iltasyazilim
Yeni Üye
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve Atatürk İle İlgili Yazı
Atatürk ve Cumhuriyet İle İlgili Yazı
Birinci Dunya Savasini takiben yillar suren bagimsizlik savasindan sonradan, Osmanli Imparatorlugu enkazi uzerine, yine Mustafa Kemal Ataturk'un onderliginde, 74 yil once 29 Ekim 1923'te Turkiye Cumhuriyeti kuruldu Cumhuriyetin ilanini Turk ulusunu gecmisin karanliklarindan 20 yuzyila tasiyacak bir seri devrimler takip etti Cumhuriyet ilani ve Turk Devrimi, yalniz Turk ulusu icin degil, yalniz geri birakilmis uluslar icin de degil, butunuyle uygar insanlik icin dikkatle uzerinde durulmaya deger bir devrimdir Turk Devrimi, tarihimizin en karanlik aninda bize, Turk ulusuna, yepyeni bir yasam ve umut getirdi; bize guc sagladi ve kendimize guven duygusunu verdi; bizi, Turk ulusunu, yalniz bagimsizlik yoluna degil, cok daha degerli, cok daha ender ve bagimsizligin da gercek guvencesi olan ozgurluk yoluna saglam bir bicimde soktu
Mustafa Kemal olanlari soyle ozetliyordu:
Ucurumun kiyisinda, yikik bir ulke Turlu dusmanlarla kanli bogusmalarYillarca suren savas Ondan daha sonra, icerde ve disarda saygi ile taninan yeni yurt, yeni toplum, yeni devlet ve bunlari basarmak icin araliksiz devrimler Iste Turk genel devriminin bir kisa anlatimi
Bugune degin kazandigimiz basari, bize ama ilerleme ve uygarliga dogru bir yol acmistir Yoksa ilerleme ve uygarliga daha ulasilmis degildir Bize ve gelecek kusaklara dusen odev, bu yol uzerinde duraksamaksizin ilerlemektir
Devrimin hedefini kavramis olanlar, onu korumayi daima basaracaklardir
Ataturk diyor ancak:
Bugun vasil oldugumuz sonuç, asirlardan beri cekilen ulusal musibetlerin intibahi ve bu aziz vatanin, her kosesini sulayan kanlarin bedelidir Bu neticeyi, Turk gencligine itimat ediyorum
Cumhuriyet'in ilanı
Lozan'ın kabulü ve barışın sağlanması ile geride Türk Devleti'nin siyasal yapısını belirleyecek devlet şeklinin ve adının ne olacağı sorunu kaldı TBMM'nin varlığı ile egemenliğin ilgisizşartsız ulusa ait olan insan haklarına dayanan bir devlet sistemi kurulmuştu Fakat lüzum halkın gerekse Meclis içinde bulunanların büyük kısmı Padişah'a dinsel ve geleneksel bağlarla bağlıydılar Padişah'ın işgal ettiği SaltanatHilafet makamı yüzyıllardır kökleşmiş bir teokratik sistemdi 1300 yılından beri de Osmanoğullarından başka hiçbir aile iktidar olmamıştı Bağımsızlık biri dinden diğeri gelenekten gelen iki kaynaktan çıkıyor ve Padişah'ta toplanıyordu Gerçi İttihat Terakki bu gücü kırmıştı ama sistemin özünü yani egemenliğin kaynağını ve kullanılış biçimini değiştirememişti
Egemenliğin tanrı hakları sisteminden insan hakları sistemine geçişin bir sonucu olarak Padişah'tan ulusa geçişi bir prensip ve ışık halkası olarak Amasya Genelgesi'nde ortaya konmuş ve 23 Nisan 1920'de BMM'nde somutlaşmıştı Teşkilatı Esasiye Kanunu da bu esas üzerine oturmuştu Kurtuluş Savaşı ulusal özgür yanına ulus egemenliğini de açık bir biçimde ortaya koyduğu için Padişah daha başından beri milliyetçilerin amansız düşmanı kesilmişti M Kemal Paşa Padişah'ın ihanetini bildiği halde az önce zamanı olmadığı için Padişah'ı amaç almadı Genç subaylık yıllarından beri inandığı ve Erzurum'da Mazhar Müfit'e anekdot ettirdiği Cumhuriyetinancını Milli hir sırolarak sakladı Kurtuluş Savaşıiçinde Cumhuriyetçibir düşünceyi ortaya atmak iç parçalanmaya yol açacağı için bu yola gitmedi Hatta Sivas Kongresi esnasında Cumhuriyetduyuru edelim önerilerini red etmişti
Fakat Kurtuluş Savaşı'nın Başkomutanı Türk Ulusu'nun kurtarıcısı M Kemal Türkiye'nin siyasal yapısını değiştirmenin birincil adımını Saltanat'ın kaldırılmasını sağlamakla attı Saltanat'ın kaldırılışına en yakın arkadaşları bile aleyhinde çıkmışlardı Meclis'te tutucu kanat direndiyse de M Kemal Paşa'nın kararlı ve sert tutumu sonucu Saltanat'ın kaldırılışı sağlandı Lakin onun bu sert tutumu endişe doğurdu Bunun bir açılış olduğunu görenler farklı alanlara yönlendirilmiş yöntemlerle M Kemal Paşa'yı engellemeye çalıştılar
2 Aralık 1922'de Meclis'e rakip grup tarafından bir teklif verildi İntihabı Mebusan Kanununda değişiklik yapılmasını isteyen önergede Büyük Millet Meclisi'ne üye seçilmek için Türkiye'nin bugünkü sınırları içindeki yerler halkından olmak ve tercih çevresine yeni gelenlerin ise en az beş sene yerleşik olmalarıgerektiği kanun hükmü haline getirilmek isteniyordu M Kemal Paşa'yı milletvekili seçilmekten mahrum etmek isteyen bu teklif üzerine laf alan M Kemal Paşa doğum yerinin Türkiye'nin sınırları dışarıda kaldığını ve bir yerde beş yıl oturmadığını belirttikten daha sonra düşmanlara karşısında savaştığını vatanı kurtarmak için hiç bir yerde beş sene oturamadığını hatırlatıp ulusun sevgisisi kazanmış bir insan olmasına rağmen kendisini yurttaşlık haklarından yoksun bırakmak isteyen bu kimselerin bu yetkiyi kimden aldıklarını sordu Öneri red edildi
Mustafa Kemal'in kamuoyu yoklaması yapmak üzere 14 Ocak 1923'de Batı Anadolu'da bir geziye çıkmasını fırsat haberdar olan muhalif grup O'nun Ankara'dan ayrıldığının ertesi günü Hilafeti İslamiye ve Büyük Insanlar Meclisibaşlıklı bir kitapçık yayınladılar Broşürün evvelden hazır olduğu ve M Kemal'in Ankara'dan ayrılmasını fırsat bile bile dağıtıldığı anlaşılıyordu Broşürün belli başlı fikri islam kamuoyunun son gelişmelerden (Saltanatın Kaldırılışı) büyük ızdırap içinde bulunduğu Hilafet'in hükümet seslenmek olduğu ve Hilafet'in hukuk ve görevlerini yok etmenin hiç kimsenin hiç bir meclisin elinde olmadığı esaslarına dayanıyor Halife Meclisin Meclis Halife'nindirsözleriyle bitiriyordu Yürütme yetkisinin Halife'ye verilmesini ve Meclis'in aldığı kararların ve kanunların Halife'yi bağlamayacağı dolayısıyla Meclis'in çıkardığı Saltanat ve Hilafet ile ilgili yasaların meşru olmadığı görüşü savunuluyordu Bu bildiri M Kemal'e ve O'nun yerine getirmek istediği devrime bir tepki idi
