bilgiliadam
Yeni Üye
duygusal hikayeler affet babacığım
Evlendiğinden beri evinde kalan babası yuzunden eşiyle surekli tartışıyordu Eşi babasını istemiyor ve onun evde bir fazlalık olduğunu duşunuyordu Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara ulaşıyordu
Yine boyle bir tartışma anında; eşi, butun bağları kopardı ve
Ya ben giderim, ya da baban bu evde kalmayacakdiyerek rest cekti Eşini kaybetmeyi goze alamazdı
Babası yuzunden cıkan tartışmalar dışında mutlu bir yuvası, sevdiği ve kendini seven bir eşi ve birde cocukları vardı
Eşi icin cok mucadele etmişti evliliği sırasında Ailesini ikna etmek icin cok uğraşmış ve cok sorunlarla karşılaşmıştı Hala onu olurcesine seviyordu
Caresizlik icinde ne yapacağını duşundu ve kendince bir cozum yolu buldu Yıllar once avcılık merakı yuzunden kendisi icin yaptırdığı kulube tipi dağ evine goturecekti babasını
Haftada bir uğrayacak ve ihtiyacı neyse karşılayacak, boylelikle eşiyle de bu tur sorunlar yaşamayacaktı
Babasına lazım olacak butun malzemeleri hazırladıktan sonra yatalak babasını yatağından kaldırdı ve kucakladığı gibi arabaya attı Oğlu Can,
Baba bende seninle gelmek istiyorumdiye ısrar edince onu da arabaya aldı ve birlikte yola koyuldular
Karakışın tam ortalarıydı ve korkunc bir soğuk vardı Kar ve tipi yuzunden yolu zor seciyorlardı
Minik Can, surekli babasına Baba nereye gidiyoruz ?diye soruyor ama cevap alamıyordu
Ote yandan; nereye goturulduğunu anlayan yaşlı adamsa gizli gizli gozyaşı dokuyor oğlu ve torununa belli etmemeye calışıyordu
Saatler suren zorlu yolculuktan sonra dağ evine ulaştılar Epeydir buraya gelmemişti Baraka tipindeki dağ evi artık curumeye yuz tutmuş, tavan akıyordu Barakanın bir koşesini temizledi hazırladı ve arabadan yuklendiği yatağı oraya itina ile serdi
Sonra diğer malzemeleri taşıdı en son da babasını sırtlayarak yatağa yerleştirdi
Tipi, adeta barakanın icinde hissediliyordu Barakanın icinde fırtına vardı adeta Caresizlik icinde babasını izledi Daha şimdiden uşumeye başlamıştıYarın yine gelir bir yorgan ve birkac battaniye getiririm diye duşundu
Oyle uzgundu ki, dunya başına gocuyor gibiydi O, bu duygular icindeyken babası, yureğine bıcak saplanmış gibiydi Yıllarca emek verdiği oğlu tarafından bir barakaya terk ediliyordu Gururu incinmişti,ici yanıyordu ama belli etmemeye calışıyordu Minik Can ise olanlara hicbir anlam veremiyordu Anlamsızca ama dedesinden ayrılacak olmanın vermiş olduğu uzuntuyle sadece seyrediyordu
Artık gitme zamanıydı Babasının yatağına eğildi, yanaklarını ve ellerini defalarca optu Beni affet der gibi sarıldı, kokladı Artık ikisi de kendine hakim olamıyor ve hıckıra hıckıra ağlıyordu Buna mecburum der gibi baktı babasının yuzune ve Can'ın elini tutup hızla barakayı terketti Arabaya bindiler
Can yola cıktıklarında ağlamaya başladı, neden dedemi o soğuk yerde bıraktın diye Verecek hicbir cevap bulamıyordu, annen boyle istiyor diyemiyordu
Can: Baba, sen yaşlandığında ben de seni buraya mı getireceğim?diye sorunca dunyası başına yıkıldı O sorunun yoneltilmesiyle birlikte deliler gibi geri cevirdi arabayı
