Son Konu

Cevremizde kullanılan deyimler ve anlamları nelerdir

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Cevremizde sık kullanılan deyimler ve anlamları

Aba altından değnek gostermek: Sakin, yumuşak gorunmekle birlikte karşısındakini gizliden gizliye korkutmakSakın onlara aba altından değnek gostermeye kalkma, yoksa kacırırsın

Abacı, kebeci, ara yerde sen neci?: Tamam, ilgililer bu işe karışabilirler, ama sen neci oluyorsunanlamında kullanılır

Abayı yakmak: Gonul verip aşık olmak, tutulmakTurkmen kızına abayı yakalı beri, sazı elinden duşurmez oldu

Abbas yolcu: 1 Yola cıkmaya kesin kararlıAbbas yolcu! Daha fazla oyalamayın2 Olmek uzere (olan) Komaya girdi, abbas yolcu mu ne?

Abesle iştigal etmek: Yersiz, yararsız, boş ve anlamsız şeylerle vakit gecirmekŞu yaşa geldin, ama abesle iştigal etmekten vazgecmedin

Abuk sabuk konuşmak: Duşunmeden, birbiriyle ilgisi olmayan, tutarsız, sacma sapan soz soylemek Yeter artık, abuk sabuk konuşmalarına daha fazla dayanamayacağım

Obur (oteki) dunya: Ahiret, insanların oldukten sonra gidecekleri ve ebedi olarak kalacakları alemOteki dunyada inşallah yuzumuz guler

Oc almak: Yapılan bir kotuluğun acısını aynı derecede bir kotuluk yaparak cıkarmakOc alma fikrinden vazgecirmeliyiz onu

Odu patlamak: Ani bir olay sebebiyle cok korkmakFareden odum kopar

Okuzun altında buzağı aramak: Kimi sebepler, bahaneler uydurarak suc ve suclu bulma cabasında olmak

Okuz oldu, ortaklık bozuldu: Aradaki yakınlık dayanağı kalktı, yakınlık da kalmadı

Olcuyu kacırmak: Uygun derecenin ustune cıkmak, aşırı gitmek,Sofraya her oturuşunda olcuyu kacırırdı

Olme eşeğim olme (yaza yonca bitecek): Umutsuz bir bekleyişi anlatmak icin kullanılır

Olmek var, donmek yok: Neye mal olursa olsun, iş sonuna kadar goturulecektir, yapılmasından kacınılmayacaktıranlamında kullanılırOzgurluk yolunda olmek var, donmek yok bize

Olu fiyatına: Yok pahasına, değerinden cok ucuza, az bir para ileArsaları olu fiyatına satmak zorunda kaldık

Olu mevsim: İşin veya alışverişin az olduğu, durgun gectiği zaman dilimiBizim iş en olu mevsimini yaşıyor

Olum Allah`ın emri: 1 Herkes olecek, olum mukadderdir 2 Kesin karar verme durumunda kullanılır

Olumu goze almak: Yaptığı iş uğruna olmekten korkmamak, yurekli davranmakAllah yolunda olumu goze aldı yiğitler

Olumune susamak: Yapmakta olduğu tehlikeli işte olumu kendi uzerine cekecek davranışta bulunmakOlumune mi susadın, cekil şu arabanın onunden!

Olup olup dirilmek: 1 Cok ağır bir hastalıktan kurtulmak 2 Ard arda gelen sıkıntılı, acı veren durumlara duşmek

Olur musun, oldurur musun?: Oyle ters bir iş yaptı ki ona mı ceza vermeliyim kendime mi?anlamında kullanılır

Omru billah: Hicbir zaman, ya da şimdiye kadarOmru billah yalan soylememiştir o

Omrune bereket: Var ol, sağ ol, omrun uzun olsunanlamında kullanılır

Tabana kuvvet: Binecek bir şey yok, yayan gitmekten başka care de kalmadıanlamında kullanılırHaydi kalkın bakalım, tabana kuvvet!

Tabanları kaldırmak: Cok hızlı yurumeye ya da cok hızlı koşarak kacmaya başlamakPolislerin geldiğini gorunce tabanları kaldırdı

Tabanları yağlamak: 1 Uzak bir yere yayan olarak gitmek icin hazırlanmak 2 Hızlıca koşarak kacmak

Taban tabana zıt: Birbirinin tamamen karşıtı olmak, birbirine cok aykırıTaban tabana zıt duşuncelere sahiptiler

Taban tepmek (patlatmak): Yayan olarak cok uzun yol yurumek, cok sık gidip gelmekKasaba ile koy arasında o iş icin az taban tepmedim

Tabanvayla gitmek: Aracla değil de yuruyerek gitmek

Taburcu olmak: İyileşen hasta, bakıma gerek duymadığından hastaneden cıkmakTaburcu olan arkadaşlarını karşılamaya gittiler

Tadı damağında kalmak: Tadını, lezzetini bir turlu unutamamakO kebabın tadı damağımda kaldı

Tadına bakmak: Kucuk bir parcasını ağzına alarak lezzetini denemek, nasıl olduğunu yoklamakYemeğin tadına baktın mı?

