Daha 19 yüzyılın ortalarına içten, Osmanlı müziğinde Batı etkileri görülmeye başlanmış, yüzyılın sonlarına dürüst ise bu etkiler oldukça güçlenerek, genelde teksesli (monodik) yapıdaki Osmanlı müziğini çoksesli (polifonik) ayla dönüştürmeye karşın çalışmalara olanak sağlamıştı
1923'te Cumhuriyetin ilanı üstüne, o sıralarda Avrupa'da müzik eğitimi görebilen Cemal Reşid Rey Türkiye'ye dönmüş ve İstanbul'da kurulan müzik okulunda hocalığa başlamıştı bu vesileyle, bir takım yetenekli gençler de, Cumhuriyet yönetimi kadar, müzik eğitimi edinmek üzere Avrupa'nın dağıtılmış kentlerine gönderildiler Bu gençler yurda döndükten sonradan Çağdaş Çoksesli Türk Müziğinin temellerini atan ve sonraları Türk Beşleri olarak adlandırılan grup oluştu Bu grubun iki taraflı amacı, geleneksel Türk Müziği temalarını kullanarak eğitimini aldıkları Batı Sanat Müziği değerleri içinde modern çoksesli yeni yapı ortaya çıkarmaktı Sonraki aşamalarda, daha özgürlük çağrışımları hedefleyen her besteci, ırk ezgilerinin renklerini ve gizemini kendine özgü bir yolla yorumlamış ve giderek aşina ırk ezgilerini aracısız koyulmak yerine, soyutlama yöntemleri ile bambaşka sentezlere ulaşmaya çalışmıştır
Türk beşleri olarak bilinen kadro; Cemal Reşit REY, Ulvi Cemal ERKİN, Hasan Ferit ALNAR, Ahmet Adnan SAYGUN ve Necil Kazım AKSES'den oluşmaktadır Türk beşlerinden daha sonra bu alanda, Nuri Sami KORAL, Kemal İLERİCİ, Ekrem Akıllı ÜN, Bülent TARCAN, vd ikinci; Sabahattin KALENDER, Nevit KODALLI, Ferit TÜZÜN, İlhan USMANBAŞ, Bülent AREL, İlhan MIMAROĞLU, vd üçüncü; Muammer SUN, Cenan AKIN, Cengiz TANÇ, Kemal SÜNDER, İlhan BARAN, Yalçın TURA, Ali Doğan SİNANGİL, vd dördüncü kuşak olarak bu alanda ürünler vermişler veya vermeye devam etmektedirler Bu kuşaktan daha sonra da tekrar bu alanda, giderek çoğalan oranda bir çok besteci ürün vermeye devam etmektedir Günümüzde ise bu alanındaki besteci sayısı 60'a yaklaşmıştır *