Canlıların Sınıflandırılması Özet,
Canlıların Sınıflandırılması Konu Anlatımı
Yeryüzünde varolan canlıların sınıflandırılması olgusu çok eski çağlara kadar uzanmaktadır XVXVI yy Yunan düşünürü Aristoteles'in yaptığı sınıflandırmaya göre canlılar iki ana gruptan oluşmaktaydı;
Bitki Örtüsü alemi
Ot Gibi Yaşama
Algler (su yosunları)
Mantarlar
Prokaryotlar (çekirdeksiz hücreliler)
Hayvanlar alemi
Hayvanlar
Protozoalar (amipler, terliksi hayvanlar vb)
sonradan prokaryotlar, bitki örtüsü aleminden çıkarılarak yeni bir canlı alemi olarak kabul edildi, böylece üç alemli sistem oluşmuş oldu Ayrım başlıca olarak canlıların hücresel yapısına dayanıyordu Çekirdek öncesi hücreler (prokaryotik) ve hakiki çekirdekli (eukaryotik) hücreler
Yeni koşul şöyle idi:
Ur alemi
Tümör (Plantae)
Algler (Algae)
Mantarlar (Fungi)
Hayvanlar alemi
Hayvanlar (Animalia)
Protozoa (amipler, terliksi hayvanlar vb)
Prokaryotlar (çekirdeksiz hücreliler: bakteriler, maviyeşil algler)
Yakın dönemdeki bilimsel gelişmeler ve canlıların hücresel temelinde incelenmesi göstermiştir fakat tek hücreli canlılar ne bitki ne de hayvan olarak düşünülebilir Esas olarak canlılar arasındaki en temel fark yüksek düzeylibitki ve hayvanlar aralarında değil tek hücresel yaratıkların kendi aralarında olmaktadır Bunlar arasındaki sınıflandırmaya bu yönüyle yüksek sınıflandırma da denebilir Tek hücreliler kendi aralarında iki öbür alem oluştururlar Monera ve Protista
bundan başka mantarların bitki olarak ele alınması da sadece onların tek bir noktada kökleri olmasına dayandırılıyordu Oysa mantarlar fazla farklı yapıda idiler Mantarlarda da bitkilerdekine eş bir kanal sistemi vardır ama bu kanallarda bitkilerdeki gibi besleyici özsu değil protoplazmanın kendisi dolaşmaktadır
Daha da temel çeşitlilik mantarların fotosentez yapmamalarındadır Onlar beslenme kaynaklarına gömülü olarak yaşarlar Beslenmeleri de emme yoluyla olur Dünyamızdaki görevlerinin de genel anlamıyla ayrıştırıcılık olduğunu biliyoruz
Bu yeni yanlarıyla ele alındığında canlılar dünyasını beş alemli ve üç düzeyli bir sistem olarak bakmak gerekmektedir *
Canlıların Sınıflandırılması Konu Anlatımı
Yeryüzünde varolan canlıların sınıflandırılması olgusu çok eski çağlara kadar uzanmaktadır XVXVI yy Yunan düşünürü Aristoteles'in yaptığı sınıflandırmaya göre canlılar iki ana gruptan oluşmaktaydı;
Bitki Örtüsü alemi
Ot Gibi Yaşama
Algler (su yosunları)
Mantarlar
Prokaryotlar (çekirdeksiz hücreliler)
Hayvanlar alemi
Hayvanlar
Protozoalar (amipler, terliksi hayvanlar vb)
sonradan prokaryotlar, bitki örtüsü aleminden çıkarılarak yeni bir canlı alemi olarak kabul edildi, böylece üç alemli sistem oluşmuş oldu Ayrım başlıca olarak canlıların hücresel yapısına dayanıyordu Çekirdek öncesi hücreler (prokaryotik) ve hakiki çekirdekli (eukaryotik) hücreler
Yeni koşul şöyle idi:
Ur alemi
Tümör (Plantae)
Algler (Algae)
Mantarlar (Fungi)
Hayvanlar alemi
Hayvanlar (Animalia)
Protozoa (amipler, terliksi hayvanlar vb)
Prokaryotlar (çekirdeksiz hücreliler: bakteriler, maviyeşil algler)
Yakın dönemdeki bilimsel gelişmeler ve canlıların hücresel temelinde incelenmesi göstermiştir fakat tek hücreli canlılar ne bitki ne de hayvan olarak düşünülebilir Esas olarak canlılar arasındaki en temel fark yüksek düzeylibitki ve hayvanlar aralarında değil tek hücresel yaratıkların kendi aralarında olmaktadır Bunlar arasındaki sınıflandırmaya bu yönüyle yüksek sınıflandırma da denebilir Tek hücreliler kendi aralarında iki öbür alem oluştururlar Monera ve Protista
bundan başka mantarların bitki olarak ele alınması da sadece onların tek bir noktada kökleri olmasına dayandırılıyordu Oysa mantarlar fazla farklı yapıda idiler Mantarlarda da bitkilerdekine eş bir kanal sistemi vardır ama bu kanallarda bitkilerdeki gibi besleyici özsu değil protoplazmanın kendisi dolaşmaktadır
Daha da temel çeşitlilik mantarların fotosentez yapmamalarındadır Onlar beslenme kaynaklarına gömülü olarak yaşarlar Beslenmeleri de emme yoluyla olur Dünyamızdaki görevlerinin de genel anlamıyla ayrıştırıcılık olduğunu biliyoruz
Bu yeni yanlarıyla ele alındığında canlılar dünyasını beş alemli ve üç düzeyli bir sistem olarak bakmak gerekmektedir *
