iltasyazilim
Yeni Üye
Dil Nasıl Gelişti?
Zaman: 0,51 milyon sene önce
Mekân: Afrika
Dil kültürel bir yapı değildir o beyinlerimizin biyoloji ile ilgili yapısının kayıtlı bir parçasıdır STEPHEN PINKER, 1994
Birbirimizle konuşmak, bizim yapabileceğimiz en kolay ve en karışık şeylerden biridir Konuşmak bir zahmet gerektirmez, üstelik keyif verir İnsan olmanın ve toplumun iştirakçi bir üyesi olmanın bir parçasıdır Biz bir tür olarak en derin duygularımızı, data ve anlayışta ilerlememizi ve çoğunlukla da, günlük yaşantımızın önemsiz şeylerini iletmek için dili kullanırız
Irtibat kurduğumuzda evrimin en şaşılacak ürünlerinden birini dilikullanmaktayız Çıkardığımız seslerin pek birçok genelde benzersizdir her biri sahip olduğumuzun farkına bile varmadığımız gayet karmaşık dilbilgisi kurallarına uygundur ve toplumun basmakalıp bir üyesinin ast 60 bin kelimelik bir dağarcıktan seçilip alınır Dilsiz bir hayatı hayal bile güçtür ve halk müziği konuşamadıkları zaman sözlü sözcük değin karmaşık dikkat çekici dilleri kullanırlar
İnsanın ses kutusu ya da gırtlak, insanlarda şempanzelere oranla boyun anatomisinin daha daha alçak kısmındadır Bu şart şempazenin çıkarabileceği sesleri kısıtlar Gırtlağın altında kayması dilin gelişmesinde manâlı bir gelişme olmuştur
Evrimle ilgilenen biri için konuşulan belirtilmiş bir dil, dili tavır yeteneği kadar garip değildir Çin'de doğmuş bir çocuğu alıp İngiltere'ye yerleştirirseniz akan bir İngilizce konuşan biri olarak yetişecektir Evde Çince, okulda İngilizce konuşuluyorsa, çocuk iki dilli olacaktır Bunun nedeni tüm dillerin temelde benzerlikleri olmasıdır Bebekler, hayatlarının ilk yıllarında karşılaştıkları dilleri öğrenmek için programlanmış beyinlerle doğarlar Çocuk ikinci yılında günde en az on kelime öğreniyor ve bunları, karmaşıklığı ve içeriğiyle anababasını genelde şaşırtacak cümleler içinde birleştiriyordur
Hayvansal iletişimin başka hiçbir sisteminin, insan dili ile uzaktan yakından bir benzerliği yoktur Kuş cıvıltısı, maymun bağırmaları ve karınca pheromone'ları fazla gelişmiştir fakat hiçbirinin gelecekteki ya da geçmişteki olaylara, o anın dıştan olup bitenlere veya olur ya sadece hayalde olanlara gönderme yapma olasılığı yoktur Yaşayan en yakın akrabalarımız olan şempanzeler bile ses ve jestlerle iletişim kurarlar ve laboratuvardaki sembolleri kullanmayı öğrenebilirler
Bilimadamları yıllardır şempanzelerde insansı bir dil parıltısı bakmak için uğraşmışlardır ve bunlardan çoğu da, böyle bir şeyin olmadığı sonucuna varmıştır Şempanzelerin birkaç yüz sözcükcilt fazlasını öğrenemedikleri ve kendi çıkardıkları seslerin dilbilgisikarmaşıklığının sözcüklerin fazla kolay bir sıralanmasından ileri gidemediği anlaşılmıştır
Beş milyon yıl önce Doğu Afrika ormanlarında yaşayan insan atalarımızın da şempanzeler kadar dilyetenekleri olduğu varsayım edilmektedir ancak, bu da hitabe dilleri olmaması demektir Birbirleriyle sesle ve işaretlerle iletişim kuruyor olmalılardı Buradan insan diline geçiş, nasıl olursa olsun fazla ağır olmuş ve bir tek dilsankigeçiş adımından çok, 130 bin yıl önce türümüz Homo sapiens'in ortaya çıkışıyla bütün karışık modern bir dille sonuçlanan minik adımlarla gerçekleşmiştir