Barakaya ulaştığında Beni affet babadiyerek babasının boynuna sarıldı Baba oğul sıkı sıkı sarılmış cocuklar gibi hıckıra hıckıra ağlıyorlardı
Oğlu: Baba beni affet! Sana bu muameleyi yaptığım icin beni affet!diye hatasını belli ediyordu
Babası oğlunun bu sozlerine en anlamlı cevabı veriyordu
Geri geleceğini biliyordum yavrum Ben babamı dağ başına atmadım ki, sen beni atasın Beni bu dağda bırakamayacağını biliyordum
duygusal hikayeler dostluğun oykusu
Ahmet ve Nihat adında iki arkadaş varmış Aynı okulda okuyorlarmış
Ahmet istanbulda yaşayan, evi, arabası yeterince parası olan biriymiş Nihat memleketten İstanbul'a gelmiş zor şartlar altında yaşayarak okuyormuş Bunlar zamanla daha da iyi arkadaş olmuşlar Ahmet Nihat'ın durumuna uzuluyor yardım yolları arıyormuş Nihat'ı evine almış Yedirmiş icirmiş Cebine para koymuş Ustunu giydirmiş Kendine aldığı yeni kıyafetlerini bile ona vermiş
Artık beraber gul gibi yaşayıp gidiyorlarmış Bir gun Ahmet camdan dışarı bakıyormuş Karşıdan gelen uzun suredir hayran olduğu ve yakında acılmak istediği kızı gormuş Ve sonra arkadan Nihat'ın onu takip ettiğini Nihat eve gelmiş ve Ahmet'e o kızdan cok hoşlandığını aralarını yapıp yapamayacağını sormuş Ahmet kendisinin de ondan hoşlandığını soyleyememiş
Arkadaşınin uzulmesini istememiş cunku Aralarını yapmış
Derken zamanla okul bitmiş Nihat bir sure sonra Kayseri'ye vali olmuş Evi arabası, yatı, katı, bir suru parası olmuş O kızla da evlenmiş Ama Ahmet tam tersi Evini arabasını kaybetmiş Butun parası bitmiş Yatmaya yeri yemeye yemeği kalmamış Ac sefil gezerken komşuları,
Senin bir arkadaşın vardi Nihat diye O Kayseri'ye vali olmuş, neden ondan yardım istemiyorsun, belki sana bir iş verir demişler Ahmet reddetmiş hemen Bunu kabullenemem demiş Komşular ne kadar ısrar ettiyse de bir turlu kabul ettirememişler
Ahmet icin daha zor gunler başlamış Bakmış olacak gibi değil komşularını dinleyip tutmuş Kayseri nin yolunu Valiliğe gelmiş Ordaki odacolardan birine Nihat Beyi gormek istiyorum demiş Odaco Nihat Beyin yanına girmiş cıkmış ve
Sizi gormek istemiyor demiş Nasıl olur demiş Ahmet Ona İstanbul'dan cok yakın arkadaşın Ahmet geldi deyin Odacı tekrar gitmiş ve,
Nihat bey sizi tanımadığını eğer daha fazla ısrar ederseniz kovduracağını soyledi demiş
Ahmet duyduklarına inanamamış Nasıl olur da, yemeyip yedirdiği, giymeyip giydirdiği, sevdiği kızı bile verdiği can ciğer arkadaşı Nihat onu tanımaz Yıkılmış bir şekilde valilikten cıkıp doğru Nihat'ın evine eskiden hoşlandığı kızın yanına gitmiş Belki yardım eder diye Kapıyı calmış Birinin gelip durbunden kendine baktığını hissetmiş Ama kapıyı acmamış kadın
Bir kez daha yıkılmış Dışarı cıkıp kendini toplamaya calışırken yanına yaşlı bir amca yaklaşmış Ahmet'in durumundan cok etkinlenmiş adam Olayı anlatmasını istemiş Ahmet'te olduğu gibi anlatmış Adam cok uzulmuş
