Son Konu

Canakkale Savaşı İle İlgili Anılar Kısa

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Canakkale Savaşı Anıları Kısa


Canakkale savaşı sırasında yaşanmış pek cok anı var İşte bunlardan bazıları:

Siperde mumkun olduğu kadar siper duvarının yakınına ve dibe yuzustu yatardın Toprak sallanır ve havan mermileri miyavlayan kediler gibi bir ses cıkararak ustunden gecerdi Patlamayı duyduğun surece iyiydi Patlamayı duymadıysan oldun demekti!
(Er Harry Baker)

Ben hakkımı helal ettim

Kocadere koyunde buyuk bir sargı yeri kuruluyor Kimi Urfalı, kimi Bosnalı, kimi Adıyamanlı, kimi Gurunlu, kimi Halepli cok sayıda yaralı getiriliyor

Bunlardan biri Lapsekinin Beybaş Koyundendir ve yarası oldukca ağırdır Zor nefes alıp vermektedir Alcalıp yukselen goğsunu biraz daha tutabilmek icin komutanının elbisesine yapışır Nefes alıp vermesi oldukca zorlaşır ama tane tane kelimeler dokulur dudaklarından: “Olme ihtimalim cok fazla Ben bir pusula yazdım Arkadaşıma ulaştırın Tekrar derin nefes alıp, defalarca yutkunur: “BenBen koylum Lapseki`li İbrahim onbaşıdan 1 Mecit borc aldıydımKendisini goremedim Belki olurum Olursem soyleyin hakkını helal etsin

“Sen merak etme evladım der komutanı, kanıyla kırmızıya boyanmış alnını eliyle okşar Az sonra komutanının kollarında şehit olur ve son sozu de: “Soyleyin hakkını helal etsin olur

Aradan fazla zaman gecmez Oraya surekli yaralılar getiriliyor Bunlardan coğu daha sargı yerine ulaştırılmadan şehit duşuyor Şehitlerin uzerinden cıkan eşyalar, kunyeler komutana ulaştırılıyor İşte yine bir kunye ve yine bir pusula Komutan goz yaşlarını silmeye daha fırsat bulamamıştır Pusulayı acar, hıckırarak okur ve olduğu yere yığılır kalır Ellerini yuzune kapatır, ne titremesine nede goz yaşlarına engel olamaz

Pusuladaki not: “Ben Beybaş Koyunden arkadaşım Halil`e 1 mecit borc verdiydim Kendisi beni goremedi Biraz sonra taarruza kalkacağız Belki ben donemem Arkadaşıma soyleyin ben hakkımı helal ettim

En buyuk bela sineklerdi Milyonlarca sinek vardı Siperin bir yanı kara bir kutleyle kaplıydı Actığın her şey, orneğin bir teneke et, bir anda sineklerle ortulurdu Bir kutu recel bulacak kadar talihliysen actığında once sinekler dalardı icine Sinekler ağzının cevresinde, yaralarının, cıbanlarının uzerindeydi Vucudunun bir yerini actığında hemen sineklerle kaplanırdı Bu gercek bir lanetti
(Er Harold Broughton)

Ateşe başladıklarında odum patladı Şarapnel dolu gibi yağıyordu Hemen cepheye gitmemiz gerekiyordu ve orada kurşunlar gercekten ucuşmaya başladı Korkmadığını soyleyen yalancıdır! George Washington başının ustunden ucuşan kurşun vızıltısından hoşlandığını soylemişti ama o benim savaşımda değildi!
(Deniz eri Joe Murray)

Koy korkunc bir tuzaktı Her ev ve her koşebaşı keskin nişancılarla doluydu ve sokakta bir gorunmek kafana kurşun yemek icin yeterliydiO koyde cok asker ve subay kaybettik Duşman hic gorunmuyordu, gorunen tek şey sadece bizimkilerin orada burada yere devrilmeleriydi Bir evde keskin nişancı ararken tabancamla bir Turk oldurdum ama bu arada az daha, once ben oluyordum
(Teğmen Guy Nightingale)

