Son Konu

Çocuklarımızın Beynini Besleyelim!!!

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Genetik olduğunu bildiğimiz otizm, disleksi, down sendromu ve hiperaktivite son yıllarda dünyada ve ülkemizde hızlı bir artış gösteriyor (Ülkemizde 7 milyon 800 engelli var, bunların % 21 ’i zihinsel engelli) Aslında bizim genetiğimizde son 20 yıldır herhangi bir değişiklik olmadı Değişen, çevresel faktörlerden birisi olan beslenme Son yüzyılda yapılan beslenme önerileri fiziki artma ve proteinle ilişkili Biz proteinli besinlerin alınmasına özen gösterdik Ama esas olan beyinin beslenmesi Bu ihmalkârlık edildiği için son yıllarda zihinsel engelli çocukların sayısında çoğaltma var Çağdaş ülkelerin çoğunda, halk müziği daha artı yiyorlar ama iyi beslenemiyorlar Bu değiştirme, besinleri üretip, tüketirken besinlerde oluşturduğumuz bazı gıda öğelerindeki kayıplar nedeniyle tip B malnütrisyonun oluşmasına neden oldu

Çocuklarımızı yanlış besliyoruzArıtılmış edilmiş, tüketime hazır, sebze ve meyvelerden yoksun bir diyetle beslediğimiz çocuklarımızı maddesel risklere soktuğumuzu artık itiraf etmeliyiz Beslenmede yaptığımız bu yanlışlarla oluşan hasar, çocukların davranışlarını, öğrenme kapasitelerini ve ruhsal durumlarını olumsuz etkiliyor Yerinde besin; beyinin ve vücudun büyümesi ve gelişimi için ve beyin ve vücuttaki her hücrenin yapımı, yakıtı ve yenilenmesi için gereklidir İhtiyacımız olan 50 besin öğesini besinlerimizle karşılamak zorundayız Bu besin öğeleri; vitaminler, mineraller, elzem yağ asitleri, omega3 ve omega6 yağ asitleridir Ne yazık ki çağdaş diyetler, bu beslenme öğelerinin böylece çoğundan yoksundur