Demiş ki Bak evladım Seni cok sevdim Durust bir insana benziyorsun Bak benim şurada bir sarraf dukkanım var Gel istersen benimle calış Hem para kazanırsın hem de yatmaya yerin olur Ahmet hemen kabul etmiş ve calışmaya başlamış
Gel zaman git zaman dukkana başka bir yaşlı amca gelip gitmeye başlamış
Cok iyi arkadaş olmuş Ahmet'le Bir gun bu yaşlı amca elinde bir kutuyla gelmiş dukkana Bak ben bir yere gidiyorum Eğer 3 ay icerisinde donmezsem bu kutu senindir, istediğin gibi kullan, demiş Ahmet kutuyu almış, odasında bir yere koymuş 3 ay gecmiş, 4 ay gecmiş, 6 ay gecmiş amca hala gelmemiş
Sonunda Ahmet kutuyu acmaya karar vermiş Bakmış icinde, elmaslar, mucevherler, altınlar, bir suru de para varmış Ne yapacağını şaşırmış Hemen patronuna gidip durumu anlatmış Patronu da artık o kutunun kendisinin olduğunu istediği gibi kullanabileceğini soylemiş Bir de oneride bulunmuş
Bak sen bu işi iyice oğrendin Gel sana bir kuyumcu dukkanı acalım Gul gibi gecinip gidersin Hemen dukkanı acmışlar Ahmet almış başını yurumuş Ev,araba, yat, kat Zengin olmuş kısacası Bir gun dukkana bir annekız gelmiş Kızdan hoşlanmış Ahmet Zamanla goruşmeye başlamışlar, derken nişanlanmışlar Duğun vakti gelmiş Davetiyeler hazırlanırken kız valiyi de cağıralım demiş Ahmet kabul etmemiş Nasıl olur demiş kız Biz bu şehrin ileri gelenlerindeniz, valiyi cağırmasak olur mu? Ahmet yine kabul etmemiş
Kız ısrarla neden boyle davrandığını sorduğunda anlatmış Ahmet Sorunun bu şekilde cozulmeyeceğini soylemiş kız Biz cağıralım, o yaptığından utansın demiş Ve ona da bir davetiye yazmışlar Duğun gunu gelmiş catmış Davetliler tek tek gelirken heyecan icindeymiş Ahmet
Nihat'ın gelip elmeyeceğini duşunuyormuş Derken eşiyle kapıda gorunmuş Nihat
Ahmet, ilk başlarda gozgoze gelmemeye calışmış Nihat ne yana gitse obur tarafa kacıyormuş Ahmet Hic gozgoze gelmemeye calışıyormuş Dayanamamış birden Piste cıkmış, almış mikrofonu eline
Başlamış anlatmaya Zamanında ben durumum iyiyken sevgili valimiz Nihat beyle aynı okulda okuyorduk O zamanlar Nihat beyin durumu bu kadar iyi değildi Nihat'ı evime aldım Yemedim yedirdim, giymedim giydirdim Sevdiğim kızı bile ona verdim Bir gun benim durumum kotuleşti Elimde avucumda ne varsa kaybettim O kadar zor durumdaydım ki Nihat'a yardım istemeye gittim Ama o beni tanımadığını soyledi, kovdurdu Ordan cıkıp eşinin yanına gittim Ama o kapıda benim olduğumu bildiği halde kapıyı acmadı
Şok olmuştum Dışarıya cıkıp kendime gelmeye calıştığım anda bir amcayla karşılaştım Sağolsun bana bir iş, yatacak bir yer verdi Orada calışırken cevrem genişledi Başka bir amcayla tanıştım Gel zaman git zaman o amca elinde bir kutuyla geldi yanıma Bir yere gideceğini 3 ay icerisinde donmezse kutunun benim olacağını soyledi Gelmedi Kutuyu actım İcinde beni bugunlere getiren yuklu eşyalarla ve paralarla karşılaştım Sonra kendime bir kuyumcu dukkanı actım Orada sevgili nişanlımla tanıştım Ve evleniyorum
Anlattıklarım yalansa yalan desin Nihat Bey, demis ve bırakmış mikrofonu Herkes şaşkınlık icinde Nihat Beye donmuş
