bilgiliadam
Yeni Üye
EbU Saidi FarUki Hayatı
EbU Saidi FarUki hakkında bilgi
EbU Saidi FarUki, 1782 (H1196) senesinde RampUr'da doğdu Hindistan'da yetişen meşhUr velilerdendir Babasının ismi Safi'dir EbU Saidi FarUki İmamı Rabbani hazretlerinin torunlarındandır EbU Said FarUki, daha cocuk iken, salih ve kıymetli bir zat olacağının alametleri yuzunden okunuyordu Cocukluğunda, cocukların duşkun oldukları oyun ve eğlenceler ile hic meşgUl olmadı On yaşında Kur'anı kerimi ezberledi Kur'anı kerimi tertil uzere o kadar guzel okurdu ki, dinleyenler kendilerinden gecerdi Tecvid ilmini, kıraat alimlerinden olan Kari Nesin'den oğrendi Kur'anı kerimi ezberledikten sonra, akli ve nakli ilimleri oğrenmeye başladı Onemli ders kitaplarını Mufti Şerefuddin'den okudu Şah Veliyyullah Dehlevi'nin oğlu Mevlana Refiuddin'den hadis ilminde ders aldı Kadı Beydavi Tefsiri'ni, Sahihi Muslim şerhini de ondan okudu Sahihi Buhari'yi ise yine Mevlana Refiuddin'den, hocası Abdullahı Dehlevi hazretlerinden ve kendi dayısı Sirac Ahmed'den okuyup rivayet ve nakletme icazeti aldı
EbU Said FarUki hazretleri, akli ve nakli ilimleri oğrendikten sonra, tasavvuf ilmini oğrenip bu yolda yetişti Tasavvufta, once babasından feyz aldı Babası onu tasavvufda bir muddet yetiştirdikten sonra; Ey oğlum! Senin himmet kuşun cok yukseklere ucmaktadırdedi Bundan sonra Kadiri yolunun o zamanki meşhUr şeyhi Şah Dergahi'nin hizmetine gidip, on iki sene, derslerine ve sohbetlerine devam etti Nefsini ve kalbini ıslah icin cok gayret gostererek nefsin isteklerini yapmayıp, nefsin istemediklerini yaptı Dunyadan yuz cevirdi Cok oruc tuttu Yetişmek icin ne lazımsa yaptı Nihayet hocası Şah Dergahi ona Kadiri yolundan icazet ve hilafet verdi
EbU Said FarUki, bundan sonraki halini şoyle anlatmıştır: İmamı Rabbani hazretlerinin MektUbat'ını okurken anladım ki, tasavvufta bu derecelere ulaşmama rağmen, henuz kemalatı nisbeti Ahmedi'ye kavuşamamışım Bu sebeple Dehli'ye gidip oradan, Paniput şehrinde bulunan Senaullahı Paniputi'ye bir mektup gonderip, bu nisbete kavuşma arzumu bildirdim Buna cevaben gonderdiği mektupta, Şah Gulam Ali'nin yani Abdullahı Dehlevi hazretlerinin sohbetine gitmemi yazmıştı
1810 (H1225) senesinde Muharrem ayının yedinci gunu Abdullahı Dehlevi hazretlerinin sohbetine kavuştu Fevkalade izzet ve ikram gordu Abdullahı Dehlevi hazretleri, ondan talebe yetiştirmesini isteyince; Efendim ben buraya istifade etmek icin geldimcevabını verdi Bunun uzerine daha ziyade iltifat ve teveccuhe kavuşup, Abdullahı Dehlevi'nin meşhUr talebelerinden oldu Birkac ay sohbetlerinde bulunduktan sonra, Muceddidiyye, Ceştiyye, Kadiriyye yollarından icazet verip mezun eyledi Talebelerinin coğunu ona havale etti Mevlana Halidi Bağdadi ve Seyyid İsmail Medeni gibi alim zatlar, ondan istifade ettiler Hocası Abdullahı Dehlevi hazretleri talebelerine hitaben; Talebenin iradesi (kendi arzu ve isteği), EbU Said'in iradesi gibi olmalı Zira hocalığı bırakıp talebeliği tercih ettibuyurdu
