iltasyazilim
Yeni Üye
kekemelik nedir, kekemeliğin nedenleri,kekemelik nasıl geçer,kekemelik tedavisi
ÇOCUKLARDA KEKEMELİK NEDENLERİ
Seslerin, hecelerin, kelimelerin söylenmesinde istemsiz, işitilebilir ya da sessiz tekrarlar ve uzatmalarla belirlenen hitabe akıcılığı bozukluğudur Ara Sıra bu bozukluk, konuşmayla ilgili veya düşüncesiz ceset hareketleri ve mimiklerle birlikte görülmektedir Kekemeliğin, heyecan, nefret, endişe ve utanma gibi daha öznel duyguların belirtisi olduğu da düşünülmektedir Genel anlamda, sesleri ve sözcükleri tekrarlayarak duraksamayı, sesleri uzatmayı, konuşurken blok yaşamayı, bazı ses yada hecelerden kaçınarak konuşmayı içeren kekemelik, diğer hitabe bozukluklarının aksine konuşmanın bütününü etkilemektedir Keza kekemeliğin, konuşmacının ortaya çıkmasını beklediği, kekelemekten korktuğu, ilerisini düşünerek gergin olduğu, kaçınmaya çalıştığı vakit sıklaşan bir şart olduğu bilinmektedir
ÖZELLİKLER:
*Kekemelik kültürler aralarında farklılıklar gösterse bile evrensel bir konuşma bozukluğudur
* Çoğunlukla 26 yaş arasında, bazı çocuklarda okul çağında, ara sıra de yetişkinlikte ortaya çıkabilir Söylev akıcılığı bozukluğu mektep başarısını, mesleki başarıyı yada toplumsal iletişimi bozabilmektedir
*Mektep öncesi dönemde derhal her çocuk kekeler 26 yaş arasındaki çocuğun düşünme hızı tavır hızından fazladır Konuşmalarında imm, şey, eee,gibi sesler sıklıkla kullanılır Gelişimin doğal bir sonucu olarak geçici bir kekemelik dönemi görülebilir Minik çocuklarda sıklıkla görülen bu durum kekemelik olarak kabul edilmemektedir
*Araştırmacılar kekemelik gelişiminin değişik dönemlerden geçtiğini ileri sürer Bu gelişim seslerin, hecelerin, kelimelerin tekrarlanmasından (ilk kekemelik), uzatmalara, bloklara, motor aktivite bozukluklarına, konuşmadan uzak durma davranışlarına, duygusal bozukluklara (ikincil kekemelik) doğru uzanmaktadır
*Konuşmanın akıcılığında ortaya meydana çıkan ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar ya da duraklarla, araya ses hece sokmalarla (a, e, him, şey, yani gibi), kişinin ne söylediğinden fazla nasıl konuştuğu uyarı çekmeye başlar (Akan konuşmanın alışılagelmiş kabul edilen kesilmesinde; hece tekrarı %12, sözcük tekrarı %71, açıklama tekrarı %17oraninda olmakta araya ses ve hece sokma da tümce arasında ortaya çıkmaktadır Fakat kekemelikte hece tekrarı %83, kelime tekrarı %11, açıklama tekrarı %6 oranında görülmektedir Araya ses hece sokma ise daha fazla cümle başlarında görülmekte ve yaklaşık olarak konuşmanın %20'sine yayılmaktadır)
* Kekemelerin çoğunda nefes alırken konuşmaya egzersiz, nefesi bitene değin zorlanma, nefesi tutup konuşma gibi yanlış solunum özellikleri de gözlenmektedir Kekeleyen birey bunu fark ettiğinde hitabe güçlüğüne nefret edilen şey ve vesvese eşlik etmeye başlar Bu duygularla birlikte kekelemede artmaya başlar Bu şahısların kekeleyeceklerini evvelden varsayım ettikleri ve takılacakları sözcüğe yaklaştıklarında bu beklentinin etkisiyle zorlanma yaşadıkları düşünülmektedir