Beyinin % 60 ’ı yağdan oluşuyor Gözenekli Olan membranlarının yapısının temel öğesi omega3 ’cins Milyonlarca yıl önceki avcı toplayıcı dönemlerden, tarım döneminin sonuna kadar yağların alımı ve omega3omega6 oranı aynen korunurken, endüstrileşmenin başladığı dönemlerden itibaren arıtılmış edilmiş besinlerin üretilip tüketilmesiyle omega3 lerde azalma oldu Omega3 omega –6 dengesi bozuldu Margarinler ve tüketime hazır fırınlanmış veya kızartılmış besinler, yüksek düzeyde hidrojene yağ ve trans yağ içerirler Bunlar yapay olarak doyurulmuş yağlardır Bu yağların; besleyici özellikleri yoktur ve çok artı afiyet riski taşırlar Trans yağlar, beyinin ve vücudun sağlığı için gerekli olan elzem yağ asitleri ile (omega3 ve omega6) ile rekabete girerek sağlığı olumsuz etkilerler (trans yağ asitleri; atıştırmalarkek, bisküvi, kraker, margarin, kızartılmış patates, patates cipsi, mısır cipsi, popkorn, hamur yapımında kullanılan katı yağlar, şekerlemeler, kahvaltılık tahıllar da bulunur) Depresyonun beslenme ile kuvvetli ilişkisi vardır Balık ve deniz ürünlerinde yer alan Omega3 yağ asitlerinin, koruyucu etkisinin olduğu düşünülüyor Yapılan bir çalışmada, omega3 bahşedilen grupta, plasebo verilen diğer grupla karşılaştırıldığı zaman okuma ve heceleme yaşının yükseldiği ve hiperaktif davranışlarda manalı düşüşler olduğu kaydedildi ABD ’de yapılan “Ulusal Perhiz ve Beslenme Çalışması nın sonuçlarına kadar; 218 yaş arasındaki bütün gruplarda; besinlerden ve bütün kaynaklardan (suplement dahil) alınan vitamin A ’nın, çinkonun, demirin, gereksinimlerden anlamlı derecede düşük olduğu bulunmuştur Hiperaktif çocuklarda yapılan çalışmalarda, çinko ve demirin eklenmesinin davranışlarda olumlu şartların değişmesi sağladığı belirtilmiştir Diyetimize neler eklendi?· Pestisitler, tarımda kullanılan sentetik kimyasallar ve çevredeki endüstriyel kirlilik,· Antibiyotikler, besinlere eklenen yükselme hormonu vb· Besleyici olmayan katkı maddelerin bütün çeşitleri:Koruyucular (tuzlu, şeker, sodyum benzoat)Tat vericiler (tuz, şeker, MSG vb)Renklendiriciler (tartrazin güya boyalar)Tatlandırıcılar (aspartam)Tat değiştiren ajanlar ( modifiye nişasta, trans yağlar)Suni beslenme renklendiricileri (YBR) ve hiperaktivite ile ilgili yayınlanan çalışmaların meta analizinden elde edilen sonuçlara kadar bu besin renklendiricilerinin, çocukların davranışlarında bağlı etkilere neden olduğu bulundu Hiperaktif çocuklara renklendirici ve koruyucu içermeyen bir diyet verildi, sonradan renklendirici ve sodyum benzoat taşıyan içecek günde 1 kere verildi Koruyucu ve renklendirici içermeyen diyet süresince hiperaktif davranışlarda önemli azalmalar sağlanırken, diyete içecek ilave edildiğinde hiperaktivitede manalı artışlar oldu Diyetimizden yok olanlar nelerdir?
* Rafine edilmiş, paketlenmiş ve bitmiş besinlerde o kadar çok elzem beslenme öğesi ve posa, kayba uğramıştır
* Meyve ve sebzelerin tüketilmemesi:ABD ’de çocuklara yönelik yapılan “Günde 5 mesajı hala netice vermemiştir vitamin ve mineral içeriği azalmıştır
* Bütün, arıtılmış edilmemiş besinler yok olmuştur Bunlar posa ve mikro gıda öğelerinin kaynaklarıdır
* Omega3 yağ asitleri yok olmuşturBalık ve deniz ürünlerinde, yeşil sebzelerde, fındık, fıstık, ceviz, badem vb sert kabuklu meyveler ve tohumlarda bulunur (bunlar çocukların favori besinleri değildirler)Tutum, öğrenme ve ruhsal koşul bozukluklarında beslenme1 Mikrobesin öğeleri eksikliğidengesizliği
* Vitamin ve mineral eksikliği veya dengesizliği; Pek fazla diyette anahtar besin öğeleri en düşük düzeylere düşmüştür Kişisel farklılıklar besin gereksinimlerini etkiler* Omega3 ve omega6 yağ asitlerinin yapımında zorunlu kofaktörlerin yokluğu Çinko, magnezyum, manganez, B3, B6, C vb vitaminler
* Düşük antioksidan korunma (Vitamin E, C, karotenoidler, flavanoidler (selenyum, çinko vb) Sebze ve meyveler ve arıtılmış edilmemiş bütün besinler bunları sağlar
* Kan şekeri regülasyonunda bozukluklar (ruhsal durum bozukluğu, dikkat eksikliği ve fazla karbonhidrat isteği) Hiperaktif çocukların %74 ’ünde Üzüm Şekeri intoleransı belirlenmiştir (krom, manganez, vanadium, Omega3 Vitamin ve minerallerle ilgili araştırmalar