(Solda) İsrail'in Kebara Mağarası'ndaki bir mezarlıkta, 1963'teiyi korunmuş bir Neanderthal iskeleti bulunmuştu (Sağda) Sue SavageRumbaugh ve sözlü İngilizce'yi epey anlayan Panbanisha adlı bir bonobo
DİLİN ÖN KOŞULLARI
Dilin evrimi, sesleri anlamak ve çıkarmak için zorunlu asap sürecini üstlenebilecek dek büyük bir beyne sahip olmaya bağlıydı Ancak ne değin büyük bir beyin gerektiği pek muhakkak değildir Örneğin, şempanzelerin ve australopithecus'ların 450 çelik beyni eksik görünmektedir, ama 1,5 milyon yıl öncesinin Homo ergaster'i 900 cc'lik beyniyle tatmin edici beyin gücüne sahip görünmektedir Asap bağlantıları o sırada henüz gelişmemiş olabilirse de Homo ergaster, dilin evrimi için iki diğer ön koşula daha sahipti: İki bacak üstünde duruyordu ve et yiyordu
İki but üzerinde yürümek ve koşmak, bu tür hareketleri yönetmek için yüksek derecede denetimli bir soluma sistemi gerektiriyordu Bu, konuşulan dilin özelliği olan, çok sayıda öbür ses üretmek için de gerekliydi Ataları gibi fazla miktarda tohum, sap ve kök yemek yemek yerine et yiyen Homo ergaster'in dişleri de küçüktü Bu da dile, dudaklara ve yanaklara daha fazla elastikiyet verdiği için fazla geniş bir ses yelpazesi imkânı sağlamaktaydı
Homo ergaster'in büyük beyni, iki ayaklılığı ve minik dişleri, dil ile kayıtsız nedenlerle evrim geçirmiş olmalıdır Ancak tüm bunlar olana değin dil evrimi gerçekleşemezdi: Bunlar evrimin gerekli ön koşullarıydı Sesli ve jestli irtibat bir defa yerleştikten daha sonra, artan bir şekilde sıklıkta ve karmaşıklıkta artarak daha geniş bir sözlük ve daha gelişmiş bir gramer oluşmuş olmalıdır Avların yerini ya da cihaz yapımını daha etkin olarak iletebilen bireylerin ve diğerlerinin seslerini daha iyi anlayanların avantajlı oldukları tahmin edilebilir Ancak ilk dil, duygu iletmekte ve bilhassa toplumsal ilişkiler kurmakta da kullanılmış olmalıdır
Günümüz antropologlarının bazıları, konuşmanın kökeninin söylenti olduğuna inanır: Dil, artan bir şekilde genişleyen grupların kopmalarını önleyen tutkalolmuştur Bazıları dilin, bireyin zekâsıyla şaşaa yapma yolu olduğunu düşünmektedirler: Tıpatıp tavuskuşlarının dişilerine parlak tüylerini göstermeleri gibi, eski erkek ve kadınlar da aleyhinde cinse şaşaa gerçekleştirmek için artan bir şekilde çoğalan ve bir dereceye dek boşboğaz sözcükler kullanmayı benimsemiş olabilirler Dilin ana işlevlerinden biri, başkalarının zihinlerini insanın kendisi gibi düşünmeye yöneltmek olduğundan hitabet yetenekleri önemli olmalıydı
(Solda) Daha önceki insan akrabalarına kıyasla küçülmüş azı dişleriyle Homo ergoster'in daha aşağı çenesi Dişlerdeki bu değişiklik diyetle ilişkiliydi ve bunun bir ast ürünü de değişik sesler çıkarabilmek olmuştur (Sağda) Bu, boğazımızda yer alan ve ses sistemimize ilişkin yumuşak dokuların yan olduğu ilk dil kemiğidir
