nicebayan
Yeni Üye
Çalışmanın Faydaları Nelerdir
Çalışmanın Kişiye ve Topluma Faydaları
Niyetlenmek, bir iş meydana getirmek için zihnî ve bedenî kuvvet sarf etmek, çaba etmek, uğraşmak demektir
İslâm, kendisine çalışıp mülk kazanan kimseyi takdir eder Bu malın Allah kadar çalışmasının karşılığı olarak çalışana verildiğini bilmelerini insanlara tavsiye edip, o malı veren gerçek nimet sahibini ve onun verdiği nimeti unutan, bu yüzden şükretmesini bilmeyen azgın ve şımarık kimseler gibi olunmaması konusunda da ikazlarda bulunur:
Allah'ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu gözet Dünyadaki nasibini de unutma Allah'ın sana ihsân ettiği gibi sen de ihsanda bulun Yeryüzünde bozgunculuk yapma Doğrusu Allah, bozguncuları sevmez (elKasas, 2877)
İslam nizamı dengelenmiş bir nizamdır İnsanı iki alem için hazırlamaktadır
Bunlardan biri ahiret hayatı, diğeri dünya hayatıdır ilk olarak insanın kalbini aracısız olarak ebedî hayatın devam edeceği ahirete bağlayarak Allah'a kulluğa yönlendirirken; bir de bu dünya hayatının nimetlerinden de payını almasını engellemez
Hatta bunu teşvîk eder ve ubûdiyetin öteki yüzü olarak insanlara benimsetir İslâm, insanı ilâhi mükellefiyetlerle yükümlü kıldıktan daha sonra hayatı yok edecek ve ihmale uğratacak aşırı çekingenlikten alıkoyarak dünya nimetlerinden faydalanmaya teşvîk eder
Efendimiz (SAV) Kim nefsini dilencilikten korumak, çoluk çocuğunun nafakasını temin etmek için ve yoksul komşularına yardımcı olmak için helalinden kazanırsa, o kimse kıyamet gününde Allah'ın huzuruna yüzü ayın on dördü gibi pırıl pırıl parladığı halde varır buyurmuştur
Hedeflemek fazilettir dilenmek zillettir Çünkü dinimiz başkasına ağırlık olmayı yasaklamış, helal yoldan çalışıp kazanmayı, etrafına yardım elini uzatmayı emretmiştir
Toplumumuzda, çalışmadan uyuşuk durağan oturana iyi gözle bakmazlar Atıl birey, ailesinin geçimini sağlayamadığı için aile huzuru da olmaz
Buna karşılık, helal yoldan kazanıp ailesini hoş bir şekilde geçindirip etrafındaki ihtiyaç sahiplerine de takviye etse, hem Allah göre sevilir, keza de çevresi kadar sevilip sayılır
Bir müslümanın, kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kimseleri geçindirmeğe, borçlarını ödemeğe yetecek değin helâlinden kazanması farzdır
Hedeflemek ve emek sarf etmek, sadece kişisel yahut ailevî ihtiyaçları gidermeye karşın bir gayret ve mesai değil; bununla birlikte toplumsal üretimi ve refahı artıran mühim bir unsurdur İnsanlara üstünlük karşılayan herhangi bir işte çalışan kimse, bununla beraber toplum için de çalışmaktadır Bu ödev ihmalkârlık edildiğinde toplum için zararlı sonuçlar doğacağından, Allah huzurunda bütün toplum sorumluluk sahibi olur Bunun için İslâm cemiyeti ve İslâm devleti, her türlü işin erbabını yetiştirmekle yükümlüdür
İslâm'da sanat, zanaat ve sanayi makbul bir kazanç yoludur Bu faaliyetler toplum için faydalı üretîmlerde bulunurlar Bilhassa savunmanın güçlenmesi sanayiin güçlenmesine bağlıdır Bu, günümüzde daha fazla ağırlık kazanmıştır
İslâm'ın en çok muteber gördüğü kazanç yolları bunlardır Hiç kuşkusuz bu gelir yollarının ağırlık dereceleri zamana ve ihtiyaçlara göre değişebilir
İslâm'da çalışmadan, dilenerek geçinmek yasaktır Çalışabilecek durumda olan kimsenin dilenmesi haramdır En fena koşullar altında dahi çalışma, başkalarına ağırlık olmaktan üstündür: Kişinin sırtında odun taşıyarak geçimini sağlaması, versin veya vermesin birisinden bir şey istemekten daha hayırlıdır (Buharî, Büyu 15) hadisi buna dikkat çekici eder *
