bilgiliadam
Yeni Üye
CANAKKALE DESTANI
Yıl 1915
18'indeyiz Martın
Kendine gel biraz!
Pek tekin değildi Canakkale'nin suyu,
Gecilmez bu boğaz
Gecilmez bu boğaz
Bizi
Ne topun yıldırır,
Ne kurşunun
Cunku artık
Başladı cengimiz
Er meydanında bulunmaz dengimiz
Sen misin Mustafa Kemal'im ileri diyen?
İşte fırladık siperden
Sırtına yuklenmiş kahraman
Seyit 276 kiloluk mermiyi,
Koşuyor bataryasına ateşler icinden
Bu mermi denizlere gomecek Elizabet'i Buvet'i
Yanıyor bugun Anafartalar yanıyor,
Denizler yanıyor,
Dağlar yanıyor
Zafer bizimdir artık
Duşman zırhlıları batıyor
Turk'um,
Muzaffer olarak doğmuşuz bir kere
Bir karış toprak uğruna Kimimiz şehit oluruz
Kimimiz gazi
Hic değişmez bu yazı
Dunyada her yer gecilir belki
Lakin gecilmez Canakkale Boğazı
Fahri ERSAVAŞ
CANAKKALE ŞEHİTLERİNE
Şu boğaz harbi nedir? Var mı ki dunyada eşi?
En kesif orduların yukleniyor dordu beşi,
Tepeden yol bularak gecmek icin Marmara'ya
Kac donanmayla sarılmış ufacık bir karaya
Ne hayasızca tehaşşud ki ufuklar kapalı!
Nerde gosterdiği vahşetle bu : bir Avrupalı
Dedirir yırtıcı his yoksulu, sırtlan kumesi
Varsa gelmiş , acılıp mahbesi, yahut kafesi!
Eski dunya, yeni dunya, butun akvamı beşer,
Kaynıyor kum gibi, tUfan gibi, mahşer mahşer
Yedi iklimi cihanın duruyor karşısın da,
Avustralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada,
Cehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk;
Sade bir hadise var ortada: Vahşetler denk
Kimi hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela
Hani, ta'una da zuldur bu rezil istila!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahluki asil,
Ne kadar gozdesi mevcut ise hakkıyle, sefil,
Kustu mehmetciğin aylarca durup karşısına;
Doktu karnındaki esrarı hayasızcasına
Maske yırtılmasa hala bize afetti o yuz
Medeniyet denilen kahpe, hakikat, yuzsuz
Sonra mel'undaki tahribe muvekkel esbab
Oyle muthiş ki: eder her biri bir mulku harab
Oteden saikalar parcalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'makı
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin
Sonuyor goğsunun ustunde o arslan neferin
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam
Atılan her lağamın Yaktığı: yuzlerce adam
Olum indirmede gokler, olu puskurmede yer
O ne muthiş tipidir: savrulur enkazı beşer
Kafa, goz, govde, bacak, kol, cene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak
Sacıyor zırha burunmuş de o namert eller,
Yıldırım yaylımı tUfanlar, alevden seller
Veriyor yangını, durmuş da acık sinelere,
Suru halinde gezerken sayısız tayyare
Top tufekden daha sık gulle yağan mermiler
Kahraman orduyu seyret ki, bu, tehdide guler!
Ne celik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı, goğsundeki, kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, haşa,edecek kahrına ram?
Cunku te'sisi ilahi o metin istihkam
Sarılır, indirilir mevki'i mustahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'i beşer;
Bu goğuslerse Huda'nın ebedi serhaddi;
O benim sun'i bedi'im, onu ciğnetmededi
Asım'ın nesli diyordum ya nesilmiş gercek:
İşte ciğnetmedi namUsunu, ciğnetmeyecek
Şuheda govdesi, bir baksana, dağlar, taşlar
O, rukU olmasa, dunyada eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rap, ne guneşler batıyor!
Ey, bu topraklar icin toprağa duşmuş, asker!
