Son Konu

Ece Ayhan kimdir biyografisi kısaca hayatı

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Ece Ayhan kimdir biyografisi özet olarak hayatı Sizler için daha önceden :wwwbilgilihocamcomguzelsozlerandmesajlar200039eceayhansozlerihtml#post736830 konusunu açmıştık İstedik ancak Ece Ayhan hakkında bilgi edinin meleklerim Bakalım kimmiş Ece Ayhan İşte hayatı hakkında bilgileri sizlerle paylaşıyoruz Ece Ayhan kimdir Tam adı Ece Ayhan Çağlar olan şair, 1931 yılında Muğla’nın Datça ilçesinde doğdu Ailesinin başlıca memleketi ise Çanakkale’nin Eceabat ilçesine bağlı Yalova Köyü’dür 1940 yılında Çanakkale’den ailesiyle beraber İstanbul’a göç eden Ayhan, birincil (Hırkaişerif İlkokulu), orta (Zeyrek Ortaokulu) ve lise (Atatürk Erkek Lisesi) öğrenimini İstanbul’da tamamladı 1959 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olduktan daha sonra, benzer sene İstanbul maliyet memurluğunda stajını tamamladı ve kaymakamlık kursunu bitirdi 1962'de Sivas’ın Gürün ilçesinde, 1963'te Çorum’un Alaca ilçesinde kaymakamlık ve belediye başkanlığı yaptı 196365 yılları aralarında askerliğini protez subay olarak yaptıktan sonra, Denizli’nin Çardak ilçesi kaymakamlığına atandı 1966’da memurluktan ayrılması üstüne İstanbul’a geldi ve değişik yayınevlerinde redaktörlük ve editörlükle uğraştı Meydan Larousse Ansiklopedisi'nde tercüman olarak çalışan Ayhan, bir zaman de Türk Sinematek Derneği’nde çalıştı 1974’te hastalandıktan sonra hastalığının tedavisi için İsviçre’ye dışarı giden şair, burada beyin ameliyatı geçirdi ve üç yıl tedavi fark etti Arkasından da 1977 yılında, Türkiye’ye döndü ve Çanakkale’ye yerleşti 1548241070 1548241070 eceayhankimdirbiyografisikisacahayati5c5a68f9c14ceeceayhankimdirbiyografisikisacahayati5c5a68f9c14ceeceayhankimdirbiyografisikisacahayati5c5a68f9c14ce Şairin ilk şiiri 1954 yılında “Türk Dilinde yayımlandı 195455 yılları aralarında Türk Dili, Varlık ve Yenilik dergilerinde meydana çıkan şiirlerinden sonradan, Pazar Postası, Seçilmiş Hikâyeler ve Yeditepe Dergileri’nde yazdı İkinci Yeni şiirinin en manâlı temsilcisi olarak gösterildiyse de, kendisi İkinci Yenitanımı yerine Sivil Şiiri önerdi ve kullandı Günümüz Türk şiirinin modern ustalarından biriolarak adlandırılan şair, ilk şiirlerinden itibaren oluşturduğu kendine özgü dille dikkati çekti (hakkında E Erenel Ece Ayhan Sözlüğünü, K YalgınO Alkaya ise Fazla Eski Adıyladır Sözlüğünü hazırladı) Ilk şiir kitabı olan “Kınar Hanım Denizlerinde 195558 yıllarında yazılı şiirleri yer alır Kendine özgü tonu bu yapıtta daha belirgindir Bu tonun öğeleri, dünyaya karanlık bir bakış açısı; aklın sınırlarını zorlayan ve sürrealizmi çağrıştıran bir kurgu; tarihe, coğrafyaya, cadde yaşantısına, ekonomiye göndermeler; ölüm ve açlık iç içeliğiyle örülmüş bir lirizmdir Kitabın yayımlandığı yıllar, Türk şiirinin çağdaş şiir açılımlarını özümsediği, üstlendiği, uyarladığı senelerdir Bu yenilenme hareketinde Ece Ayhan'ın, Cemal Süreya, Sezai Karakoç, Turgut Uyar, Edip Cansever, bir önceki kuşaktan İlhan Berk, o dönemler Garip'in gündelik ve ironik anlayışını terk edip sürrealizme ve daha yoğun bir anlayışa yönelen O Rıfat ve Melih Cevdet Anday ile birlikte rolü büyüktür Bu Nedenle İkinci Yeni adını alan akım ortaya çıkmıştır Ece Ayhan'ın birincil yapıtının çağrıştırdığı diğer bir yazar da Sait Faik Abasıyanık'tır Birincil kitaptan altı yıl daha sonra yayımlanan “Bakışsız Bir Kedi Kara, Türk