nicebayan
Yeni Üye
C Harfi İle Başlayan Hanımefendi İsimleri
Hanımefendi İsimleri C İle Başlayan
CABİRE: Cebreden, zorlayan Şampiyon gelen Aziz ve kuvvetli olan
CABİYE: Define (bkz Semahat) Şam'ın güneybatısında, Çavlan'da bir yer Havuz
CAHİDE: Cehdeden, elinden geldiği değin çalışan
CAİZE: Armağan, armağan Yol yiyeceği, azık Eski şairlere yazdıkları methiyeler için verilen bahşiş
CALİBE: Kendine çeken, celbeden, cazibeli
CANAL: Gönül al Kendini sevdir, sevilen biri ol
CANAN: Sevgili, gönül verilmiş, sevilen bayan
CANAY: Ay gibi pak, saf, aydınlık kimse
CANDAN: Arkadaşça, dürüst, kalbi Yakın Olma belirten tavır
CANEL: Doğru uzatılan el, arkadaşlık eli
CANFEDA: Canını veren, özverili kimse
CANFEZA: Can artıran, cana can katan
CANGÜL: Gül gibi canlı Güzel, pak kimse
CANİPEK: Yumuşak huylu (kimse)
CANNUR: Özü parlak, nurlu kimse
CANRUBA: Gönül alan, sevgili
CANSEL: Yaşam veren su Can ve sel kelimelerinden birleşmiş ad
CANSEN: Sen cansın, sevilensin
CANSER: (bkz Can)
CANSES: (bkz Canser)
CANSET: Küçük kraliçe, prenses
CANSEVER: (bkz Cansın)
CANSIN: Canım gibisin, canımsın
CANSU: Hayat veren su, tazelik Sevgili, şirin
CANSUN: (bkz Cansu)
CAVİDAN: Daimi kalacak olan, sonrasız, baki
CAVİDE: (bkz Cavidan)
CEBİRE: Sıkmak Düzeltme, onarma
CELİLAY: Ulu, ulu ay
CELİLE: Büyük, ulu
CEMİLE: Hoş bayan Gönül elde etmek amacıyla yapılan davranış
CEMİNUR: Işık, nur topluluğu, fazla nurlu, parlak kimse
CEMRE: Alev Kor halinde alev Şubat ayında gitgide gelişen sıcaklık
CENAN: Kalb, kalp, gönül
CENNET: Uçmak Bahçe Fazla ferah ve havadar yer Firdevs Allah'a inanan, günah işlememiş ya da günahlarından arınmış olanların gireceği yer
CEREN: Ceylan
CESARET: Cesaret, korkusuzluk
CEVHER: Öz, maya Başlı başına, kendiliğinden olan Tıynet, cibilliyet, soydan gelen, haslet, natürel istidat Değerli taş Ebcet hesabında yalnız noktalı harfleri hesaplamaya dayanan tarih düşürme şekli Kılıç namlusuna yapılan menevişli süs
CEVRİYE: Haksızlık Eza, acımasızlık, eziyet, gadir, gaddarlık, sitem
CEYDA: Uzun boyunlu ve güzel
CEYDAHAN: (bkz Ceyda)
CEYHAN: Güney Anadolu'da Toroslar'dan doğan ve Akdeniz'e dökülen akarsu
CEYLA: Olağanüstü güzel gözlü
CEYLAN: Süratli koşan, biçimli bacakları olan ve hoş gözleriyle bilinen bir gazel cinsi
CEZLAN: Mutlu
CEZMİYE: Cezm ile ilgili Belli karar ve niyete ait Kesmek
KÂINAT: Dünya, alem, kainat, yeryüzü, yerküresi
EVREN BANU: Dünyaca ünlü kadın
CİHANDİDE: Dünyayı gezip görmüş
CİHANEFRUZ: Dünyayı parlatan, aydınlatan
CİHANFER: Cihanı, dünyayı aydınlatan, nurlu, aydınlatılmış
CİHANGÜL: (bkz Kâinat)
CİHANNUR: Dünyayı aydınlatan, nurlu, ışıklandırılmış
CİHANSER: Âlem'ın başı
CİHANSUZ: Âlem yakan
CILVE: Hoşa gitmek için yapılan davranış Cilve, naz
CİNAN: Cennetler
CİRYAL: Bir nevi kırmızı badana Altının kırmızılığı Pak renk Saf
CUDİYE: Cömert, eli bol İyilik severlikle ilgili Dicle nehri kıyısında bir dağ Nuh'un gemisinin tufandan sonra bu dağın üzerinde durduğu söylenir