Gokten ecdad inerek opse o pak alnı değer
Ne buyuksun ki kanın kurtarıyor Tevhid'i
Bedr'in aslanları gibi şanlı idi
Sana dar gelmeyecek makberi kimler
Gomelim gel seni tarihedesem, sığmazsın
Herc u merc ettiğin edvara da yetmez o kitap
Seni ancak ebediyyetler eder istiab
Bu, taşındırdiyerek Kabe'yi diksem başına;
RUhumun vahyini duysam da gecirsem taşına;
Sonra gok kubbeyi alsam da, rida namıyla,
Kanayan lahdine ceksem butun ecramıyla;
Mor bulutlarla acık turbene catsam da tavan,
Yedi kandilli Sureyya'yı uzatsam oradan;
Sen bu avizenin altında, burunmuş kanına,
Uzanırken, gece mehtabı getirsen yanına,
Turbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gunduzun fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tullenen mağribi, akşamları sarsam yarana
Yine, bir şey yapabildim diyemem hatırana
Sen ki, son ehli salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanı, selahaddin'i,
Kılıc arslan gibi iclaline ettin hayran
Sen ki islam'ı kuşatmış, boğuyorken husran,
O demir cenberi ğoğsunde kırıp parcaladın;
Sen ki rUhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki, a'sara gomulsen taşacaksınHeyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat
Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber,
Sana ağUşunu acmış duruyor peygamber
MEHMED AKİF ERSOY
BİR YOLCUYA
Dur yolcu! bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir
Bu ıssız, golgesiz yolun sonunda
Gorduğun bu tumsek, Anadolu'nda
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmet'in yattığı yerdir
Bu tumsek, koparken buyuk zelzele,
Son vatan parcası gecerken ele,
Mehmed'in duşmanı boğduğu sele
Mubarek kanının akıttığı yerdir
Duşun ki, haşr olan kan, kemik eti
Yaptığı bu tumsek, amansız cetin
Bir harbin sonunda butun milletin
Hurriyet zevkini tattığı yerdir
Necmettin Halil ONAN
Yıl 1915
18'indeyiz Martın
Kendine gel biraz!
Pek tekin değildi Canakkale'nin suyu,
Gecilmez bu boğaz
Gecilmez bu boğaz
Bizi
Ne topun yıldırır,
Ne kurşunun
Cunku artık
Başladı cengimiz
Er meydanında bulunmaz dengimiz
Sen misin Mustafa Kemal'im ileri diyen?
İşte fırladık siperden
Sırtına yuklenmiş kahraman
Seyit 276 kiloluk mermiyi,
Koşuyor bataryasına ateşler icinden
Bu mermi denizlere gomecek Elizabet'i Buvet'i
Yanıyor bugun Anafartalar yanıyor,
Denizler yanıyor,
Dağlar yanıyor
Zafer bizimdir artık
Duşman zırhlıları batıyor
Turk'um,
Muzaffer olarak doğmuşuz bir kere
Bir karış toprak uğruna Kimimiz şehit oluruz
Kimimiz gazi
Hic değişmez bu yazı
Dunyada her yer gecilir belki
Lakin gecilmez Canakkale Boğazı
Fahri ERSAVAŞ
CANAKKALE ŞEHİTLERİNE
Şu boğaz harbi nedir? Var mı ki dunyada eşi?
En kesif orduların yukleniyor dordu beşi,
Tepeden yol bularak gecmek icin Marmara'ya
Kac donanmayla sarılmış ufacık bir karaya
Ne hayasızca tehaşşud ki ufuklar kapalı!
Nerde gosterdiği vahşetle bu : bir Avrupalı
Dedirir yırtıcı his yoksulu, sırtlan kumesi
Varsa gelmiş , acılıp mahbesi, yahut kafesi!