Acıyarak bakmışlar bir Ahmet'e, bir Nihat'a Nihat bir cevap vermek zorunda kalmış Almış mikrofonu Başlamış anlatmaya Evet Ahmet'in soylediklerinin hepsi doğrudur Yalan diyemem Zamanında bana cok yardım etti, hakkını odeyemem Sağolsun benim mutlu bir evlilik yapmama onculuk etti Ama eşimi zamanında sevdiğini bilmiyordum Durumunun kotuye gittiğini, bir gun bana geleceğini biliyordum Hep o gunu bekledim Ve sonunda geldi
Onu kapıdan kovdurdum doğrudur Ama niye kovdurdum Eğer ben o zaman ona yardım etseydim gururuna yediremeyecekti Belki de bir sure sonra intihar edecekti Iyi bir arkadaşımı kaybetmek istemem
Burdan cıktıktan sonra direk eşime gideceğini biliyordum Hemen eşime telefon actım Ona Ahmet'in geleceğini, kapıyı acmamasını soyledim Acmadı Derken bizim evin karşısında bir sarraf dukkanı işleten arkadaşım var Ona hemen telefon actım Bizim evden cıkan bir adam gorurse onu işe almasını yardımcı olmasını istedim İşe aldı, yatacak yer verdi Bir gun babamı gonderdim ona Can yoldaşlığı etsin diyeİyi arkadaş oldular
Sonra babama bir kutu verdim Ahmet'e versin diye O kutu babamın değildi Benim de değildi O zaten Ahmet'indi Ona borcumu hicbir zaman odeyemem Ahmet kutuyu aldı İyi kullandı ve bugunlere geldi Bir gun annemle kızkardeşimi gonderdim Durumu nedir bir kontrol edin diye Orada birbirlerini gorup aşık olmuşlar, evleniyorlar
Bırakmış mikrofonu Ahmet'le beraber herkes şaşkınlık icinde kalmış Bir an gozgoze gelmişler Derken birbirlerine sarılıp ozur dilemişler Guzel bir duğun olmuş, beraberce mutlu yaşamışlar
KiMiN NEREDE VE NE SEKiLDE KARSILASACAGI BiLiNMEZOYLE DEGiL Mi?
Evlendiğinden beri evinde kalan babası yuzunden eşiyle surekli tartışıyordu Eşi babasını istemiyor ve onun evde bir fazlalık olduğunu duşunuyordu Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara ulaşıyordu
Yine boyle bir tartışma anında; eşi, butun bağları kopardı ve
Ya ben giderim, ya da baban bu evde kalmayacakdiyerek rest cekti Eşini kaybetmeyi goze alamazdı
Babası yuzunden cıkan tartışmalar dışında mutlu bir yuvası, sevdiği ve kendini seven bir eşi ve birde cocukları vardı
Eşi icin cok mucadele etmişti evliliği sırasında Ailesini ikna etmek icin cok uğraşmış ve cok sorunlarla karşılaşmıştı Hala onu olurcesine seviyordu
Caresizlik icinde ne yapacağını duşundu ve kendince bir cozum yolu buldu Yıllar once avcılık merakı yuzunden kendisi icin yaptırdığı kulube tipi dağ evine goturecekti babasını
Haftada bir uğrayacak ve ihtiyacı neyse karşılayacak, boylelikle eşiyle de bu tur sorunlar yaşamayacaktı
Babasına lazım olacak butun malzemeleri hazırladıktan sonra yatalak babasını yatağından kaldırdı ve kucakladığı gibi arabaya attı Oğlu Can,
Baba bende seninle gelmek istiyorumdiye ısrar edince onu da arabaya aldı ve birlikte yola koyuldular
Karakışın tam ortalarıydı ve korkunc bir soğuk vardı Kar ve tipi yuzunden yolu zor seciyorlardı
Minik Can, surekli babasına Baba nereye gidiyoruz ?diye soruyor ama cevap alamıyordu
Ote yandan; nereye goturulduğunu anlayan yaşlı adamsa gizli gizli gozyaşı dokuyor oğlu ve torununa belli etmemeye calışıyordu
