Son Konu

Dua Nasıl Edilir

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
dua nasıl edilmeli,
duanın şartları nelerdir,
dua nasıl edilmelidir

Dua Nasıl Edilir?

Bir mümin fakat dua vasıtasıyla Allahü Teâla'ya ulaşabilir

Allahü Teala (cc) fazla rahmet edendir O'nun rahmet denizi bitmez tükenmez bir denizdir ve O'nu arayan hiçbir zaman O'na ulaşmaktan mahrum kalmaz Lakin bunun için geceleri kalkıp Allah'a dua edin ve O'nun lütfunu istek edin

Duanın ne etkisi var diye düşünülmemelidirBu insanın yaratılışında vardırMesela bebekler acıktığı zaman ağlayarak sızlayarak süt ister, bağırıp çağırırlar Böylece ızdırabını bildirirler Annenin vücudu kendiliğinden harekete geçiyor ve göğüslerine kendiliğinden süt iniyor İşte Kul ile Allah arasındaki ilişki de bu şekildedir Bunu adi millet anlamayabilirler, fakat anneler iyi bilirler Bir anne ile bebek arasındaki ilişki nasılsa, kul ile Allah arasında fakat ilişki de böyledir Kul Allah'a yalvardığı süre, ama samimi olarak, ızdırap duyarak ve ağlaya sızlaya yalvaracak, işte o süre Allah'tan da rahmet sütü iner

Bu zaten dua için de zorunlu şartlardandır Yani içtenlikle, eziyet çekmemiz, samimi olarak acıktığını bildirmemiz

Yalnızca kuru dille edilen duanın bir anlamı yoktur Dürüst edinmek şarttır

Tekrar uyarı ediniz ancak, namaz bir aidat değildir Bugün devamlı olarak hocalar o kadar anlatırlar ve derler ama namaz borcumuzdur İşte bu nedenledir oysa borçlunun alacaklısından kaçması gibi, Müslümanlar namazdan kaçıyorlar Çünkü böyle bir ilişki kuruluyor Güya haşa Allahü Teala alıcıdır, bizde borçlu Bu yüzden de namaz kılanlar hızlı seri bir şekilde alev üzerinde duruyorlarmış gibi hızlıca namazı kılıp bitiriyorlar Namaz bir vergi değildir Tam aksine kul ile Rabb arasında sonsuz bir ilişki kurmak içindir

Kul ile Rabb arasında bir alımlılık ve ortak bir ilişki vardır Allahü teala bu ilişkinin devamlılığının sağlanması için, bizim için namazı emretti Nasıl bir meyvanın bir lezzeti varsa, yemenin içmenin bir lezzeti varsa, namazında bir lezzeti vardır O'nun içine Allahü Teala bir tat koymuştur ve bu lezzetle ilişki sürer Kul ile Allah arasındaki o güzellik, o birbirlerine olan senet bu lezzetle devam eder Bir evlilikte o erkek ile o bayanın ilişkisinde lezzet yahut, o izaç bozulur Aynen bunun gibi mümin kul ile Allah aralarında eğer bir lezzet yahut, o ilişkide namazda bir lezzet yoksa o ilişki fesada uğrar ve bozulur

Bu yüzden siz üzerinize kapıyı kapatıp Allah'a dua etmelisiniz ama, O bu ilişkinin daimi olması konusunda size yardım etsin ve size o lezzeti nasip eylesin Kul ve Rabb aralarında devam etmesi gereken lezzeti size nasip etsin

Bu ilişki nurlarla doludur Kul ve Rabb arasındaki bu tat ilişkisi (fakat onun ayrıntılarını betimlemek olası değildir) olmadığı müddetçe bir insan, hayvandan bambaşka değildir Eğer hayatınızda birkaç kez deha tat aldıysanız ve bunu hissettiyseniz işlenmiş siz tadını aldınız, ancak bu size hayatınızda birkaç kez bile nasip olmadıysa siz körsünüz