İzmit'e gelen M Kemal din ve hilafet konusunda yaptığı açıklamada Türkiye Büyük Ahali Meclisi Halife'nin değildir ve olamaz Türkiye Büyük Irk Meclisi yalnız ve yalnız Ulusundurdedi TBMMnin büyük programının tam bağımsızlık kayıtsız şartsız milli hakimiyet esaslarına dayandığını teokratik devlet biçiminin ve buna alt tüm toplumsal düzenin ve çıkarların yıkılacağını belirtti
16 Ocak'ta yaptığı toplantıda Hilafet'in dinle ilgisi olmadığını siyasi bir mevki olduğunu yöneticiliki maslahatçılıkla devir yapılamayacağını belirtikten daha sonra Devrimin kanunu mevcut kanunların üstündedir Bizi öldürmedikçe bizim kafamızdaki cereyanı boğmadıkça başladığımız köklü değişiklik ve ilerleme bir lahza bile durmayacaktırdiyerek gericilere zorunlu yanıtı verdi Basınla iyi ilişki koymak istediği için İzmit'te yaptığı basın toplantısında Köklü Değişiklikyapılacağını açıklarken Meclis'te birliğin sağlanması için Müdafaai Hukuk Gurubunun zorunlu olduğunu bunun dışındaki grupların yardımcı olmadığını belirtti ve İttihatçılardan ülke yararı için politikaya karışmamalarını istedi
Bu sırada Annesi Zübeyde Hanım'ın ölüm haberi geldi İzmir'de annesinin mezarı başında devrimci inancını Ulusal hakimiyet uğrunda canımı vermek benim için bir vicdan ve namus borcu olsunsözleriyle bir kere daha yineledi Bu sırada Lozan'ın birincil görüşmeleri kesildiği için İsmet Paşa ile Ankara'ya döndü Meclis'te rahat oturumlar fazla sert geçti Trabzon mebusu Şükrü Bey'in Topal Osman kadar öldürülüşü M Kemal'e saldırılara yol açtı M Kemal'i kendilerine büyük engel görebilen tutucu gerici ittihatçılar faydacı gruplar O'na karşısında muhalefette birleşiyorlardı Yakın arkadaşlarından Rauf Bey Karabekir Refet Ali Fuat Paşa'lar da yavaşça yanından ayrılıp Hilâfetçilere kuvvet veriyorlardı
Saltanatı geri getirmek isteyen gericilerin çalışmaları aleyhinde arkadaşlarının kendisini yalnız bıraktığını gören M Kemal 20 Mart 1923'te Konya'da yaptığı bir konuşmada Türkiye'yi Ortaçağ karanlığına sürüklemek isteyen gericilere karşı tutumunu açık açık şu sözleriyle belirtti: Eğer onlara aleyhinde benim şahsımda bir şey çakmak isterseniz derim ancak ben bana kalırsa onların düşmanıyım Onların negatif yönde atacakları bir adım yalnız benim kişiye özel imanıma değil yalnız benim amacıma yok o adım benim ulusumun hayatıyla ilgili o adım benim ulusumun hayatına karşısında bir gaye o adım ulusumun kalbine yöneltilmiş zehirli bir hançerdir Benim ve benimle benzer fikirde olan arkadaşlarımın oluşturacağı şey mutlaka o adımları atanları tepelemektir
Sizlere bunun da üzerinde bir söz söyleyeyim Mesela eğer bunu sağlayacak kanunlar olmasa bunu sağlayacak meclis olmasa böylece negatif adım atanlar aleyhinde cümbür cemaat çekilse ve ben kendi başıma yalnız kalsam; yeniden tepeler ve yeniden öldürürümCumhuriyet'e doğru gidiş bu kararlı sözlerle açık açık görülüyordu M Kemal Paşa 8 Nisan 1923'de dokuz ilkede görüşlerini toplatarak programını belirlerken siyasi biçimlenmeyi de hazırladı
Savaş zamanının TBMM'nin görevi son bulmuştu Bu sebeple Meclis kendini dağıtıp seçime gitme kararı aldı M Kemal dağılmadan önce Meclisten 15 Nisan'da Saltanatı geri getirmeye çalışanları vatan haini kabul eden bir kanun değişikliği ile Hıyaneti Vataniye Kanunu'na ileride icabında yine İstiklal Mahkemeleri kurma fırsatını veren bir ek getirdi
Yeni kurulacak Meclis'te adaleli bir kadro oluşturmayı ve böylece Cumhuriyet'i ilan etmeyi düşünen M Kemal'in bu çalışmaları yakın arkadaşlarının kendisinden uzaklaşmasını hızlandırdı Rauf Bey ve arkadaşları M Kemal'in partiler üstü kalmasını politikaya karışmamasını önererek O'nu faizsiz duruma getirmek istiyorlardı Rauf Bey'in İsmet Paşa ile aralarının açılması da bu ayrılığın diğer bir yönü idi Lozan'dan dönen İsmet Paşa'yı yerine getirmek istemeyen Rauf Bey Başbakanlıktan bile istifa etti
İkinci Meclis toplandıktan daha sonra Lozan'ı onayladı Bundan Böyle sorun Türkiye'nin rejiminin belirlenmesiydi M Kemal 22 Eylül 1923'de Neue Treie Presseadlı bir Viyana gazetesi muhabiriyle yaptığı görüşmede 23 Nisan 1920'de kurulan sistemin Cumhuriyet olduğunu ama adının açıklanamadığını belirtip yapılacak işin yalnızca ad düzenlemek olduğunu söyledi
Yeni devletin başkentinin neresi olacağı da bir sorundu Ankara 1920'den beri bu işi yapıyordu Merkezi ve güvenli durumu ortada idi Meclis'te uzun tartışmalardan sonradan 13 Ekim'de Ankara başkent olarak oy çokluğu ile kabul edildi Cumhuriyet'in İlanı'na bir adım daha yaklaşılmıştı
M Kemal'e Cumhuriyet'in İlanı'na fırsat veren bir hükümet buhranı oldu Başbakan Fethi Okyar Bey'e karşı Meclis'te muhalefet oluşması üstüne M Kemal Erkanı Harbiye Umumiye Riyaseti Vekili Fevzi Paşanın dışarıda kabinenin istifasına karar verdi ve 27 Ekim'de uygulandı Mevcut sisteme kadar her bakan Meclis tarafından bir bir seçiliyordu İstifa eden bakanlar tekrar seçilirlerse görev kabul etmeyeceklerdi Bu sırada Rauf Bey Kazım Karabekir Ali Fuat Refet Paşalar İstanbul'da bulunuyorlar ve temasları Halife'ye yakın olma gösterileri oluyordu Ankara'da' ise kabine kurulamıyordu
