Seyit Onbaşı'nın destanını Havran Da yaşayan Huseyin Dede şoyle anlatıyor: “işte, Allah bir nimet vermiş ona, o vazifeyi yapmak icin bir de ganimet kazansın maneviyattan diye Allah yardım etmiş ona Başka turlu bu acıklanmaz Cunku kendi anlatıverirdi Mermi 250 okka, vinc bozuk 'Ne duruyorsun Seyyid diye bir ses geldi diyor Fakat baktım insan minsan yok Besmele cekerek aldım, topun ağzına koydum diyor O İngiliz'in amirallik gemisi, bando calıyor İstanbul'a gececek
Seyyid Onbaşı topu ateşlemesiyle, bacadan iceri veriyor mermiyi Bir kara duman gorunuyor Buyuk amirallik gemisi batıyor Ardından sonra diğeri Sonra kacıyor İngilizler’ Eh, işte bu adamcık boyle yapıyor Allah yardım ediyor ona
Seyyid Onbaşı'nın bu muvaffakiyetinden sonra kendisine bir madalya takılır Sırtında mermi olan meşhur resmini de hadiseden bir hafta sonra bir zabit gelerek cekmiştir Bu fotoğraf, Canakkale Cephesi’nden geriye kalan belki de en meşhur fotoğraflardan biridir Onde Havranlı Mehmed oğlu Seyyid ve arkasında cephe arkadaşı Niğdeli Ali
Seyyid Onbaşı, 1915 tarihinde Harp Mecmuası'nın ikinci sayısının kapağında neşredilen fotoğrafın hikayesini sonradan şoyle anlatılır: “Aradan birkac gun gecti, bir gun beni kumandanımız cağırmış, gittim Bunu sana Alman generali gonderdi' dediler Goğsume bir nişan taktılar, aha şu duvarda durur Bir hafta sonra da paşalarla beraber bizim tabyaya bir resim zabiti geldi
Alaman zabitiymiş, benim resmimi cekecekmiş Dolu mermiyi sırtına kaldıramadım, hırsım gecmiş, boşalttılar da oyle yukledim Sonradan kumandanımız bir kitap gosterdi, ‘Bak Seyyid, bu kitapta senin resmin var’, dedi Baktım, utandım doğrusu Aslan gibi kumandanlarımız dururken benim resmimi almışlar diye Kitabın icine baktım, ferahladım Orada benden başka arkadaşların resimleri de var