Günlük hayatta hepimizin zaman zaman mutsuz, isteksiz, ilgisiz hissetmesi çok doğal bir durum olmakla birlikte, negatif duyguların ağır bastığı her dönemi depresyon olarak nitelendirmek yanlış olur.
Depresyon çağımızın en yaygın olarak görülen psikolojik sorunlarından biridir. Deneyimlediğimiz duruma depresyon diyebilmemizde en önemli kriterlerden biri yaşadığımız olumsuz duyguların hayattaki işlevselliğimizi önemli ölçüde etkiliyor olmasıdır. Normal hayatımızdaki belli rutinleri yapmayı bırakmamız, önceden sevdiğimiz, ilgi duyduğumuz durumlara karşı ilgi ve isteğimizin yok olması ya da azalması yaşadığımız duyguların işlevsellik kaybına yol açmaya başladığını gösteren etkenlerdendir.
Depresyonun en önemli belirtileri;
Aşırı çökkünlük, umutsuzluk ve çaresizlik hislerinde artış,
Her zaman yapılan etkinliklere ilgi ve isteğin azalması ya da yok olması
Aşırı uyuma ya da uykusuzluk
Sürekli yorgun, bitkin hissetme, enerji düşüklüğü
Dikkat ile ilgili problemler
Suçluluk ve değersizlik hisleri
Öfke kontrolünde zorlanma, sık sık sinirlilik hali
Alkol, madde bağımlılığı gibi sorunların ortaya çıkması
Yaşanan sürece depresyon diyebilmek için belirtilerin ne zamandır devam ettiği, şiddeti, belirtilerin kaçının bireyde var olduğu, ailede depresyon geçmişi ya da başka bir psikolojik rahatsızlık olup olmadığı mutlaka değerlendirilmelidir.
Belirtilerden birkaçı en az 2 haftadır devam ediyorsa profesyonel yardım için başvurulması doğrudur. Yapılan araştırmalar, depresyonun tedavi başarısının oldukça yüksek olduğunu göstermektedir.
Depresyon tedavi edilmediği takdirde ise madde bağımlılığı, intihar eğilimi gibi ciddi hayati tehditlerin ortaya çıkmasına sebep olabilir. İşlevselliği büyük oranda etkileyen bir sorun olması da günlük hayatta, ilişkilerde, iş hayatında gittikçe daha şiddetli sorunlara yol açılmasına sebep olabilir. Tedavi edilmediğinde tekrar etme olasılığı da daha fazla olan bu sorunun uygun tedaviyle çözümlenmesi için bir adım atmak yapılması gereken en doğru şey olacaktır.