Bu gelişmeler üstüne Cumhuriyet İlanıile işi kökünden çözmeye karar veren M Kemal 28 Ekim gecesi Çankaya'da İsmet Paşa ve bazı kimseleri toplantıya çağırdı ve Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğizdiyerek kararını açıkladı Misafirlerin ayrılmasından sonradan İsmet Paşa'yı alıkoydu ve birlikte Teşkilatı Esasiye Kanunu'nda gerekli değişikliği sağlayacak önergeyi hazırladılar Ertesi gün saat 10'da Parti grubunda yapılan toplantıda M Kemal Paşa Genel Başkan olarak Hükümet buhranının mevcut sistemden kaynaklandığını bunun çözümünün istikrarlı bir sistemde olduğunu belirttikten sonra değiştirme önergesini okuttu:
Türkiye Devleti'nin Hükümet şekli Cumhuriyettir
Türkiye Devleti Büyük Irk Meclisi göre yöneticilik olunur
Türkiye Devleti Hükümetin inkisam ettiği yöneticilik şubelerini İcra Vekilleri (Bakanlar Kurulu) vasıtasıyla idare eder
Bu önerge Parti toplantısında tartışıldı Büyük Insanlar Meclisi'nin aynı akşam (29 Ekim 1923) saat 18:45'de yaptığı toplantıdan daha sonra 2030'da YAŞASIN CUMHURİYETsesleri arasında Cumhuriyet duyuru olundu ve yeni Türk Devleti'nin adı kondu TÜRKİYE CUMHURİYETİAnında arkasında da Türk Ulusu'nun kurtarıcısı Gazi M Kemal oy birliği ile Cumhurbaşkanı seçildi Kürsüye gelen Cumhurbaşkanı M Kemal kendisini Cumhurbaşkanı seçen Meclis'e teşekkür ettikten sonradan Son yıllarda Ulusumuzun fiili olarak gösterdiği yetenek ve istidat kendi hakkında kötü düşüncede bulunanların ne dek tetkikten uzaktan görünüşe yük veren millet olduğunu öyle güzel ispat etti
Ulusumuz kendisinde yer alan nitelikleri ve değeri Hükümetin yeni adıyla uygarlık dünyasına çok daha basit gösterebilecektir Türkiye Cumhuriyeti dünyada işgal ettiği yere değerinde olduğunu eserleriyle kanıt edecektir Türkiye Cumhuriyeti mutlu başarılı ve muzaffer olacaktırsözleriyle konuşmasını tamamladı M Kemal Cumhurbaşkanı seçildiğinde hemen şimdi 42 yaşındaydı Cumhuriyetin birincil Başbakanı İsmet Paşa oldu
19 Mayıs 1919'da Samsun'da başlayan yeni ve egemen bir Türk Devleti koymak savaşı dış ve iç düşmanlara karşı başarıyla sonuçlanarak Türkiye Cumhuriyeti kuruldu Kurtuluş Savaşı'nın inanç ve başarısı nasıl Atatürk'ün eseri idiyse Cumhuriyet de tekrar O'nun eseri idi İleriki yıllarda bunu şu sözleriyle belirtti Benim en büyük eserim Türkiye Cumhuriyeti'dir
Sonuç
Bir zamanların mükemmel Osmanlı İmparatorluğu lüzum iç gerekse dış etkenlerin sonucunda 18 yy'dan itibaren çabuk bir çöküntüye girdi Kapitülasyonlar nedeniyle Avrupa devletlerinin açık pazarı durumuna geldi Rusya ve Avusturya'nın aralıksız saldırıları sonunda savaşları kaybederken manâlı topraklarını elden çıkardı İmparatorluğun bu çöküntüsünü görebilen Padişahlar İmparatorluğu kurtarmak için ıslahat önlemlerine başladılar Ama yalnızca askeri olan bu önlemler etkili olamadı III Selim'in başlattığı Nizamı Cedit ise 1807'de gerici bir ayaklanma ile son buldu
19 yy'da çöküntü büyük hızla sürerkenFransız Devrimi'nin ortaya koyduğu ulusal özgürlük ve bağımsızlık akımları Osmanlı İmparatorluğu'nun balkanlar'da yaşamış Hristiyan azınlıklarını etkiledi ve özgür isteklerini kamçıladı Sırp Yunan ve hatta Darı ayaklanmaları İmparatorluğun iç bünyesini sarstı ve bunlar gitgide artarak serbest veya özerklik kazandılar Bu yüz yılda Rus tehlikesi karşı İngiltere ve Fransa Osmanlı İmparatorluğu'nun toprak bütünlüğünü koruma politikası izlediler Kırım Savaşı'nda bu politika sonucu Rusya'ya savaş bile açtılar
1838 ticaret anlaşması ile imparatorluk idareli bakımdan batının eline geçerken 1854'den sonra başlayan dış borca girme ile1881'de mali iflasa ve batının parasal denetimine girdi II Mahmut Islahatı ve Tanzimat da İmparatorluğun kurtuluşu için çözüm olmadı Genç Osmanlıların çalışmaları 1876'da Kanunu Esasi'nin ilanını hazırladı Birinci Meşrutiyet yaşama fırsatı bulamadan 187778 OsmanlıRus savaşı bu dönemin sonunu hazırlarken Abdülhamid'in İstibdatıbaşladı Bu tarihten sonradan İngiltere de koruyucu politikasını terk etti Ermeni konusu da ilk önce gündeme geldi Osmanlı İmparatorluğu bundan sonra Almanya'ya yanaştı Alman siyasi askeri ilişkisi Alman idareli ihtiraslarını da getirdi Bağdat Demiryolu projesi bunu simgeledi
20 yy'a girilirken Abdülhamid'e karşı başlayan Genç Türk hareketi gitgide kuvvetlendi ve 1908'de II Meşrutiyeti getirdi Lakin 31 Mart gerici ayaklanması ile 1909'da iç buhran yaşandı II Meşrutiyet de İmparatorluğu kurtaramadı Osmanlıcılık İslamcılık Batıcılık ve Türkçülük akımlarının çatıştığı bu dönem içte buhranlar başıboşluk yaratırken dışta da Trablus ve Balkan Savaşları'nda büyük bozgun ve tüm Makedonya'nın kaybı ile sonuçlandı İktidarı ele geçiren İT ise diktatörlüğe gitti İT nin üç güçlü adamı Enver Talat ve Cemal Paşalar 1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı'na Almanya yanında girerlerken İmparatorluğun kaderi de çizilmiş oldu Bu savaştan fazla ağır kayıplarla yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu Mondros Ateşkesi ile koşulsuz teslim oldu
Yüz yıldan beri süren Doğu Sorununun çözümü Avrupa'nın Hasta Adamının mirasının paylaşılması ile Türk Ulusu'nun dünya siyasi tarihindeki varlığı ortadan kaldırılmak isteniyordu Savaş içinde kuytu anlaşmalarla İngiltere Fransa Rusya ve İtalya Osmanlı İmparatorluğu'nun paylaşılmasını kararlaştırmışlardı Fakat Rusya'da köklü değişiklik çıkınca anlaşmalar önemini yitirdi Türk Ulusu'nun hakkında karar verecek en büyük zor İngiltere idi İngiltere Batı Anadolu'yu Yunanistan'a veriyor Doğuda bir Ermenistan ve Kürdistan koymak istiyor Türk yurdunun geri kalan yerlerini de Fransa ve İtalya ile paylaşıyordu