*Kekemeliğin özelliklerinden biri de kaçınma davranışıdır Bu durum kişinin bozukluğu kabul etmesi ve nahoş sonuçlarından kaçınmasıyla gerçekleşmektedir Uzak Durma davranışı belirli sese, hece ve kelimelerde kekemeliğin ortaya çıkacağından korkma ile belirir Kekelenen kelimelerin benzer anlamlılarının kullanıldığı kaçınma davranışı, yaş grubu büyüdükçe sıklaşmaktadır
* Motor aktiviteler kekemelikte oldukça belirgindir ve bu aktiviteler sadece çene, dil ve ağızda yok, yüz kaslarında, gövdede, kol ve bacaklarda abartılmış hareketler, tikler, kasılmalar (spazmlar) olarak ortaya çıkmaktadır Bu şart bireyin akıcı anlatım kusurunu önleme gayretiyle ortaya çıkmakta ve ikincil bir belirti olarak kabul edilmektedir
*Kekemelikte tıpatıp ait olduğu kişinin özellikleri gibi farklılıklar gösterebilmektedir
Oysa genellikle gözlenen tipler şunlardır:
a) Seslerin, hecelerin, sözcüklerin ve cümlelerin bitmiş edilmesi biçiminde; t t t ta tamam, gi gi gidelim, hayir haaaayir hayir,
b)Seslerin alışılmadık uzatılması şşşşşimdi,
c) Sözcüklerin yarım bırakılması, parçalanması,
d) Duyulabilir yada sessiz bloklar (ara vermeler),
d)Sözcükleri aşiri bir fiziksel gerginlikle söyleme,
e) Patlamalar olarak adlandırılan, baştan savma solgun alıp verme, heyecan ve kararsızlığa bağlı olarak konuşmada alışılmadık vurgulamaların oluşması,
f) Yani!, şey!, ya!, aman!gibi fazladan kelime yada seslerin eklenmesi,
g) Kekemeliği olanların hangi ses yada sözcüklerin kendileri için engelleyici olacağını bildikleri için açıklamak istediklerini kimi süre konuya uygunsuz, dolaylı cümlelerle anlatmaya çalışmaları
*Genel nüfusta kekemeliğin yaygınlığı %1, sıklığı %3'e yakın olarak varsayım edilmektedir Minik çocuklarda daha sık olmakla birlikte daha büyük çocuklarda ve yetişkinlerde azalma eğilimi göstermektedir
*Kekemelik takriben 1 kıza karşılık 34 erkek çocukta görülmekte ve kızlarda küçük yaşlarda kendiliğinden iyileşme oranının yüksek olması sebebiyle kızerkek oranının yaş ilerledikçe daha da belirginleştiği belirtilmektedir
* Kimi zaman sözel iletişime girmeyip gürültüsüz kalmayı tercih edebilen kekemeler kekemeliği ne kadar ağır olursa olsun sürekli kekelemez Kendilerini kuytu hissettikleri ortamlarda, şarki söylerken, oyun oynarken bayağı konuşabilirler
SEBEPLER
Kekemeliğin nedenleri konusunda değişik fikirler vardır
a) Bazı araştırmacılara kadar kekeme olan bireyler aslında kekemeliğe yatkındırlar Eğer çevre koşulları (anne baba tutumları gibi) kekemeliği önleyecek durumdaysa çocuk kekeme olmadan bu dönemi atlatır
b)Kekemeliği öğrenilmiş bir tutum olarak kabul edenler bu bireylerin kekeme olmayanlarla kalıtım, fizik ve akıl gelişimi yönünden farklılıkları olmadığını savunurlar
c)Bazı psikiyatristler kekemeliğin bir şahsiyet bozukluğu belirtisi olduğunu ileri sürerler
d) Kekemeliğin bir direniş davranışı olduğunu savunanlar bireyin bir tesir altındayken konuşmaya zorlanması sonucu, konuşmada tutulma ve tekrar etme ya da uzatma şeklinde tepki gösterdiklerini savunurlar
