bilgiliadam
Yeni Üye
Beş temel duyumuzdan biri olan koku almak, hayati bir öneme sahiptir. Kokuları alamadığınız bir hayat düşünebiliyor musunuz? Çayırlardaki çiçeklerin mis gibi kokularını, yağmur yağdığında toprağın ya da lezzetli bir yemeğin keyif verici kokusunu alamamak elbette çok kötü. Bazen de kötü kokuları alamamak kötü olabilir. Bozuk bir yiyeceği farkına varmadan yiyerek zehirlenebiliriz. Bu açıdan da çok önemlidir. Yazımızda, burnumuz nasıl koku alır sorusuna yanıt vermeye çalışacağız. İşte, detaylar;
Burnumuz vasıtasıyla hoş ve güzel kokular aldığımızda keyfimiz yerine gelir, bunun tam tersi kötü kokuları aldığımızda da keyfimiz kaçar rahatsız hissederiz. İnsanın koku duyusunun olmaması halinde, yenilen yemeklerin lezzeti de anlaşılamaz. Tükettiğimiz besinlerin tatlarını alabilmemiz koku duyumuza bağlıdır.
Nezle olduğunuzda burnunuz tıkandığı zaman yediklerinizden tat alamadığınızı hatırlarsınız. Doğadaki sayısız çeşitlikte çiçeğin, denizin yosun ve iyot kokusunun, salatalığın, her zaman severek tükettiğiniz kuru köftenin ya da bin bir çeşit parfümün kokularını alamamak yaşantımızı ne kadar çekilmez bir hale sokacağını düşünün.
Aldığımız kokular bizleri anılarımıza da götürmektedir. Örneğin küçüklüğümüzde annenizin kullandığı parfümün kokusunu aldığınızda bir anda o eski günleriniz gözlerinizin önüne gelecektir. Geçmişinizde aşina olduğunuz bazı kokuları aldığınızda, bir anda yeniden o zamana gider ve duygusallaşırsınız. Bunlarla anlatmak istediğimiz şey, kokuların özel ve çok önemli bileşenler olduğudur ve bir anlamda nesnelerin ruhu gibidir.
Burun nasıl koku almaktadır?
Bir nesnenin ya da bir yiyeceğin kokusunun alınmasını koku molekülleri sağlamaktadır. Koku molekülleri olarak adlandırılan bu kimyasal parçacıklar, burun deliklerinin biraz yukarısında yer alan epitel zarın ıslak olan bölümünde çözünmekte ve koku reseptörleriyle etkileşime geçmektedir. İnsan burnunda kokuların ayırt edilmesini sağlamak amacıyla ortalama 40 milyon koku reseptörü bulunmaktadır. Bu sinir hücreleri liflidir ve daha uzun olan liflerle burnun arkasında yer alan burun soğanına bağlı haldedir. Koku reseptörlerinin sayısı köpeklerde yaklaşık 2 milyar kadardır.
Bilim insanlarının gerçekleştirmiş olduğu araştırmalar sonucunda, her koku molekülü kendine özgü bir yapıya sahiptir ve beyin de bu durum sayesinde alınan kokunun neye ait olduğunu kolayca belirleyebilmektedir. Bununla birlikte beyin koku alımı esnasında moleküllerin her birini ayrı ayrı algıladığı için, daha sonra aynı koku bir kez daha alındığında çok rahat bir şekilde ayırt edilmesine imkan sağlamaktadır.
Bazı bilim insanları, gerçekleştirdikleri araştırmalarda koku aileleri gibi bir kavramdan bahsetmektedirler. Her bir aileye ait moleküller benzer şekildedir ve bunlar yedi temel koku içermektedir. Bu yedi temel koku çiçek kokusu, reçineli koku (terebentin gibi), misk koku, kekremsi koku (sirke gibi), naneli koku, eter kokusu, nahoş ve kötü kokulardır.
Burunda yer alan farklı reseptörler her bir kokunun değişik bölümlerini algılamaktadır. Örneğin; gül aromasının 200’ü aşkın bileşenin bir araya gelmesiyle oluştuğunu biliyor muydunuz? Yeni pişirilmiş olan bir kahvede ise ortalama olarak 500 bileşen bulunur.
Yalnızca buharlaşma özelliği olmayan şeylerin kokularını alamayız. Buharlaşma söz konusu olmadığından koku molekülleri de dışarıya çıkmamaktadır. Mesela; bir cam gibi nesneler buharlaşmamakta ve buna bağlı olarak da herhangi bir koku yaymamaktadırlar.
Burun kaç kokuyu ayırt edebilir
Burnumuz ile algıladığımız kokuların sayısı geçtiğimiz yıllarda yapılan bir araştırmaya göre 1 trilyon kokuyu ayırt edebilir, şimdiye kadar yapılan araştırmalara göre bu algı 10 bin farklı koku şeklindeydi, ancak Science dergisinde yayımlanan bir makalede insan burnunun algılama özelliği sayesinde göz ve kulağın algılama özelliklerine kıyasla bu organları geride bırakıyor.