Çalışmanın Kişiye ve Topluma Faydaları
Niyetlenmek, bir iş meydana getirmek için zihnî ve bedenî kuvvet sarf etmek, çaba etmek, uğraşmak demektir
İslâm, kendisine çalışıp mülk kazanan kimseyi takdir eder Bu malın Allah kadar çalışmasının karşılığı olarak çalışana verildiğini bilmelerini insanlara tavsiye edip, o malı veren gerçek nimet sahibini ve onun verdiği nimeti unutan, bu yüzden şükretmesini bilmeyen azgın ve şımarık kimseler gibi olunmaması konusunda da ikazlarda bulunur:
Allah'ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu gözet Dünyadaki nasibini de unutma Allah'ın sana ihsân ettiği gibi sen de ihsanda bulun Yeryüzünde bozgunculuk yapma Doğrusu Allah, bozguncuları sevmez (elKasas, 2877)
İslam nizamı dengelenmiş bir nizamdır İnsanı iki alem için hazırlamaktadır
Bunlardan biri ahiret hayatı, diğeri dünya hayatıdır ilk olarak insanın kalbini aracısız olarak ebedî hayatın devam edeceği ahirete bağlayarak Allah'a kulluğa yönlendirirken; bir de bu dünya hayatının nimetlerinden de payını almasını engellemez
Hatta bunu teşvîk eder ve ubûdiyetin öteki yüzü olarak insanlara benimsetir İslâm, insanı ilâhi mükellefiyetlerle yükümlü kıldıktan daha sonra hayatı yok edecek ve ihmale uğratacak aşırı çekingenlikten alıkoyarak dünya nimetlerinden faydalanmaya teşvîk eder
Efendimiz (SAV) Kim nefsini dilencilikten korumak, çoluk çocuğunun nafakasını temin etmek için ve yoksul komşularına yardımcı olmak için helalinden kazanırsa, o kimse kıyamet gününde Allah'ın huzuruna yüzü ayın on dördü gibi pırıl pırıl parladığı halde varır buyurmuştur
Hedeflemek fazilettir dilenmek zillettir Çünkü dinimiz başkasına ağırlık olmayı yasaklamış, helal yoldan çalışıp kazanmayı, etrafına yardım elini uzatmayı emretmiştir
Toplumumuzda, çalışmadan uyuşuk durağan oturana iyi gözle bakmazlar Atıl birey, ailesinin geçimini sağlayamadığı için aile huzuru da olmaz
Buna karşılık, helal yoldan kazanıp ailesini hoş bir şekilde geçindirip etrafındaki ihtiyaç sahiplerine de takviye etse, hem Allah göre sevilir, keza de çevresi kadar sevilip sayılır
Bir müslümanın, kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kimseleri geçindirmeğe, borçlarını ödemeğe yetecek değin helâlinden kazanması farzdır
Hedeflemek ve emek sarf etmek, sadece kişisel yahut ailevî ihtiyaçları gidermeye karşın bir gayret ve mesai değil; bununla birlikte toplumsal üretimi ve refahı artıran mühim bir unsurdur İnsanlara üstünlük karşılayan herhangi bir işte çalışan kimse, bununla beraber toplum için de çalışmaktadır Bu ödev ihmalkârlık edildiğinde toplum için zararlı sonuçlar doğacağından, Allah huzurunda bütün toplum sorumluluk sahibi olur Bunun için İslâm cemiyeti ve İslâm devleti, her türlü işin erbabını yetiştirmekle yükümlüdür
İslâm'da sanat, zanaat ve sanayi makbul bir kazanç yoludur Bu faaliyetler toplum için faydalı üretîmlerde bulunurlar Bilhassa savunmanın güçlenmesi sanayiin güçlenmesine bağlıdır Bu, günümüzde daha fazla ağırlık kazanmıştır
İslâm'ın en çok muteber gördüğü kazanç yolları bunlardır Hiç kuşkusuz bu gelir yollarının ağırlık dereceleri zamana ve ihtiyaçlara göre değişebilir
İslâm'da çalışmadan, dilenerek geçinmek yasaktır Çalışabilecek durumda olan kimsenin dilenmesi haramdır En fena koşullar altında dahi çalışma, başkalarına ağırlık olmaktan üstündür: Kişinin sırtında odun taşıyarak geçimini sağlaması, versin veya vermesin birisinden bir şey istemekten daha hayırlıdır (Buharî, Büyu 15) hadisi buna dikkat çekici eder *