Keza namazda Fatiha suresiyle dua etmek çok etkileyici çok tesirlidir Namaz içersinde siz ne dek namazı tatsız tuzsuz kılsanız bile İyyake na'büdü, ve iyyake nesta'inayeti kerimesini sıkça tekrarlayın Namazınız ne kadar lezzetsiz olsa deha buna zorlayın kendinizi Ne demektedir bu ayeti kerime Ey Allah'ım ben yalnız sana ibadet ederim ve yalnız senden takviye diliyorumYani, Ey Allah'ım bak benim namazımda lezzet yok, ben sana tapıyorum, sana ibadet ediyorum, senden takviye diliyorum Bana bu konuda lezzet nasip eyle

Tekrar ara sıra de İhdinassıratal müstakimayeti kerimesini de sıkça tekrarlayın

Yeniden özellikle secdede iken Ya hayyu ya kayyum bi rahmetike estagiz, Ey hay ve kayyum olan Allah senin rahmetinden yardım dilerim Burada Hayy ne demektir? Ya hayyu; Ey Diri Olan, bende manen dirilmek istiyorum, beni dirilt vefat halinden beni çıkart Ya kayyum; Kendisi Kayy yani Kendisi daimi olup, herkesin kalıcı olması O'na bağlı olan, benim bu ilişkim seninle daimi olsun Bu seslenmek değildir ama, bir iki gün devam etsin, bu ilişkiden benim aldığım lezzet daimi olsun, kalıcı olsun ve devam etsin

Bakınız hayatın hiç itibarı değil Ne zaman sona ereceğini de bilemeyiz Dünya bir gaflet yeridir Onun için geceleri kalkın dua edin Ormanlara çıkın yalnız kalıp dua edin Yalnız iken üzerinize kapınızı kapatıp dua edin fakat, Allahü Teala sizi Nefsi Emmare (Yani kötülüğe teşvik eden leziz)'den kurtarsın ve elinizden geldiğince Allahü Teala'ya yalvarmayı adet edinin Çünkü o ağlayanlara Rahmet eder

Elinizden geldiğince Allah'a yalvarmayı adet edinin Çünkü O, ağlayanlara rahmet eder Hem Allah indinde tertemiz olmaya çalışın ancak Kuran'ın istediği budur Aylaklık hiçbir işe haylaz ve hiçbir hedefe ulaştırmaz Hiç çabanız olmadan, ulaşacağınız menzil de bir hiçtir

Biliniz ancak dua ile koskocoman mucizeler gerçekleşir o kadar ancak, kuru bir ağaç dahi yeşerir ve ölü diriltilir Duanın büyük tesirleri vardır Ne kadar günah içinde doymuş olursanız olun, dua sizi kurtarır Allah'ın lütfunu cezbetmenin en kolay yolu duadırFakat duanın cezbedici olması için de bir takım koşullar var bir kere kalbinizin rikkatli olması lüzumlu Ne demektir rikkat? Yani kalp yumuşaklığı lazımdır Kalbinizde ızdırap ve endişe olması gerekli Tevazu ve acizlik içinde edinmek lazım İşte bu duygularla edilen dua Allah'ın lütfunu cezbeder ve gerçek amacınıza sizi ulaştırır

Reel anlamda dua eden kişinin ruhu, Allah'ın indinde bir suyun aktığı gibi akar gider Rabbine İşte böyle bir duada insan kendi zaafları ve tökezlemelerinden dolayı zinde ve muktedir olan Allah'tan baskı ister ve mağfiret diler Çünkü kendini fazla güçsüz görür İşte kendini ne kadar zayıf görüyorsa onun ruhu o kadar akıp Allah'a (cc) doğru gider Bu pek bir durumdur oysa, bunun ikinci ismi ölümdür Sözde insan bir ölümden geçer Böyle bir an size nasip olursa anlayınız oysa o an duanın kabulünün vaktidir İnsana duaların kabulünün kapıları açılır Allah'a çok yaklaşmış olan insanların hali budur Bu halk nasıl fakat biz nasıl fakat cesedi evirip çevirebiliyorsak, bundan böyle bir ölü gibi kendi açlık ve iradesi kalmamış bir şekilde Allah'ın elindedir Bu insanın duaları çarçabuk kabul edilir ve gerçek makamda budur

