Bir zamanlar dunyanın en guzel sarayına sahip bir hukumdar varmış Fakat, sahip olduğu guzelliğin farkına varmayan talihsiz biriymiş bu hukumdar Sarayının aynı guzellikte bir de bahcesi varmış ki, ucu bucağı gorunmezmiş En guzel cicekler ekiliymiş orda Halkın arasında konuşulanlara bakılırsa bahceden daha guzel olan şey, o bahcenin icinde yaşayan bir bulbulmuş Oyle guzel bir otuşu varmış ki bulbulun, şohretini duyanlar uzak ulkelerden bile onu gormek icin oraya gelmek istermiş
Bu bulbulun unu hukumdarın kulağına kadar gelmiş İşin garip yanı ise, hukumdarın bu bulbulden haberinin olmamasıymış Bu yuzden, cok sinirlenmiş hukumdar Vezirini cağırıp; Bu ne demek oluyor şimdi?demiş, Benim sarayımın bahcesindeki bulbulden benim niye haberim yok?
Vezir cevap veremmiş Cunku bulbulden onun da haberi yokmuş Hemen bahcıvanı cağırtıp; Soyle bakalımdemiş, saraydan butun dunyanın duyduğu bir bulbul varmış Neden benim haberim yok? Bahcıvan; Bağışlayın efendim!Vezir: Cabuk onu bulun bana!diye bağırmış
Bahcıvan, her yeri aramış taramış, herkese sormuş ama bulbul bulamamış
Vezir care olarak, hukumdara Bu birilerinin uydurduğu bir şey olsa gerekdemiş
Hukumdar daha da hiddetlenmiş ve Hayır, bu olamaz! Bunu bana guvendiğim birisi soyledi Hemen bulbulu bulun, yoksa hepinizi cezalandırırımdemiş Sarayın mutfağında calışan bir kız bahcıvana gelip; Aradığınızı burada bulamazsın!demiş ama isterseniz ben sizi onun yanına gotururum
Buna cok sevinen saray gorevlileri hemen bulbulun yaşadığı ormanını yolunu tutmuşlar
Bulbulun yaşadığı yere gelince; Kucuk bulbul!diye bağırmış kız Bulbul bir ağacın dalında gorununce, Hukumdar, seni gormek ve sesini duymak istiyor Bizimle gelmezsen hepimizi cezalandıracakdemiş
Bulbul bunu kabul edince, yolda onun sesinden şarkılar dinleyerek birlikte saraya donmuşler
Hukumdarın huzuruna cıkarılan bulbul, guzel sesiyle şakıya başlamış Oyle yanık otmuş ki, hukumdar hem duygulanıp gozlerinden yaşlar akıtmış, hem de cok mutlu olmuş Bulbule dile benden ne dilersen!demiş Bulbul en guzel hediye, sizi mutlu gormekdiye cevaplamış onu
Butun herkesin sevgisini kazanan bulbul, saraydakilerin baş tacı olmuş Bundan sonra sarayın bahcesinde yaşamaya, zaman zaman da guzel sesiyle hukumdara şarkılar soylemeye başlamış Butun ulke halkı, bulbulun şarkılarını dinlemek icin sarayın cevresine toplanırlarmış arada bir
Gunlerden bir gun hukumdara bir hediye sandığı gelmiş Actıklarında icinden mucevherler ile değerli taşlarla suslenmiş oyuncak bir bulbul cıkmış ortaya Bir kurma kolu varmış bu camdan yapılmış oyuncak bulbulun ustunde Bunu ayarladığınızda gercek bir bulbul gibi otmeye başlıyormuş Bir zaman sonra, gercek bulbul hukumdarın bu oyuncak bulbul geleli kendisiyle ilgilenmediğini gorunce uzulmuş ve bir fırsatını bulup saraydan kacmış
Her gun guzel sesiyle otmeye devam eden oyuncak bulbul ise, gunun birinde bozuluvermiş Hukumdar bulbulun sesine oylesine alışmış ki, o zaman gercek bulbulun eksikliğini farketmiş ve ona haksızlık ettiğini anlamış Uzuntusunden hasta olup yataklara duşmuş Hukumdar gunden gune daha da kotuleşmiş ve halk onun durumuna cok uzulmuş Onu yatağında caresiz şekilde gorunce, artık iyileşmeyeceğini duşunup yeni bir hukumdar secmek istemişler hemen
Hukumdarın hastalığı ve yeni hukumdar secileceği haberleri saraydan kacan bulbule kadar ulaşmış Hukumdarın sevgisini ve pişmanlığını oğrenen bulbul, ona yardımcı olmaya karar vermiş Hemen gelip hukumdarın yattığı odanın penceresine konmuş ve guzel sesiyle tekrar tekrar şarkılar soylemeye başlamış
Hasta yatağında bulbulun sesini duyan hukumdar, kendine gelmeye başlamış Nihayet sabaha yakın, hukumdar iyileşip ayağa kalkmış Kendisini iyileştirenin bulbulun sesini duymak olduğunu biliyormuş Hukumdar bundan sonra onu hep seveceğine; bulbul de ona, arada bir gelip şarkı soyleyeceğine soz vermiş
Sabah saraydaki herkes hukumdarı ayakta gorunce hem cok şaşırmış, hem de sevinmiş
Hukumdar sonraki hayatını sarayın bahcesindeki guzellikleri doya doya yaşayarak ve bulbulun tatlı nağmelerini dinleyerek gecirmiş