Saatler suren zorlu yolculuktan sonra dağ evine ulaştılar Epeydir buraya gelmemişti Baraka tipindeki dağ evi artık curumeye yuz tutmuş, tavan akıyordu Barakanın bir koşesini temizledi hazırladı ve arabadan yuklendiği yatağı oraya itina ile serdi
Sonra diğer malzemeleri taşıdı en son da babasını sırtlayarak yatağa yerleştirdi
Tipi, adeta barakanın icinde hissediliyordu Barakanın icinde fırtına vardı adeta Caresizlik icinde babasını izledi Daha şimdiden uşumeye başlamıştıYarın yine gelir bir yorgan ve birkac battaniye getiririm diye duşundu
Oyle uzgundu ki, dunya başına gocuyor gibiydi O, bu duygular icindeyken babası, yureğine bıcak saplanmış gibiydi Yıllarca emek verdiği oğlu tarafından bir barakaya terk ediliyordu Gururu incinmişti,ici yanıyordu ama belli etmemeye calışıyordu Minik Can ise olanlara hicbir anlam veremiyordu Anlamsızca ama dedesinden ayrılacak olmanın vermiş olduğu uzuntuyle sadece seyrediyordu
Artık gitme zamanıydı Babasının yatağına eğildi, yanaklarını ve ellerini defalarca optu Beni affet der gibi sarıldı, kokladı Artık ikisi de kendine hakim olamıyor ve hıckıra hıckıra ağlıyordu Buna mecburum der gibi baktı babasının yuzune ve Can'ın elini tutup hızla barakayı terketti Arabaya bindiler
Can yola cıktıklarında ağlamaya başladı, neden dedemi o soğuk yerde bıraktın diye Verecek hicbir cevap bulamıyordu, annen boyle istiyor diyemiyordu
Can: Baba, sen yaşlandığında ben de seni buraya mı getireceğim?diye sorunca dunyası başına yıkıldı O sorunun yoneltilmesiyle birlikte deliler gibi geri cevirdi arabayı
Barakaya ulaştığında Beni affet babadiyerek babasının boynuna sarıldı Baba oğul sıkı sıkı sarılmış cocuklar gibi hıckıra hıckıra ağlıyorlardı
Oğlu: Baba beni affet! Sana bu muameleyi yaptığım icin beni affet!diye hatasını belli ediyordu
Babası oğlunun bu sozlerine en anlamlı cevabı veriyordu
Geri geleceğini biliyordum yavrum Ben babamı dağ başına atmadım ki, sen beni atasın Beni bu dağda bırakamayacağını biliyordum
duygusal hikayeler dostluğun oykusu
Ahmet ve Nihat adında iki arkadaş varmış Aynı okulda okuyorlarmış
Ahmet istanbulda yaşayan, evi, arabası yeterince parası olan biriymiş Nihat memleketten İstanbul'a gelmiş zor şartlar altında yaşayarak okuyormuş Bunlar zamanla daha da iyi arkadaş olmuşlar Ahmet Nihat'ın durumuna uzuluyor yardım yolları arıyormuş Nihat'ı evine almış Yedirmiş icirmiş Cebine para koymuş Ustunu giydirmiş Kendine aldığı yeni kıyafetlerini bile ona vermiş
Artık beraber gul gibi yaşayıp gidiyorlarmış Bir gun Ahmet camdan dışarı bakıyormuş Karşıdan gelen uzun suredir hayran olduğu ve yakında acılmak istediği kızı gormuş Ve sonra arkadan Nihat'ın onu takip ettiğini Nihat eve gelmiş ve Ahmet'e o kızdan cok hoşlandığını aralarını yapıp yapamayacağını sormuş Ahmet kendisinin de ondan hoşlandığını soyleyememiş
Arkadaşınin uzulmesini istememiş cunku Aralarını yapmış
Derken zamanla okul bitmiş Nihat bir sure sonra Kayseri'ye vali olmuş Evi arabası, yatı, katı, bir suru parası olmuş O kızla da evlenmiş Ama Ahmet tam tersi Evini arabasını kaybetmiş Butun parası bitmiş Yatmaya yeri yemeye yemeği kalmamış Ac sefil gezerken komşuları,