Duaların şartları
Birincisi; Kuranı Kerim'de Allahu Teala şöyle buyuruyor: Ey Muhammed, benim kullarım soruyorlar, Allah nerededir, Rab nerededir? Sen onlara de ki,O sizlere yakındır ve dualarınızı kabul ederPeki duanın kabulünün şartı nedir? Irk eğer dualarının kabulünü istiyorlarsa o zaman birinci koşul, Allah'ın dediklerine uyulmasıdır Çünkü, bir esir efendisinin dediği her şeyi uyguladığı süre, o mükafatlandırılır Duadada böyle bir ilişki vardır

İkincisi, Kuranı Kerim'de diyorki Bana inansınlar, iman etsinler Peki Allahü Teala niçin burada dedi ancak Bana inansınlar? İnanmayan insan zaten dua etmez Şöyleki ara sıra insan birinin dediklerini yaparda, yaparken pek güvenmez Mesela yapar ama karşısındakinden korktuğu için yapar Ona olan güveninden yok Düşüncesi ben bu kişinin dediğini yaparsam, söylediği sonuçları elde ederim yok Korktuğundan yapıyor Bun bunun dediğini yapayım, yahut kötü olur gibi İşte bu yüzden Allahü teala dedi ama Bana inansınlar Bana inansınlarki ben de dualarını kabul edeyim Yani bir insan keza Allah'ın dediğine uyacak ve ayrıca de Allah'a suizan (fena zan) beslemeyecek, acaba dua edersem kabul edilir mi diye Düşünecek ama Hayır Benim Rabbim duayı kabul eder ve O'nun gücü herşeye kadirdirdiye Candan dua ederken bu şarttır İşte o süre Allahü Teala bu nedenden ötürü onun duasını kabul eder Çünkü bu kul bir taraftan O'nun dediklerini yapıyor, bir de da O'na güveniyor Benim Rabbim ne dedi ise o olacaktır diye

Şimdi bu demek yok ki ben bugün dua ettim de yarın cevabı gelsin Bu konuyu örneklerle açıklamaya çalışacak olursak Hz İbrahim (as), Resulülah'ın zuhurundan 2500 sene evvel dua etti ve dedi ama,

Ey Allah'ım, o peygamberi bayrak direği ve o peygamber benim neslimden olsunPeki bu duanın neticesi ne süre zuhur etti; 2500 sene daha sonra Buradan anlıyoruz ki, mümin dua ederken Bana güvenecek, bana inanacak, yani umutsuzluğa kapılıpta duayı terketmeyecek Hemen niye netice çıkmadı diye şartta koşmayacak Duasını ettikten sonra güvenecek ama Allah duamı işitti ve o duaları kabul edendir diye ve Allah'ın iradesine boyun eğecek artık

Zamanın birinde bir evliya varmış Bu evliyanın bir müridi,

Mürşit Hazretlerine gideyim de bir dua isteyeyimdemiş Gitmiş Mürşit'in dergahına ve orada bir vakit kalmış Birincil gün, gece bu murid, teheccüde kalkmış Mürşidi de teheccüd kılıyormuş Namazı kılarken Mürid, Mürşid'ine gelen bir sesi duymuş, Senin şimdiye dek ettiği dualarını red ettim:diye Şaşırmış mürid İkinci gün yeniden Mürşidi ile teheccüd namazına kalkıyor ve yeniden benzer sesi duyuyor Mürid düşünmeye başlıyor, Allah Allah, çağırmak bizim Mürşid de o kadar bişey yokmuş, o da bizim gibi imiş Baksana duaları kabul edilmiyor Ha biz ha odiye Üçüncü gün bitmiş kalkıyorlar namaza ve yeniden aynı sesi duyuyor Artık dayanamayan Mürid, Mürşide gitgide artarak,

Efendim, madem size üç gündür bu ses geliyor ve kabul etmiyorum diyor, siz niye ısrarla devam ediyorsunuzdemiş Bunun üstüne o zat demişki,

Yavrum bak benim işim yalvarmak Karar söylemek O'nun işidir, benim işim değil O yüzden beni ilgilendirmez O kendi işini yapıyor, ben de kendi işimi yapıyorum O kendi işini yapıyor diye ben vazifemden vaz geçecek değilim Keza ben 30 yıldır bu sesi duyuyorum Sen üç gecede mi sıkıldındiye konuşurlarken yeniden bir ses duyuldu ve