edebiyatında düzyazı şiirinin örneklerinden bir tanesidir Kitabın genelinde görülen nitelik, tümce yapısının ve çoğunlukla Türkçe gramerinin bozulmasıdır Yirmi yedi bölümden oluşan bir düzyazı şiir dizisi olan Ortodoksluklar'da ise tarih göndermesi öne çıkmaktadır Bu gönderme, sonraki yapıtlarda da önemini korumayı sürdürecekmekle birlikte, ikinci yapıttaki yoğunluk ve karanlık burada da egemendir Yapıtın en önemli göndermesi Bizans'tır ve özellikle Bizans'ın başkentidir Kuvvet imgelerinin öne çıktığı bu kitapta, göndermelerin hangi tarihsel anlatılar olduğunu çözmeyi zorlaştıran, az kalsın olanaksızlaştıran bir kurgu göze çarpar Bozulmuş bir gramerin taşıdığı belirsiz göndermeler kimi özel adları ve eylemleri öne çıkarır P Avvakum'un Hayatım (1946) ve M And'ın Bizans Tiyatrosu (1962) adlı yapıtlarının etkileri görülen Ortodoksluklar, modern Türk şiirinin örneklerindendir Şairin bu iki kitabı İngilizceye de çevrilmiştir Dördüncü kitabı “Devlet ve Tabiat veya Orta İkiden Ayrılan Çocuklar İçin Şiirler Ece Ayhan'ın en ünlü kitabıdır En sevilen şiirlerinin birçok bu kitapta yer alır (“Yort Savul, “Bilinmez Öğrenci Anıtı, “Mor Külhani vb) Önceki iki yapıta tarafından daha ‘kavranabilir’, okur kitlesini olabildiğince genişleten bir yapıttır bu Göndermesi açıkça bugünün Türkiye'si ve İstanbul'udur; toplumsal ve politik içerik belirgindir Yapıt, 12 Mart 1971 döneminin toplumsal ve politik çalkantısına eşit düşer Nâzım Hikmet tarzından tamamen ayrılan bir politik şiir anlayışını öne çıkaran bu kavrayış, çağdaş şiirin ve İkinci Yeni'nin söylemsel olanı dışlayarak elde ettiği kazanımları hesaba katar Kitabın üçüncü bölümünde yer alan Dipyazılarıysa hem politik, hem de poetik bir manifesto niteliğindedir Şairin “Zambaklı Padişah adlı eseri daha eksik iddialı bir yapıttır Buradaki kimi şiirler “Kınar Hanımın Denizlerindeki yalınlığı çağrıştırmaktadır Hemencecik arkasında yayımladığı “Çok Eski Adıyladırın alt başlığı, niteliği konusunda bir ipucu verir: “Meclislikler, Minyatürler Sondan başa dizilmiş bu kırk iki düzyazı ‘minyatür’ biçim olarak Ortodoksluklar'ı çağrıştırsa da, karanlık atmosfer ve dilbilgisi sapmaları görülmez Göndermeler çoğunlukla Osmanlı döneminedir; bir değişiklik politik kaliteli tarih okumalarıda denilebilir “Ortodoksluklar ve “Devlet ve Tabiattaki gibi, şair tarihteki iktidar oyunlarını ve bu oyunların acı etkilerini vurgulamaktadır Otuz altıncı şiir “Melahat Geçilmezde, Ece Ayhan'ın sonraki döneminde etkin bir figür olarak ortaya çıkacak olan “Çanakkaleli Melahata gönderme vardır “Çanakkaleli Melahat'a İki El Mektup veya “Özel Bir Fuhuş Tarihindeki dört şiir Devlet ve Tabiat'taki şiirler gibi sıkı örülmüş dizelerden oluşur; göndermeler ise, “Fazla Eski Adıyladırda olduğu gibi, Osmanlı döneminedir Son Şiirler'deki “Bir Sivil Şairin Ölümü, “Devlet ve Tabiattaki “Dipyazılarinı çağrıştırır Ece Ayhan'ın şiir kitaplarından başka, günceleri, denemeleri ve “Morötesi Requiem başlıklı bir de anlatısı vardır Morötesi Requiem, kendi deyimiyle, bir “kırık dökük anlatı taslağıdır Şiirlerinden çok, güncelerini ve denemelerini çağrıştırmakta, poetikası ve politik anlayışı konusunda ipuçları vermektedir Us, şiir ve anlatı aralarında bir yerdedir Güncelerinde ve denemelerinde, en ilk olarak şiir elde etmek üzere edebiyat, sanat, politika, tarih, ekonomi üzerindeki görüşlerine yer verir “Sivil şiir, “sıkı şiir, “marjinallik, “ahlak gibi belirli kavramları