CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, kabahat örgütü önderi Sedat Peker'in ortaya attığı ‘yolsuzluk, rüşvet ve şantaj’ tezlerini Meclis gündemine taşıdı. Kılıç, TBMM’ye verdiği araştırma önergesinde şunları belirtti:
"Kamuoyuna yansıyan ve büyük kısmı doğrulanan tezlerin tüm taraflarıyla araştırılarak hata işleyenlerin, rüşvet alanların ve yolsuzluk yapanların yanına kâr kalmaması, ülkemizin tekrar bir hukuk devleti olabilmesi ve pak toplum amacının yaşama geçirilmesini sağlayacak tedbirlerin belirlenmesi gayesiyle Anayasa’nın 98’inci ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 104 ve 105’inci hususları mucibince Meclis araştırması açılmasını hürmetlerimle arz ederim."
Kılıç, mevzuya ait bugün yaptığı yazılı açıklamada ise şunları kaydetti:
"Türkiye, uzun bir müddettir kamu yöneticilerinin ve iktidara yakın üst seviye siyasetçilerin isimlerinin karıştığı yolsuzluk, rüşvet, el koyma, şantaj olaylarının ortalığa saçıldığı bir devri yaşamaktadır. İktidar ve yargının süreci yalnızca izlemesi, adalet kavramının içini boşaltmıştır. Sedat Peker’in bu savlarda bulunmaya başladığı tarihten itibaren başta Genel Başkan’ımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP örgütü ve milletvekilleri olarak, savcıların resen soruşturma açarak bu argümanların gerçek olup olmadığı konusunda inceleme yapmasını talep ettik ve bekledik. Lakin bugüne kadar bırakın ‘AKP yargısı’ haline gelen yargı mensuplarının soruşturma yahut inceleme başlatmasını, savcılar adeta gözlerini, kulaklarını, ağızlarını kapatarak ‘ben görmedim, ben duymadım, ben bilmiyorum’ oyununu oynadılar Yürekli, ülkesini, milletini ve vatanını seven bir savcı çıkıp da ‘yolsuzluk, rüşvet, el koyma, şantaj sarmalını’ inceleme, araştırma hamasetini ortaya koyamadı. Sedat Peker’in son olarak, Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu’nun da ortalarında bulunduğu kimi bireylerin rüşvet aldığı savlarına ait yaptığı açıklamalar gündeme bomba üzere düşmüştür. WhatsApp yazışmaları ve evraklarıyla ortaya konan bu tezlerden sonra Genel Başkan’ımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, CHP örgütü olarak bugün kabahat duyurusunda bulunacağımızı açıklamıştır. Bu evraklardan sonra ‘rüşvetin dokümanı mi olurmuş’ kelamı de tarihe karışmış oldu. Cumhurbaşkanı danışmanı olan ve Sedat Peker’in belgeleyerek rüşvet suçlamasında bulunduğu Serkan Taranoğlu hakkında istifa ettiğine dair haberler yayılmıştır. İstifa ettiği istikametindeki haberler olumlu, lakin bundan sonraki süreçte yalnızca istifa ederek TCK’da cürüm sayılan bu aksiyonundan ceza almayacağını sanmasın. Adalet geç de olsa yerini bulacaktır.”
Tüm siyasi partilere “temiz toplum” davetinde bulunan Kılıç, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Gelin, mafya-devlet-siyaset sarmalındaki münasebetleri tüm ayrıntılarıyla araştıralım, ortaya çıkartalım, pak bir sayfa açalım. Polis memurlarından çetesi olan savcı baronlarını araştıralım, ortaya çıkartalım. Her gün sokaklarda uyuşturucunun tesiri ile kendini kaybeden, yerden yere atan gençlerimiz kamuoyuna yansıyor. ‘Uyuşturucu nasıl bu kadar kolay yayılabiliyor, elde edilebiliyor’ diye düşünürken uyuşturucu kuryesi polisleri, uyuşturucu baronu savcıları görünce sorunun karşılığını da bulmuş oluyoruz.”