e)Kekemeliği tek bir nedene bağlı olmadığı görüşünü savunanlara göre kekeme çocuklar; hissi çatışmaları olan bir geçmişe, normal akıcılık bozukluğunu kekemelik diye damgalayan bir aileye, kendilerini kekemeliğe değin götürecek doğuştan olan gelen yatkınlığa ve konuşmalarının akıcılığını engelleyen sınırlı bir çevreye sahiptirler
*Aile ve ikiz çalışmaları kalıtımsal faktörlerin etkisini desteklemektedir Tek yumurta ikizlerinde, çift yumurta ikizlerine kadar daha yüksek oranda (%77 ve %32) kekemeliğe rastlandığını göstermektedir Ayrıca kekemeliğin kişinin birinci derece akrabalarında genel populasyona göre üç kat daha fazla ortaya çıkması kalıtımın rolünü desteklemektedir
*Nasıl konuşulduğunu öğrenmeye çalışırken o kadar çok çocuk 18 ay ile 17 yaş arasında olağan akıcılık bozukluğu evresinden geçer 18 ay ile 3 yaş arasındaki olağan akıcı anlatım bozukluğu olan çocuklar, özellikle cümlenin başındayken ses, hece ve kelime tekrarı gösterebilirler 3 yaşından daha sonra normal akıcı anlatım bozukluğu olan çocukların ses ve hece tekrarı yerine tüm sözcüğü ve cümleciği yineleme eğilimi vardır Kekemeliğin bu ilk işaretleri kademeli azalır ve birçok çocukta kaybolur Fakat bir takım çocuklar kekelemeyi sürdürür, bu duruma konuşmalarındaki güçlüğe bağlı utanç, nefret veya engellenmelere tepki olarak daha gergin tavır davranışları gösterebilirler Çocuktaki sıradan akıcı anlatım bozukluğunun kekemelik haline gelmesinde, tüm bunların anne baba göre kekemelik olarak değerlendirilmesinin büyük önemi vardır
*Normal akıcılık bozukluğu çocuğun bitap, heyecanlı, karamsar yada telaş konuştuğu durumlarda şiddetlenebilir Çocuklar bunun farkında olan değillerdir ve herhangi bir engellenme belirtisi göstermezler Buna karşılık anne babalar eğer çocuğun normal akıcılık bozukluğuna uyarı etmezler ve çekmezlerse, bayağı gelişim içinde sorun büyük ihtimalle kendiliğinden çözülür Ancak konuşma gelişiminde son derece hassas ve evhamlı anne babalar patavatsız bir endişe geliştirip baskı ve eleştirilerle çocuğa bunu hissettirerek, durumun bir sorun olarak yerleşmesine zemin hazırlarlar
*Bastırılmış özlem, dehşet ya da çatışma gibi etkenlerin neden olduğu psikolojik problemler kekemeliğe yol açabilmektedir Çocuğa küçük yaşlarda ahenk, temizlik, terbiye ve benzeri konularda fazla disiplin uygulayan ve beklentileri yüksek olan ailelerin çocuklarında kekemelik daha sık görülebilmektedir
*sık sık maddi zor tatbik, yanlış yaptığı zaman çok tepki verme gibi Anne babanın çocuklarını kokutacak şekilde davranması çocukta kekemeliği başlatan tehlike faktörü olmakta ve kekemeliğin devam etmesinde kayda değer rol oynamaktadır Kimi zamanda ailenin korkutması dışında çocuk trafik kazası geçirmesi veya köpek tarafından ısırılması sonucunda yaşadığı ruhsal travma nedeniyle kekelemeye başlamakta ve bu koşul uzun süre devam edebilmektedir
*genelde kaygı ile kekemelik aralarında hangisinin neden hangisinin sonuç olduğu konusunda tartışmalar süregelmektedir Oysa kaygının kekeme bireyin davranışlarını kesin olarak negatif etkilediği ve kekelemeyi arttırdığı belirtilmektedir
