar ceri copu toplayıp sahilime vurmak Gecmişin her dalından bir kıymık cıkarabilmek maharet mi sence? Geceler soğudu Artık eskisi kadar da kuvvetli değilim ki Eskiden sabaha kadar tum sahilimi tertemiz ederdim; sabah ilk ışıklarıyla gunun, tertemiz bir sahile vurabilesin diye Artık icimden gelmiyor, icimden
gelse bile gucum yetmiyor artık
Gecenlerde iyi bir şeyler yapmışsın Bir suru deniz kaplumbağasını taşıyıp suya, yaşamalarını sağlamışsın Ben o gece sahile gelemeyecek kadar yorgundum Yatağımda sırt ustu butun bir gece seni duşundum Ertesi sabah sahil tertemizdi Kendi getirdiklerini kendin goturmuşsun bu sefer Bensizlik yaramış sana Kendin olmayı oğrenmek icin bensiz kalman gerekiyormuş demek ki
Bir iki gun once kalbimin iskelesiyle senden bahsettik epeyce Vura vura sularını; tahtadan ayaklarını curuttuğun, neredeyse yıkılmak, buz gibi sulara gomulmek uzere olan iskelemle O da bana bencilliğini anlattı durdu Oyle yuksekten, oyle sert vurmuşsun ki son bir aydır, kalaslara her carpışın yıkıma giden bir kırbac gibiymiş Benden ne istiyor?diye sordu Bilmiyorum ki, bilmiyordum ki Bırak onu benden bile ne istediğini hala anlayabilmiş değilim Sadece bir bencillik
kokusu geliyor burnuma, guya ozgurluk adına Oysa ne vardı ki seni sıkan, bunaltan Bazen rahatlık da batar insana Hep daha fazlasını isterken var olanları da yitirirsin farkında olmadan Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan da oluverirsin işte Kendin gibi olmayı denemek yerine sana yapıştırılmaya, yafta edilmeye calışılan kimlikleri benimser; bir sure sonra, aslında olmadığın bir hayal kahramanının kostumu icerisinde gezdiğini zannedersin Aynaya baktığında dev gorursun kendini Bir kabarsan tum kum tanelerini bir saniyede boğabilecek
kocaman bir dalga
Bir dalganın ozgurluğuydu senin aradığın Şimdi ozgursun
işte İstediğin sahile vurabileceğini sanıyorsun değil mi? Uzgunum
Dalgaları ozgur zannederken ruzgarı hesaba katmadın
Yok mudur bu bencillik hastalığının sonu? Bilmiyor musun; senin ozgurluğunu sınırının, başkasının ozgurluğunun başladığı yerde sona erdiğini? Bilmez olur musun hic? Biliyorsun da işine gelmiyor Herhangi biri gibi olmanın rehavetini hatta tembelliğini yaşamak hoşuna gidiyor Kendin gibi olmaktan duyduğun tedirginlik canını sıkıyor olmalı
Dun akşam uğradığın sahilimdeki yosunları temizlemeye calıştım butun gece Hoşuna mı gidiyor bu kadar ceri copu toplayıp sahilime vurmak Gecmişin her dalından bir kıymık cıkarabilmek maharet mi sence? Geceler soğudu Artık eskisi kadar da kuvvetli değilim ki Eskiden sabaha kadar tum sahilimi tertemiz ederdim; sabah ilk ışıklarıyla gunun, tertemiz bir sahile vurabilesin diye Artık icimden gelmiyor, icimden
gelse bile gucum yetmiyor artık
Gecenlerde iyi bir şeyler yapmışsın Bir suru deniz kaplumbağasını taşıyıp suya, yaşamalarını sağlamışsın Ben o gece sahile gelemeyecek kadar yorgundum Yatağımda sırt ustu butun bir gece seni duşundum Ertesi sabah sahil tertemizdi Kendi getirdiklerini kendin goturmuşsun bu sefer Bensizlik yaramış sana Kendin olmayı oğrenmek icin bensiz kalman gerekiyormuş demek ki
Bir iki gun once kalbimin iskelesiyle senden bahsettik epeyce Vura vura sularını; tahtadan ayaklarını curuttuğun, neredeyse yıkılmak, buz gibi sulara gomulmek uzere olan iskelemle O da bana bencilliğini anlattı durdu Oyle yuksekten, oyle sert vurmuşsun ki son bir aydır, kalaslara her carpışın yıkıma giden bir kırbac gibiymiş Benden ne istiyor?diye sordu Bilmiyorum ki, bilmiyordum ki Bırak onu benden bile ne istediğini hala anlayabilmiş değilim Sadece bir bencillik
kokusu geliyor burnuma, guya ozgurluk adına Oysa ne vardı ki seni sıkan, bunaltan Bazen rahatlık da batar insana Hep daha fazlasını isterken var olanları da yitirirsin farkında olmadan Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan da oluverirsin işte Kendin gibi olmayı denemek yerine sana yapıştırılmaya, yafta edilmeye calışılan kimlikleri benimser; bir sure sonra, aslında olmadığın bir hayal kahramanının kostumu icerisinde gezdiğini zannedersin Aynaya baktığında dev gorursun kendini Bir kabarsan tum kum tanelerini bir saniyede boğabilecek
kocaman bir dalga
Bir dalganın ozgurluğuydu senin aradığın Şimdi ozgursun
işte İstediğin sahile vurabileceğini sanıyorsun değil mi? Uzgunum
Dalgaları ozgur zannederken ruzgarı hesaba katmadın