öne çıkarır Birçok vakit büyük tartışmalar yaratan bu yazılarda şair, kendini bir kavga adamı olarak da ortaya koymuştur Ece Ayhan ilk şiirleriyle birlikte eleştirmenlerin ve çoğunlukla şiir okurlarının ilgisini çekmiş, İkinci Yeni akımının en çok ağız dalaşı yaratan şairlerinden biri olmuştur 1960'lı yılların başından itibaren reformcu ve genç şair kuşaklarını, bilhassa Devlet ve Tabiat adlı kitabıyla, derin bir biçimde etkilemiştir Türk şiirinin kayda değer şairlerinden olan Ayhan, 13 Temmuz 2002 günü İzmir Büyükşehir Belediyesi Gürçeşme Huzurevi`nde hayata veda etti Ece Ayhan'a tarafından: 'Şiirin bildiğimiz jurnal anlamında gerçekli bir ilgisi, alışverişi yok İmgelemin çıkış yerlerinden biridir şiir ECE AYHAN’IN SİİRLERİ ÜSTÜNE BİR ARASTIRMA Ece Ayhan için Nilgün Marmara’nın fazla özel bir ad oldugunu söyleyebiliriz Bilhassa onun sairligiyle kisiligi aralarında buldugu örtüsme, degerlendirmelerinde salt metne bakmayan Ece Ayhan için oldukça etkileyici bir durumdur Yeterince ayrım edilemese bile Nilgün Marmara’nın “en temel özelliginin “sahicilik oldugunu söyler737 Ece Ayhan için sahicilik, sairligin olmazsa olmaz kosulları arasında saydıgı “etikçilikin siiri besleyen, degerli ve daimi kılan en manâlı ögelerinden biridir “Sahicilikle “özgünlük aralarında kurdugu sıkı bir bag vardır Nilgün Marmara’yı bu yönüyle oldugu gibi kisiligi ve bu kisilikle örtüsen sairligiyle de “özgün lerin “en basta gelenlerinden biri diye tanımlar ve “uçbeyi düsünür dedigi İdris Küçükömer’in “gönder siirdeki karsılıgı olarak görür “Yeni Marijinallerden Nilgün Marmara, “fiilen çok öbür bir konum’da, “yakın ve uzak çevresinden farklı, ayrılmıs olarak sınırda, garip bir sınırda bulunmaktadır Hem “siirin dünyada ve Türkiye’de en eski serüvenlerini bile ayrıntısına dek bilmektedir738 Edebiyat çevrelerinde; yasamının kimi kesitlerindeki kırılmalar, siirlerindeki trajik bulguculuk ve intiharıyla Nilgün Marmara genelde Sylvia Plath’la iliskilendirilir; siirleri ve yasama bakısı bakımından da bu sairin etkisinde kaldıgı kanısı vardır Bunda, Marmara’nın bitirme tezi olarak Sylvia Plath’ı hazırlamıs olmasının da yönlendirici bir etkisi bulundugu düsünülebilir Ece Ayhan, bir tesir sezilse bile bunun kayda değer olmadıgını, besbelli onun özgünlügünü gölgede bırakabilecek derecede bir etkilenmenin bulunmadıgını, Marmara’nın “muhakkak bir arayıs veya arama içinde olmayan fakat “siiri buldugu baştan: Libya’da, Avusturya’da, Bodrum’da, Marmaris’te, İstanbul’da da desen ve aralıksız olarak derinlesen bir sair oldugunu söyler739 Ona tarafından, “Nilgün Marmara’nın siirlerinde,yabancı etki aranıyorsa, bunun için sadece Sylvia Plath’tan yola çıkmak yanlıstır Onun siirlerinde “en çok Dylan Thomas çizgisi vardır denebilir AngloSakson siiri!740 Ama ana önemlisi bu siirlerin “anahtarı aranıyorsa, o anahtar “ta hayatın içine gömülüdür; çünkü “ Nilgün Marmara ‘dünyayla zarar görmüş’ bir sairdir ve onun imgelerinin ana kaynagı bu “yaradır, hayatın kendisidir741 Ece Ayhan’ın, bir sairin önemini dile getirebilmek için yer yer “kusagı onunla anılabilir ifadesini kullandıgını söylemistik Cemal Süreya ve ufak İskender için öne sürdügü bu savı Nilgün Marmara için de yineler: “Haklılıgın inadıyla apaçık yazıyorum ancak, Nilgün Marmara uçsuz bucaksız sivil şairlerden biridir Belki de en önde geleni Sözgelimi, kendi kuşağı rahatça onun adıyla anılabilir742 737 Ece Ayhan, “Kentte Kesifler: Sait Faik’in