New York’taki Rockefeller Üniversitesi araştırma yetkilileri insan burnunun koku alma yetisinin çok az bir bölümünü kullandığını belirtiyor.
New York’taki Rockefeller Üniversitesi yetkililerine göre 1 trilyon sayısı bile düşük bir tahmin olabileceğini belirtiyorlar.
Burnumuz vasıtasıyla hoş ve güzel kokular aldığımızda keyfimiz yerine gelir, bunun tam tersi kötü kokuları aldığımızda da keyfimiz kaçar rahatsız hissederiz. İnsanın koku duyusunun olmaması halinde, yenilen yemeklerin lezzeti de anlaşılamaz. Tükettiğimiz besinlerin tatlarını alabilmemiz koku duyumuza bağlıdır.
Nezle olduğunuzda burnunuz tıkandığı zaman yediklerinizden tat alamadığınızı hatırlarsınız. Doğadaki sayısız çeşitlikte çiçeğin, denizin yosun ve iyot kokusunun, salatalığın, her zaman severek tükettiğiniz kuru köftenin ya da bin bir çeşit parfümün kokularını alamamak yaşantımızı ne kadar çekilmez bir hale sokacağını düşünün.
Aldığımız kokular bizleri anılarımıza da götürmektedir. Örneğin küçüklüğümüzde annenizin kullandığı parfümün kokusunu aldığınızda bir anda o eski günleriniz gözlerinizin önüne gelecektir. Geçmişinizde aşina olduğunuz bazı kokuları aldığınızda, bir anda yeniden o zamana gider ve duygusallaşırsınız. Bunlarla anlatmak istediğimiz şey, kokuların özel ve çok önemli bileşenler olduğudur ve bir anlamda nesnelerin ruhu gibidir.
Burun nasıl koku almaktadır?
Bir nesnenin ya da bir yiyeceğin kokusunun alınmasını koku molekülleri sağlamaktadır. Koku molekülleri olarak adlandırılan bu kimyasal parçacıklar, burun deliklerinin biraz yukarısında yer alan epitel zarın ıslak olan bölümünde çözünmekte ve koku reseptörleriyle etkileşime geçmektedir. İnsan burnunda kokuların ayırt edilmesini sağlamak amacıyla ortalama 40 milyon koku reseptörü bulunmaktadır. Bu sinir hücreleri liflidir ve daha uzun olan liflerle burnun arkasında yer alan burun soğanına bağlı haldedir. Koku reseptörlerinin sayısı köpeklerde yaklaşık 2 milyar kadardır.
Bilim insanlarının gerçekleştirmiş olduğu araştırmalar sonucunda, her koku molekülü kendine özgü bir yapıya sahiptir ve beyin de bu durum sayesinde alınan kokunun neye ait olduğunu kolayca belirleyebilmektedir. Bununla birlikte beyin koku alımı esnasında moleküllerin her birini ayrı ayrı algıladığı için, daha sonra aynı koku bir kez daha alındığında çok rahat bir şekilde ayırt edilmesine imkan sağlamaktadır.
Bazı bilim insanları, gerçekleştirdikleri araştırmalarda koku aileleri gibi bir kavramdan bahsetmektedirler. Her bir aileye ait moleküller benzer şekildedir ve bunlar yedi temel koku içermektedir. Bu yedi temel koku çiçek kokusu, reçineli koku (terebentin gibi), misk koku, kekremsi koku (sirke gibi), naneli koku, eter kokusu, nahoş ve kötü kokulardır.
Burunda yer alan farklı reseptörler her bir kokunun değişik bölümlerini algılamaktadır. Örneğin; gül aromasının 200’ü aşkın bileşenin bir araya gelmesiyle oluştuğunu biliyor muydunuz? Yeni pişirilmiş olan bir kahvede ise ortalama olarak 500 bileşen bulunur.
Yalnızca buharlaşma özelliği olmayan şeylerin kokularını alamayız. Buharlaşma söz konusu olmadığından koku molekülleri de dışarıya çıkmamaktadır. Mesela; bir cam gibi nesneler buharlaşmamakta ve buna bağlı olarak da herhangi bir koku yaymamaktadırlar.
Burun kaç kokuyu ayırt edebilir
Burnumuz ile algıladığımız kokuların sayısı geçtiğimiz yıllarda yapılan bir araştırmaya göre 1 trilyon kokuyu ayırt edebilir, şimdiye kadar yapılan araştırmalara göre bu algı 10 bin farklı koku şeklindeydi, ancak Science dergisinde yayımlanan bir makalede insan burnunun algılama özelliği sayesinde göz ve kulağın algılama özelliklerine kıyasla bu organları geride bırakıyor.
New York’taki Rockefeller Üniversitesi araştırma yetkilileri insan burnunun koku alma yetisinin çok az bir bölümünü kullandığını belirtiyor.
New York’taki Rockefeller Üniversitesi yetkililerine göre 1 trilyon sayısı bile düşük bir tahmin olabileceğini belirtiyorlar.