DİLİN EVRİMİ
Dil için bu ayıklayıcı baskıların insan evriminin hangi aşamasında en kayda değer olduğu konusu da belirsizdir İnsan anatomisinin sözlü dil yeteneğini yansıtan esas unsurları ne yazık ancak yumuşak dokular veya beyindeki sinir devreleri olup, bunlar arkeolojik bir iz bırakmazlar böylece insan sesini şempanzeninkinden fark gözetmek için gırtlağın ne süre uzunlamasına indiği veya insanın hızlı hitabe seslerini ne vakit algılayıp bunları işitilebilir bambaşka sözcükler halinde ayırabildiği bilinmemektedir
İnsan beyninin 600 ile 200 bin yıl aralarında büyümesi ve 12001500 cc boyutlarına erişmesi, beyinde tavır için yeni devreler yaratmış olabilir Ama dilin evrimi diğer algılama yeteneklerinden ayrı olarak gelişmiş olamaz, bilinç ve marifetli akıl gibi şeyler, birbiri üzerine eklenmiş olmalıdır Ne de olsa insan, aklındakinin ne olduğunu bilmediği takdirde düşündüklerini söylemesinin bir anlamı olmayacaktır
90 bin sene öncesinin kemik zıpkınları ve Güney Afrika mağaralarının 120 bin yıl önceki aşı boyaları kanıtlarının ışığında, ilk Homo sapiens'm söylev dili olduğu kuşkusuzdur: İnsanların neyi niçin yaptıkları hakkında konuşmadan, vücutlarını boyamaları ve kompleks aletler yapmaları düşünülemez Ama diğer insan soyları da bir takım tavır yetenekleri geliştirmiş olmalılardır
Neanderthaller'in anatomik kanıtları onların, gelişmiş dil kullanıcıları olduğunu akla getirmektedir İsrail'de Kebara Mağarası'nda bulunmuş (yaklaşık 63 bin yıl öncesine ait) bir dil kemiği, bizimkinden öyle büyük bir farkı olmayan bir ses sitemini göstermektedir Ama Neanderthaller'in çağdaş insanlar dek geniş bir sözlük ve karmaşık bir gramer geliştirip geliştirmedikleri tartışmalıdır
Bu Nedenle dilin evrimi uzun ve yavaş bir süreç olmuştur Nihai kökleri bugün maymunlar kadar kullanılan irtibat sistemlerinde yatmaktadır Yerleşmek için ön koşullara, birbirleriyle ilişkisi olmayan talihli oluşumlara ve sonra da üremede ayrıcalıklı olmak için keza ses çıkaran hem de anlayan bireyler için ayıklamacı baskıların olmasına gerek vardı Bu baskılar nasıl olursa olsun büyük toplumsal gruplar içinde yaşamayla, gıda bulma ve elde etme sorunlarıyla ve makine yapımı hakkında iletişim kurmayla ilişkiliydi İyi bir tahminle en düşük 250 bin yıl öncesinin büyük beyinli insanlarının, gelişmiş avcıtoplayıcı olmasının yanı sıra ateşli birer dedikoducu olduğu da söylenebilir
EFSANELER
Eskiden, dilin kutsal bir kökeni olduğuna inanılır ve dilin Allahın insana verdiği nimetlerdenbiri olduğu varsaydırdı Tevrat'ta Âdem, Allah'ın yardımıyla yaratıkları adlandırmıştı Hindulara tarafından dili Tanrı İndra, İskandinav mitolojisine tarafından ise rünik alfabeyi bulan Tanrı Odin yaratmıştır
Tevrat'ta, başlangıçta bütün dünyanın dilinin bir, sözünün birolduğu belirtilir Ama ırk gökyüzüne ulaşacak bir kule (Babil Kulesi) yapmaya kalkışınca Tanrı onların dillerini böler ve böylece ortaya, birbirlerini anlamalarını önleyen fazla sayıda dil çıkar Arap inançlarında da, yazıyı ve dili Âdem'e veren Tanrı'dır *
