habercibotu
Yeni Üye
Türkiye’nin deprem kuşağında yer alan bir ülke olması sebebiyle, yetişkinler ve çocuklar depremin yıkıcı etkilerine sıklıkla maruz kaldığını belirten Sosyal Hizmet Uzmanı Damla Yeşilçimen, depremin, günlük yaşantımızda bir kırılma yarattığından normalden farklı tepkiler vermemize sebep olabildiğini vurguladı.
“Olayı doğrudan yaşamak, bir yakınımızı kaybetmek, yakınımızın olaya maruz kalması bu tepkileri yaratabileceği gibi televizyon gibi medya araçlarından depreme ve etkilerine tanıklık etmek de travmatize olmamıza ve aynı tepkileri vermemize neden olabilir” diyen Yeşilçimen, “Bunlar anormal duruma karşı verilen normal tepkilerdir ve zamanla azalması beklenmektedir. Sosyal destek almak, yaşananları yakınlarımızla paylaşmak bu durumla başa çıkmak için önemlidir” diye konuştu.
Yeşilçimen, travmatik durumlara maruz kalan çocuklarda aşırı korku, çaresizlik, korkma, konuşamama gibi tepkilerin yanında altını ıslatma, ısrarcılık, aynı soruları tekrar sorma, donukluk, dalgınlık, öfke patlamaları, sinirlilik, isyankâr davranışlar, savaş ve silah oyunlarına aşırı ilgi gösterme, huzursuzluk, sürekli hareket etme ihtiyacı, olayın ve olaya ilişkin şeyleri hatırlama, sürekli olayın gözünün önüne gelmesi, bulantı, karın ve baş ağrısı, sık tuvalete gitme, iştahsızlık, okula gitmek istememe, okul başarısında düşüş gibi tepkiler verebileceğini de vurguladı.
“Sakin ve güven verici tutum izlenmeli”“Bu gibi durumlara maruz kalan çocukların yardımcı olabilmenin ilk koşulu sizin, elinizden geldiği kadar sakin, güven verici, tutarlı bir tutum içinde olmanızdır” diyen Uzman Psikolog Yağmur Cumert de, çocukların ailelerine her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğunu vurguladı. Çocukların olaya ait görüntülerden, haber programlarından ve yaşına uygun olmayan konuşma ortamlarından uzak tutulması gerektiğinin altını çizen Cumert, şu uyarılarda bulundu:
“Çocukların enkaz vb. görüntüleri mümkün olduğunca izlememesine dikkat edin. Özellikle sosyal medyayı aktif olarak kullanabilen çocukların, bu dönemde sosyal medyada yanıltıcı ve doğru olmayan, korkutucu bilgilerden uzak durmaları gerektiğini bilmeleri önemlidir. Çocuklarınızın en temel ihtiyacı kendilerinin ve sizin güvende olduğunuzu hissetmektir. Kötü bir olay yaşandığını ancak şu an iyi ve güvende olduğunu vurgulayacak konuşmalar yapın. Yaşadığı olayın çocuğunuzda yarattığı korku, öfke, çaresizlik, endişe gibi duyguları kabul edin, duygularını anlatmaları için onları yüreklendirin, onu anladığınızı gösterin ve onunla temas kurmaktan kaçınmayın. Anlatmak istemezlerse onları zorlamayın. Ağlamalarına, korkmalarına ve öfkelenmelerine izin verin.”
Günlük yaşantınıza geri dönün
Olay sırasında ve sonrasında duyduklarını, gördüklerini ve yaşadıklarını anlatması yönünde çocuklara destek verilmesi gerektiğinin de altını çizen Uzman Psikolog Cumert, “Çocukların sosyal ilişkilerini tekrar kurmasına, ilgi alanlarını güçlendirmesine destek olun. Çocuklarınıza yaşlarına uygun ve yapabilecekleri işler, sorumluluklar vermenizin onların yararına olduğunu akılda tutun. Kısa sürede aile üyelerinin günlük yaşantıdaki rol ve sorumluluklarına geri dönmesi için çaba gösterin. Çocuğunuzla olası afet ve acil durumlara yönelik (deprem planı yapma, deprem çantası hazırlama, kendi ev adresini ezberleme, yangında aranacak numaralar ve davranış kuralları gibi) çalışmalar yapın” diye konuştu.
Kaynak: (BYZHA) - Beyaz Haber Ajansı