Senin geçmiş tüm duaların kabul ettim:dedi

Yeniden bir alimin çok hoş bir sözü var Burada onuda zikretmek lüzum Diyorki,

Benim bir duam kabul edilirse ben ister istemez seviniyorum, lakin inkar edilirse bu beni daha çok sevindiriyor çünkü o vakit Rabbimin rızasına razı oluyorumBuradan da başka birşey anlıyoruz oysa, mümin dua ederken benim istediğim olsun diye dua etmiyor Bu konuda benim Rabbimin rızası belirlenmiş olsun diye dua ediyor Hakiki mümin de neticesi ne olursa olsun o karara uyar Fakat bugün insanların genelde hali nedir? Bir konuda dua etti ve diyelim ki duası kabul edilmedi anında ayaklanma eder ve der ancak

Bu dua olmadı, veya ben kimim dua etmek kimya da Ben duası kabul edilecek birisi değilimdiye Böyle şeyler düşünerek millet bilmeden isyana giderler Bu da neden kaynaklanıyor Yukarıda da zikredildiği gibi insanlar Allah'a yeterince inanmış ve güvenmiş değiller İşte bu nedenle iman ve itimat etmek duanın şartlarındandır

Duanın kabulünün üçüncü şartına gelelim Resulüllah (sav),

Eğer sen Allahü Teala (cc) senin zorluklarını sorunlarını kaldırsın istiyorsan, o süre sende Allahü Teala'nın kullarının sorunların ve zorluklarını ortadan kaldırmaya çalışdedi Bu da duanın kabulünün bir yoludur Eğer bizim Allahü Teâla'nın yardımına mağdur durumda olduğumuzdan nedeniyle ihtiyacımız varsa, benzer şekilde bizim gibi zor durumda olan insanlara destek etmemiz gerekli

Bir arkadaşımızın örneğin burada saptamak isteriz Şöyleki, bu arkadaşımız fakülte son derslik imtihanlarına girmişti Bu sınavlarından birisi ise fazla kötü geçmiş idi ve o dersten kalsa idi kendisini çok sıkıntıya düşürecekti Hiç geçme ihtimali de değil O anlatıyor diyor ama,

Benim tek umudum dua etmekte idi Bunun üzerine şunu düşündüm ve dedim ki: Eğer Allahü Teâla benim bu kulum adalet etti mi adalet etmedi mi diye düşünecek olursa, ben muhakkak o sınavdan geçmeyi hak etmedim Yeterince de çalışmamıştım Peki o süre ne yapmam lüzumlu dedim ve şu sonuca vardım oysa, yardıma ihtiyacı olsun ya da olmasın insanlara takviye etmem lazım Hal böyle iken bir gün bir dost ile yolda bu vesileyle bir dilenci elini uzattı ve

Allah rızası için yardım edin, dedi, ben de cebimde ne varsa çıkarıp verdim ona Bunun üstüne yanımda bulunan arkadaşım dayanamadı ve;

Görmüyor musun, sağlıklı ve genç bir adam, görünürde gereksinim sahibi de yok Niye verdin, dedi

Vallahi, benim bu günlarda Allahü Teâla'ya bir işim düştü ve eğer ben, bu benden destek isteyen haklımıdır haksızmıdırdiye bakacak olursam yandım Çünkü eğer Allahü Teâla'da bana benzer şekilde muamele ederse bende hak etmedim Ancak bu şekilde Allah'ın rahmetini coşturabilirsem coştururum, dedim

Ne değin ilginçtir ama,ben o sınavdan bütün geçebilecek notu aldım Bu Nedenle Allahü Teâla gösterdi oysa, bu iş olacak değildi, ancak senin dua şeklin ile böyle oldu, diye

Dolayısıyla bizler sıkıntıya düşmeyi beklemeden de her zaman sadaka vermeye kendimizi alıştırmalıyız Sıkıntısı olanlara gidip destek etmeliyiz Eğer kendi sıkıntısının kalkmasını da istiyor isek aynı zamanda Allahü Teâla'ya candan yalvarmamız da lazım