Ülkenin yağmalanmasına boyun eğen Padişah ve Hükümet kurtuluşu İngiliz himayesinde görüyorlardı Ahali ve aydınlar çaresizlik içinde yetişkinlik kadere boyun eğmiş görünüyordu Kurtuluş çareleri arayanlar PadişahHalifesiz bir çare düşünemiyordu Kurtuluşu Amerikan mandasında görenler ya da yörelerinin kurtuluşunu temin etmek için çalışanlar vardı Birinci Dünya Savaşı'nın sonundaki biçare ve çaresiz durumda bir tek insan M Kemal top yekun kurtuluş ve tam egemen yeni bir Türk Devleti düzenlemek düşüncesiyle Samsun'a geldi O'nun yola çıktığı sırada ise Yunanlılar İzmir'i işgal ediyorlardı Padişah ve Hükümet ise İzmir'i Yunanlılara veren İngilizlerin hala körü körüne her isteğine boyun eğiyorlardı Düşmanla işbirliği yapan Padişah ve İstanbul Hükümeti'nin bu tutumları karşısında M Kemal ulusal bağımsızlık ve ulusal bağımsızlık savaşının esaslarını Amasya'da ulusu ve orduyu PadişahHalifeye karşısında ayaklandırmak şeklinde belirledi
Erzurum ve Sivas Kongreleri'nde de bu esaslar içinde yeni bir Türk Devleti'nin kuruluşunun milli bilinçlenme idari siyasi örgütlenmesini de gerçekleştirdi Misakı Milli ile bu esaslar İstanbul'da bir defa daha ortaya konunca İngilizler İstanbul'u işgal ettiler Bundan yılmayan M Kemal Ankara'da ulusun yasal iradesinin eseri olan milli hakimiyet prensibini BMM ile ortaya koydu Fakat bütün bunların gerçekleşmesi koskocoman güçlükler ve olanaksızlıklar içinde yapılıyordı Bir yandan İtilaf Devletleri ve Yunan saldırısı ve baskıları bir yandan Padişah ve İstanbul Hükümeti'nin M Kemal ve BMM'ni gayri meşru duyuru etmesi Türk Ulusu'nu olumsuz yönde etkiledi Türk Ulusu yüzlerce yıldan beri dini ve geleneksel iktidar kabul edilen PadişahHalife ile bu değerleri yıkan ve yerine ulusalegemenlik değerleriyle ulusu bir araya biriktirmek isteyen M Kemal hareketi aralarında bir vakit bocaladı Yer yer BMM'nin otoritesine aleyhinde ayaklanmalar çıktı
Doğu Anadolu'da Ermenilere Güneyde Fransızlara karşısında savaşıldı Batıda Yunan Taarruzu ve iç ayaklanmalara aleyhinde Kuvayı Milliye ile çözüm bulan BMM sonradan ahenkli ordu kurar I ve II İnönü Savaşları ile birincil askeri başarılarını sağladı Öteki yandan dış ilişkilerde Sovyetler Birliği ile Moskova Antlaşması'nı imzaladı Sakarya Meydan Savaşı'nda Yunan Ordusu'nu yendi Fransa ile de anlaşan Türkiye İtilaf bloğunu da parçaladı 26 Ağustos'l922'de başlayan ve 9 Eylül'de İzmir'de Yunan Ordusu'nun denize dökülmesi ile son bulan Büyük Taarruz Türkiye gerçeğini ve Türk Ulusu'nun yenilmez azmini tüm dünyaya kanıtladı Askeri başarısını Mudanya Ateşkesi ve Lozan Antlaşması ile de onaylattı Emperyalizme karşısında yapılan serbest savaşını kazanan Türk Mucizesini yaratan Türkiye'nin bu başarısı bütün Mazlum Uluslara örnek oldu
M Kemal Kurtuluş Savaşı'nın bittiği yerde; Türkiye'nin çağdaşlaşma savaşını başlattı 1 Kasım 1922'de Saltanat'ın kaldırılışı ve 29 Ekim 1923'de Cumhuriyet'in İlanı ile Türkiye yeni devlet sistemini Fransız Devrimi ile ortaya konan insan haklarına dayanan Ulusal ve Laik Devleti gerçekleştirmiş oldu Ama çağdaş devlet ve ülke olma mücadelesi için Türk Devrimi'nin başarılması için Cumhuriyet döneminde Atatürk 'ün yeni uğraş vermesi gerek29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
Osmanlı İmparatorluğu 'nda ikinci Meşrutiyetin ilanından altı sene sonradan Birinci Dünya Savaşı başladı1914'te başlayan Birinci Dünya Savaşı'na dünyanın belli başlı devletleri katıldıDört sene süren savaş sonunda bizimle birlikte olan devletler yenildiSavaş kurallarına tarafından biz de yenilmiş sayıldık Ülkemiz İngilizler Yunanlılar Fransızlar İtalyanlar kadar paylaşıldı
Ulusuna inanan güvenen Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919'da Samsun'a geldiErzurum'da Sivas'ta kongreler düzenlediMustafa Kemal Paşa Tek bir bağımsızlık var'o da Ulusal egemenliktirÜlkeyi tekrar ulusun kendi gücü kurtaracaktırdiyorduYurdun dört bir kadar gelen kamu temsilcileri milletvekilleri 23 Nisan 1920 günü Ankara'da Büyük Ahali Meclisi'nde toplandı
Meclis Mustafa Kemal Paşa'yı başkan seçtiMustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde Büyük Halk Meclisi Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı başlattıBir yanlamasına efeler dadaşlar seğmenler bulundukları yörede düşmana karşısında koydularÖte yanlamasına uyumlu ordular İnönü'de Sakarya'da Dumlupınar'da savaştılarYurdumuz düşmanlardan kurtarıldı
Tahtını rahatını düşünen padişah yenilen düşmanla birlikte yurdumuzdan kaçtı İmzalanan Lozan Uzlaştırma Antlaşması ile yeni bir devlet doğduBu doğan devletin idare biçimi demin belirlenmemişti
İkinci dönem Büyük Irk Meclisi 11 Ağustos 1923'te birincil toplantısını yaptı13 Ekim 1923'te Ankara Başkent olduAtatürk; düşmanın ülkeden atılıp sınırlarımızın belirlenmesinden
sonradan çoktan beri tasarladığı cumhuriyetin ilanı üzerinde hazırlıklar yapmaya başladı28 Ekim 1923 akşamı yakın arkadaşlarını Çankaya'da yemeğe çağırdıOnlara Yarın Cumhuriyet'i duyuru edeceğizDedi
29 Ekim 1923 günü Atatürk milletvekilleri ile görüştükten sonradan taslağı hazırlanan cumhuriyet önergesi Türkiye Büyük Irk Meclisi'ne verildiMeclis önergeyi kabul ettiBöylece ülkemizde cumhuriyet yönetimi kurulduAtatürk kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin birincil Cumhurbaşkanı olduCumhuriyet'in ilanı yurtta sevinç ve coşku ile karşılandı
Cumhuriyet;yurttaşların seçme ve seçilme hakkının olduğu bir yönetimdirUlus temsilcilerinin kabul ettiği yasalarla ülkenin yönetilmesidirCumhuriyet yönetiminde söz ulusundurCumhuriyet'i gözetmek kollamak yaşatmak her yurttaşın ödevidir
