Boyun omurları oldukça hareketli olması nedeniyle sürekli strese maruz
kalmaktadır. Boyunda 7 tane omurga bulunmakta ve omurgalar arasında da 5
tane disk bulunmaktadır. Birinci ve ikinci omurga arasında disk
bulunmamaktadır.
Boyun ağrısı sık karşılaşılan problemlerden biri olup genel olarak toplumda
görülme sıklığı %20-30’dur. Her üç kişiden biri yaşamları süresince en az bir kez
boyun ağrısı çekmektedir. Orta hatta görülen boyun ağrısı(aksiyal boyun ağrısı)
ile boyun kökenli kola yansıyan ağrının ayırımı önemlidir. Aksiyal boyun ağrısı
kafatasının alt kısmı ile kürek kemiklerinin arasındaki bölgenin yukarısına kadar
uzananabilen orta hatta yada orta hattın hemen kenarında yerleşen ağrıdır.
Boyun kökenli kola yansıyan ağrı ise omuz kuşağını ve daha aşağısını ilgilendiren
ve kolda beliren ağrı olarak tanımlanır. Her iki ağrı tipi de boyun omurlarındaki
yaralanmadan kaynaklanmaktadır. Bu yaralanmaların her birinin oluş
mekanizması, tedavisi birbirinden farklıdır. Ağır eşya kaldırmayla ilgili işi olan
kişilerde daha sık görülmekle birlikte sürekli masabaşında çalışan, sedanter
yaşayanlarda da riski yüksektir. Eğitim seviyesinin düşük olması ve depresyon
boyun ağrısı sıklığını artırmaktadır.
Boyun ağrılı hastanın şikayetininin yanında yaşı, eğitim durumu, mesleği, sosyal
durumu ve geçirdiği hastalıklar da önemlidir. Ağrının yeri, yayılımı, ağrıya yol
açan faktörler, ağrıyı artıran yada azaltan pozisyon ve aktiviteler tanı koymada
önemlidir. Boyun ağrısının nedenlerinin çoğu kas iskelet sistemi ile ilgilidir. Bu
nedenlerin sıklığı her yaş grubunda değişmektedir.
Boyun ağrsının en sık nedenlerinden biri boyun fıtığıdır. Boyun fıtığı en sık c5-
c6(5. ve 6. boyun omurları) arasında ve ikinci sıklıkla c6-c7 arasında
görülmektedir. Çünkü omurganın bu seviye en hareketli kısımdır ve dolayısıyla
bu seviylerdeki diskler sıklıkla etkilenmektedir. Boyun fıtığı, omurga arasında
bulunan disk çekirdeklerin onu çevreleyen anulus fibrosus denen zarı yırtarak
dışarı çıkmasıdır.
Hastada boyun ve kollarda ağrı, kuvvet azalması, uyuşma ve karıncalanma gibi
şikayetler mevcuttur.
Boyun fıtığı tanısında hastanın öyküsü ve fizik muayene önemlidir. Öksürme,
hapşırma ve ıkınma ile şikayetlerin artması fıtığın ilerlemiş olduğunu
düşündürür. Kesin tanı MR ile koyulur.
Tedavide hastanın eğitimi, aktivite modifikasyonu, ağrı kesici ve kas gevşetici
ilaçlar ile ağrının giderilmesi ilk basamaktır. Tekrarlayıcı ağır kaldırmalardan
kaçınılmalıdır. Isı tedavisi ağrıyı hafifletmek ve kas gevşemesini sağlamak
amacıyla sıklıkla kullanılır. Günde iki kez 30 dakikaya kadar yüzeyel sıcak
uygulama yapılabilir. Cihazlı fizik tedavi 14-20 seans arasında önerilir. Boyunluk
erken dönemde hastanın rahat etmesini kolaylaştırır. Boyunluk kullanımı sınırlı
olmalıdır. 3 günden daha uzun kullanımlar boyun kaslarında zayıflamaya neden
olur. Fizik tedavide manuel terapi uygulanabilir. Ellerle boyun bölgesine itme,
germe, çekme hareketleri yapılır. Manuel terapi seansları 3-8 arasında
değişmektedir. Manule tedavi ellerle yapılan bir tedavi olup masaj ile hiç ilgisi
yoktur. Amerikada ve çoğu Avrupa ülkesinde sıklıkla kullanılan bir tedavi
olmasına ragmen Türkiye’de yapan doktor sayısı 20-25 kişiyle sınırlıdır. Manuel
tedavi sadece doktorlar tarafında yapılması gereken bir tedavidir.
Boyun omur çevresindeki kasların güçlendirilmesi ağrıyı azaltmak, işlevleri en
üst düzeye çıkarmak ve fıtığın ilerlemesini ve tekrarlamasını önlemek için çok
önemlidir. Omurga esnekliğinin yeniden kazandırılması ve postür eğitimi şarttır.
Boyun fıtıklarının %98’i ameliyatsız iyileşmektedir. Sadece %1-2’lik kısmı
ameliyat gerekmektedir.