Son Konu

Canakkale Savaşında Şiiri

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
31
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Canakkale Savaşı şiirleri
Canakkale Savaşı ile ilgili şiir

CANAKKALE ŞEHİTLERİNE


Şu Boğaz Harbi Nedir? Var mı ki dunyada eşi?

En kesif orduların yukleniyor dordu beşi,

Tepeden yol bularak gecmek icin Marmaraya

Kac donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,

Ne hayasızca tahaşşud ki ufuklar kapalı!

Nerdegosterdiği vahşetle “bu: bir Avrupalı

Dediriryırtıcı, his yoksulu, sırtlan kumesi

Varsa gelmiş, acılıp mahbesi, yahut kafesi!

Eski Dunya, Yeni Dunya butun akvamı beşer

Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, hakikat mahşer

Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,

Osrtralyayla beraber bakıyorsun ; Kanada!

Cehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk

Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk

Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela

Hani tauna da zuldur bu rezil istila

Ah o yirminci asır yok mu, o mahluki asil,

Ne kadar gozdesi mevcut ise hakkiyle sefil,

Kustu Mehmetciğin aylarca durup karşısına;

Doktu karnındaki esrarı hayasızcasına,

Maske yırtılmasa hala bize affetti o yuz

Medeniyet denilen kahbe, hakikat yuzsuz

Sonra melundaki tahribe muvekkel esbab,

Oyle muthiş ki: Eder her biri bir mulku harab

Oteden saikalar parcalıyor afakı;

Beriden zelzeleler kaldırıyor amakı;

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;

Sonuyor goğsunun ustunde o aslan neferin

Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,

Atılan her lağımın yaktığı: Yuzlerce adam

Olum indirmede gokler, olu puskurtme de yer

O ne muthiş tipidir: Savrulur enkaazı beşer

Kafa, goz, govde, bacak, kol, cene, parmak, el, ayak,

Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak

Sacıyor zırha burunmuş de namerd eller,

Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller

Veriyor yangını, durmuş da acık sinelere,

Suru halinde gezerken sayısız tayyare

Top tufekten daha sık, gulle yağan mermiler

Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide guler!

Ne celik tabyalar ister, ne siner hasmından;

Alınır kala mı goğsundeki kat kat iman?

Hangi kuvvet onu, başa, edecek kahrına ram?

Cunku tesisi ilahi o metin istihkam

Sarılır, indirilir mevkii mustahkemler,

Beşerin azmini tevkif edemez suni beşer;

Bir goğuslerse Hudanın edebi serhaddi;

“O benim suni bediim, onu ciğnetme dedi

Asımın nesli diyordum ya nesilmiş gercek:

İşte ciğnetmedi namusunu, ciğnetmeyecek

Şuheda govdesi, bir baksana, dağlar, taşlar

O, ruku olmasa, dunyaya eğilmez başlar,

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,

Bir hilal uğruna, ya Rab, ne guneşler batıyor!

Ey, bu topraklar icin toprağa duşmuş, asker!

Gokten ecdad inerek opse o pak alnı değer

Ne buyuksun ki, kanın kurtarıyor Tevhidi

Bedrin aslanları ancak, bu kadar şanlı idi

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

“Gomelim gel seni tarihedesem, sığmazsın

Herc u merc ettiğin edvara da yetmez o kitab

Seni ancak ebediyetler eder istiab

“Bu, taşındır diyerek Kabeyi diksem başına;

Ruhumun vayhini duysam da gecirsem taşına;

Sonra gok kubbeyi alsam da, rida namıyle;

Kanayan lahdine ceksem butun ecramıyle;

Mor bulutlarla acık turbene catsam da tavan;

Yedi kandilli Sureyyayı uzatsan oradan;

Sen bu avizenin altında, burunmuş kanına;

Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,

Turbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;

Gunduzun fecr ile avizeni lebriz etsem;

Tullenen mağribi, akşamları sarsam yarana

Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına

Sen ki, son ehli salibin kırarak savletini,

Şarkın en sevgili sultanını Salahaddini,

Kılıc Arslan gibi iclaline ettin hayran

Sen ki, İslamı kuşatmış, boğuyorken husran,

O demir cemberi goğsunde kırıp parcaladın;

Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;

Sen ki, asara gomulsen taşacaksın Heyhat,

Sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,

Sana ağuşunu acmış duruyor Peygamber

MEHMET AKİF ERSOY



BİR YOLCUYA

Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın,
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir

Bu ıssız, golgesiz yolun sonunda,
Gorduğum bu tumsek, Anadolunda,
İstiklal uğrunda, namus yolunda,
Can veren Mehmedin yattığı yerdir

Bu tumsek, koparken buyuk zelzele,
Son vatan parcası gecerken ele,
Mehmedin duşmanı boğuldu sele,
Mubarek kanını kattığı yerdir

Duşun ki, hasrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tumsek, amansız, cetin,
Bir harbin sonunda, butun milletin,
Hurriyet zevkini tattığı yerdir

NECMETTİN HALİL ONAN

( Bu şiir Gelibolu yamaclarında yazıldı)


Zafer Turkusu

Yaşamaz olumu goze almayan,
Zafer, goz yummadan koşana gider
Bayrağa kanının alı calmayan,
Gozyaşı boşana boşana gider!

Kazanmak istersen sen de zaferi,
Gurleyen sesinle doldur gokleri,
Zafer dedikleri kahraman peri,
Susandan kacar da coşana gider

Bu yolda herkes bir, ey delikanlı,
Diriler şerefli, oluler şanlı!
Yurt icin dovuşen başı dumanlı,
Her zaman bu şandan, o şana gider

Faruk Nafiz CAMLIBEL
 
Üst Alt