Geçtiğimiz Pazartesi Paris’teki Musee Rodin’de gerçekleşen Dior İlkbahar-Yaz 2020 Couture defilesi, davetlilere birçok ilgi çekici soru yöneltti. “Tanrı feminist olur muydu?” “Kadınlar dünyayı yönetse nasıl olurdu?” gibi pankartlar ile karşılanan seyirciler, Maria Grazia Chiuri’nin feminizmin altını vurguladığı defilelerinden birini izleme şansı yakaladı.
Dior İlkbahar Yaz 2020 Couture Defilesi (Getty Images)
Şovun setini tasarlaması için Maria Grazia Chiuri ile işbirliği yapan Judy Chicago, Amerika’nın en ünlü feminist sanatçılarından biri. Markanın açıklamasına göre, ‘The Female Divine’ (İlahi Kadın) olarak adlandırılan defile, “Toplumsal cinsiyet merceğiyle günümüzde yaşama şeklimizi belirleyen rolleri ve güç ilişkilerini yeniden tasarladı.”
Dior İlkbahar Yaz 2020 Couture Defilesi (Getty Images)
Bu defile, Dior’un Kreatif Direktörü olan Maria Grazia Chiuri’nin ilk feminist defilesi değil! Önceki defilelerinde de podyumu bir sosyal tartışma alanı olarak kullanan Chiuri, 2017’ye “We Should All Be Feminists” (Hepimiz Feminist Olmalıyız) yazılı tişörtleri ile damgasını vurmuştu.
Dior İlkbahar Yaz 2020 Couture Defilesi (Getty Images)
İlkbahar-Yaz 2020 Couture defilesinde pankartların yanı sıra tasarımları ile farklı temaları inceleyen Chiuri, Athena’dan ilham alan tül elbiselerden erkek giyiminden esinlenen parçalara kadar birçok parça sergiledi. Koleksiyonun en dikkat çeken parçalarından biri, takım elbise giyen bir modelin arkasında taşıdığı pelerin oldu. Kadınların toplumdaki yerini inceleyen ve değiştirmeyi hedefleyen Chiuri, Paris Couture Moda Haftasına (yine) ismini kazımayı başardı!