* Otistiklerde B6+ magnezyum çeşitli araştırmalarda yardımcı etkileri görüldü * Hiperaktiflerde çinko ve magnezyumun yararlı etkileri gösterildi 2 AntiNutrientler ve Toksik Sorunlar
* Kurşun, civa, kadmiyum vb bilişsel fonksiyonları geciktiren nörotoksinler olarak bilinirler Yüksek düzeylere maruz kalınması veya da beceriksiz detoksifikasyon mekanizmaları bilişsel fonksiyonları negatif etkiler
* Pestisitler & besinlerdeki öteki kalıntılar pestisit kalıntıları, organik meyve ve sebzelerde asgari seviyededir ve organik etllerde haphormon fazla azdır
* Sentetik ve Doğal Yiyecek KatkılarıBunlar çocukların davranışlarını etkileyebilir En yaygın olanlar: Tartrazine yarı boyalar ve öteki suni renklendiriciler, benzoat grubu beslenme koruyucuları (sülfitler, nitratlar, MSG)
* Bazı bireyler daha pozitif risk altındadırlarbelirtilen besinlere “allerjiler ve intoleranslar ile olası ilişki3 Besin allerjileri ve intoleransları
* Allerjiye karşısında İntolerans IGE (veya IGG), geleneksel tıbbi testler, diğer “intolerans reaksiyonlarını saptayamaz Besinlere olan yan etkilerin saptanması fazla kuvvet olabilir Besin ricası (bağımlılık) bu besinlere olan allerjiyi maskeleyebilir
* Kişisel farklılıklar olabilir, yaygın reaktif besinler şunlardır: Süt ürünleri, özellikle inek sütü (kazein) Buğday & öteki tahıllar: (glutengliadin) Fındık, fıstık, ceviz, bademvb sert kabuklu meyveler, çikolata, turunçgiller, darı, soya, maya
* Sindirim zorlukları primer etken olabilir Enzimatik yetersizlikler (yapı ya da yoksulluk nedeniyle) Düşük mide asidi (Betaine HCl asistan olabilir ?)* Barsak geçirgenliği ile direkt bağlantı sorunları Düşük Omega3 beslenme allerji ve intoleransına katkıda bulunabilir potansiyel DOĞRUDAN DOĞRUYA tesir: İmmün sistemin düzenlenememesi: Omega6 ’nın; Omega 3 ’e oranındaki çoğalma, iltihaplanmaya ve iltihabi hastalıklara zemin hazırlar
* Membran geçirgenliğinin artması: Yerinde HUFA ’nın olmaması hem beyinde hem de barsaklarda membran bütünlüğünü tehlikeye atabilirBeslenmede önemli olan başka faktörler de vardır
* Böylece fazla vitamin ve mineral optimal immün fonksiyonlar için gereklidir Çinko, magnezyum, selenyum, A, C, E vitaminleri vb
* Hücre membranlarının bütünlüğü için antioksidanlar da gereklidir Karotenoidler, flavanoidler, izoflavonlar vb
* Yeterli diyet posası ve prebiyotikler dinç sindirim sistemi için gereklidir
* Sindirim enzimleri ve diğer enzimlerin yapımında da gıda öğelerinin içten dengesi gereklidir4 Enzimler Barsak florası
* Laktoz İntoleransı (süt şekerine karşı intolerans): Enzimler Barsak florası Genellikle bebekliğin birincil dönemlerinde oluşur, lakin tanı edilmeyebilir (özellikle bir takım etnik gruplarda)
* Diğer sindirim enzimleri eksikliği: Otistiklerde fenol sulfo transferaz (FST) enzim eksiklikleri ve bununla ilişkili belirtiler bulunmuştur Orta zincirli trigliseritlerbalık yağı, enzimlerin aktivitesini artırabilir
* İrritabl Barsak Sendromu: Genel Olarak anksiyeteruhsal bozukluklarla birliktedir ve teşhis edilmemiş gıda allerjileri ve intoleransları da olabilir Barsak duvarlarındaki herhangi bir irritasyon gıda öğesi emilimini etkileyebilir
* Prebiyotikler Probiyotikler sağlıklı barsak florasının sağlanmasına tezgâhtar olur5 Malabsorbsiyon “sızıntılı barsak
* Sızıntılı Barsak (leaky gut) Sendromunun tehlike faktörleri Allerjiye aşinalık veya da sindirim zafiyeti Anne sütünün kesilmesi Tekrarlayan antibiyotik kullanımı Viral enfeksiyonlarKan şekeri regülasyonu problemleri
* Şekerin doğruca tavır problemlerine yol açması üstüne fazla az delil vardır, fakat, herhangi bir maya organizması, şekeri yiyerek büyüyecektir Gecikmiş dekstroz intoleransı hiperaktif çocuklarda yaygındır
* Şeker ve rafine karbonhidratların yüksek alımı (tatlılar, meşrubatlar, bisküviler, kekler, pastane ürünleri vb) aşağıda sıralanan hasarlara niçin olabilir Çabuk kan şekeri değişiklikleri, uyarı, zihin ve ruhsal durumu etkileyebilir Elzem gıda öğelerinin alımında tehlike oluşturarak eksikliklerine niçin olabilir (şekerli besinlerin besleyici değerleri azdır) Şeker, alıcı 2 şeker hastalığı, kardiyovasküler hastalıklar için bir ön madde olup uzun vadede Metabolik sendrom için riski oluşturabilir Yüksek şeker, yüksek yağ diyetleri beyinin büyümesini önleyebilir *
 
Üst Alt