Son Konu

bülbül

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
bülbül Orta Anadolu yöresi 1960’lı yıllardan itibaren ismi bağlama ile birlikte anılan, yalnızca geniş ahali kesimlerinde değil, önemli musiki çevrelerinde de taktir ve hayranlıkla dinlenen Neşet Ertaş’ı öbür bir bağlamda değerlendirmek gerekiyor Çünkü o da doğrusu tam bir yöre sanatçısı, yani mahalli bir sanatkâr olmasına rağmen yaygın şöhreti ve söylediği türkülerin popülaritesi ile ülke genelinde bilinen biri olarak diğerlerinden ayrılır İşte Neşet Ertaş Orta Anadolu bozkırlarının tam göbeğinde, “ay dost deyince yeri göğü inleten gönül delisi bir babanın evladı olarak 1938’de Kırtıllar’da dünyaya kazanç Hiç çocuk sahibi olamadığı ilk karısı Hatice’yi genç yaşında kaybeden Muharrem Ertaş, ikinci evliliğini Kırtıllar köyünden Döne ile yapar ve bu evlilikten, Necati, Neşet, Ayşe, Nadiye ve muhterem adında beş çocuğu olur Kırtıllar nüfusunun tamamı abdallardan ibaret olan bir aşiret köyüdür Köyün çevrede “abdallar adıyla anılması da bundan olsa gerek Daha altı yedi yaşlarında iken, kendisini yöre düğünlerinin rağbette artist babası Muharrem Ertaş’ın sazı önünde oynarken bulan Neşet Ertaş, hayatını, bir nevi hayat destanı diyebilceğimiz 1960’lı yıllarda yazdığı uzun bir şiirinde şöyle anlatır TÜRKÜ BABANIN HAYAT DESTANI ŞİİRİ Bin dokuzyüz otuzsekiz cihana Kırtıllar köyünde geldin dediler Babama Muharrem, anama Döne Dediysen Cet’yı bildin dediler Dizinde sızıydı anamın derdi Tokacı saz yaptı elime verdi Yeni bitirmiştim üç ile dördü Baban gibi sazcı oldun dediler O zaman babamdan öğrendim sazı Engin gönül ile Hakk’a niyazı O yaşımda yaktı bir ahu gözü Mecnun gibi çölde kaldın dediler Zalım felek devranını dönderdi Tuttu bizi İbikli’ye gönderdi Babam saz çalarken bana zil verdi Oynadım meydanda köçek dediler Anam Döne İbikli’de ölünce Tam beş tane yetim yetim kalınca Beşimiz de Biçare olunca Babamgile burdan göçek dediler Yürüdü göçümüz Tefleğe dürüst Bu hali görenin yanıyor bağrı Üç aylık çoçuğun çekilmez kahrı Bunlara bir ana bulun dediler Yozgat’ın Kırıksoku Köyü’ne vardık Bize başlıca değil mu diyerek sorduk Adı Açlık dediler bir ana bulduk İşte bu anadır buldun dediler En küçük kardaşı kayıp eyledik Onun için gizlice ağladık Diğer Taraftan babamı asker eyledik Tekrar kimsesiz babasız kaldın dediler Zalım felek tebdilimi şaşırttı Heybe verdi dalımıza devşirtti Takviye etti Yerköy’üne göçürttü Birazcık da burada kalın dediler Yerköy’den Kırıkkale’ye geldik Babam saz çalarken biz çümbüş aldık Kırşehir’e varınca kemanı çaldık Aferin dost çaldın dediler Yarin aşkı ile arttı her zaman derdim Babamı bir yere dünür gönderdim Başlık çok istemişler haberin aldım İstemiyor yarin seni dediler Kırşehir’de yedi yıl kalınca Düğün akıcı hepsi bize gelince Burada herkese yer daralınca Ankara’ya gider yolun dediler Ankara’da (sünnetçi) Veysel Artist’yı buldum Oldukça eğleştim, evinde kaldım Yüz lirayı verip bir yatak aldım Etti isen böyle buldun dediler Bir konut kiraladım münasip yerde Kaldı kavim kardaş defalarca Kırşehir’de Bu aşk hançerini vurdu derinde Çaresini bulamazsan ölün dediler Yarin aşkı ile döndüm şaşkına Arada içerdim yarin aşkına Canan acımaz mı garip dostuna Buna da içeriye alın dediler Bu hasretlik duygusu Türkü babanın sanatına olumlu tesir yaparak, memleketin taşına, toprağına, insanına hasret ve özlemle batmış pek çok türkünün doğmasına sebep oldu Esas vatanımsın, baba yurdumsun Ozanlar diyarı şirin Kırşehir Uzaktan kaldım gurbet elde derdimsin Hasretin bağrımda derin Kırşehir Feleğin yazdığı kara yazıynan Çok yürüdüm bağrımdaki sızıynan Kara kaşlarıynan, kara gözüynen Aşık etti beni birin Kırşehir Sahiden de “gönül kelimesinin Ertaş’ın kişiye özel lügatinde çok özel bir yeri var O yaklaşık olarak, tıpatıp Yunus gibi, Hacı Bektaşi veli gibi kendisinigönüller yapmaya adamış biri “gönülün geçmediği türküsü değil dense yeri Şu ilginç halimden bilen cilveli nazlım Gönlüm defalarca seni arıyor neredesin sen Tatlı dillim, güler yüzlüm, ey ceylan gözlüm Gönlüm her zaman seni arıyor neredesin sen Bir diğer türküsünde: Küstürdüm gönlümü güldüremedim Baharım sonbahar oldu yazım kış oldu Gönüle yarini bulduramadım Baharım sonbahar oldu, yazım kış oldu Kaynak : Söz: Neş'et Ertaş Müzik: Muharrem Ertaş  
 
Üst Alt