Zaman: 0,51 milyon sene önce
Mekân: Afrika
Dil kültürel bir yapı değildir o beyinlerimizin biyoloji ile ilgili yapısının kayıtlı bir parçasıdır STEPHEN PINKER, 1994
Birbirimizle konuşmak, bizim yapabileceğimiz en kolay ve en karışık şeylerden biridir Konuşmak bir zahmet gerektirmez, üstelik keyif verir İnsan olmanın ve toplumun iştirakçi bir üyesi olmanın bir parçasıdır Biz bir tür olarak en derin duygularımızı, data ve anlayışta ilerlememizi ve çoğunlukla da, günlük yaşantımızın önemsiz şeylerini iletmek için dili kullanırız
Irtibat kurduğumuzda evrimin en şaşılacak ürünlerinden birini dilikullanmaktayız Çıkardığımız seslerin pek birçok genelde benzersizdir her biri sahip olduğumuzun farkına bile varmadığımız gayet karmaşık dilbilgisi kurallarına uygundur ve toplumun basmakalıp bir üyesinin ast 60 bin kelimelik bir dağarcıktan seçilip alınır Dilsiz bir hayatı hayal bile güçtür ve halk müziği konuşamadıkları zaman sözlü sözcük değin karmaşık dikkat çekici dilleri kullanırlar
İnsanın ses kutusu ya da gırtlak, insanlarda şempanzelere oranla boyun anatomisinin daha daha alçak kısmındadır Bu şart şempazenin çıkarabileceği sesleri kısıtlar Gırtlağın altında kayması dilin gelişmesinde manâlı bir gelişme olmuştur
Evrimle ilgilenen biri için konuşulan belirtilmiş bir dil, dili tavır yeteneği kadar garip değildir Çin'de doğmuş bir çocuğu alıp İngiltere'ye yerleştirirseniz akan bir İngilizce konuşan biri olarak yetişecektir Evde Çince, okulda İngilizce konuşuluyorsa, çocuk iki dilli olacaktır Bunun nedeni tüm dillerin temelde benzerlikleri olmasıdır Bebekler, hayatlarının ilk yıllarında karşılaştıkları dilleri öğrenmek için programlanmış beyinlerle doğarlar Çocuk ikinci yılında günde en az on kelime öğreniyor ve bunları, karmaşıklığı ve içeriğiyle anababasını genelde şaşırtacak cümleler içinde birleştiriyordur
Hayvansal iletişimin başka hiçbir sisteminin, insan dili ile uzaktan yakından bir benzerliği yoktur Kuş cıvıltısı, maymun bağırmaları ve karınca pheromone'ları fazla gelişmiştir fakat hiçbirinin gelecekteki ya da geçmişteki olaylara, o anın dıştan olup bitenlere veya olur ya sadece hayalde olanlara gönderme yapma olasılığı yoktur Yaşayan en yakın akrabalarımız olan şempanzeler bile ses ve jestlerle iletişim kurarlar ve laboratuvardaki sembolleri kullanmayı öğrenebilirler
Bilimadamları yıllardır şempanzelerde insansı bir dil parıltısı bakmak için uğraşmışlardır ve bunlardan çoğu da, böyle bir şeyin olmadığı sonucuna varmıştır Şempanzelerin birkaç yüz sözcükcilt fazlasını öğrenemedikleri ve kendi çıkardıkları seslerin dilbilgisikarmaşıklığının sözcüklerin fazla kolay bir sıralanmasından ileri gidemediği anlaşılmıştır
Beş milyon yıl önce Doğu Afrika ormanlarında yaşayan insan atalarımızın da şempanzeler kadar dilyetenekleri olduğu varsayım edilmektedir ancak, bu da hitabe dilleri olmaması demektir Birbirleriyle sesle ve işaretlerle iletişim kuruyor olmalılardı Buradan insan diline geçiş, nasıl olursa olsun fazla ağır olmuş ve bir tek dilsankigeçiş adımından çok, 130 bin yıl önce türümüz Homo sapiens'in ortaya çıkışıyla bütün karışık modern bir dille sonuçlanan minik adımlarla gerçekleşmiştir
