Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs salgınında hayatını kaybedenlerin sayısı 6 milyonu, olay sayısı ise çoktan 501 milyonu geçti. Bilim Şurası Üyesi Prof. Dr. Özlü, virüsün hastalık yapma potansiyelini büyük oranda kaybettiğini söyledi.
Eskisi üzere çok yüksek olay ve mevt oranları olmasa da koronavirüs salgını devam ediyor.
Fakat Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi koronavirüs (Kovid-19) salgınının unutulması yahut ikinci plana itilmesine neden oldu.
Bugün itibariyle dünya genelinde vaka sayısı 501 milyon 228 bin 665 oldu. Hastalık nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı da 6 milyon 210 bini aştı.
Geçen aylarda yüksek oranda hadise ve can kayıplarının görüldüğü Türkiye'de hem hadise hem de vefat oranlarında düşüş yaşanıyor.
İstenilen seviyede olmasa da aşılamanın oranının olay ve ölümlerin düşmesinde büyük tesirinin olduğu tabir ediliyor.
Sağlık Bakanlığı bilgilerine nazaran, Türkiye'de bugüne kadar uygulanan aşı ölçüsü 147 milyon 257 bin 592 doza yükseldi.
Buna nazaran 18 yaş üstü nüfusta ikinci doz aşı uygulananların oranı yüzde 85,4, birinci doz aşı yapılanların oranı yüzde 93,12 olarak kayıtlara geçti.
Son 24 saatte 191 bin 26 Kovid-19 testi yapıldı. 6 bin 635 kişinin testi müspet çıktı, 25 kişi hayatını yitirdi.
Önceki gün ise 6 bin 893 olay tespit edilirken 28 kişi de hayatını kaybetmişti.
'Salgın ne olacak' sorusunun karşılığı merak edilirken beklenen açıklama Sıhhat Bakanlığı Bilim Heyeti Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü'den geldi.
Yaz periyodu için optimist konuşan Özlü, aşılamanın ehemmiyetine vurgu yaparak koronavirüsün geçirdiği mutasyon itibariyle hastalık yapma potansiyelini büyük oranda kaybettiğini söyledi.
'Testlerin zorlaştırılması hadise sayılarını düşürüyor'
Independent Türkçe'den Abdulhakim Günaydın'a konuşan Hacettepe Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Kolu ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Lideri Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, aksi görüşte.
Salgının bitmediği aksine birçok yerde artmaya devam ettiğini kaydeden Ceyhan, Türkiye'de hadise sayısının yüksek olduğunu, düşük çıkmasının tek nedenin testlerin zorlaştırılmasından kaynaklandığını söyledi.
Birçok insanın test yapılmadan, teşhis konulmadan salgını geçirdiğine değinen Ceyhan, 'Bu da hem test hem de hadise sayısını düşürüyor. Yoksa koronavirüsün bittiği falan yok. Çin, ABD, Almanya ve Avrupa'nın birçok ülkesinde olaylar artıyor' dedi.
Virüsün geçirdiği mutasyon itibariyle hastalık yapma potansiyelini kaybettiği değerlendirmelerine katılmadığını aktaran Ceyhan, bunun hakikat bir söz olmadığını belirterek, şunları kaydetti:
'Hastalık bilhassa genç yetişkinlerde daha hafif geçiyor lakin yaşlı ve çocuklarda ağır hadiseler azalmış değil. Yeni mutasyonlar çıktı. Bu mutasyonlar nasıl seyredecek? Şimdi bilinmiyor. Bu işi düzgün yapan ülkeler takip ediyor. Bizde bu türlü bir takip yok. Tevfik Bey'in söylediği yeni bir kaygı değil ki. Omicron çıktığından beri hastalığın hafifleştiği fakat daha bulaşıcı olduğunu aslında tüm dünya biliyor, görüyor ve söylüyor. Hasebiyle virüsün geçirdiği mutasyon nedeniyle hastalık yapma potansiyelini kaybettiği değerlendirmesi çok yanlışsız bir tabir değildir.'
'Omicron süratli bir tıp yaptı'
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Kolu Lideri Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol ise koronavirüsün yalnızca bir yatışmaya girdiğini söyledi.
Omicron varyantının çok süratli bir çeşit yaptığını, bağışıklık alan insanların virüsün sirkülasyonunu engelleyen doğal bir bariyer haline geldiğine vurgu yapan Şenol, 'Örneğin ABD bir açıklamasında vatandaşlarının yüzde 50'sinin infekte olduğunu söyledi. Aslında bu müthiş bir açıklama, zira sokağın hiç yönetilmediği ortaya çıkıyor fakat sevinerek hadiselerin yüzde 40, ölümlerin de yüzde 8 azaldığı münasebetiyle yazın daha rahat geçileceği söz ediliyor. Data bildiren ülkeler yazı rahat geçirebilir' değerlendirmesinde bulundu.
Şenol, Türkiye'de kaç kişinin Omicron varyantına ile karşı karşıya kalındığı bilgisinin paylaşılmadığına dikkati çekti.
Hastanelerde hadise ve vefat sayılarının azalmasının ülkedeki nüfusun en azından yüzde 50-60 kadarının Omicron’a enfekte olduğunu gösterdiğine işaret eden Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, şunları söyledi:
'Bu da şu manaya geliyor; çok fazlaca insan enfekte olmasına izin verildiği için gereksiz yere kaybedildi. Halbuki aşı Omicron'a karşı muhafaza sağlıyordu. Tedbirler aşı sürdürülmeli ve doğal bağışıklık seyrine bırakılmaması gereken bir süreçti. Münasebetiyle ülkede hadiselerin azalması infeksiyon (enfeksiyon) ile bağlantılı bariyerin süreksiz müddetliğine geliştiğini gösteriyor. Yeni bir varyant olmazsa önümüzdeki birkaç ayı rahat geçirme olasılığımız var. Lakin yeni bir varyant var mı yok mu bilmiyoruz. Zira Türkiye'nin bu istikamette bir çalışması yok.'