CÜMANE: Tek inci anlamında *
Hanımefendi İsimleri C İle Başlayan
CABİRE: Cebreden, zorlayan Şampiyon gelen Aziz ve kuvvetli olan
CABİYE: Define (bkz Semahat) Şam'ın güneybatısında, Çavlan'da bir yer Havuz
CAHİDE: Cehdeden, elinden geldiği değin çalışan
CAİZE: Armağan, armağan Yol yiyeceği, azık Eski şairlere yazdıkları methiyeler için verilen bahşiş
CALİBE: Kendine çeken, celbeden, cazibeli
CANAL: Gönül al Kendini sevdir, sevilen biri ol
CANAN: Sevgili, gönül verilmiş, sevilen bayan
CANAY: Ay gibi pak, saf, aydınlık kimse
CANDAN: Arkadaşça, dürüst, kalbi Yakın Olma belirten tavır
CANEL: Doğru uzatılan el, arkadaşlık eli
CANFEDA: Canını veren, özverili kimse
CANFEZA: Can artıran, cana can katan
CANGÜL: Gül gibi canlı Güzel, pak kimse
CANİPEK: Yumuşak huylu (kimse)
CANNUR: Özü parlak, nurlu kimse
CANRUBA: Gönül alan, sevgili
CANSEL: Yaşam veren su Can ve sel kelimelerinden birleşmiş ad
CANSEN: Sen cansın, sevilensin
CANSER: (bkz Can)
CANSES: (bkz Canser)
CANSET: Küçük kraliçe, prenses
CANSEVER: (bkz Cansın)
CANSIN: Canım gibisin, canımsın
CANSU: Hayat veren su, tazelik Sevgili, şirin
CANSUN: (bkz Cansu)
CAVİDAN: Daimi kalacak olan, sonrasız, baki
CAVİDE: (bkz Cavidan)
CEBİRE: Sıkmak Düzeltme, onarma
CELİLAY: Ulu, ulu ay
CELİLE: Büyük, ulu
CEMİLE: Hoş bayan Gönül elde etmek amacıyla yapılan davranış
CEMİNUR: Işık, nur topluluğu, fazla nurlu, parlak kimse
CEMRE: Alev Kor halinde alev Şubat ayında gitgide gelişen sıcaklık
CENAN: Kalb, kalp, gönül
CENNET: Uçmak Bahçe Fazla ferah ve havadar yer Firdevs Allah'a inanan, günah işlememiş ya da günahlarından arınmış olanların gireceği yer
CEREN: Ceylan
CESARET: Cesaret, korkusuzluk
CEVHER: Öz, maya Başlı başına, kendiliğinden olan Tıynet, cibilliyet, soydan gelen, haslet, natürel istidat Değerli taş Ebcet hesabında yalnız noktalı harfleri hesaplamaya dayanan tarih düşürme şekli Kılıç namlusuna yapılan menevişli süs
CEVRİYE: Haksızlık Eza, acımasızlık, eziyet, gadir, gaddarlık, sitem
CEYDA: Uzun boyunlu ve güzel
CEYDAHAN: (bkz Ceyda)
CEYHAN: Güney Anadolu'da Toroslar'dan doğan ve Akdeniz'e dökülen akarsu
CEYLA: Olağanüstü güzel gözlü
CEYLAN: Süratli koşan, biçimli bacakları olan ve hoş gözleriyle bilinen bir gazel cinsi
CEZLAN: Mutlu
CEZMİYE: Cezm ile ilgili Belli karar ve niyete ait Kesmek
KÂINAT: Dünya, alem, kainat, yeryüzü, yerküresi
EVREN BANU: Dünyaca ünlü kadın
CİHANDİDE: Dünyayı gezip görmüş
CİHANEFRUZ: Dünyayı parlatan, aydınlatan
CİHANFER: Cihanı, dünyayı aydınlatan, nurlu, aydınlatılmış
CİHANGÜL: (bkz Kâinat)
CİHANNUR: Dünyayı aydınlatan, nurlu, ışıklandırılmış
CİHANSER: Âlem'ın başı
CİHANSUZ: Âlem yakan
CILVE: Hoşa gitmek için yapılan davranış Cilve, naz
CİNAN: Cennetler
CİRYAL: Bir nevi kırmızı badana Altının kırmızılığı Pak renk Saf
CUDİYE: Cömert, eli bol İyilik severlikle ilgili Dicle nehri kıyısında bir dağ Nuh'un gemisinin tufandan sonra bu dağın üzerinde durduğu söylenir
CÜMANE: Tek inci anlamında *