(Solda) İsrail'in Kebara Mağarası'ndaki bir mezarlıkta, 1963'teiyi korunmuş bir Neanderthal iskeleti bulunmuştu (Sağda) Sue SavageRumbaugh ve sözlü İngilizce'yi epey anlayan Panbanisha adlı bir bonobo
DİLİN ÖN KOŞULLARI
Dilin evrimi, sesleri anlamak ve çıkarmak için zorunlu asap sürecini üstlenebilecek dek büyük bir beyne sahip olmaya bağlıydı Ancak ne değin büyük bir beyin gerektiği pek muhakkak değildir Örneğin, şempanzelerin ve australopithecus'ların 450 çelik beyni eksik görünmektedir, ama 1,5 milyon yıl öncesinin Homo ergaster'i 900 cc'lik beyniyle tatmin edici beyin gücüne sahip görünmektedir Asap bağlantıları o sırada henüz gelişmemiş olabilirse de Homo ergaster, dilin evrimi için iki diğer ön koşula daha sahipti: İki bacak üstünde duruyordu ve et yiyordu
İki but üzerinde yürümek ve koşmak, bu tür hareketleri yönetmek için yüksek derecede denetimli bir soluma sistemi gerektiriyordu Bu, konuşulan dilin özelliği olan, çok sayıda öbür ses üretmek için de gerekliydi Ataları gibi fazla miktarda tohum, sap ve kök yemek yemek yerine et yiyen Homo ergaster'in dişleri de küçüktü Bu da dile, dudaklara ve yanaklara daha fazla elastikiyet verdiği için fazla geniş bir ses yelpazesi imkânı sağlamaktaydı
Homo ergaster'in büyük beyni, iki ayaklılığı ve minik dişleri, dil ile kayıtsız nedenlerle evrim geçirmiş olmalıdır Ancak tüm bunlar olana değin dil evrimi gerçekleşemezdi: Bunlar evrimin gerekli ön koşullarıydı Sesli ve jestli irtibat bir defa yerleştikten daha sonra, artan bir şekilde sıklıkta ve karmaşıklıkta artarak daha geniş bir sözlük ve daha gelişmiş bir gramer oluşmuş olmalıdır Avların yerini ya da cihaz yapımını daha etkin olarak iletebilen bireylerin ve diğerlerinin seslerini daha iyi anlayanların avantajlı oldukları tahmin edilebilir Ancak ilk dil, duygu iletmekte ve bilhassa toplumsal ilişkiler kurmakta da kullanılmış olmalıdır
Günümüz antropologlarının bazıları, konuşmanın kökeninin söylenti olduğuna inanır: Dil, artan bir şekilde genişleyen grupların kopmalarını önleyen tutkalolmuştur Bazıları dilin, bireyin zekâsıyla şaşaa yapma yolu olduğunu düşünmektedirler: Tıpatıp tavuskuşlarının dişilerine parlak tüylerini göstermeleri gibi, eski erkek ve kadınlar da aleyhinde cinse şaşaa gerçekleştirmek için artan bir şekilde çoğalan ve bir dereceye dek boşboğaz sözcükler kullanmayı benimsemiş olabilirler Dilin ana işlevlerinden biri, başkalarının zihinlerini insanın kendisi gibi düşünmeye yöneltmek olduğundan hitabet yetenekleri önemli olmalıydı
(Solda) Daha önceki insan akrabalarına kıyasla küçülmüş azı dişleriyle Homo ergoster'in daha aşağı çenesi Dişlerdeki bu değişiklik diyetle ilişkiliydi ve bunun bir ast ürünü de değişik sesler çıkarabilmek olmuştur (Sağda) Bu, boğazımızda yer alan ve ses sistemimize ilişkin yumuşak dokuların yan olduğu ilk dil kemiğidir
DİLİN EVRİMİ