Senin bir arkadaşın vardi Nihat diye O Kayseri'ye vali olmuş, neden ondan yardım istemiyorsun, belki sana bir iş verir demişler Ahmet reddetmiş hemen Bunu kabullenemem demiş Komşular ne kadar ısrar ettiyse de bir turlu kabul ettirememişler
Ahmet icin daha zor gunler başlamış Bakmış olacak gibi değil komşularını dinleyip tutmuş Kayseri nin yolunu Valiliğe gelmiş Ordaki odacolardan birine Nihat Beyi gormek istiyorum demiş Odaco Nihat Beyin yanına girmiş cıkmış ve
Sizi gormek istemiyor demiş Nasıl olur demiş Ahmet Ona İstanbul'dan cok yakın arkadaşın Ahmet geldi deyin Odacı tekrar gitmiş ve,
Nihat bey sizi tanımadığını eğer daha fazla ısrar ederseniz kovduracağını soyledi demiş
Ahmet duyduklarına inanamamış Nasıl olur da, yemeyip yedirdiği, giymeyip giydirdiği, sevdiği kızı bile verdiği can ciğer arkadaşı Nihat onu tanımaz Yıkılmış bir şekilde valilikten cıkıp doğru Nihat'ın evine eskiden hoşlandığı kızın yanına gitmiş Belki yardım eder diye Kapıyı calmış Birinin gelip durbunden kendine baktığını hissetmiş Ama kapıyı acmamış kadın
Bir kez daha yıkılmış Dışarı cıkıp kendini toplamaya calışırken yanına yaşlı bir amca yaklaşmış Ahmet'in durumundan cok etkinlenmiş adam Olayı anlatmasını istemiş Ahmet'te olduğu gibi anlatmış Adam cok uzulmuş
Demiş ki Bak evladım Seni cok sevdim Durust bir insana benziyorsun Bak benim şurada bir sarraf dukkanım var Gel istersen benimle calış Hem para kazanırsın hem de yatmaya yerin olur Ahmet hemen kabul etmiş ve calışmaya başlamış
Gel zaman git zaman dukkana başka bir yaşlı amca gelip gitmeye başlamış
Cok iyi arkadaş olmuş Ahmet'le Bir gun bu yaşlı amca elinde bir kutuyla gelmiş dukkana Bak ben bir yere gidiyorum Eğer 3 ay icerisinde donmezsem bu kutu senindir, istediğin gibi kullan, demiş Ahmet kutuyu almış, odasında bir yere koymuş 3 ay gecmiş, 4 ay gecmiş, 6 ay gecmiş amca hala gelmemiş
Sonunda Ahmet kutuyu acmaya karar vermiş Bakmış icinde, elmaslar, mucevherler, altınlar, bir suru de para varmış Ne yapacağını şaşırmış Hemen patronuna gidip durumu anlatmış Patronu da artık o kutunun kendisinin olduğunu istediği gibi kullanabileceğini soylemiş Bir de oneride bulunmuş
Bak sen bu işi iyice oğrendin Gel sana bir kuyumcu dukkanı acalım Gul gibi gecinip gidersin Hemen dukkanı acmışlar Ahmet almış başını yurumuş Ev,araba, yat, kat Zengin olmuş kısacası Bir gun dukkana bir annekız gelmiş Kızdan hoşlanmış Ahmet Zamanla goruşmeye başlamışlar, derken nişanlanmışlar Duğun vakti gelmiş Davetiyeler hazırlanırken kız valiyi de cağıralım demiş Ahmet kabul etmemiş Nasıl olur demiş kız Biz bu şehrin ileri gelenlerindeniz, valiyi cağırmasak olur mu? Ahmet yine kabul etmemiş
Kız ısrarla neden boyle davrandığını sorduğunda anlatmış Ahmet Sorunun bu şekilde cozulmeyeceğini soylemiş kız Biz cağıralım, o yaptığından utansın demiş Ve ona da bir davetiye yazmışlar Duğun gunu gelmiş catmış Davetliler tek tek gelirken heyecan icindeymiş Ahmet