*Kekemeliğin akıl ile bir ilişkisinin bulunmadığı düşünülmektedir Kekeme çocukların akıl puanlarının, kekeme olmayanların puanlarıyla anlamlı bir ayrım göstermediği ve zihinsel işlevlerde de bir çeşitlilik bulunmadığı araştırmalarla belirlenmiştir
* Kimi kuramcılar kekemeliğin kişilikle ilişkili olduğunu belirtmektedirler Kekemelerin akan konuşanlara oranla sosyal ilişkilerinde daha alıngan, kırılgan ve daha içe dönük oldukları, görülen uyumsuzluk belirtilerinin kekemeliğin nedeni yok sonucu olduğu düşünülmektedir
* Konuşmayla ilgili motor yada hissi bir bozukluk yada çevre yoksunluğu varsa kekemeliğin sürekliliği daha uzun olabilmektedir Bu bozuklukta da kardeş doğumu, ayrılık kaygısı gibi ruhsal zorlanma etkilerinden bahsedilebilir * Ani nefret edilen şey ve korkutmalarda kekemeliğin başlamasında rol oynayabilmektedir
*Daha Sonra oluşan beyin travması ya da hasarı gibi nedenlerle ortaya çıkan nörolojik kökenli kekemeliğin gelişimsel kekemelikten ayırt edilmesi gerekir Nörolojik kökenli kekemeliğin tamamen nasıl oluştuğu bilinmemekle beraber çeşitlilik gelişimsel kekemeliğin anında her zaman çocuklukta ortaya çıkmasıdır
* Çalışmalar, kekemeliğin erkek çocuklarda daha sik görülmesinin nedenini, erkeklerin gelişiminin kızlardan daha yavaş olmasına karşın erkeklerden beklenilenlerin kızlardan daha artı olması, erkeklerin ailedeki otorite figürüyle daha artı çatışma içinde olması ve bunun sonucunda da daha güvensiz oldukları, bununda konuşmaya yansıyacağı biçiminde açıklamaktadır *
ÇOCUKLARDA KEKEMELİK NEDENLERİ
Seslerin, hecelerin, kelimelerin söylenmesinde istemsiz, işitilebilir ya da sessiz tekrarlar ve uzatmalarla belirlenen hitabe akıcılığı bozukluğudur Ara Sıra bu bozukluk, konuşmayla ilgili veya düşüncesiz ceset hareketleri ve mimiklerle birlikte görülmektedir Kekemeliğin, heyecan, nefret, endişe ve utanma gibi daha öznel duyguların belirtisi olduğu da düşünülmektedir Genel anlamda, sesleri ve sözcükleri tekrarlayarak duraksamayı, sesleri uzatmayı, konuşurken blok yaşamayı, bazı ses yada hecelerden kaçınarak konuşmayı içeren kekemelik, diğer hitabe bozukluklarının aksine konuşmanın bütününü etkilemektedir Keza kekemeliğin, konuşmacının ortaya çıkmasını beklediği, kekelemekten korktuğu, ilerisini düşünerek gergin olduğu, kaçınmaya çalıştığı vakit sıklaşan bir şart olduğu bilinmektedir
ÖZELLİKLER:
*Kekemelik kültürler aralarında farklılıklar gösterse bile evrensel bir konuşma bozukluğudur
* Çoğunlukla 26 yaş arasında, bazı çocuklarda okul çağında, ara sıra de yetişkinlikte ortaya çıkabilir Söylev akıcılığı bozukluğu mektep başarısını, mesleki başarıyı yada toplumsal iletişimi bozabilmektedir
*Mektep öncesi dönemde derhal her çocuk kekeler 26 yaş arasındaki çocuğun düşünme hızı tavır hızından fazladır Konuşmalarında imm, şey, eee,gibi sesler sıklıkla kullanılır Gelişimin doğal bir sonucu olarak geçici bir kekemelik dönemi görülebilir Minik çocuklarda sıklıkla görülen bu durum kekemelik olarak kabul edilmemektedir