Dil için bu ayıklayıcı baskıların insan evriminin hangi aşamasında en kayda değer olduğu konusu da belirsizdir İnsan anatomisinin sözlü dil yeteneğini yansıtan esas unsurları ne yazık ancak yumuşak dokular veya beyindeki sinir devreleri olup, bunlar arkeolojik bir iz bırakmazlar böylece insan sesini şempanzeninkinden fark gözetmek için gırtlağın ne süre uzunlamasına indiği veya insanın hızlı hitabe seslerini ne vakit algılayıp bunları işitilebilir bambaşka sözcükler halinde ayırabildiği bilinmemektedir
İnsan beyninin 600 ile 200 bin yıl aralarında büyümesi ve 12001500 cc boyutlarına erişmesi, beyinde tavır için yeni devreler yaratmış olabilir Ama dilin evrimi diğer algılama yeteneklerinden ayrı olarak gelişmiş olamaz, bilinç ve marifetli akıl gibi şeyler, birbiri üzerine eklenmiş olmalıdır Ne de olsa insan, aklındakinin ne olduğunu bilmediği takdirde düşündüklerini söylemesinin bir anlamı olmayacaktır
90 bin sene öncesinin kemik zıpkınları ve Güney Afrika mağaralarının 120 bin yıl önceki aşı boyaları kanıtlarının ışığında, ilk Homo sapiens'm söylev dili olduğu kuşkusuzdur: İnsanların neyi niçin yaptıkları hakkında konuşmadan, vücutlarını boyamaları ve kompleks aletler yapmaları düşünülemez Ama diğer insan soyları da bir takım tavır yetenekleri geliştirmiş olmalılardır
Neanderthaller'in anatomik kanıtları onların, gelişmiş dil kullanıcıları olduğunu akla getirmektedir İsrail'de Kebara Mağarası'nda bulunmuş (yaklaşık 63 bin yıl öncesine ait) bir dil kemiği, bizimkinden öyle büyük bir farkı olmayan bir ses sitemini göstermektedir Ama Neanderthaller'in çağdaş insanlar dek geniş bir sözlük ve karmaşık bir gramer geliştirip geliştirmedikleri tartışmalıdır
Bu Nedenle dilin evrimi uzun ve yavaş bir süreç olmuştur Nihai kökleri bugün maymunlar kadar kullanılan irtibat sistemlerinde yatmaktadır Yerleşmek için ön koşullara, birbirleriyle ilişkisi olmayan talihli oluşumlara ve sonra da üremede ayrıcalıklı olmak için keza ses çıkaran hem de anlayan bireyler için ayıklamacı baskıların olmasına gerek vardı Bu baskılar nasıl olursa olsun büyük toplumsal gruplar içinde yaşamayla, gıda bulma ve elde etme sorunlarıyla ve makine yapımı hakkında iletişim kurmayla ilişkiliydi İyi bir tahminle en düşük 250 bin yıl öncesinin büyük beyinli insanlarının, gelişmiş avcıtoplayıcı olmasının yanı sıra ateşli birer dedikoducu olduğu da söylenebilir
EFSANELER
Eskiden, dilin kutsal bir kökeni olduğuna inanılır ve dilin Allahın insana verdiği nimetlerdenbiri olduğu varsaydırdı Tevrat'ta Âdem, Allah'ın yardımıyla yaratıkları adlandırmıştı Hindulara tarafından dili Tanrı İndra, İskandinav mitolojisine tarafından ise rünik alfabeyi bulan Tanrı Odin yaratmıştır
Tevrat'ta, başlangıçta bütün dünyanın dilinin bir, sözünün birolduğu belirtilir Ama ırk gökyüzüne ulaşacak bir kule (Babil Kulesi) yapmaya kalkışınca Tanrı onların dillerini böler ve böylece ortaya, birbirlerini anlamalarını önleyen fazla sayıda dil çıkar Arap inançlarında da, yazıyı ve dili Âdem'e veren Tanrı'dır *