Tadına varamamak: Bir şeydeki ince guzelliği duyamamak, hissedememek ya da kavrayamamakŞu dostluğumuzun tadına varamadım daha

Tadında bırakmak: Olculu olup aşırılığa kacmamakYeter cocuklar! Tadında bırakın, havayı bozacaksınız yoksa

Tadını almak: 1 Bir şeyin lezzetini almak 2 Yaptığı işten zevk duymaya başlamakO işin tadını aldı bir kez, daha peşini bırakmaz

Tadını cıkarmak: Bir şeyin sağladığı guzelliklerden ya da imkanlardan istediği gibi yararlanmakŞu tatilin tadını cıkarmaya calışacağım

Tadını kacırmak: Zevkine varılmaya calışılan bir şeyde aşırılığa kacarak olumsuz bir durum oluşturmak, zevki bozmak

Tadı tuzu kalmamak: Eski zevk veren yanı kalmamak, yavanlaşmak, guzel ve cekici durumu ortadan kalkmakİşlerimizin artık tadı tuzu kalmadı

Tahtalı koy: Mezarlık

Tahtası eksik: Aklı noksan, deliO ne bicim hareketti, tahtası eksik galiba!

Takım taklavat: Hepsi, parcalarıyla birlikte

Takıp takıştırmak: Ozenerek suslenmekTakıp takıştırmış, oyle cıkmıştı sokağa

Takke duştu kel gorundu: Kusuru, kabahati orten şey ortadan kalkınca butun cirkinlikler, hileler, ayıplar ortaya cıktı

Tam adamını bulmak: 1 En uygun kişiyi secmek 2 En uygunsuz kişiyi secmekTam adamını bulmuşsunuz hani!

Tam takır kuru bakır: İcinde hicbir şey yok, bomboşTam takır kuru bakır bir ev bırakıp gitmişler

Tam ustune basmak: İstenilen şeyi bulmak, fikir ve davranışlarında isabet kaydetmek, istenilen sozu soylemek

Tanrı misafiri: Eve kendiliğinden gelen konukO bir Tanrı misafiridir Nasıl kalk git diyebilirim

Vadesi gelmek (yetmek): 1 Omru sona ermek, eceli gelmek, olmek 2 Suresi dolmak, odeme zamanı gelmekVadesi geldi geciyor ama senet sahibi hala ortalıkta gorunmuyor

Vakit gecirmek: Oyalanmak, bazı şeylerle meşgul olarak zamanın gecmesini sağlamakTop oynayarak vakit gecirebiliriz sanırım

Vakit kazanmak: 1 Karşı tarafı oyalayarak zamanı uzatmak 2 Bir şeye ayrılan ya da harcanan zamanı uzatmakSen onu meşgul et ki hemen yola cıkmasın, bu sayede biz de biraz vakit kazanmış oluruz

Vakitli vakitsiz: Rastgele bir zamanda, gelişiguzel, uygun bir zamanı gozetmedenVakitli vakitsiz gelip giderdi evine

Vaktini almak: Epey zaman harcanmasını gerektirmek, başka bir işe ayrılmış zamanı tutmakVaktini alıyorum ama başka carem de yok

Vaktini oldurmek: Zamanını yararsız, gereksiz, boş işlerle ya da hic iş yapmadan, boş yere gecirmekBu kazanc getirmeyen işle butun vaktini oldurecek misin yani?

Vaktini şaşmamak: Tam zamanındaVaktini şaşmaz o, goreceksin şimdi gelecek

Vara yoğa karışmak: Her şeye, ustune lazım olsun olmasın her işe karışmakUvey annemin vara yoğa karışmasından bıkmış usanmıştım iyice

Varlık gostermek: Beğenilir bir iş yapmak; kendini kanıtlayacak, goze gorunur bir gorevini yerine getirmek; kendini gostermekOynadığı ilk oyunda bir varlık gosteremedi

Varlıkta darlık cekmek: Elinde her imkan olduğu halde bunlardan yararlanamamak, sıkıntıya duşmek
 
Üst Alt