*
Atatürk ve Cumhuriyet İle İlgili Yazı
Birinci Dunya Savasini takiben yillar suren bagimsizlik savasindan sonradan, Osmanli Imparatorlugu enkazi uzerine, yine Mustafa Kemal Ataturk'un onderliginde, 74 yil once 29 Ekim 1923'te Turkiye Cumhuriyeti kuruldu Cumhuriyetin ilanini Turk ulusunu gecmisin karanliklarindan 20 yuzyila tasiyacak bir seri devrimler takip etti Cumhuriyet ilani ve Turk Devrimi, yalniz Turk ulusu icin degil, yalniz geri birakilmis uluslar icin de degil, butunuyle uygar insanlik icin dikkatle uzerinde durulmaya deger bir devrimdir Turk Devrimi, tarihimizin en karanlik aninda bize, Turk ulusuna, yepyeni bir yasam ve umut getirdi; bize guc sagladi ve kendimize guven duygusunu verdi; bizi, Turk ulusunu, yalniz bagimsizlik yoluna degil, cok daha degerli, cok daha ender ve bagimsizligin da gercek guvencesi olan ozgurluk yoluna saglam bir bicimde soktu
Mustafa Kemal olanlari soyle ozetliyordu:
Ucurumun kiyisinda, yikik bir ulke Turlu dusmanlarla kanli bogusmalarYillarca suren savas Ondan daha sonra, icerde ve disarda saygi ile taninan yeni yurt, yeni toplum, yeni devlet ve bunlari basarmak icin araliksiz devrimler Iste Turk genel devriminin bir kisa anlatimi
Bugune degin kazandigimiz basari, bize ama ilerleme ve uygarliga dogru bir yol acmistir Yoksa ilerleme ve uygarliga daha ulasilmis degildir Bize ve gelecek kusaklara dusen odev, bu yol uzerinde duraksamaksizin ilerlemektir
Devrimin hedefini kavramis olanlar, onu korumayi daima basaracaklardir
Ataturk diyor ancak:
Bugun vasil oldugumuz sonuç, asirlardan beri cekilen ulusal musibetlerin intibahi ve bu aziz vatanin, her kosesini sulayan kanlarin bedelidir Bu neticeyi, Turk gencligine itimat ediyorum
Cumhuriyet'in ilanı
Lozan'ın kabulü ve barışın sağlanması ile geride Türk Devleti'nin siyasal yapısını belirleyecek devlet şeklinin ve adının ne olacağı sorunu kaldı TBMM'nin varlığı ile egemenliğin ilgisizşartsız ulusa ait olan insan haklarına dayanan bir devlet sistemi kurulmuştu Fakat lüzum halkın gerekse Meclis içinde bulunanların büyük kısmı Padişah'a dinsel ve geleneksel bağlarla bağlıydılar Padişah'ın işgal ettiği SaltanatHilafet makamı yüzyıllardır kökleşmiş bir teokratik sistemdi 1300 yılından beri de Osmanoğullarından başka hiçbir aile iktidar olmamıştı Bağımsızlık biri dinden diğeri gelenekten gelen iki kaynaktan çıkıyor ve Padişah'ta toplanıyordu Gerçi İttihat Terakki bu gücü kırmıştı ama sistemin özünü yani egemenliğin kaynağını ve kullanılış biçimini değiştirememişti
Egemenliğin tanrı hakları sisteminden insan hakları sistemine geçişin bir sonucu olarak Padişah'tan ulusa geçişi bir prensip ve ışık halkası olarak Amasya Genelgesi'nde ortaya konmuş ve 23 Nisan 1920'de BMM'nde somutlaşmıştı Teşkilatı Esasiye Kanunu da bu esas üzerine oturmuştu Kurtuluş Savaşı ulusal özgür yanına ulus egemenliğini de açık bir biçimde ortaya koyduğu için Padişah daha başından beri milliyetçilerin amansız düşmanı kesilmişti M Kemal Paşa Padişah'ın ihanetini bildiği halde az önce zamanı olmadığı için Padişah'ı amaç almadı Genç subaylık yıllarından beri inandığı ve Erzurum'da Mazhar Müfit'e anekdot ettirdiği Cumhuriyetinancını Milli hir sırolarak sakladı Kurtuluş Savaşıiçinde Cumhuriyetçibir düşünceyi ortaya atmak iç parçalanmaya yol açacağı için bu yola gitmedi Hatta Sivas Kongresi esnasında Cumhuriyetduyuru edelim önerilerini red etmişti
Fakat Kurtuluş Savaşı'nın Başkomutanı Türk Ulusu'nun kurtarıcısı M Kemal Türkiye'nin siyasal yapısını değiştirmenin birincil adımını Saltanat'ın kaldırılmasını sağlamakla attı Saltanat'ın kaldırılışına en yakın arkadaşları bile aleyhinde çıkmışlardı Meclis'te tutucu kanat direndiyse de M Kemal Paşa'nın kararlı ve sert tutumu sonucu Saltanat'ın kaldırılışı sağlandı Lakin onun bu sert tutumu endişe doğurdu Bunun bir açılış olduğunu görenler farklı alanlara yönlendirilmiş yöntemlerle M Kemal Paşa'yı engellemeye çalıştılar
2 Aralık 1922'de Meclis'e rakip grup tarafından bir teklif verildi İntihabı Mebusan Kanununda değişiklik yapılmasını isteyen önergede Büyük Millet Meclisi'ne üye seçilmek için Türkiye'nin bugünkü sınırları içindeki yerler halkından olmak ve tercih çevresine yeni gelenlerin ise en az beş sene yerleşik olmalarıgerektiği kanun hükmü haline getirilmek isteniyordu M Kemal Paşa'yı milletvekili seçilmekten mahrum etmek isteyen bu teklif üzerine laf alan M Kemal Paşa doğum yerinin Türkiye'nin sınırları dışarıda kaldığını ve bir yerde beş yıl oturmadığını belirttikten daha sonra düşmanlara karşısında savaştığını vatanı kurtarmak için hiç bir yerde beş sene oturamadığını hatırlatıp ulusun sevgisisi kazanmış bir insan olmasına rağmen kendisini yurttaşlık haklarından yoksun bırakmak isteyen bu kimselerin bu yetkiyi kimden aldıklarını sordu Öneri red edildi
Mustafa Kemal'in kamuoyu yoklaması yapmak üzere 14 Ocak 1923'de Batı Anadolu'da bir geziye çıkmasını fırsat haberdar olan muhalif grup O'nun Ankara'dan ayrıldığının ertesi günü Hilafeti İslamiye ve Büyük Insanlar Meclisibaşlıklı bir kitapçık yayınladılar Broşürün evvelden hazır olduğu ve M Kemal'in Ankara'dan ayrılmasını fırsat bile bile dağıtıldığı anlaşılıyordu Broşürün belli başlı fikri islam kamuoyunun son gelişmelerden (Saltanatın Kaldırılışı) büyük ızdırap içinde bulunduğu Hilafet'in hükümet seslenmek olduğu ve Hilafet'in hukuk ve görevlerini yok etmenin hiç kimsenin hiç bir meclisin elinde olmadığı esaslarına dayanıyor Halife Meclisin Meclis Halife'nindirsözleriyle bitiriyordu Yürütme yetkisinin Halife'ye verilmesini ve Meclis'in aldığı kararların ve kanunların Halife'yi bağlamayacağı dolayısıyla Meclis'in çıkardığı Saltanat ve Hilafet ile ilgili yasaların meşru olmadığı görüşü savunuluyordu Bu bildiri M Kemal'e ve O'nun yerine getirmek istediği devrime bir tepki idi