*Araştırmacılar kekemelik gelişiminin değişik dönemlerden geçtiğini ileri sürer Bu gelişim seslerin, hecelerin, kelimelerin tekrarlanmasından (ilk kekemelik), uzatmalara, bloklara, motor aktivite bozukluklarına, konuşmadan uzak durma davranışlarına, duygusal bozukluklara (ikincil kekemelik) doğru uzanmaktadır
*Konuşmanın akıcılığında ortaya meydana çıkan ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar ya da duraklarla, araya ses hece sokmalarla (a, e, him, şey, yani gibi), kişinin ne söylediğinden fazla nasıl konuştuğu uyarı çekmeye başlar (Akan konuşmanın alışılagelmiş kabul edilen kesilmesinde; hece tekrarı %12, sözcük tekrarı %71, açıklama tekrarı %17oraninda olmakta araya ses ve hece sokma da tümce arasında ortaya çıkmaktadır Fakat kekemelikte hece tekrarı %83, kelime tekrarı %11, açıklama tekrarı %6 oranında görülmektedir Araya ses hece sokma ise daha fazla cümle başlarında görülmekte ve yaklaşık olarak konuşmanın %20'sine yayılmaktadır)
* Kekemelerin çoğunda nefes alırken konuşmaya egzersiz, nefesi bitene değin zorlanma, nefesi tutup konuşma gibi yanlış solunum özellikleri de gözlenmektedir Kekeleyen birey bunu fark ettiğinde hitabe güçlüğüne nefret edilen şey ve vesvese eşlik etmeye başlar Bu duygularla birlikte kekelemede artmaya başlar Bu şahısların kekeleyeceklerini evvelden varsayım ettikleri ve takılacakları sözcüğe yaklaştıklarında bu beklentinin etkisiyle zorlanma yaşadıkları düşünülmektedir
*Kekemeliğin özelliklerinden biri de kaçınma davranışıdır Bu durum kişinin bozukluğu kabul etmesi ve nahoş sonuçlarından kaçınmasıyla gerçekleşmektedir Uzak Durma davranışı belirli sese, hece ve kelimelerde kekemeliğin ortaya çıkacağından korkma ile belirir Kekelenen kelimelerin benzer anlamlılarının kullanıldığı kaçınma davranışı, yaş grubu büyüdükçe sıklaşmaktadır
* Motor aktiviteler kekemelikte oldukça belirgindir ve bu aktiviteler sadece çene, dil ve ağızda yok, yüz kaslarında, gövdede, kol ve bacaklarda abartılmış hareketler, tikler, kasılmalar (spazmlar) olarak ortaya çıkmaktadır Bu şart bireyin akıcı anlatım kusurunu önleme gayretiyle ortaya çıkmakta ve ikincil bir belirti olarak kabul edilmektedir
*Kekemelikte tıpatıp ait olduğu kişinin özellikleri gibi farklılıklar gösterebilmektedir
Oysa genellikle gözlenen tipler şunlardır:
a) Seslerin, hecelerin, sözcüklerin ve cümlelerin bitmiş edilmesi biçiminde; t t t ta tamam, gi gi gidelim, hayir haaaayir hayir,
b)Seslerin alışılmadık uzatılması şşşşşimdi,
c) Sözcüklerin yarım bırakılması, parçalanması,
d) Duyulabilir yada sessiz bloklar (ara vermeler),
d)Sözcükleri aşiri bir fiziksel gerginlikle söyleme,
e) Patlamalar olarak adlandırılan, baştan savma solgun alıp verme, heyecan ve kararsızlığa bağlı olarak konuşmada alışılmadık vurgulamaların oluşması,
f) Yani!, şey!, ya!, aman!gibi fazladan kelime yada seslerin eklenmesi,
g) Kekemeliği olanların hangi ses yada sözcüklerin kendileri için engelleyici olacağını bildikleri için açıklamak istediklerini kimi süre konuya uygunsuz, dolaylı cümlelerle anlatmaya çalışmaları
