Çocuklarda İdrar Kaçırma Problemi
Çocukluk döneminde uygun olmayan zamanda altını ıslatma sık karşılaşılan bir durumdur ve çocuk ürolojisi polikliniğine gelen olguların % 40 ını oluşturur. Bu durum kendini sadece gece idrar kaçırma veya hem gece hem gündüz idrar kaçırma şeklinde gösterebilir.
Normalde çocuklar gece idrar kontrolünü 4 yaşında sağlarlar, gündüz kontrolü ise daha önce sağlanır. Ülkemiz ve yurt dışında yapılan çalışmaların da gösterdiği gibi 5 yaşındaki çocukların %15 i , 15 yaşındaki çocukların % 1 gece idrar kaçırmaktadır. Gece idrar kaçıran çocukların her yıl % 15 i kendiliğinden hiçbir tedavi almadan iyileşmekle beraber bu zaman aralığında altını ıslatma probleminin hem çocuk hem ailede sosyal ve psikolojik sorunlar ortaya çıkarması tedavi gerekliliğinin en önemli göstergesidir.
Primer Enüresis Nokturna:
Gündüz hiçbir şikayeti olmadan sadece gece uykuda altını ıslatma durumudur.
Bunun nedeni çok faktörlüdür ve aile öyküsü pozitifliği, fonksiyonel mesane kapasitesinin azlığı, ADH eksikliği ve gece uyanma problemleri belli başlı olanlarıdır.
Gündüz-Gece Altını Islatma: a. Disfonksiyonel İşeme:Çocuğun işeme eğitimini yanlış alması sonucunda mesane boşaltma fazında mesane tabanında idrar tutmaya yarayan sfinkter ve pelvik taban kaslarını kasarak idrarını yapması ve bunun neden olduğu mesane dinamiğinde bozulmayla ortaya çıkan aralıklarla işeme ve işeme sonrası mesaneyi tam boşaltamama şeklinde kendini gösteren problemdir. Bu olgularda kabızlık da sık karşılaşılan bir durumdur. b. Urge Sendromu:Mesane dolum fazında mesanedeki idrar miktarı daha kapasiteye ulaşmadan mesanenin istemsiz olarak kasılması ve bu kasılmalar sonucunda ortaya çıkan basınç artışı nedeniyle idrar kaçırmanın gerçekleştiği durumdur. c. Az Aktif Mesane:Bu grupta en az görülen durumdur ve mesanenin yeterince kasılamayarak idrarı boşaltamaması ve işeme sonrası mesanede idrar kalmasıyla kendine gösteren durumdur.
Gülme Sırasında İdrar Kaçırma:
Daha çok ergenlik çağındaki kızlarda görülmekle beraber erkeklerde de görülebilen çok şiddetli gülme sırasında idrar kontrolünün kaybedildiği durumdur. Bunun beyindeki gülme ve mesane kontrol merkezlerinin birbirine yakınlığından kaynaklandığı ve gelişimsel bir problem olarak tanımlanmaktadır. Zamanla kendiliğinden geçen ve bazı durumlarda ilaç tedavisinin eklenebileceği bir hastalıktır.
Tedavi
Tedavinin başarısı yukarıdaki sınıflamaya göre çocuğun doğru teşhis edilmesi ve ona göre tedavinin planlanmasıdır. Sınıflamaya göre tedavi alternatifleri aşağıdaki gibidir.
Primer Enuresis Nokturna
Yatmadan önce alınan sıvı içecek ve gıdaların kısıtlanması: Yatmaya yakın 1-2 saatlik dönemde sıvı alımının azaltılması ve şekerli, kafeinli içeceklerin mesane kasılmalarını arttığı düşüncesiyle alınmamasına dayanan bir yöntemdir.
Gece coçuğu belli zamanlarda uyandırarak idrar yaptırma: Çoğu ailenin doktora başvurmadan önce uyguladığı bu yöntem uzun dönemde çok faydalı olmayan fakat tedavinin bir parçası olarak sıvı kısıtlamasıyla beraber uygulanabilecek bir yöntemdir. Alarm cihazları:Uykuda idrarın cihaza değmesiyle uyarı veren alarm yardımıyla çocuğun uyanması ve daha sonra tuvalete giderek idrarını yapması esasına dayanır ve uzun vadede oldukça başarılı bir yöntemdir. Devamlı ebeveyn gözetimi gerektirmesi ise bir dezavantaj olmaktadır.
Disfonksiyonel İşeme: İşeme Terapisi:
İdrar kaçıran çocuklarda tuvalet alışkanlıkları ve gerekirse diyetinin de düzeltilmesini amaçlayan tedavi şeklidir.
Biofeedback Terapisi:
Amacı hastanın normalde bilmediği ve fizyolojik olan vücut aktivitelerinin bilgisayar ve benzeri aletlerle baştan öğretilmesini amaçlayan bir tedavi yöntemidir. Bu yöntemle hastanın idrar kaçırmasının nedeni olan, mesane dinamiğininin bozan uzun yıllardır yapmış olduğu yanlış davranışları düzeltmek ve idrar kaçırmayı önlemek amaçlanır.
Çocuk yaş grubunda özellikle mesanenin idrar yapmak için kasılması ve takiben gevşemesi gereken sfinkterin gevşetilememesi durumunda 4-6 seans sonrasında tamamen normal fizyolojinin öğrenilmesini sağlar. Biofeedback seçilmiş olgularda işeme disfonksiyonun diğer komplikasyonlarının da ameliyat gibi zor durumlara maruz kalmadan düzeltilmesini sağlamaktadır.