İzmit'e gelen M Kemal din ve hilafet konusunda yaptığı açıklamada Türkiye Büyük Ahali Meclisi Halife'nin değildir ve olamaz Türkiye Büyük Irk Meclisi yalnız ve yalnız Ulusundurdedi TBMMnin büyük programının tam bağımsızlık kayıtsız şartsız milli hakimiyet esaslarına dayandığını teokratik devlet biçiminin ve buna alt tüm toplumsal düzenin ve çıkarların yıkılacağını belirtti
16 Ocak'ta yaptığı toplantıda Hilafet'in dinle ilgisi olmadığını siyasi bir mevki olduğunu yöneticiliki maslahatçılıkla devir yapılamayacağını belirtikten daha sonra Devrimin kanunu mevcut kanunların üstündedir Bizi öldürmedikçe bizim kafamızdaki cereyanı boğmadıkça başladığımız köklü değişiklik ve ilerleme bir lahza bile durmayacaktırdiyerek gericilere zorunlu yanıtı verdi Basınla iyi ilişki koymak istediği için İzmit'te yaptığı basın toplantısında Köklü Değişiklikyapılacağını açıklarken Meclis'te birliğin sağlanması için Müdafaai Hukuk Gurubunun zorunlu olduğunu bunun dışındaki grupların yardımcı olmadığını belirtti ve İttihatçılardan ülke yararı için politikaya karışmamalarını istedi
Bu sırada Annesi Zübeyde Hanım'ın ölüm haberi geldi İzmir'de annesinin mezarı başında devrimci inancını Ulusal hakimiyet uğrunda canımı vermek benim için bir vicdan ve namus borcu olsunsözleriyle bir kere daha yineledi Bu sırada Lozan'ın birincil görüşmeleri kesildiği için İsmet Paşa ile Ankara'ya döndü Meclis'te rahat oturumlar fazla sert geçti Trabzon mebusu Şükrü Bey'in Topal Osman kadar öldürülüşü M Kemal'e saldırılara yol açtı M Kemal'i kendilerine büyük engel görebilen tutucu gerici ittihatçılar faydacı gruplar O'na karşısında muhalefette birleşiyorlardı Yakın arkadaşlarından Rauf Bey Karabekir Refet Ali Fuat Paşa'lar da yavaşça yanından ayrılıp Hilâfetçilere kuvvet veriyorlardı
Saltanatı geri getirmek isteyen gericilerin çalışmaları aleyhinde arkadaşlarının kendisini yalnız bıraktığını gören M Kemal 20 Mart 1923'te Konya'da yaptığı bir konuşmada Türkiye'yi Ortaçağ karanlığına sürüklemek isteyen gericilere karşı tutumunu açık açık şu sözleriyle belirtti: Eğer onlara aleyhinde benim şahsımda bir şey çakmak isterseniz derim ancak ben bana kalırsa onların düşmanıyım Onların negatif yönde atacakları bir adım yalnız benim kişiye özel imanıma değil yalnız benim amacıma yok o adım benim ulusumun hayatıyla ilgili o adım benim ulusumun hayatına karşısında bir gaye o adım ulusumun kalbine yöneltilmiş zehirli bir hançerdir Benim ve benimle benzer fikirde olan arkadaşlarımın oluşturacağı şey mutlaka o adımları atanları tepelemektir
Sizlere bunun da üzerinde bir söz söyleyeyim Mesela eğer bunu sağlayacak kanunlar olmasa bunu sağlayacak meclis olmasa böylece negatif adım atanlar aleyhinde cümbür cemaat çekilse ve ben kendi başıma yalnız kalsam; yeniden tepeler ve yeniden öldürürümCumhuriyet'e doğru gidiş bu kararlı sözlerle açık açık görülüyordu M Kemal Paşa 8 Nisan 1923'de dokuz ilkede görüşlerini toplatarak programını belirlerken siyasi biçimlenmeyi de hazırladı
Savaş zamanının TBMM'nin görevi son bulmuştu Bu sebeple Meclis kendini dağıtıp seçime gitme kararı aldı M Kemal dağılmadan önce Meclisten 15 Nisan'da Saltanatı geri getirmeye çalışanları vatan haini kabul eden bir kanun değişikliği ile Hıyaneti Vataniye Kanunu'na ileride icabında yine İstiklal Mahkemeleri kurma fırsatını veren bir ek getirdi
Yeni kurulacak Meclis'te adaleli bir kadro oluşturmayı ve böylece Cumhuriyet'i ilan etmeyi düşünen M Kemal'in bu çalışmaları yakın arkadaşlarının kendisinden uzaklaşmasını hızlandırdı Rauf Bey ve arkadaşları M Kemal'in partiler üstü kalmasını politikaya karışmamasını önererek O'nu faizsiz duruma getirmek istiyorlardı Rauf Bey'in İsmet Paşa ile aralarının açılması da bu ayrılığın diğer bir yönü idi Lozan'dan dönen İsmet Paşa'yı yerine getirmek istemeyen Rauf Bey Başbakanlıktan bile istifa etti
İkinci Meclis toplandıktan daha sonra Lozan'ı onayladı Bundan Böyle sorun Türkiye'nin rejiminin belirlenmesiydi M Kemal 22 Eylül 1923'de Neue Treie Presseadlı bir Viyana gazetesi muhabiriyle yaptığı görüşmede 23 Nisan 1920'de kurulan sistemin Cumhuriyet olduğunu ama adının açıklanamadığını belirtip yapılacak işin yalnızca ad düzenlemek olduğunu söyledi
Yeni devletin başkentinin neresi olacağı da bir sorundu Ankara 1920'den beri bu işi yapıyordu Merkezi ve güvenli durumu ortada idi Meclis'te uzun tartışmalardan sonradan 13 Ekim'de Ankara başkent olarak oy çokluğu ile kabul edildi Cumhuriyet'in İlanı'na bir adım daha yaklaşılmıştı
M Kemal'e Cumhuriyet'in İlanı'na fırsat veren bir hükümet buhranı oldu Başbakan Fethi Okyar Bey'e karşı Meclis'te muhalefet oluşması üstüne M Kemal Erkanı Harbiye Umumiye Riyaseti Vekili Fevzi Paşanın dışarıda kabinenin istifasına karar verdi ve 27 Ekim'de uygulandı Mevcut sisteme kadar her bakan Meclis tarafından bir bir seçiliyordu İstifa eden bakanlar tekrar seçilirlerse görev kabul etmeyeceklerdi Bu sırada Rauf Bey Kazım Karabekir Ali Fuat Refet Paşalar İstanbul'da bulunuyorlar ve temasları Halife'ye yakın olma gösterileri oluyordu Ankara'da' ise kabine kurulamıyordu
