Çocuğumuz da bizim gibi hayat bulmanın insana verilmiş en büyük şans olduğunu bilmeli. Bunu en iyi biçimde değerlendirmeli. Bizden sonrakilere de bu şanslarını en iyi şekilde değerlendirebilecekleri bir dünya bırakmak için çaba harcamalı.
Pek çoğumuz anne baba olmadan önce çocuk büyütme konusunda çok düşünmemişizdir. Bunun doğal, kendiliğinden olan bir süreç olduğunu düşünürüz. “Yedir, içir, giydir, koru-kolla kendiliğinden büyür nasıl olsa Saksıda büyüyen çiçek gibi” demeyin. Bunun böyle olmadığını çocuğunuz olunca anlarsınız. İlk 7 yaşta çocuğunuzu siz eğitirsiniz. Sonra toplum eğitir. Temel ilk 7 yaşta atılır. Bu yıllarda yaptığınız her şey çocuğunuzun kişiliğinin temelini oluşturacak. İlerde nasıl bir insan olacağını, insanlarla ilişkilerini belirleyecek. Keşfedip desteklediğiniz özellikleri hayatına yön verecek. Gelecekteki toplumun bir bireyi, kendinden sonraki toplumun mimarı olacak, şu anda sizin olduğunuz gibi. Çocuğunuzu bilinçle büyütmez, işi oluruna bırakırsanız sonra “neden bu çocuk bu hale geldi” diye sorduğunuzda iş işten zaten geçmiş olur.
Ben çocuk büyütmeyi seramik bir vazo yapımına benzetirim. Pek çoğunuz bilirsiniz. Önünüzde dönen bir platforma bir parça çamur koyarsınız. Her çocuğun birbirinden farklı oluşu gibi bu çamurların toprağı kıvamı farklıdır. Her çamurdan iyi olan şeyler farklıdır. Mesela birinden iyi testi olurken birinden iyi güveç tenceresi olabilir. İki elinizi çamurun yanına koyup paltformu döndürmeye başlarsınız. Ellerinizin en ufak bir hareketi ile çamur değişik şekiller almaya başlar. Yavaş ve bilinçli, tecrübeli hareket ederseniz çok güzel bir eser ortaya çıkar. Bilinçsiz, hızlı hareket ederseniz şekilsiz bir şey ortaya çıkar, siz düzeltmeye çalıştıkça bozulur, belki de yıkılır. İlki kötü bile olsa sonrakilerde tecrübe kazandıkça daha iyi vazolar yapmaya başlarsınız. Bütün hataların ilk çocukta yapıldığı gibi. İş bittikten sonra da vazolarınızı başkalarınınki ile kıyaslarsınız. Hatalarınızı fark ettiğinizde ise artık çok geçtir. “Torunlarım olunca bu tecrübelerimi onda kullanırım” dersiniz. Torunuz olur. Anlatırsınız, ama oğlunuz, kızınız bir kısmını dinler, bir kısmını dinlemez. Beklide karışıyorsunuz diye kızarlar. Sizin kızdığınız gibi.
En başından nasıl bilinçli, bilgili olabilir bir anne baba sizce?
-
Araştırıp okursunuz. Çok miktarda kitap var. İnternette de birçok bilgi var. Bunlarda farklı farklı görüşler içeriyor olabilir. Bir şeyi okuyup kafa karıştırmadan önce bunu kimin yazdığına bakın. Ben kitaplara ve yazarlarına bakınca hep “bir ben kalmışım kitap yazmıyan” derdim. Sonunda ben de yazıyorum ☺. Yazıyı yazan işin ehli mi ona bakın. Doktor olması bile her şey demek değil. Erişkin kardiyolog çıkıpta “aşı yaptırmayın” diyorsa profösör bile olsa hükmü yok bence. Bu işe yıllarını vermiş çocuk çocuk enfeksiyon uzmanı ne diyor o önemli. İnternetten de araştıracaksanız bilimsel yazılara bakın. Annelerin kendi aralarında kişisel görüşlerini paylaştığı siteler körün köre yol göstermesi gibi bence. Okuyun. Kendi mantık süzgecinizden geçirin. İçinizdeki doğal olarak olan anne babaya sorun (bence her anne babanın içinde iç güdüsel bir anne baba var. Şizofren bir annenin bile bebeğini emzirdiğini gördüm. Akıl gidince bile o annelik güdüsü devam edebiliyor). Eşinizle bu konuyu tartışın ve uzlaşın. Anne baba bir konuyu tartışıp bir karara varmalı ve o karara uymalı. Tek beden gibi uyumlu ve karalı hareket etmeli bence. -
Eşinizin, dostunuzun ve doktorunuzun önerilerini dinleyin. Mantık süzgecinizden geçirin. İçinizdeki anne babaya sorun. Anne baba kendi aranızda uzlaşın. Başkalarının kendi çocukları hakkındaki deneyimleri dinlerken şunu unutmayın “her çocuk farklıdır”. Karar verdiğiniz yöntem de başarılı olamayabilirsiniz. Ama kendi çocuğunuzu tanımış olursunuz. Buna göre yeni taktikler geliştirirsiniz. Bir hastam 3 yaşına gelip hala çişini söylemeyen çocuklarına bir sürü yol denemişlerse de başarılı olamamışlar. En sonunda kendi çözümlerini bulmuşlar. Ucuz ve konforsuz bir bebek bezi almışlar. Çocuk bu bezle rahat edemeyince bir haftada çişini söylemeye başlamış. Çok hoşuma gitti. Çocuğu tanımışlar ve davranışın nedenini bulmuşlar, çözmüşler. Tamamen kendi çözümleri. -
Anne babanız, eşinizin anne babası ve diğer büyükler size birçok öneride bulunacak. Bunları dinleyin. Önemli noktalar olabilir. “sen de geç konuştun”, “babası 10 aylık diş çıkarmıştı” gibi tüyolar sizi gereksiz endişelerden kurtarabilir. Önerileri dinleyin uygulamadan kendi mantık süzgecinizden geçirin. İçinizdeki anne babaya sorun. Anne baba olarak uzlaşın. -
Mükemmel olacağım diye strese girmeyin. Sadece elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışın. İyi anne baba olmak çoğunlukla paradan bağımsızdır, ilgi, bilgi, sevgi ve emek ister. Her emekte sonunda karşılığı bulur. -
Bu bilgi olayı biraz zaman alacağından bilgilerinizin temel alt yapısını mümkünse bebek doğmadan edinmek gerek. Çünkü doğum sonu bunun için yeterli zamanınız, enerjiniz olmayabilir ve kendiniz sorgulamadan her denileni yapar halde bulabilirsiniz. Doğum sonrası çok güzel geçireceğiniz zannettiğiniz zamanlar bir kabusa dönüşebilir.