Aramızda ve askerlerimiz icinde Balkan utancının tekrarını yaşamaktansa olmeyi tercih etmeyecek tek kişi olduğuna inanmıyorum Eğer boyleleri varsa onları bir an once biz kendi ellerimizle kurşuna dizelim
(Mustafa Kemal)

Turkler dunyanın en cesur insanlarıydı

“ Turklerin icinde iriyarı biri vardı, neredeyse iki metrenin ustunde olmalıydı Bizimki de en az onun kadar iriydi Sanırım prestij icin iri adamlarını secmişlerdi İkisinde de beyaz bayraklar vardı ve ortada duruyorlardı Ben oluleri gomenlerden biri değildim ama siperin kenarında oturdum ve bir sure sonra yanlarına gidip Turke sığır kavurması ikram ettim Gulemsedi, cok sevinmiş gorundu ve o da bana ipe dizilmiş incir verdi Jacko adını verdiğimiz Turk askerlerinden ben de bizimkilerin hepsi de pek hoşlanmıştı Onun icin kotu bir soz soylendiğini duymadım, temiz dovuşurlerdi ve dunyanın en cesur insanlarıydı En yoğun ateş karşısında bile durmazlardı, adeta fanatik insanlardı Onlarla ateşkeste karşılaştığımızda cok esaslı insanlar oldukları sonucuna vardık Er Henry Barnes

Mustafa Kemal Ataturk anlatıyor:

“Bomba sırtı olayı (14 Mayıs 1915) cok onemli ve dunya harp tarihinde eşine rastlanması mumkun olmayan bir hadisedir Karşılıklı siperler arasındaki mesafe 8 metre, yani olum muhakkak Birinci siperdekilerin hic birisi kurtulamamacasına hepsi duşuyor İkinci siperdekiler yıldırım gibi onların yerine gidiyor Fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkulle biliyor musunuz? Bomba, şarapnel, kuşun yağmuru altında oleni goruyor, uc dakikaya kadar oleceğini biliyor ve en ufak bir cekinme bile gostermiyor Sarsılma yok Okuma bilenler Kuranı Kerim okuyor ve cennete gitmeye hazırlanıyor Bilmeyenlerse Kelimei Şehadet getiriyor ve ezan okuyarak yuruyorlar Sıcak, cehennem gibi kaynıyor 20 duşmana karşı her siperde bir nefer sunguyle carpışıyor Oluyor, olduruyor İşte bu Turk askerindeki ruh kuvvetini gosteren dunyanın hicbir askerinde bulunmayan tebriğe değer bir ornektir Emin olmalısınız ki Canakkale muharebelerini kazandıran bu yuksek ruhtur

Duşman askeri oylesine korkmuştu ki, Ertuğrul Koyuna (V Kumsalı) girmiş olan buyuk nakliye gemisinden inmeyi reddettiler Komutanlar ve subaylar kılıclarını cekmişlerdi ve adamları merenlerden aşağı gonderiyorlardı Ama hicbiri Turk kurşunlarından kacamıyordu
(Binbaşı Mahmut Sabri)

Gozlerimizin onundeki manzarayı anlatmak olanaksızdı Filikalar şimdi hemen hemen birbirlerine yanaşmış olarak kıyıya kadar uzanıyordu ve icleri parcalanmış cesetlerle doluydu Sonuncu filika ile kıyı arasında cesetlerden bir iskele vardı Olulere basmadan kıyıya cıkmak mumkun değildi ve koyun suları kandan kıpkırmızı kesilmişti
(Teğmen R B Gillet)

Turk subayları siperlerimize girip “Bay Falanca burada mı? diye sorarlar, subay karşılarına gelince de onu oldurup kendi siperlerine koşar giderlerdi
(Er George Peake)
 
Üst Alt