Bu gelişmeler üstüne Cumhuriyet İlanıile işi kökünden çözmeye karar veren M Kemal 28 Ekim gecesi Çankaya'da İsmet Paşa ve bazı kimseleri toplantıya çağırdı ve Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğizdiyerek kararını açıkladı Misafirlerin ayrılmasından sonradan İsmet Paşa'yı alıkoydu ve birlikte Teşkilatı Esasiye Kanunu'nda gerekli değişikliği sağlayacak önergeyi hazırladılar Ertesi gün saat 10'da Parti grubunda yapılan toplantıda M Kemal Paşa Genel Başkan olarak Hükümet buhranının mevcut sistemden kaynaklandığını bunun çözümünün istikrarlı bir sistemde olduğunu belirttikten sonra değiştirme önergesini okuttu:
Türkiye Devleti'nin Hükümet şekli Cumhuriyettir
Türkiye Devleti Büyük Irk Meclisi göre yöneticilik olunur
Türkiye Devleti Hükümetin inkisam ettiği yöneticilik şubelerini İcra Vekilleri (Bakanlar Kurulu) vasıtasıyla idare eder
Bu önerge Parti toplantısında tartışıldı Büyük Insanlar Meclisi'nin aynı akşam (29 Ekim 1923) saat 18:45'de yaptığı toplantıdan daha sonra 2030'da YAŞASIN CUMHURİYETsesleri arasında Cumhuriyet duyuru olundu ve yeni Türk Devleti'nin adı kondu TÜRKİYE CUMHURİYETİAnında arkasında da Türk Ulusu'nun kurtarıcısı Gazi M Kemal oy birliği ile Cumhurbaşkanı seçildi Kürsüye gelen Cumhurbaşkanı M Kemal kendisini Cumhurbaşkanı seçen Meclis'e teşekkür ettikten sonradan Son yıllarda Ulusumuzun fiili olarak gösterdiği yetenek ve istidat kendi hakkında kötü düşüncede bulunanların ne dek tetkikten uzaktan görünüşe yük veren millet olduğunu öyle güzel ispat etti
Ulusumuz kendisinde yer alan nitelikleri ve değeri Hükümetin yeni adıyla uygarlık dünyasına çok daha basit gösterebilecektir Türkiye Cumhuriyeti dünyada işgal ettiği yere değerinde olduğunu eserleriyle kanıt edecektir Türkiye Cumhuriyeti mutlu başarılı ve muzaffer olacaktırsözleriyle konuşmasını tamamladı M Kemal Cumhurbaşkanı seçildiğinde hemen şimdi 42 yaşındaydı Cumhuriyetin birincil Başbakanı İsmet Paşa oldu
19 Mayıs 1919'da Samsun'da başlayan yeni ve egemen bir Türk Devleti koymak savaşı dış ve iç düşmanlara karşı başarıyla sonuçlanarak Türkiye Cumhuriyeti kuruldu Kurtuluş Savaşı'nın inanç ve başarısı nasıl Atatürk'ün eseri idiyse Cumhuriyet de tekrar O'nun eseri idi İleriki yıllarda bunu şu sözleriyle belirtti Benim en büyük eserim Türkiye Cumhuriyeti'dir
Sonuç
Bir zamanların mükemmel Osmanlı İmparatorluğu lüzum iç gerekse dış etkenlerin sonucunda 18 yy'dan itibaren çabuk bir çöküntüye girdi Kapitülasyonlar nedeniyle Avrupa devletlerinin açık pazarı durumuna geldi Rusya ve Avusturya'nın aralıksız saldırıları sonunda savaşları kaybederken manâlı topraklarını elden çıkardı İmparatorluğun bu çöküntüsünü görebilen Padişahlar İmparatorluğu kurtarmak için ıslahat önlemlerine başladılar Ama yalnızca askeri olan bu önlemler etkili olamadı III Selim'in başlattığı Nizamı Cedit ise 1807'de gerici bir ayaklanma ile son buldu
19 yy'da çöküntü büyük hızla sürerkenFransız Devrimi'nin ortaya koyduğu ulusal özgürlük ve bağımsızlık akımları Osmanlı İmparatorluğu'nun balkanlar'da yaşamış Hristiyan azınlıklarını etkiledi ve özgür isteklerini kamçıladı Sırp Yunan ve hatta Darı ayaklanmaları İmparatorluğun iç bünyesini sarstı ve bunlar gitgide artarak serbest veya özerklik kazandılar Bu yüz yılda Rus tehlikesi karşı İngiltere ve Fransa Osmanlı İmparatorluğu'nun toprak bütünlüğünü koruma politikası izlediler Kırım Savaşı'nda bu politika sonucu Rusya'ya savaş bile açtılar
1838 ticaret anlaşması ile imparatorluk idareli bakımdan batının eline geçerken 1854'den sonra başlayan dış borca girme ile1881'de mali iflasa ve batının parasal denetimine girdi II Mahmut Islahatı ve Tanzimat da İmparatorluğun kurtuluşu için çözüm olmadı Genç Osmanlıların çalışmaları 1876'da Kanunu Esasi'nin ilanını hazırladı Birinci Meşrutiyet yaşama fırsatı bulamadan 187778 OsmanlıRus savaşı bu dönemin sonunu hazırlarken Abdülhamid'in İstibdatıbaşladı Bu tarihten sonradan İngiltere de koruyucu politikasını terk etti Ermeni konusu da ilk önce gündeme geldi Osmanlı İmparatorluğu bundan sonra Almanya'ya yanaştı Alman siyasi askeri ilişkisi Alman idareli ihtiraslarını da getirdi Bağdat Demiryolu projesi bunu simgeledi
20 yy'a girilirken Abdülhamid'e karşı başlayan Genç Türk hareketi gitgide kuvvetlendi ve 1908'de II Meşrutiyeti getirdi Lakin 31 Mart gerici ayaklanması ile 1909'da iç buhran yaşandı II Meşrutiyet de İmparatorluğu kurtaramadı Osmanlıcılık İslamcılık Batıcılık ve Türkçülük akımlarının çatıştığı bu dönem içte buhranlar başıboşluk yaratırken dışta da Trablus ve Balkan Savaşları'nda büyük bozgun ve tüm Makedonya'nın kaybı ile sonuçlandı İktidarı ele geçiren İT ise diktatörlüğe gitti İT nin üç güçlü adamı Enver Talat ve Cemal Paşalar 1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı'na Almanya yanında girerlerken İmparatorluğun kaderi de çizilmiş oldu Bu savaştan fazla ağır kayıplarla yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu Mondros Ateşkesi ile koşulsuz teslim oldu
Yüz yıldan beri süren Doğu Sorununun çözümü Avrupa'nın Hasta Adamının mirasının paylaşılması ile Türk Ulusu'nun dünya siyasi tarihindeki varlığı ortadan kaldırılmak isteniyordu Savaş içinde kuytu anlaşmalarla İngiltere Fransa Rusya ve İtalya Osmanlı İmparatorluğu'nun paylaşılmasını kararlaştırmışlardı Fakat Rusya'da köklü değişiklik çıkınca anlaşmalar önemini yitirdi Türk Ulusu'nun hakkında karar verecek en büyük zor İngiltere idi İngiltere Batı Anadolu'yu Yunanistan'a veriyor Doğuda bir Ermenistan ve Kürdistan koymak istiyor Türk yurdunun geri kalan yerlerini de Fransa ve İtalya ile paylaşıyordu
