Demokrasi ilk olarak eski Yunanistan'da, şehirdevletlerinde uygulandı Doğrudan demokrasiye cok yakın olan bu sistem Atina demokrasisi olarak da anılır Teoride butun yurttaşlar mecliste oy verme ve fikrini soyleme hakkına sahipti fakat o gunun koşullarına gore kadınlar, koleler ve o şehirdevletinde doğmamış olanlar (metikler, yerleşik yabancılar) bu haklara sahip değillerdi Bu sistemin en guclu uygulayıcısı olarak Atina'yı ele alırsak: MO 4 yuzyılda nufusun 250000300000 arasında olduğu tahmin edilir Bu nufusun 100000'i Atina vatandaşı ve Atina vatandaşları arasında da sadece 30000'i oy verme hakkına sahip yetişkin erkek nufusu bulunduğu tahmin edilir
Roma İmparatorluğu doneminde uygulanan devlet sistemi, temsili demokrasiye yakın bir nitelik taşımaktaydı Demokratik haklar genellikle sosyal sınıf ayrımına gore şekillenirdi ve guc elitlerin elindeydi Bununla beraber, Eski Hindistan'da bazı bolgelerde uygulanan sistemler de temsili demokrasiye benzetilir Roma İmparatorluğu ile paralel olarak, kast sisteminin varlığı, gucun varlıklı ve asil bir azınlığın elinde olduğu soylenebilir
Orta cağ
Orta cağda demokrasinin gelişme sureci icindeki en buyuk olay İngiltere'de kralın yetkilerini din adamları ve halk adına sınırlayan Magna Carta Libertatum'un (Buyuk sozleşme) ilan edilmesidir Bu belge doğrultusunda ilk secimler 1265 yılında yapılmıştı Fakat bu secimlere, yapılan kısıtlamalar sebebiyle, halkın cok az bir bolumu katılabilmişti
Bircok ulkede devlet yonetiminde zaman zaman demokrasiye benzer uygulamalar yapılmıştı Orneğin İtalyan şehir devletlerinde, İskandinav ulkelerinde, İrlanda'da ve değişik ulkelerde bulunan kucuk otonom bolgelerde demokrasinin prensiplerinden secim yapılması, meclis oluşturulması gibi uygulamalar oluyordu Fakat hepsinde demokrasiye katılım erkek olma, belli miktarda vergi verme gibi standartlarla kısıtlanıyordu
18 ve 19 yuzyıllar
18 ve 19 yuzyıllarda demokrasi, Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi ve Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi ile hızlıca yukselen bir değer haline gelmiştir Bu yuzyıllardan once demokrasi buyuk devletlere değil, sadece kucuk topluluklara uyan bir hukumet şekli olarak anılıyor ve esas itibariyle doğrudan demokrasi olarak tanımlanıyordu Amerika'nın kurulmasını sağlayanların oluşturduğu sistem ilk liberal demokrasi olarak tanımlanabilir 1788 yılında kabul edilen amerikan anayasası hukumetlerin secimlerle kurulmasını ve insan hak ve ozgurluklerin korunmasını sağlıyordu Bundan daha once de koloni doneminde Kuzey Amerika'daki kolonilerinAmerikan İc Savaşı'nın ardından 1'larda yapılan değişikliklerle kolelere ozgurluk sağlandı ve demokrasinin temel ilkelerinden biri olan oy verme hakkı On Beşinci Anayasa Değişikliği ile tanındıancak guney eyaletlerinde siyahlar 1960'lara kadar oy verme hakkını kullanamamışlardır)
1789 Fransız Devrimi'nde ise bir anayasa hazırlanarak iktidar halkın sececeği bir parlamento ile kral arasında paylaştırıldı Ulusal Konvansiyon hukumeti genel oy ve iki dereceli bir secimle iş başına geldi Fakat ilerleyen yıllarda Napolyon'un başa gecmesiyle demokrasiden oldukca uzaklaştı
20 yuzyıl
20 yuzyılda demokrasi hızlı bir değişme ve gelişme gostermiştir Yuzyılın başlarında, I Dunya Savaşı'nın sonunda AvusturyaMacaristan ve Osmanlı İmparatorluklarının yıkılmasıyla bircok yeni devlet ortaya cıktı ve bu yeni ulkelerin devlet yonetimi genellikle, o doneme gore, demokratik sayılabilecek yontemlere sahipti 1929 yılında ortaya cıkan Buyuk BuhranAvrupa, Latin Amerika ve Asya'da bircok ulkede diktatorler ortaya cıktı İspanya, İtalya, Almanya, Portekiz'de Faşist diktatorlukler ortaya cıkmışken, Baltık ve BalkanKuba, Brezilya, Japonya ve Sovyet Rusya'da demokratik olmayan yonetimler iktidara geldi Bu sebeple 1930'lar Diktatorler cağı olarak nitelendirilir
II Dunya Savaşı'ndan sonra somurgecilik anlayışı son buldu ve tekrar bircok bağımsız ulke ortaya cıktı Demokratikleşme hareketleri Batı Avrupa'da yoğunlaştı Almanya ve Japonya'da diktatorlukler son buldu, silahlanma politikası yerine, II Dunya Savaşı sonunda imzalanan anlaşmalarında etkisiyle, refah devleti olma amacını guttuler
20 yuzyıldaki en buyuk cekişmelerden biri de demokratik olmayan Sovyet Bloğu ulkeleriyle Batı demokrasileri arasında gercekleşen Soğuk Savaş'tı Komunizmi yaymaya calışan Sovyet Rusya ile diğer demokrasi ceşitleri arasından sıyrılmış liberal demokrasiyi yaymaya calışan ABD1989 yılında son bulmuştur Francis FukayamaTarihin Sonu adlı makalesinde, Soğuk Savaşın bitmesiyle artık liberal demokrasinin tum dunyada yayılacağı haberini verir Nitekim bu demokratikleşme sureci, yakın donemdeki Gurcistan'daki Gul Devrimi, Ukrayna'daki Turuncu Devrimi ile devam etmektedir