'Araştırma komitesi kurulmalı'
Peker'in ortaya attığı tezlerin Susurluk olayını akıllara getirdiğini vurgulayan Kılıç, “O kazadan sonra ülkedeki kirli münasebetleri ve bunları açığı çıkartmak için yaşananları hepimiz hatırlamaktayız. Lakin TBMM Susurluk Araştırma Kurulu Lideri ve AKP kurucu üyesi Mehmet Elkatmış’ın Peker’in tezlerindeki alakalar için, ‘Böylesini görmedim. Türkiye'de biten bir şey var; hukuk, adalet ve yargı yok’ kelamları, bugün yaşananların 26 yıl evvel yaşananlardan daha vahim ve skandal olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle daha evvel Susurluk kazası için kurulan araştırma kurulu, Sedat Peker’in ifşaları için de kurulmalıdır. Sanatçı Gülşen’i ışık süratiyle tutuklatan savcılar, Sedat Peker’in ifşalarına karşı harekete geçmeyecekse argümandan da öte olan bu açıklamaların araştırılması için kesinlikle TBMM çatısı altında araştırma kurulu kurulmalıdır. Sedat Peker’in argümanlarının araştırılması, tezlerde ismi geçenlerin ve bu tezlere tanıklık edebileceklerin TBMM çatısı altında dinlenmesi gerekmektedir. Tweet ceddin, işini yapan gazetecinin sabah operasyonlarıyla gözaltına alındığı, hukukta yeri olmayan nedenlerle haklarında dava açıldığı bir ortamda, Peker’in isnat ettiği suçlamaların Cumhuriyet savcıları tarafından görmezden gelinmesi, hayatın olağan akışına aksidir. Mevzular, şikayete bağlı kabahatler olmayıp, savcıların resen inceleyeceği hususlardır. Fakat onca suçlamaya hatta ve hatta delillere karşın savcılar tarafından harekete geçilmiyorsa bunun nedeni, birilerinin nüfusunu kullanarak bu olayların üstünü örtme çabasıdır" dedi.
Kılıç, suçlamalara bahis olan şahısların birileri tarafından korunduğunu savunarak açıklamasına şöyle devam etti:
"Bu suçlamalara bahis olan bireylerin profiline bakıldığında çabucak hemen hepsinin, AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AKP’li politikler ve bürokratlarla kontaklı olduğu açıkça ortadadır ve AKP kulislerinde de bu hususların konuşulduğu belirtilmektedir. Devlet içerisindeki nüfusunu ve devletin gücünü ardına alarak kendisine verilen kamu misyonunu berbata kullanarak suça bulaşan herkesin adalet önüne çıkarılması, ülkemizin asıl beka problemidir. Suçlamalara husus olan iş insanları, gazeteciler, politikler vb… Her kim olursa olsun geniş kapsamlı bir biçimde yurt içi ve yurt dışı mal varlıklarının incelenmesi, hesabını veremediği her kuruş için hesap sorulması, ülkemizin geleceği açısından son derece değerli olacaktır. Gelin, kuralım bu kurulu, kaçmayın. Siz, hatasız olduğunuzu söylüyorsunuz, yolsuzluk yapmadığınızı, saraydaki danışmanların iş takibi için rüşvet almadığını söylüyorsunuz. İşte size fırsat; biz CHP olarak size yardımcı olmak istiyoruz. Gelin, bu tezlerin yanlışsız olmadığını kurulacak araştırma kurulunda kanıtlayın, aklanın. Nasıl olsa kurulacak araştırma kurulunda çoğunluğunuz olacak, kurul lideri sizden olacak, bizim istediğimiz şahitlerin yanı sıra siz de istediğiniz bireyleri dinletirsiniz, kamuoyunu aydınlatırsınız. Halk, tüm açıklığı ile gerçekleri görsün ve bilsin."