İstanbul’da ikamet eden ve 22 Mart tarihinde halsizlik ve şiddetli kas ağrıları yaşamaya başlayan Çakmak, birkaç saat içinde yataktan çıkamaz duruma geldi.
Şikayetleri beş gün devam eden ve sonrasında ateşi 39’e yükselen Çakmak, soluğu evinin yakınındaki özel bir hastanede aldı. Sağlık merkezinde akciğer tomografisi çekilen Çakmak, “Kovid-19 belirtisi” olduğu anlaşılınca, Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi.
Ciğerleri mahvetti
PCR test sonucu 31 Mart günü pozitif çıkan Çakmak, başından geçenleri şöyle anlattı: “Pendik Eğitim Araştırma Hastanesi’nde yatışım yapıldıktan sonra eşime de test yapıldı.
Neyse ki eşimin test sonucu negatif çıktı. Beş gün boyunca yatarak tedavi gördükten sonra taburcu edildim. Tedavim evde devam edeceğinden, oksijen cihazı ve maskesi aldık. Hastalık yedinci gün zirve yapınca yine kötüleşsem de bir gün sonra toparladım. 14 ve 17 Nisan’da kontrol testlerim negatif çıktı ancak solunum sorunum nedeniyle yeniden hastaneye başvurmak zorunda kaldık. Kan tahlili ve akciğer tomografim sonucunda virüsün ciğerlerimi mahvettiği, büyük bölümünün zatürre ile kaplandığını öğrendim. Bir aylık kesin istirahat verildi.”
Eşi yakalanmadı
“Çok iyi korunan bir aileydik. İş yerinde ve yakın çevremdeki arkadaşlarımda da virüs tespit edilmediği gibi semptomlar söz konusu değil. Günlerce doktor kuzenlerimle tüm ihtimalleri telefonda konuşup hesapladık. Doktorlar, virüsün paradan geçmiş olabileceğini söylediler. Test sonucumu öğrenene kadar yakın temas ettiğim hiçkimsenin Kovid-19 sorunu çıkmaması herkesi şaşırttı. Şayet virüsün paradan bulaşması söz konusu değilse, geriye tek seçenek hava yoluyla bulaşmış olması kalıyor. Salgından önce hiçbir kalabalık ortamda bulunmadım. İşim gereği çok fazla parayla temas ettiğimden doktorlar bu ihtimal üzerinde duruyorlar.”
Parayla temas ciddi risk faktörü
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan (Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı): “Öncelikle her ne şartta olursa olsun başından beri eldiven kullanımının doğru olmadığını söylüyoruz. Eldiven kullananlar ellerini daha az yıkama ihtiyacı duyduğundan, karşılarındaki insanları riske atıyorlar. Parayla temas bulaş açısından ciddi risk oluşturuyor. Para ile temas eden herkesin sonrasında ellerini yüzlerine değdirmeden mutlaka yıkamaları gerekiyor. Kredi kartı ödemeleri sırasında, kartın müşteri tarafından satıcıya verilmesi ve cihazlara şifre yazılması da risk oluşturduğundan her temas sonrası mutlaka ellerin yıkanması gerekiyor.”
Mert İnan/Milliyet