Son Konu

Dua ile ilgili Ayet ve Hadisler

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
26
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Ey Hak yolunun yolcusu! Şunu bilmiş ol ki, duanın faydaları üç bölümdür. Hicap (belaları önleme), günahların affedilmesi ve kulun derecesinin yükselmesi. Kim; şartlarına uygun dua eder, Allah’tan isterse, duası kabul olunur; kazananlardan, dünya ve ahirette kurtuluşa erenlerden olur.

Selef âlimleri şöyle demişlerdir: Duanın aslı, hakikati kulun, Rabb’ine, bir fayda temini veya bir zararın defedilmesi için yalvarması, nida etmesidir. Kaderde yazılmış olan bir belanın def’i ve Mevla’nın rahmeti celbi, dua ile olur. Tıpkı okun fırlamasına yayın, bitkilerin yeşermesine suyun sebep olması gibi… Bir kul da, devamlı olarak zikir, dua ve Allah’a yalvarma ile meşgul olursa, melekler muhakkak onu her türlü kötülüklerden korur.

Hayırlı ameller işlemek de böyledir. Bir insan ibadetlerine muntazam olarak devam eder, hayırlar yapmayı sürdürür, güzel huy ve ahlaklar ile bezenmiş olur; o kul üzerine bir bela ineceği zaman, bela onu, hayırlar ve güzel ahlaklar, ibadet ve taatler ile meşgul bulur. Bunun üzerine inecek bir yol, bir geçit bulamaz, o bela orada hapsolup kalır. Böylece, kulun dua ve hayırlı amelleri belayı önlemiş, onu engellemiş olur. Çünkü dua ile bela, birbiriyle amansız bir mücadeleye, çarpışmaya girerler. Bu mücadelede bazen dua galip gelir, bazen de bela galip gelip duayı uzaklaştırır. Dua ve bela, aynen iki güreşçi gibidir. Dua galip gelirse belayı kaldırır, gökleri yarar ve Allah’a ulaşır. Bela galip gelirse duayı yok eder ve kulun üzerine iner. Bu manaya şu ayet-i kerimeler işaret etmektedir:

“Oysa sizi de, (bu) yaptığınız şeyleri de Allah yaratmıştır. (Saffat Suresi, âyet: 21).

“Kullarım sana beni soracak olursa, (bilsinler ki) ben, şüphesiz onlara çok yakınım. Bana dua edenin duasını kabul ederim. (Bakara Suresi, ayet: 186).

“Hayır! Ancak O’na dua edersiniz. O da dilerse, kendisine dua ettiğinizi (bela ve musibetleri) giderir. (Enam Suresi, ayet: 41).

Dua ibadetin ta kendisidir. Çünkü Allahü Teâlâ buyuruyor ki; “Bana dua edin, sizlere icabet edeyim. (Mü’min Suresi, ayet: 69).

Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve selem) de, çeşitli hadislerinde şöyle buyurmuşlardır:

“Dua ve bela, kıyamet gününe kadar birbirleriyle mücadeleye, çarpışmaya devam ederler. İşte bu, duanın Allah’ın pek çok rahmetini ve birçok faydalarını celbetmesi ve belaları önleyici olmasındandır.

“Allah katında, duadan daha kıymetli hiçbir şey yoktur.

“Kendisinden dua ederek istekte bulunmayana Allah-u Teâlâ gazap eder.

“Dua kazayı önler. İyilik de rızkı artırır. Kul, işlemiş olduğu günahlarından dolayı rızkından mahrum olur.

“Dua, Allah-u Teâlâ’nın bir icra kuvvetidir. Gelmesi kesinleşen kazayı dahi önler, uzaklaştırır.

“Dua müminin silahı, dinin direği, göklerin ve yerin nurudur.

“Şüphesiz dua, gelmiş ve gelecek olan şeylere (kaza ve belalara) karşı faydalıdır. Onun için ey Allah’ın kulları, duaya sımsıkı sarılınız.

“Dua, rahmet kapılarının anahtarıdır.

“Dua, bela def eder.

“Bir Müslüman; Allah’tan bir şey dilerse, günah bir şey istemediği veya akrabası ile ilgisini kesmeyi istemediği sürece, Allah-u Teâlâ, ona şu üç şeyden birini verir: Ya onun duasını kabul eder ve ya ona vereceği şey kadar bir kötülüğü kendisinden giderir ya da ona vereceği sevabın bir katını (kendisine verilmek üzere) ahiret’e bırakır.


“Çok dua ediniz. Çünkü kapıyı çok çalana kapının açılma ihtimali büyüktür.

“Bir Müslümanın, Müslüman din kardeşine, arkasından gıyaben yapacağı dua makbuldür. Bir kimse din kardeşine hayır dua ettikçe, yanında bulunan görevli melek; “Âmin, duan kabul olsun, aynı şeyler sana da verilsin. diye dua eder.

“Mazlumun bedduasından sakının. Çünkü mazlum ile Allah arasında perde yoktur.

“Allah-u Teâlâ’nın fazl-u kereminden isteyiniz. Allah (Celle ve Âlâ) kendisinden istenilmesini sever. İbadetlerin en efdali, keder ve sıkıntıdan kurtuluşu beklemektir.

“Dua kapılarının kendisine açıldığı kimseye yani, dua nasip olan kimseye, rahmet kapıları da açılır.

“Sıkıntı zamanlarında Allah’ın kendisine icabet etmesinden hoşlanan kimse, bolluk ve rahatlık zamanlarında çok dua etsin.