EbU Saidi FarUki hazretleri, tam on beş sene Abdullahı Dehlevi hazretlerinin sohbetine devam etti Onun vefatından sonra, yerine gecerek talebe yetiştirmeye başladı Hak aşıklarının, susamışların kalblerini Allahu tealanın marifeti ile doldurdu Butun ecdadı gibi İslam dinini yaymağa calıştı Bazı talebelerinin ricası uzerine yazdığı, HidayetutTalibin kitabı Farisi olup, pek kıymetlidir EbU Saidi FarUki hazretleri, daha once yaşamış insanların din ve dunya seadetleri icin her şeylerini feda etmiş olan buyuklerin yaşayış ve ahlakı ile ahlaklanmıştı
EbU Said FarUki hazretlerinin talebelerinden birinin karşısına bir gun bir arslan cıktı, hemen hocasını hatırlayıp imdadına yetişmesini istedi EbU Said FarUki hazretleri birdenbire gozukup elinde tuttuğu bir sopa ile arslana vurup oradan uzaklaştırdı
Nevvab Ahmed Yar Han'ın hanımının hic cocuğu olmazdı Cocuğu olması icin EbU Said FarUki hazretlerinden dua istedi Duası bereketiyle bircok cocuğu oldu
EbU Said FarUki hazretleri, bir kimseye evinin yanacağını işaret etmişti Gercekten evi yandı
EbU Said FarUki hazretleri bir defasında RampUr'dan Sunbul'e gidiyordu Yolu gece vakti sahile ulaştı Karşıya gecmek icin gemi kalmamıştı Kendisini oraya kadar bir arabacı goturmuştu Kiraladığı arabanın sahibi gayri muslim idi Sahile gelip durduklarında arabacıya; Arabayı suya sur!buyurdu O da heybeti karşısında korkup arabayı suya surdu EbU Said FarUki hazretlerinin kerametiyle araba suya batmadı Normal bir yolda gibi surup karşıya gectiler Gayri muslim arabacı onun bu kerameti karşısında hayret edip, musluman oldu
Meyan Ahmed Asgar anlatır: Bazan uyuyup kalır, teheccud namazı kılamazdım Bu halimi EbU Said FarUki hazretlerine arz ettim Buyurdu ki: Bizim hizmetciye soyleyin, teheccud zamanında bize hatırlatsın, sizi kaldıralım Bu kadarı bize, diğeri size aid olsunBundan sonra teheccud saati gelince, sanki birisi gelip beni kaldırırdı Boylece bir daha teheccud namazımı kacırmadım
1833 (H 1249) senesinde hacca gitti Oğlu Şah Ahmed Said'i kendi yerine bıraktı Her uğradığı şehir halkı, gelişini şeref, nimet ve bereket bilip, huzur ve sohbetine koştu Ramazanı şerifte Bander Munebbi'de idiler Burada teravih namazında bir hatim okudu Şevval'in başında gemiye binip Zilhicce'nin başında Cidde'ye ulaştılar Mevlana Muhammed Can (raleyh) o zaman sanki Harem'in en buyuk alimi idi Karşılamaya geldi Zilhicce'nin ikisi veya ucunde Mekke'ye gitti
Haremeyn halkı, kadıları, muftileri, umera ve uleması ile birlikte son derece tazim ve hurmetle huzUruna geldiler Şeyh Abdullah Sirac, Şafii muftisi Şeyh Omer, Mufti Seyyid Abdullah Mirgani Hanefi, amcası Şeyh Yasin Hanefi, Şeyh Muhammed Abid Sindi ve diğer meşhUr zatlar onunla goruşmeye geldiler
Haremeyni şerifeyni ziyaretten sonra, vatanına donmek uzere yola cıktı Yolda hastalığı gitgide şiddetlendi Ramazanı şerifin ilk gunu oruc tutup, zarar vermezse hepsini tutarım buyurdu Ramazanın yirmi ikisinde Tunk beldesine geldi Nevvab Veziruddevle cok hurmet ve ikram gosterdi Bayram gunu sekarat ve olum hali goruldu Oğle namazından sonra, hafızın Yasini şerif okumasını emretti Uc defa dinledi Sonra Yeterbuyurdu Az kaldı dedi ve; Bugun Nevvab eve gelmesin Umeranın gelmesinden zulmet hasıl oluyorbuyurdu 1834 (H1250) senesinde elli uc yaşında iken Ramazan bayramı gunu oğle ile ikindi arası vefat eyledi Gunlerden Cumartesi idi Nevvab ve şehir halkı gelip toplandılar