Ülkenin yağmalanmasına boyun eğen Padişah ve Hükümet kurtuluşu İngiliz himayesinde görüyorlardı Ahali ve aydınlar çaresizlik içinde yetişkinlik kadere boyun eğmiş görünüyordu Kurtuluş çareleri arayanlar PadişahHalifesiz bir çare düşünemiyordu Kurtuluşu Amerikan mandasında görenler ya da yörelerinin kurtuluşunu temin etmek için çalışanlar vardı Birinci Dünya Savaşı'nın sonundaki biçare ve çaresiz durumda bir tek insan M Kemal top yekun kurtuluş ve tam egemen yeni bir Türk Devleti düzenlemek düşüncesiyle Samsun'a geldi O'nun yola çıktığı sırada ise Yunanlılar İzmir'i işgal ediyorlardı Padişah ve Hükümet ise İzmir'i Yunanlılara veren İngilizlerin hala körü körüne her isteğine boyun eğiyorlardı Düşmanla işbirliği yapan Padişah ve İstanbul Hükümeti'nin bu tutumları karşısında M Kemal ulusal bağımsızlık ve ulusal bağımsızlık savaşının esaslarını Amasya'da ulusu ve orduyu PadişahHalifeye karşısında ayaklandırmak şeklinde belirledi
Erzurum ve Sivas Kongreleri'nde de bu esaslar içinde yeni bir Türk Devleti'nin kuruluşunun milli bilinçlenme idari siyasi örgütlenmesini de gerçekleştirdi Misakı Milli ile bu esaslar İstanbul'da bir defa daha ortaya konunca İngilizler İstanbul'u işgal ettiler Bundan yılmayan M Kemal Ankara'da ulusun yasal iradesinin eseri olan milli hakimiyet prensibini BMM ile ortaya koydu Fakat bütün bunların gerçekleşmesi koskocoman güçlükler ve olanaksızlıklar içinde yapılıyordı Bir yandan İtilaf Devletleri ve Yunan saldırısı ve baskıları bir yandan Padişah ve İstanbul Hükümeti'nin M Kemal ve BMM'ni gayri meşru duyuru etmesi Türk Ulusu'nu olumsuz yönde etkiledi Türk Ulusu yüzlerce yıldan beri dini ve geleneksel iktidar kabul edilen PadişahHalife ile bu değerleri yıkan ve yerine ulusalegemenlik değerleriyle ulusu bir araya biriktirmek isteyen M Kemal hareketi aralarında bir vakit bocaladı Yer yer BMM'nin otoritesine aleyhinde ayaklanmalar çıktı
Doğu Anadolu'da Ermenilere Güneyde Fransızlara karşısında savaşıldı Batıda Yunan Taarruzu ve iç ayaklanmalara aleyhinde Kuvayı Milliye ile çözüm bulan BMM sonradan ahenkli ordu kurar I ve II İnönü Savaşları ile birincil askeri başarılarını sağladı Öteki yandan dış ilişkilerde Sovyetler Birliği ile Moskova Antlaşması'nı imzaladı Sakarya Meydan Savaşı'nda Yunan Ordusu'nu yendi Fransa ile de anlaşan Türkiye İtilaf bloğunu da parçaladı 26 Ağustos'l922'de başlayan ve 9 Eylül'de İzmir'de Yunan Ordusu'nun denize dökülmesi ile son bulan Büyük Taarruz Türkiye gerçeğini ve Türk Ulusu'nun yenilmez azmini tüm dünyaya kanıtladı Askeri başarısını Mudanya Ateşkesi ve Lozan Antlaşması ile de onaylattı Emperyalizme karşısında yapılan serbest savaşını kazanan Türk Mucizesini yaratan Türkiye'nin bu başarısı bütün Mazlum Uluslara örnek oldu
M Kemal Kurtuluş Savaşı'nın bittiği yerde; Türkiye'nin çağdaşlaşma savaşını başlattı 1 Kasım 1922'de Saltanat'ın kaldırılışı ve 29 Ekim 1923'de Cumhuriyet'in İlanı ile Türkiye yeni devlet sistemini Fransız Devrimi ile ortaya konan insan haklarına dayanan Ulusal ve Laik Devleti gerçekleştirmiş oldu Ama çağdaş devlet ve ülke olma mücadelesi için Türk Devrimi'nin başarılması için Cumhuriyet döneminde Atatürk 'ün yeni uğraş vermesi gerek29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
Osmanlı İmparatorluğu 'nda ikinci Meşrutiyetin ilanından altı sene sonradan Birinci Dünya Savaşı başladı1914'te başlayan Birinci Dünya Savaşı'na dünyanın belli başlı devletleri katıldıDört sene süren savaş sonunda bizimle birlikte olan devletler yenildiSavaş kurallarına tarafından biz de yenilmiş sayıldık Ülkemiz İngilizler Yunanlılar Fransızlar İtalyanlar kadar paylaşıldı
Ulusuna inanan güvenen Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919'da Samsun'a geldiErzurum'da Sivas'ta kongreler düzenlediMustafa Kemal Paşa Tek bir bağımsızlık var'o da Ulusal egemenliktirÜlkeyi tekrar ulusun kendi gücü kurtaracaktırdiyorduYurdun dört bir kadar gelen kamu temsilcileri milletvekilleri 23 Nisan 1920 günü Ankara'da Büyük Ahali Meclisi'nde toplandı
Meclis Mustafa Kemal Paşa'yı başkan seçtiMustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde Büyük Halk Meclisi Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı başlattıBir yanlamasına efeler dadaşlar seğmenler bulundukları yörede düşmana karşısında koydularÖte yanlamasına uyumlu ordular İnönü'de Sakarya'da Dumlupınar'da savaştılarYurdumuz düşmanlardan kurtarıldı
Tahtını rahatını düşünen padişah yenilen düşmanla birlikte yurdumuzdan kaçtı İmzalanan Lozan Uzlaştırma Antlaşması ile yeni bir devlet doğduBu doğan devletin idare biçimi demin belirlenmemişti
İkinci dönem Büyük Irk Meclisi 11 Ağustos 1923'te birincil toplantısını yaptı13 Ekim 1923'te Ankara Başkent olduAtatürk; düşmanın ülkeden atılıp sınırlarımızın belirlenmesinden
sonradan çoktan beri tasarladığı cumhuriyetin ilanı üzerinde hazırlıklar yapmaya başladı28 Ekim 1923 akşamı yakın arkadaşlarını Çankaya'da yemeğe çağırdıOnlara Yarın Cumhuriyet'i duyuru edeceğizDedi
29 Ekim 1923 günü Atatürk milletvekilleri ile görüştükten sonradan taslağı hazırlanan cumhuriyet önergesi Türkiye Büyük Irk Meclisi'ne verildiMeclis önergeyi kabul ettiBöylece ülkemizde cumhuriyet yönetimi kurulduAtatürk kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin birincil Cumhurbaşkanı olduCumhuriyet'in ilanı yurtta sevinç ve coşku ile karşılandı
Cumhuriyet;yurttaşların seçme ve seçilme hakkının olduğu bir yönetimdirUlus temsilcilerinin kabul ettiği yasalarla ülkenin yönetilmesidirCumhuriyet yönetiminde söz ulusundurCumhuriyet'i gözetmek kollamak yaşatmak her yurttaşın ödevidir
*