“Kabul buyuracağına tam bir şekilde inanarak Allah’a dua ediniz. Şunu da biliniz ki; Allah, kendisinden gafil ve başka işlerle meşgul bir kalbin duasını kabul etmez.

“Rabbiniz, ikramı bol ve hayâ sahibi bir Rabb’dir. Ellerini kendisine uzatan kulunun ellerini boş çevirmekten utanır.

“Herhangi biriniz acele etmedikçe, duası kabul olunur.(Kul acele ederek); “ Rabbime (kaç defa) dua ettim de duamı kabul etmedi. der

“Dua; ibadetin özü, hülasasıdır.

Duanın manası; kulun, Rabb’ini, kendisine lütfetmesi için çağırması, O’ndan yardım dilemesidir, denmiştir. Duanın aslı ise; kulun, Allah’a muhtaç olduğunu ızhâr etmesi, her türlü güç ve kuvvetten yoksun olduğunu ifade etmesidir. Bu, kulluğun bir sembolü ve işareti, zayıf olmanın, beşer olmanın, Allah’a karşı aczin ve zaafın hissedilmesidir. Bu hislerde Allah’ı övme ve yüceltme manası, ikram ve cömertliği O’ndan bilme düşüncesi yatar.

Dua; ihtiyaçların anahtarı, gam, keder ve sıkıntıların kurtuluşudur.

Bazı arifler dediler ki; dua, Allah’ın rızasını isteyenlerin merdiveni, muvahhitlerin ipi ve ihlâslı insanların bağıdır.

Dua bir haberleşmedir. Allah ile kul arasındaki bu haberleşme sürdüğü müddetçe, Rabb ile kulu arasında bir uzaklık olamaz.

Dua; Allah’ın ihsanını gerektirir, rızasını kazandırır, bina üzerine ikame etmeye bir vesiledir.

Dua; günahları terk etmektir. Çünkü dua yolları, günahlarla kapanır.

Duanın özellikleri; onun bir ibadet, ihlâs hamd ve şükür, medh ve sena, talepte bulunma, Allah’ı birleme,

O’nun rızasını isteme ve azabından korkmak, yalvarmak, niyaz etmek, Allah’a karşı zayıflığını ve acizliğini hissetmek ve O’ndan yardım istemek, manasına gelmesidir.

Dua; ibadetin özü, hülasası, rahmet ve saadet kapılarının anahtarı, cenneti kazanmak ve cehennem’den kurtulmaktır.

Şunu da iyi biliniz ki, birçok dua çeşidi vardır; sünnet olan dua, müstehab, mekruh dua, haram ve küfür olan dua gibi…

İnsanı küfre kadar götüren dua, mesela; bir kimsenin;

“Ya Rabbi, bütün müminlerin tüm günahlarını affet. Onlardan kimseyi Cehenneme sokma. demesidir. Böyle bir dua; Şafii, Maliki ve Hanefilere göre haramdır.

Bazılarına göre ise caizdir. Bu gibi kimseler, Peygamberimiz (sav)’in:

“Bir kulun; “Ya rabbi, ümmet-i, Muhammed-i umumi rahmetinle toptan affet. demesinden, Allah’a daha sevimli, daha hoş gelen hiçbir dua yoktur hadisini delil olarak gösterirler.

Sonra yine biliniz ki; duanın en hayırlısı; tesbih (Sübhanallah), nida tenzih, tehlil (Lâ ilâhe İllallah), hamd (Elhamdülillâh) ve tebcil (yüceltme) ile başlayan duadır.

Resul- u Ekrem(sallallahü aleyhi ve selem) Efendimiz;

“Allahü Teâlâ’nın en sevdiği sözler, şu dört söz ile başlayanlardır; Sübhanallah, Vel-hamdü Lillahi. Ve la ilahe illallahü, Vallahü ekber.

Aynı şekilde, en hayırlı dua, Allah’ın güzel isimlerinden (Esmâü’l Hüsna’dan) biri ile yapılan duadır, denmiştir. Bazı âlimler de; dua eden kimsenin Kuran-ı Kerim veya hadislerde yer alan duaları tercihi müstehaptır demişlerdir.

Ey Hakk yolunun yolcusu!

Şunu bil ki; şifa için okunan, şifaya vesile olması ümid edilen ayet-i kerimeler, zikirler ve ilaçlar elbette faydalı ve şifa vericidir. Eğer şifa geciktiyse bu, o duayı yapan kişinin kalbindeki imanın zayıflığı ve dua esnasında, bütün benliğiyle Allah’a yönelmediği için duasının tesirinin az olmasından ileri gelir. Okun yaydan kuvvetsiz, zayıf olarak fırlaması gibi… Veya kendisine okunan kimsenin nefsindeki zaaftan dolayı, olamayacak bir şey için dua etmesi, ya da İslâm’a aykırı bir şey istemesi, Allah’ın sevmediği bir duada bulunmasından dolayı olur.

Üçüncü bir ihtimal ise, o kişinin duasının kabulüne bir mani, bir engel bulunması sebebiyle olur. Meselâ; haram yeme, duanın âdâbı, erkân ve şartlarına riayet edilmeksizin icrası, zulüm günahların çokluğu, şehvet, gaflet, heva ve heves de duanın kabul olunmasına mani olan amillerin başında gelir. Salât ve selam, yaratılmışların en şereflisi Peygamber Efendimiz (sav)’e, O’nun bütün âl ve ashâbına olsun.

Hamd ise, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.
 
Üst Alt