Eski dunya, yeni dunya, butun akvamı beşer,
Kaynıyor kum gibi, tUfan gibi, mahşer mahşer
Yedi iklimi cihanın duruyor karşısın da,
Avustralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada,
Cehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk;
Sade bir hadise var ortada: Vahşetler denk
Kimi hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela
Hani, ta'una da zuldur bu rezil istila!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahluki asil,
Ne kadar gozdesi mevcut ise hakkıyle, sefil,
Kustu mehmetciğin aylarca durup karşısına;
Doktu karnındaki esrarı hayasızcasına
Maske yırtılmasa hala bize afetti o yuz
Medeniyet denilen kahpe, hakikat, yuzsuz
Sonra mel'undaki tahribe muvekkel esbab
Oyle muthiş ki: eder her biri bir mulku harab
Oteden saikalar parcalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'makı
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin
Sonuyor goğsunun ustunde o arslan neferin
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam
Atılan her lağamın Yaktığı: yuzlerce adam
Olum indirmede gokler, olu puskurmede yer
O ne muthiş tipidir: savrulur enkazı beşer
Kafa, goz, govde, bacak, kol, cene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak
Sacıyor zırha burunmuş de o namert eller,
Yıldırım yaylımı tUfanlar, alevden seller
Veriyor yangını, durmuş da acık sinelere,
Suru halinde gezerken sayısız tayyare
Top tufekden daha sık gulle yağan mermiler
Kahraman orduyu seyret ki, bu, tehdide guler!
Ne celik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı, goğsundeki, kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, haşa,edecek kahrına ram?
Cunku te'sisi ilahi o metin istihkam
Sarılır, indirilir mevki'i mustahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'i beşer;
Bu goğuslerse Huda'nın ebedi serhaddi;
O benim sun'i bedi'im, onu ciğnetmededi
Asım'ın nesli diyordum ya nesilmiş gercek:
İşte ciğnetmedi namUsunu, ciğnetmeyecek
Şuheda govdesi, bir baksana, dağlar, taşlar
O, rukU olmasa, dunyada eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rap, ne guneşler batıyor!
Ey, bu topraklar icin toprağa duşmuş, asker!
Gokten ecdad inerek opse o pak alnı değer
Ne buyuksun ki kanın kurtarıyor Tevhid'i
Bedr'in aslanları gibi şanlı idi
Sana dar gelmeyecek makberi kimler
Gomelim gel seni tarihedesem, sığmazsın
Herc u merc ettiğin edvara da yetmez o kitap
Seni ancak ebediyyetler eder istiab
Bu, taşındırdiyerek Kabe'yi diksem başına;
RUhumun vahyini duysam da gecirsem taşına;
Sonra gok kubbeyi alsam da, rida namıyla,
Kanayan lahdine ceksem butun ecramıyla;
Mor bulutlarla acık turbene catsam da tavan,
Yedi kandilli Sureyya'yı uzatsam oradan;
Sen bu avizenin altında, burunmuş kanına,
Uzanırken, gece mehtabı getirsen yanına,
Turbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gunduzun fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tullenen mağribi, akşamları sarsam yarana
Yine, bir şey yapabildim diyemem hatırana
Sen ki, son ehli salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanı, selahaddin'i,
Kılıc arslan gibi iclaline ettin hayran
Sen ki islam'ı kuşatmış, boğuyorken husran,
O demir cenberi ğoğsunde kırıp parcaladın;
Sen ki rUhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki, a'sara gomulsen taşacaksınHeyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat
Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber,
Sana ağUşunu acmış duruyor peygamber
MEHMED AKİF ERSOY
BİR YOLCUYA
Dur yolcu! bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir
Bu ıssız, golgesiz yolun sonunda
Gorduğun bu tumsek, Anadolu'nda
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmet'in yattığı yerdir
Bu tumsek, koparken buyuk zelzele,
Son vatan parcası gecerken ele,
Mehmed'in duşmanı boğduğu sele
Mubarek kanının akıttığı yerdir
Duşun ki, haşr olan kan, kemik eti
Yaptığı bu tumsek, amansız cetin
Bir harbin sonunda butun milletin
Hurriyet zevkini tattığı yerdir
Necmettin Halil ONAN