Mevlevi Habibullah Sahib ve kafilede olan diğerleri gasl işi ile meşgUl oldular Şehrin kadısı Mevlevi Halilurrahman imam oldu Cenaze namazını kıldırdı Cenazesini Dehli'ye naklettiler Hocası Abdullahı Dehlevi hazretlerinin batı tarafına defnedildi
Vefatında, Mate kutbulvera'(İnsanların kutbu, Allahu tealanın emri ile vefat etti) manasında bir cumle, ebced hesabına gore vefat tarihi olarak duşuruldu
EbU Said hazretlerinin uc oğlu vardı Birincisi Ahmed Said'dir İkincisi Abdulgani Muceddidi, ucuncusu de Abdulmugni'dir
Şah EbU Said FarUki hazretleri buyurdu ki: Allahu tealanın sonsuz ihsanı, kullarından birine eriştiği zaman, o kulunu kendi dostlarından birinin hizmetine ulaştırır O da nefsinin isteklerine uymamağı ve ona ağır gelen şeyleri yapmayı, yani İslamiyete uymağı emir buyurur Boylece onun batınını yani kalbini ve nefsini temizler Bu zamanda talebenin hizmetleri kusurlu ve dağınık olduğu icin, bu yolun buyukleri once talebeye zikretmeyi, yani Allahu tealayı kalbi ile anmayı emrederler Amel ve ibadetlerde ve her işte orta yolda olmayı emredip nice kırk gunluk cilelere bedel olan teveccuhlerini daima talebeleri uzerinde bulundururlar Talebelerine, Ehli sunnet itikadına gore inanmayı, sunneti seniyyeye uymayı, butun bid'atlerden sakınmayı emrederler Mumkun oldukca azimetle amel edip ruhsatlara kapılmamalarını tenbih ederler
AĞIR HASTAYIM
Abdullahı Dehlevi hazretleri vefatı hastalığında, Luknov'da bulunan EbU Said Muceddidi'yi Dehli'ye cağırmak icin birkac mektup yazdı Maksatları onu kendi makam ve yerlerine oturtmak idi Bu mektuplardan biri şoyledir:
Sahibzade, nesebi ve hasebi yuksek, Şah EbU Said Sahib hazretleri: Allahu teala size selamet versin Esselamu aleykum ve rahmetullah! Bugunlerde kaşıntım, zaifliğim ve nefes darlığım arttı Oturmak ve kalkmak cok gucleşti Ayrıca bel ağrıları da bunlara eklendi Namazları ayakta kılamıyorum Şu anda ağır hastayım Oturmaya bile takatim yoktur Sizin gelmeniz cok uygun olur Mevlevi Beşaretullah Sahib, evindekiler hasta olduğu icin, evine gitti Gelip gelmeyeceği belli olmaz Bundan once, yine sizi buraya cağıran birkac mektup yazıp gondermiştim Buraya gelmeyi duşunmediğinize hayret ettim Fakirin gorunuşe gore duzelmesi, sıhhat bulması imkansız gibidir Cok yazık ki, siz bu kadar gecikebiliyorsunuz
Mısra':
Bu işte guzeller naza cekerler
Goruyorum ki, bu yuksek hanedanın makamına oturmak bizden sonra size verildi Onceki hastalığım esnasında sizin, bizim makamımızda oturduğunuzu ve kayyumluğun size verildiğini gordum Bu garib teveccuhlere kabiliyetli sizden başka biri yoktur Bu mektubumu alır almaz bu tarafa hareket ediniz ve olgun oğlumuz Ahmed Said'i, orada kendi yerinize bırakınız
EbU Said FarUki hazretleri, hocasının bu emri uzerine kendi yerine oğlu Ahmed Said FarUki'yi bırakıp Delhi'ye gitti Hocası Abdullahı Dehlevi'nin vefatından sonra yerine gecip irşad, insanlara hak ve hakikatları bildirme makamına oturdu Dokuz yıl kadar taliblerin irşad ve hidayeti ile meşgUl oldu Guzel yollarının icabı olan acıları, şiddetleri, yoksulluk ve darlıkları hep cekti
1) Tam İlmihal Seadeti Ebediyye (49 baskı), s1072
2) Makamatı Mazhariyye; s167
3) Makamatı Ahyar; s64
4) HadikatulEvliya; s134
5) Rehber Ansiklopedisi; c4, s314
