Demişti ki hekim bana diye anlattı bir gün hastam. Çürük bir diş böbreklerine velev kalbine kadar zarar verir. Açıkçası korkmuştum da soramamıştım o hengam. Artık size soruyorum: Bu ne demek?
Bazen vücudumuzda nedeni bulunamayan, tedavi edilemeyen ve mütemadi tekrarlayan marazlar oluşur. Tekraren kullanılan antibiyotikler ve ilaçlar getirdikleri yan tesirlerin yanında hiçbir güzelleşme sağlayamaz. Nedeni belirlenemeyen bu marazların kaynağı iyileştirilemeyen ağız içi illetler olabilir. Diş çürüğü, diş apsesi yahut dişeti marazları ataklar halinde külfetler ve sıkıntılar yaratır. Umumiyetle bu ataklar anında alınan ilaçlar görünen külfetleri ağırlıklar ve yangıyı alabilir. Ve şikayetler de azalabilirler. Halbuki gerçekte bu türlü yaparak orada bizi bekleyen bir bombayı bilmeden yaratmış oluruz. Ortamdaki bakteriler her an kana karışabilirler ve kan yolu ile böbrek ve kalp üzere hayati değer taşıyan organlara da ulaşabilirler. Bu durumlar organlarda düzeltilemeyen hasarlara yol açarak mevte dahi sebebiyet verebilir.
İnsanlık tarihi bunun örnekleri ile doludur. M.Ö. 500 yılında Asur hükümdarı çürük dişlerinin çekilmesiyle romatizmadan kurtulmuştu. 1818 yılında Philedelphia' da Benjamin Rush diş enfeksiyonu ile birtakım marazların ilgilerini ortaya koyan vakaları açıkladı. 1910 yılındaysa Dr. Hunter isimli bir İngiliz bilim adamı, Montreal'de verdiği ve Lancet gazetesinde yayımlanan bir konferansda, muhafazakar dişçiliğin romatizma hadiselerinin esas sebebi olduğunu argüman etti. Bunun ispatını ise oral sepsisi ortadan kaldırarak sistemik durumda bir düzelme olmasını temin ile yaptı. Tekrar Billings, 1910'da, fokal enfeksiyon teorisine açıklama yoluyla, bakteriler ve toksinlerin bir kronik enfeksiyon odağından sair mekanlara dağılarak sistemik bulgulara neden olduğunu belirtmiştir. Romatizma ve kalp temasını unutmayalım.
Sonuç olarak diş ya da dişeti illetlerinden sorun hissetmediğimiz bu periyotlar bizim için en tehlikeli vakitler haline gelebilir. Hekimimize rutin muayenelerimizi ihmal etmeyelim.
Dr. Demet CAN
Periodontolog
Dişeti Illetleri ve Cerrahisi Mütehassısı
Bazen vücudumuzda nedeni bulunamayan, tedavi edilemeyen ve mütemadi tekrarlayan marazlar oluşur. Tekraren kullanılan antibiyotikler ve ilaçlar getirdikleri yan tesirlerin yanında hiçbir güzelleşme sağlayamaz. Nedeni belirlenemeyen bu marazların kaynağı iyileştirilemeyen ağız içi illetler olabilir. Diş çürüğü, diş apsesi yahut dişeti marazları ataklar halinde külfetler ve sıkıntılar yaratır. Umumiyetle bu ataklar anında alınan ilaçlar görünen külfetleri ağırlıklar ve yangıyı alabilir. Ve şikayetler de azalabilirler. Halbuki gerçekte bu türlü yaparak orada bizi bekleyen bir bombayı bilmeden yaratmış oluruz. Ortamdaki bakteriler her an kana karışabilirler ve kan yolu ile böbrek ve kalp üzere hayati değer taşıyan organlara da ulaşabilirler. Bu durumlar organlarda düzeltilemeyen hasarlara yol açarak mevte dahi sebebiyet verebilir.
İnsanlık tarihi bunun örnekleri ile doludur. M.Ö. 500 yılında Asur hükümdarı çürük dişlerinin çekilmesiyle romatizmadan kurtulmuştu. 1818 yılında Philedelphia' da Benjamin Rush diş enfeksiyonu ile birtakım marazların ilgilerini ortaya koyan vakaları açıkladı. 1910 yılındaysa Dr. Hunter isimli bir İngiliz bilim adamı, Montreal'de verdiği ve Lancet gazetesinde yayımlanan bir konferansda, muhafazakar dişçiliğin romatizma hadiselerinin esas sebebi olduğunu argüman etti. Bunun ispatını ise oral sepsisi ortadan kaldırarak sistemik durumda bir düzelme olmasını temin ile yaptı. Tekrar Billings, 1910'da, fokal enfeksiyon teorisine açıklama yoluyla, bakteriler ve toksinlerin bir kronik enfeksiyon odağından sair mekanlara dağılarak sistemik bulgulara neden olduğunu belirtmiştir. Romatizma ve kalp temasını unutmayalım.
Sonuç olarak diş ya da dişeti illetlerinden sorun hissetmediğimiz bu periyotlar bizim için en tehlikeli vakitler haline gelebilir. Hekimimize rutin muayenelerimizi ihmal etmeyelim.
Dr. Demet CAN
Periodontolog
Dişeti Illetleri ve Cerrahisi Mütehassısı