Yapılan pek çok araştırma evli çiftlerin aslında birbirlerini o kadar da iyi tanımadığını kanıtlıyor. Aslında pek çok insan karşısındaki kişiyi tanıdığını düşünse de bu düşünce büyük bir yanılsamadan ibaret.
Bir insanın doğum yerini, tarihini, burcunu, okuduğu okulları, maddi durumunu ve buna benzer bilgilerini biliyor olmak hiçbir zaman o insanı tanımak için yeterli değildir.
Zevklerini, hobilerini, korkularını, hayallerini ve tepkilerini bilmediğiniz bir insanı yeterince tanımıyorsunuz demektir. Evlilik gibi önemli bir kararı almadan önce karşınızdaki kişiyi ne kadar tanıdığınızı ölçmeli ve bu önemli kararı değerlendirmenizi yaptıktan sonra vermelisiniz.
Eşinizi Tanımadığınızı Fark Ederseniz Ne Olur?
Bir anda, aslında eşinizi hiç tanımadığınızı fark edebilirsiniz. En sevdiği rengi, favori yazarını ya da en sevdiği meyveyi bilmediğiniz fark ettiğiniz esnada onunla ilgili bilmediklerinizi sıralamaya başlarsınız. Eşiniz size kendisini farklı birisi olarak gösterdiyse de zamanla onun kim olduğunu keşfedebilirsiniz.
İlişkinin başlarında eşiniz aile yapısını size yansıtmazken evlilik sonrasında ailesi ile ilgili çok daha farklı bir insana dönüşebilir. Bu tür durumların tamamı çiftler arasında çatışmaya neden olabilir. Eşinizi yeterince tanımıyor olmanız tanıyamayacağınız anlamına gelmez.
Çiftler arasında çatışmaya neden olan pek çok sorun olduğu gibi bu sorunların bir çözümü olacağı da göz ardı edilmemeli. Eşinizi tanımadığınızı düşünmek ya da bununla yüzleşmek bir hayal kırıklığı yaşatsa da sevginin ve saygının korunduğu ilişkilerin sürekliliği her zaman mümkün.
Çiftler Arasında Çatışmaya Neden Olan Durumlar
İletişimsizlik çiftler arasındaki en temel problemlerden birisidir. Eşler sorunlarını paylaşmaktan, tartışmaktan ve konuşmaktan çekindikçe sorunların büyümesi kaçınılmazdır. Eşlerin birini tanımasının ve çatışmamasının en temel çözümü iletişim kurmadan geçer.
Çiftler arasındaki çatışmaların en temelinde ne yazık ki aileler yer alır. İki insan arasında sorun olmayan durumlar işin içerisinde aileler girdiği zaman sorun olmaya başlayabilir. Ailelerin çiftin ilişkisine müdahale etmesi, ilişkiden beklentileri olması ve anlayışsız davranması çatışmaya neden olan durumlar arasında yer alır.
Karşısındaki insanın değişeceğini umut ederek evlilik kararı alan insanlar genellikle hayal kırıklığı yaşarlar. Bu hayal kırıklığı karşı tarafın değişmeyi kabul etmemesinden ya da değiştiği zaman hayal edilenin gerçekleşmemesi sebebiyle yaşanabilir. Bu nedenle doğrudan değişim beklenen ilişkilerde çatışmaların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Çiftlerin değişim talebi yerine karşılıklı kırıcı olan özelliklerini törpülemeye çalışmaları çok daha yapıcı olacaktır.