6) İslam AlimleriAnsiklopedisi; c18, s8
EbU Saidi FarUki hakkında bilgi
EbU Saidi FarUki, 1782 (H1196) senesinde RampUr'da doğdu Hindistan'da yetişen meşhUr velilerdendir Babasının ismi Safi'dir EbU Saidi FarUki İmamı Rabbani hazretlerinin torunlarındandır EbU Said FarUki, daha cocuk iken, salih ve kıymetli bir zat olacağının alametleri yuzunden okunuyordu Cocukluğunda, cocukların duşkun oldukları oyun ve eğlenceler ile hic meşgUl olmadı On yaşında Kur'anı kerimi ezberledi Kur'anı kerimi tertil uzere o kadar guzel okurdu ki, dinleyenler kendilerinden gecerdi Tecvid ilmini, kıraat alimlerinden olan Kari Nesin'den oğrendi Kur'anı kerimi ezberledikten sonra, akli ve nakli ilimleri oğrenmeye başladı Onemli ders kitaplarını Mufti Şerefuddin'den okudu Şah Veliyyullah Dehlevi'nin oğlu Mevlana Refiuddin'den hadis ilminde ders aldı Kadı Beydavi Tefsiri'ni, Sahihi Muslim şerhini de ondan okudu Sahihi Buhari'yi ise yine Mevlana Refiuddin'den, hocası Abdullahı Dehlevi hazretlerinden ve kendi dayısı Sirac Ahmed'den okuyup rivayet ve nakletme icazeti aldı
EbU Said FarUki hazretleri, akli ve nakli ilimleri oğrendikten sonra, tasavvuf ilmini oğrenip bu yolda yetişti Tasavvufta, once babasından feyz aldı Babası onu tasavvufda bir muddet yetiştirdikten sonra; Ey oğlum! Senin himmet kuşun cok yukseklere ucmaktadırdedi Bundan sonra Kadiri yolunun o zamanki meşhUr şeyhi Şah Dergahi'nin hizmetine gidip, on iki sene, derslerine ve sohbetlerine devam etti Nefsini ve kalbini ıslah icin cok gayret gostererek nefsin isteklerini yapmayıp, nefsin istemediklerini yaptı Dunyadan yuz cevirdi Cok oruc tuttu Yetişmek icin ne lazımsa yaptı Nihayet hocası Şah Dergahi ona Kadiri yolundan icazet ve hilafet verdi
EbU Said FarUki, bundan sonraki halini şoyle anlatmıştır: İmamı Rabbani hazretlerinin MektUbat'ını okurken anladım ki, tasavvufta bu derecelere ulaşmama rağmen, henuz kemalatı nisbeti Ahmedi'ye kavuşamamışım Bu sebeple Dehli'ye gidip oradan, Paniput şehrinde bulunan Senaullahı Paniputi'ye bir mektup gonderip, bu nisbete kavuşma arzumu bildirdim Buna cevaben gonderdiği mektupta, Şah Gulam Ali'nin yani Abdullahı Dehlevi hazretlerinin sohbetine gitmemi yazmıştı
1810 (H1225) senesinde Muharrem ayının yedinci gunu Abdullahı Dehlevi hazretlerinin sohbetine kavuştu Fevkalade izzet ve ikram gordu Abdullahı Dehlevi hazretleri, ondan talebe yetiştirmesini isteyince; Efendim ben buraya istifade etmek icin geldimcevabını verdi Bunun uzerine daha ziyade iltifat ve teveccuhe kavuşup, Abdullahı Dehlevi'nin meşhUr talebelerinden oldu Birkac ay sohbetlerinde bulunduktan sonra, Muceddidiyye, Ceştiyye, Kadiriyye yollarından icazet verip mezun eyledi Talebelerinin coğunu ona havale etti Mevlana Halidi Bağdadi ve Seyyid İsmail Medeni gibi alim zatlar, ondan istifade ettiler Hocası Abdullahı Dehlevi hazretleri talebelerine hitaben; Talebenin iradesi (kendi arzu ve isteği), EbU Said'in iradesi gibi olmalı Zira hocalığı bırakıp talebeliği tercih ettibuyurdu