Nihat'ın gelip elmeyeceğini duşunuyormuş Derken eşiyle kapıda gorunmuş Nihat
Ahmet, ilk başlarda gozgoze gelmemeye calışmış Nihat ne yana gitse obur tarafa kacıyormuş Ahmet Hic gozgoze gelmemeye calışıyormuş Dayanamamış birden Piste cıkmış, almış mikrofonu eline
Başlamış anlatmaya Zamanında ben durumum iyiyken sevgili valimiz Nihat beyle aynı okulda okuyorduk O zamanlar Nihat beyin durumu bu kadar iyi değildi Nihat'ı evime aldım Yemedim yedirdim, giymedim giydirdim Sevdiğim kızı bile ona verdim Bir gun benim durumum kotuleşti Elimde avucumda ne varsa kaybettim O kadar zor durumdaydım ki Nihat'a yardım istemeye gittim Ama o beni tanımadığını soyledi, kovdurdu Ordan cıkıp eşinin yanına gittim Ama o kapıda benim olduğumu bildiği halde kapıyı acmadı
Şok olmuştum Dışarıya cıkıp kendime gelmeye calıştığım anda bir amcayla karşılaştım Sağolsun bana bir iş, yatacak bir yer verdi Orada calışırken cevrem genişledi Başka bir amcayla tanıştım Gel zaman git zaman o amca elinde bir kutuyla geldi yanıma Bir yere gideceğini 3 ay icerisinde donmezse kutunun benim olacağını soyledi Gelmedi Kutuyu actım İcinde beni bugunlere getiren yuklu eşyalarla ve paralarla karşılaştım Sonra kendime bir kuyumcu dukkanı actım Orada sevgili nişanlımla tanıştım Ve evleniyorum
Anlattıklarım yalansa yalan desin Nihat Bey, demis ve bırakmış mikrofonu Herkes şaşkınlık icinde Nihat Beye donmuş
Acıyarak bakmışlar bir Ahmet'e, bir Nihat'a Nihat bir cevap vermek zorunda kalmış Almış mikrofonu Başlamış anlatmaya Evet Ahmet'in soylediklerinin hepsi doğrudur Yalan diyemem Zamanında bana cok yardım etti, hakkını odeyemem Sağolsun benim mutlu bir evlilik yapmama onculuk etti Ama eşimi zamanında sevdiğini bilmiyordum Durumunun kotuye gittiğini, bir gun bana geleceğini biliyordum Hep o gunu bekledim Ve sonunda geldi
Onu kapıdan kovdurdum doğrudur Ama niye kovdurdum Eğer ben o zaman ona yardım etseydim gururuna yediremeyecekti Belki de bir sure sonra intihar edecekti Iyi bir arkadaşımı kaybetmek istemem
Burdan cıktıktan sonra direk eşime gideceğini biliyordum Hemen eşime telefon actım Ona Ahmet'in geleceğini, kapıyı acmamasını soyledim Acmadı Derken bizim evin karşısında bir sarraf dukkanı işleten arkadaşım var Ona hemen telefon actım Bizim evden cıkan bir adam gorurse onu işe almasını yardımcı olmasını istedim İşe aldı, yatacak yer verdi Bir gun babamı gonderdim ona Can yoldaşlığı etsin diyeİyi arkadaş oldular
Sonra babama bir kutu verdim Ahmet'e versin diye O kutu babamın değildi Benim de değildi O zaten Ahmet'indi Ona borcumu hicbir zaman odeyemem Ahmet kutuyu aldı İyi kullandı ve bugunlere geldi Bir gun annemle kızkardeşimi gonderdim Durumu nedir bir kontrol edin diye Orada birbirlerini gorup aşık olmuşlar, evleniyorlar
Bırakmış mikrofonu Ahmet'le beraber herkes şaşkınlık icinde kalmış Bir an gozgoze gelmişler Derken birbirlerine sarılıp ozur dilemişler Guzel bir duğun olmuş, beraberce mutlu yaşamışlar
KiMiN NEREDE VE NE SEKiLDE KARSILASACAGI BiLiNMEZOYLE DEGiL Mi?