Eskiden milli hislerini unutanlar orneğin Turkler konuşurken kendi dillerine o kadar onem vermez, Arapca, Acemce bircok uydurma kelime duzerek bir iş yapmış gibi gorunurler Onunla da kalmadılar yaptıkları işle ovunduler Halbuki eski bir Turk yazarının yazılarını Turkler dahi arılayamazlardı Cunku ekseriyetinin bilmediği yabancı lugat, yabancı gramer kaideleriyle yazarlardı Halbuki boyle eserler daha cok kotu eserlerden bahsedilerek yazılan yazılar, eski edebiyatı oldurdu Yani gozden duşurdu Goruluyor ki bugune kadar yazılmayan, yazılıp kullanılmayan fakat konuşurken dilin daha tatlı, canlı ve guzel olduğu anlaşıldı ve bu dil ile yazmaya başladılar Yani konuşulduğu gibi belki de konuşulandan daha guzel yazılar yazdılar ve yazmaktalar Şimdi bu konuşma dilini yazmak icin;
İste bu iki noktaya onem veren yazarlar cok guzel ve kolay konuşulan oz Turkce ile yazmaya başladılar Bu yazılan herkes okuyup ve kolayca arıladılar Her ulus kendi dili ile yaşar, dilsiz bir ulus cobansız bir suru koyuna benzer Turkler ekseriyeti coğulcu ve canlı bir dil olduğunu anladıktan sonra dillerini her şeyden ulu ve ustun gorduler Onun edebi dili sırasına koymaya ve gecirmeye karar verdiler Ondan sonra eski edebiyatta gorulen Arapca, Acemce karışık edebi dili kullanmadılar, kullananları ulusuna yapılan hakaret saydılar İşte konuşulan Turkcemizi sevmeye ve bu dili edebiyatımızda, butun yazılarımızda yazmaya ve kullanmaya dil sevgisi denir Dil bir ulusun manevi yurdudur Manevi yurda set cekilmez Onu korumaya calışmazsak Maddi yurt gibi manevi yurt ta yaşayamaz
Alıntı