EbU Saidi FarUki hazretleri, tam on beş sene Abdullahı Dehlevi hazretlerinin sohbetine devam etti Onun vefatından sonra, yerine gecerek talebe yetiştirmeye başladı Hak aşıklarının, susamışların kalblerini Allahu tealanın marifeti ile doldurdu Butun ecdadı gibi İslam dinini yaymağa calıştı Bazı talebelerinin ricası uzerine yazdığı, HidayetutTalibin kitabı Farisi olup, pek kıymetlidir EbU Saidi FarUki hazretleri, daha once yaşamış insanların din ve dunya seadetleri icin her şeylerini feda etmiş olan buyuklerin yaşayış ve ahlakı ile ahlaklanmıştı
EbU Said FarUki hazretlerinin talebelerinden birinin karşısına bir gun bir arslan cıktı, hemen hocasını hatırlayıp imdadına yetişmesini istedi EbU Said FarUki hazretleri birdenbire gozukup elinde tuttuğu bir sopa ile arslana vurup oradan uzaklaştırdı
Nevvab Ahmed Yar Han'ın hanımının hic cocuğu olmazdı Cocuğu olması icin EbU Said FarUki hazretlerinden dua istedi Duası bereketiyle bircok cocuğu oldu
EbU Said FarUki hazretleri, bir kimseye evinin yanacağını işaret etmişti Gercekten evi yandı
EbU Said FarUki hazretleri bir defasında RampUr'dan Sunbul'e gidiyordu Yolu gece vakti sahile ulaştı Karşıya gecmek icin gemi kalmamıştı Kendisini oraya kadar bir arabacı goturmuştu Kiraladığı arabanın sahibi gayri muslim idi Sahile gelip durduklarında arabacıya; Arabayı suya sur!buyurdu O da heybeti karşısında korkup arabayı suya surdu EbU Said FarUki hazretlerinin kerametiyle araba suya batmadı Normal bir yolda gibi surup karşıya gectiler Gayri muslim arabacı onun bu kerameti karşısında hayret edip, musluman oldu
Meyan Ahmed Asgar anlatır: Bazan uyuyup kalır, teheccud namazı kılamazdım Bu halimi EbU Said FarUki hazretlerine arz ettim Buyurdu ki: Bizim hizmetciye soyleyin, teheccud zamanında bize hatırlatsın, sizi kaldıralım Bu kadarı bize, diğeri size aid olsunBundan sonra teheccud saati gelince, sanki birisi gelip beni kaldırırdı Boylece bir daha teheccud namazımı kacırmadım
1833 (H 1249) senesinde hacca gitti Oğlu Şah Ahmed Said'i kendi yerine bıraktı Her uğradığı şehir halkı, gelişini şeref, nimet ve bereket bilip, huzur ve sohbetine koştu Ramazanı şerifte Bander Munebbi'de idiler Burada teravih namazında bir hatim okudu Şevval'in başında gemiye binip Zilhicce'nin başında Cidde'ye ulaştılar Mevlana Muhammed Can (raleyh) o zaman sanki Harem'in en buyuk alimi idi Karşılamaya geldi Zilhicce'nin ikisi veya ucunde Mekke'ye gitti
Haremeyn halkı, kadıları, muftileri, umera ve uleması ile birlikte son derece tazim ve hurmetle huzUruna geldiler Şeyh Abdullah Sirac, Şafii muftisi Şeyh Omer, Mufti Seyyid Abdullah Mirgani Hanefi, amcası Şeyh Yasin Hanefi, Şeyh Muhammed Abid Sindi ve diğer meşhUr zatlar onunla goruşmeye geldiler
Haremeyni şerifeyni ziyaretten sonra, vatanına donmek uzere yola cıktı Yolda hastalığı gitgide şiddetlendi Ramazanı şerifin ilk gunu oruc tutup, zarar vermezse hepsini tutarım buyurdu Ramazanın yirmi ikisinde Tunk beldesine geldi Nevvab Veziruddevle cok hurmet ve ikram gosterdi Bayram gunu sekarat ve olum hali goruldu Oğle namazından sonra, hafızın Yasini şerif okumasını emretti Uc defa dinledi Sonra Yeterbuyurdu Az kaldı dedi ve; Bugun Nevvab eve gelmesin Umeranın gelmesinden zulmet hasıl oluyorbuyurdu 1834 (H1250) senesinde elli uc yaşında iken Ramazan bayramı gunu oğle ile ikindi arası vefat eyledi Gunlerden Cumartesi idi Nevvab ve şehir halkı gelip toplandılar