Duanın kabulünün dördüncü şekline gelecek olursak, o da Resulüllah (sav)'a bol bol salat getirmektir Bunun da çoğu nedenleri var Bu sebeplerden bir her birine şudur: Biz diyebiliriz ama, Peygamberimiz için ben dua edeyim ya da etmeyeyim, Resulüllah (sav) ve O'nun makamı çok yücedir Benim duama O'nun ihtiyacı yok, diye Fakat Resulüllah (sav) bir hadisinde Bir insan Allahü Teâla'ya hamd etmeden ve bana salat göndermeden dua etti ise o birey acele etmiştirbuyurdular Yani siz önce Allah'a hamd edeceksiniz ve bana salat getireceksiniz, daha sonra kendi duanızla Allah'a yöneleceksiniz Hamd konusuna sonra geleceğiz Burada neden denmiştir oysa, peygambere de salat getirin sonra duanızı edin diye Şöyleki, Resulüllah (sav)'ın bizim üzerimizde böylece fazla iyilikleri vardır fakat, biz maddesel olarak o iyiliklerin karşılığını veremeyiz Bu bizim için olası değildir Peki bir insan maddeten bir insana iyiliğinin karşılığını veremiyorsa o kişi ne yapabilir? asgari O'na dua edebilir Çünkü elinden gelen başka bir şey yok

Şu Anda bizim burada Resulüllah (sav)'a dua etmemiz, O'nun bizim dualarımıza ihtiyacı olduğundan değildir İnsanın bilmesi lazımdır oysa, biz O'na teşekkür borçluyuz ve diğer bir teşekkür şekli de olmadığından Allahü Teâla bizi bu konuda özgür bıraktı Peki siz Peygambere dua edinÇünkü eğer Peygamber Efendimize dua etmemiz yasaklanmış olsa idi, o vakit aşıklar ölürdü Bu insan yaradılışının bir gereğidir Çünkü insan kendisine birisi bir iyilik yapmış ise ona önce maddeten bir iyilik yapmaya çalışır, bu olmaz ise bir hediye vermeye çalışır bu da olmaz ise o süre en azından dua eder Sen bana şu iyiliği yaptın, Allah ne muradın varsa versinder

İşte bu yasaklanmış olsa idi mümin ölürdü Tabik igerçek anlamda müminler Çünkü mümin Resulüllah (sav)'ın iyiliklerinin karşılığını hiçbir vakit veremeyecektir İşte insan salat getirirken ve Peygamberimiz için dua ederken teşekkürünü bildirmektedir Ey Rabbim, Resulüllah (sav) bu değin iyilikler yaptı, sen O'na rahmet et vbdiye Allahü Teâla Kur'lahzaı Kerim'de,Hamd edene, nimetimi arttırırımİşte kim şükrederse bilsin ama, Allahü Teâla ona nimetini arttıracaktır Bunun bir şekli de Resulüllah (sav)'a dua etmektir

Salat göndermenin bir nedeni de, yine insan yaradılışında da vardır: Biz yetkili bir birey ile görüşürken, ister istemez onun sevdiği birisinden bahsederiz Ona bize olan iyiliklerinden bahsederiz O'nun bize olan sıcaklığını ve yakınlığını arttırmak isteriz Dua meselesi insan fıtratına uygun bir meseledir Biz bakıyoruz fakat o yetkilinin sevdiği birisinden müteşekkür olmuş bir şekilde bahsederken, ister istemez bizim de ruh halimiz değişiyor Bir tevazu hali geliyor ve ona yerinde kelimelerle insan konuşmaya başlıyor Bu hal bununla beraber bizim karşımızdaki yetkili kişiye karşısında olan ifadelerimiz daha enerjik ve manalı bir hal alıyor Doğru bir hal ile oradan ayrılmamıza neden oluyor

Benzer şekilde Allah'ın huzurunda Peygamber Efendimiz için yapılan bir dua, bizim hem tevazuya girmemize, hemde içimizden dua kelimelerinin içtenlikle çıkmasına neden olur Böyle bir dua da Allah indinde kabul edilir Bir insan samimi olarak ve alçakgönüllü içinde dua etmek istiyorsa Resulüllah (sav)'a salat getirmek bir yoldur onun için *
 
Üst Alt