*Genel nüfusta kekemeliğin yaygınlığı %1, sıklığı %3'e yakın olarak varsayım edilmektedir Minik çocuklarda daha sık olmakla birlikte daha büyük çocuklarda ve yetişkinlerde azalma eğilimi göstermektedir
*Kekemelik takriben 1 kıza karşılık 34 erkek çocukta görülmekte ve kızlarda küçük yaşlarda kendiliğinden iyileşme oranının yüksek olması sebebiyle kızerkek oranının yaş ilerledikçe daha da belirginleştiği belirtilmektedir
* Kimi zaman sözel iletişime girmeyip gürültüsüz kalmayı tercih edebilen kekemeler kekemeliği ne kadar ağır olursa olsun sürekli kekelemez Kendilerini kuytu hissettikleri ortamlarda, şarki söylerken, oyun oynarken bayağı konuşabilirler
SEBEPLER
Kekemeliğin nedenleri konusunda değişik fikirler vardır
a) Bazı araştırmacılara kadar kekeme olan bireyler aslında kekemeliğe yatkındırlar Eğer çevre koşulları (anne baba tutumları gibi) kekemeliği önleyecek durumdaysa çocuk kekeme olmadan bu dönemi atlatır
b)Kekemeliği öğrenilmiş bir tutum olarak kabul edenler bu bireylerin kekeme olmayanlarla kalıtım, fizik ve akıl gelişimi yönünden farklılıkları olmadığını savunurlar
c)Bazı psikiyatristler kekemeliğin bir şahsiyet bozukluğu belirtisi olduğunu ileri sürerler
d) Kekemeliğin bir direniş davranışı olduğunu savunanlar bireyin bir tesir altındayken konuşmaya zorlanması sonucu, konuşmada tutulma ve tekrar etme ya da uzatma şeklinde tepki gösterdiklerini savunurlar
e)Kekemeliği tek bir nedene bağlı olmadığı görüşünü savunanlara göre kekeme çocuklar; hissi çatışmaları olan bir geçmişe, normal akıcılık bozukluğunu kekemelik diye damgalayan bir aileye, kendilerini kekemeliğe değin götürecek doğuştan olan gelen yatkınlığa ve konuşmalarının akıcılığını engelleyen sınırlı bir çevreye sahiptirler
*Aile ve ikiz çalışmaları kalıtımsal faktörlerin etkisini desteklemektedir Tek yumurta ikizlerinde, çift yumurta ikizlerine kadar daha yüksek oranda (%77 ve %32) kekemeliğe rastlandığını göstermektedir Ayrıca kekemeliğin kişinin birinci derece akrabalarında genel populasyona göre üç kat daha fazla ortaya çıkması kalıtımın rolünü desteklemektedir
*Nasıl konuşulduğunu öğrenmeye çalışırken o kadar çok çocuk 18 ay ile 17 yaş arasında olağan akıcılık bozukluğu evresinden geçer 18 ay ile 3 yaş arasındaki olağan akıcı anlatım bozukluğu olan çocuklar, özellikle cümlenin başındayken ses, hece ve kelime tekrarı gösterebilirler 3 yaşından daha sonra normal akıcı anlatım bozukluğu olan çocukların ses ve hece tekrarı yerine tüm sözcüğü ve cümleciği yineleme eğilimi vardır Kekemeliğin bu ilk işaretleri kademeli azalır ve birçok çocukta kaybolur Fakat bir takım çocuklar kekelemeyi sürdürür, bu duruma konuşmalarındaki güçlüğe bağlı utanç, nefret veya engellenmelere tepki olarak daha gergin tavır davranışları gösterebilirler Çocuktaki sıradan akıcı anlatım bozukluğunun kekemelik haline gelmesinde, tüm bunların anne baba göre kekemelik olarak değerlendirilmesinin büyük önemi vardır