Mevlevi Habibullah Sahib ve kafilede olan diğerleri gasl işi ile meşgUl oldular Şehrin kadısı Mevlevi Halilurrahman imam oldu Cenaze namazını kıldırdı Cenazesini Dehli'ye naklettiler Hocası Abdullahı Dehlevi hazretlerinin batı tarafına defnedildi
Vefatında, Mate kutbulvera'(İnsanların kutbu, Allahu tealanın emri ile vefat etti) manasında bir cumle, ebced hesabına gore vefat tarihi olarak duşuruldu
EbU Said hazretlerinin uc oğlu vardı Birincisi Ahmed Said'dir İkincisi Abdulgani Muceddidi, ucuncusu de Abdulmugni'dir
Şah EbU Said FarUki hazretleri buyurdu ki: Allahu tealanın sonsuz ihsanı, kullarından birine eriştiği zaman, o kulunu kendi dostlarından birinin hizmetine ulaştırır O da nefsinin isteklerine uymamağı ve ona ağır gelen şeyleri yapmayı, yani İslamiyete uymağı emir buyurur Boylece onun batınını yani kalbini ve nefsini temizler Bu zamanda talebenin hizmetleri kusurlu ve dağınık olduğu icin, bu yolun buyukleri once talebeye zikretmeyi, yani Allahu tealayı kalbi ile anmayı emrederler Amel ve ibadetlerde ve her işte orta yolda olmayı emredip nice kırk gunluk cilelere bedel olan teveccuhlerini daima talebeleri uzerinde bulundururlar Talebelerine, Ehli sunnet itikadına gore inanmayı, sunneti seniyyeye uymayı, butun bid'atlerden sakınmayı emrederler Mumkun oldukca azimetle amel edip ruhsatlara kapılmamalarını tenbih ederler
AĞIR HASTAYIM
Abdullahı Dehlevi hazretleri vefatı hastalığında, Luknov'da bulunan EbU Said Muceddidi'yi Dehli'ye cağırmak icin birkac mektup yazdı Maksatları onu kendi makam ve yerlerine oturtmak idi Bu mektuplardan biri şoyledir:
Sahibzade, nesebi ve hasebi yuksek, Şah EbU Said Sahib hazretleri: Allahu teala size selamet versin Esselamu aleykum ve rahmetullah! Bugunlerde kaşıntım, zaifliğim ve nefes darlığım arttı Oturmak ve kalkmak cok gucleşti Ayrıca bel ağrıları da bunlara eklendi Namazları ayakta kılamıyorum Şu anda ağır hastayım Oturmaya bile takatim yoktur Sizin gelmeniz cok uygun olur Mevlevi Beşaretullah Sahib, evindekiler hasta olduğu icin, evine gitti Gelip gelmeyeceği belli olmaz Bundan once, yine sizi buraya cağıran birkac mektup yazıp gondermiştim Buraya gelmeyi duşunmediğinize hayret ettim Fakirin gorunuşe gore duzelmesi, sıhhat bulması imkansız gibidir Cok yazık ki, siz bu kadar gecikebiliyorsunuz
Mısra':
Bu işte guzeller naza cekerler
Goruyorum ki, bu yuksek hanedanın makamına oturmak bizden sonra size verildi Onceki hastalığım esnasında sizin, bizim makamımızda oturduğunuzu ve kayyumluğun size verildiğini gordum Bu garib teveccuhlere kabiliyetli sizden başka biri yoktur Bu mektubumu alır almaz bu tarafa hareket ediniz ve olgun oğlumuz Ahmed Said'i, orada kendi yerinize bırakınız
EbU Said FarUki hazretleri, hocasının bu emri uzerine kendi yerine oğlu Ahmed Said FarUki'yi bırakıp Delhi'ye gitti Hocası Abdullahı Dehlevi'nin vefatından sonra yerine gecip irşad, insanlara hak ve hakikatları bildirme makamına oturdu Dokuz yıl kadar taliblerin irşad ve hidayeti ile meşgUl oldu Guzel yollarının icabı olan acıları, şiddetleri, yoksulluk ve darlıkları hep cekti
1) Tam İlmihal Seadeti Ebediyye (49 baskı), s1072
2) Makamatı Mazhariyye; s167
3) Makamatı Ahyar; s64
4) HadikatulEvliya; s134
5) Rehber Ansiklopedisi; c4, s314
6) İslam AlimleriAnsiklopedisi; c18, s8