Doğum şekli Konusundaki Son Kararı Kim Vermelidir? doğum şekli ne süre emin olur Hamilelik boyunca anne adaylarını en fazla endişelendiren ve kafalarını en çok karıştıran şart, doğumun ne şekilde gerçekleşeceği konusudur Günümüzde anne adaylarının internet gibi platformlarda çok daha fazla bilgiye kolayca ulaşabilmesi, bu soruyu cevaplanması daha da güç bir duruma sokmaktadır Ancak bu veri yoğunluğunda en kayda değer konu, tatmin edici ve içten bilgiye ulaşabilmektir Her iki doğum şeklinin de kendi içerisinde fazla ve eksileri bulunmaktadır Başta tamamen fizyolojik bir yol olan olağan doğum seçim edilmeli, oysa tıbbi açıdan mutlaka hasta bazında bu artı ve eksiler de değerlendirilmelidir Konuyla ilgili günümüzde ülkemizde hukuki bir düzenleme yoktur Bu yüzden biz kadın doğum hekimlerine düşen tahsis, hastada hangi doğum yönteminin tıbben en uygun olacağının belirlenmesi, hastaya kendisi ve bebeği için getirdiği faydaların ve risklerin anlatılması, en sonda da karar verilmesidir HEKIM NORMAL DOĞUM ÖNERDİĞİ HALDE ANNE SEZARYEN İSTİYORSA DOKTOR BU DURUMDA NE YAPMALIDIR? Gerçekten bu şart son yıllarda bütün dünyada tartışılan bir konudur Elektif sezaryen, yani hiç bir tıbbi ihtiyaç olmadığı halde anne isteğine bağlı olarak gerçekleştirilen sezaryen… Eğer bebek veya anne sağlığı açısından sezaryen olmayı gerektirecek bir durum yoksa, bütün tıbbi bilgilerimiz doğumu fizyolojik yoldan, yani normal yolla yapılması gerektiğini öngörür Lakin günümüzde anne adaylarının ağrı çekmekten korkmaları, daha konforlu olduğunu düşünmeleri, doğumun zamanının evvelden planlanabilmesi gibi nedenlerden nedeniyle sezaryen ile doğumu seçim ettiklerini görmekteyiz Bu konuyla ilgili olarak İngiltere ve öteki Avrupa ülkelerinde doktorlara anket biçiminde soru yöneltilerek yapılan çalışmalarda kadın doğum hekimlerinin çoğunun anne isteğine emrindeki sezaryen yapmaya sıcak baktıkları bildirilmiştir Bu durum ülkemizde de öbür değildir ve hatta sezaryen oranlarının artmasındaki en büyük nedenlerden biridir BAYAĞI DOĞUM MU SEZARYEN Mİ? Anne ya da bebeği tehlikeye sokacak bir şart olmadığı süre ilk olarak sıradan doğum önerilmelidir ‘Olağan doğum mu, sezaryen mi?’ sorusu, hem bilim camiasında ayrıca de medyada bugüne kadar en fazla tartışılan konulardan biri olmuştur Başta dinç bir anne ve yenidoğan bebeği hedefleyen kadın doğum hekiminin mesleki sorumluluğu,bilgisi ve tecrübeleri doğrultusunda doğumun en yerinde ne şekilde gerçekleşeceğine karar vermeli, bunu artı – eksileriyle, hasta ve hasta yakınlarına aktarmalıdır sonuç olarak sezaryen, cerrahi bir operasyondur ve gereksiz yere yapılmasının getireceği dezavantajların hastaya anlatılarak karar verilmesi gerekir DÜNYADA SON KOŞUL NEDİR? 1970’li yıllardan önce sezaryen oranının dünya çapında % 35 arasında iken bugün ortalama % 20 civarındadır Rakamlar gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere kadar değişim göstermektedir Örneğin İtalya’da bugün sezaryen oranı % 35 civarında iken en yüksek sezaryen oranları Arjantin, Brezilya ve öteki Latin Amerika ülkelerinde olmakta, en az oranlar ise Afrika ülkelerindedir Amerika Birleşik Devletleri’nde ise bu oran % 2425’lere dek çıkmışken sezaryen oranlarını azaltmayı hedefleyen programların uygulanmaya başlamasıyla % 20’lere kadar düşürülmüştür ABD ve Avrupa ülkelerinde sezaryen ile doğum oranlarının daha düşük olmasında, uygulanan programların etkisi bulunmaktadır Ülkemizdeki son durum ise mevcut afiyet sisteminden nedeniyle değişkenlik göstermektedir Devlet hastaneleri, üniversite hastaneleri ve özel hastanelerdeki rakamlar farklılık gösterir