*Normal akıcılık bozukluğu çocuğun bitap, heyecanlı, karamsar yada telaş konuştuğu durumlarda şiddetlenebilir Çocuklar bunun farkında olan değillerdir ve herhangi bir engellenme belirtisi göstermezler Buna karşılık anne babalar eğer çocuğun normal akıcılık bozukluğuna uyarı etmezler ve çekmezlerse, bayağı gelişim içinde sorun büyük ihtimalle kendiliğinden çözülür Ancak konuşma gelişiminde son derece hassas ve evhamlı anne babalar patavatsız bir endişe geliştirip baskı ve eleştirilerle çocuğa bunu hissettirerek, durumun bir sorun olarak yerleşmesine zemin hazırlarlar
*Bastırılmış özlem, dehşet ya da çatışma gibi etkenlerin neden olduğu psikolojik problemler kekemeliğe yol açabilmektedir Çocuğa küçük yaşlarda ahenk, temizlik, terbiye ve benzeri konularda fazla disiplin uygulayan ve beklentileri yüksek olan ailelerin çocuklarında kekemelik daha sık görülebilmektedir
*sık sık maddi zor tatbik, yanlış yaptığı zaman çok tepki verme gibi Anne babanın çocuklarını kokutacak şekilde davranması çocukta kekemeliği başlatan tehlike faktörü olmakta ve kekemeliğin devam etmesinde kayda değer rol oynamaktadır Kimi zamanda ailenin korkutması dışında çocuk trafik kazası geçirmesi veya köpek tarafından ısırılması sonucunda yaşadığı ruhsal travma nedeniyle kekelemeye başlamakta ve bu koşul uzun süre devam edebilmektedir
*genelde kaygı ile kekemelik aralarında hangisinin neden hangisinin sonuç olduğu konusunda tartışmalar süregelmektedir Oysa kaygının kekeme bireyin davranışlarını kesin olarak negatif etkilediği ve kekelemeyi arttırdığı belirtilmektedir
*Kekemeliğin akıl ile bir ilişkisinin bulunmadığı düşünülmektedir Kekeme çocukların akıl puanlarının, kekeme olmayanların puanlarıyla anlamlı bir ayrım göstermediği ve zihinsel işlevlerde de bir çeşitlilik bulunmadığı araştırmalarla belirlenmiştir
* Kimi kuramcılar kekemeliğin kişilikle ilişkili olduğunu belirtmektedirler Kekemelerin akan konuşanlara oranla sosyal ilişkilerinde daha alıngan, kırılgan ve daha içe dönük oldukları, görülen uyumsuzluk belirtilerinin kekemeliğin nedeni yok sonucu olduğu düşünülmektedir
* Konuşmayla ilgili motor yada hissi bir bozukluk yada çevre yoksunluğu varsa kekemeliğin sürekliliği daha uzun olabilmektedir Bu bozuklukta da kardeş doğumu, ayrılık kaygısı gibi ruhsal zorlanma etkilerinden bahsedilebilir * Ani nefret edilen şey ve korkutmalarda kekemeliğin başlamasında rol oynayabilmektedir
*Daha Sonra oluşan beyin travması ya da hasarı gibi nedenlerle ortaya çıkan nörolojik kökenli kekemeliğin gelişimsel kekemelikten ayırt edilmesi gerekir Nörolojik kökenli kekemeliğin tamamen nasıl oluştuğu bilinmemekle beraber çeşitlilik gelişimsel kekemeliğin anında her zaman çocuklukta ortaya çıkmasıdır
* Çalışmalar, kekemeliğin erkek çocuklarda daha sik görülmesinin nedenini, erkeklerin gelişiminin kızlardan daha yavaş olmasına karşın erkeklerden beklenilenlerin kızlardan daha artı olması, erkeklerin ailedeki otorite figürüyle daha artı çatışma içinde olması ve bunun sonucunda da daha güvensiz oldukları, bununda konuşmaya yansıyacağı biçiminde açıklamaktadır *