Açık ya da Dar Kıs Mekânları, Siirin Bir Altın Çagı,s125 738 Ece Ayhan, “Kargalar ve Nilgün Marmara, age , s 163 739 Ece Ayhan, “Sairlerin Ön ve Arka Bahçeleri, Aynalı Denemeler, s55 740 Ece Ayhan, “Nilgün Marmara Üstüne Sekiz Soru, Sivil Siirler, s90 741 Ece Ayhan, “Üç Defa, Nilgün Marmara! Aynalı Denemeler, s20 742 Ece Ayhan, “Nilgün Marmara Üstüne Sekiz Soru, Sivil Siirler, s90 syf 188189 Yelken Direği siir: Marjinal sair tarafından yazılan siir (bkz “Marjinal sair)“Nilgün Marmara, ‘uçbeyi’ düsünür İdris Küçükömer’in bir bakıma siirdeki, hiç degilse bir siirdeki, bu ‘direk’ siirdeki karsılıgı sayılabilir (Siirin Bir Altın Çagı, s29) Marjinal şair: Us, eylem ve yaşam biçimiyle mevcut inşa ve egilimlerden tamamiyle uzaktan duran, yazdıklarıyla da çizgidısı oldugunu ortaya koyan sair “Cahit Irgat’ın oglu Mustafa Irgat, bana ‘marjinal şair’ Hayalet Oguz’un bu masaya, sabah erkenden içki içmeye baslayanların hemen herkesi orada kesip biçtikleri için, ‘ceza masası’ adını taktıgını söylemisti (Siirin Bir Altın IIIBOLUM 17 İntihar “intihar, ayrıca modern siirle birlikte islenmeye baslanan bir kavram keza de modern yasamla gelişen bir toplumsal olgudur Yirminci yüzyılda bilhassa dikkati çeken sair ve yazar intiharlarının, baska bir dizi nedenin yanı sıra “seçilen bir eylem biçimi olarak bununla beraber sözde “nihai bir anlatım veya düsünsel bir protesto niteliginde gerçeklestigi de görülmektedir890 Ece Ayhan’ın, günlügünde “intihara degindigi cümlelerden birinde bu sözcük için “samandıra yakıstırmasını yapması uyarı çekicidir891 “Samandırayı “Denizde yol göstermeye, bir tehlikeyi ya da geçis yolunu haber vermeye yarayan yüzer ceset anlamında kullandıgı bellidir892 Çağırmak oysa o, “intihara bununla beraber toplumsal bir görev yüklemekte, bu eylemi salt bireysel niteligiyle degerlendirmemektedir “intiharın ilk geçtigi siirindeki dizeler söyledir: Adamlar geldi denizden ölmüs Kimin sansı yoksa bırakmıs ellerini dubadan ise yaramayanların felsefesi bunlar Bir usak üçüncü katın balkonundan asagı attı kendini (Çocuklugumu saklasaydım benim de ellerim olurdu dubada) “Vedha’lardan Birinde, Bütün Yort Savul’lar!, s16 Sairin bu siirinde, yine bir tür deniz aracı olan “dubayı kullanması tesadüf olmasa gerek893 Gerçi bu dizelerde “intihar kavramının felsefi bir derinlikte sorgulandıgı söylenemez; lakin böylesi bir eylemi gerçeklestirmeyi “sanssızlıkla açıklamaya ya da nitelemeye çalısan anlayısa karsı çıkarak, bunun fiziksel nedenlere dayandıgı, bu nedenlerin fakat tarihsel ve toplumsal baglamlarla iliskilendirilebilecegi düsüncesini bir ölçüde yansıtabilmektedir Ece Ayhan Onun bu kavramı en çarpıcı biçimde isledigi siiri, bununla birlikte en belli ve sevilen siirleri arasında bulunan “Faytondur Ece Ayhan, “Faytonu; Atatürk’le ask yasamıs894 ve ona olan askı ayrılmalarından sonradan da benzer siddette sürmüs yer alan, ziyaret için geldigi Çankaya Kösküne –Latife Hanımın karsı çıkısı yüzünden alınmayısını gururuna yediremeyerek Çankaya yolu üstünde bir faytonda intihar eden “Fikriye Bayan için yazdıgını söylemektedir895 Şair, Fikriye Hanımdan laf ederken “ablam ifadesini kullanmaktadır Bu, onun, hem yaşadıgı duygusal aşırılık dogrultusunda gösterdigi yiğitlik bakımından keza de gördügü muameleye tepkisiz kalmayı seçmemis olması yüzünden Fikriye Hanımın tarafını tuttugunu gösterir: O sahibinin sesi gramofonlarda çalınan sey fidan gibi melankolisiymis yalnızlıgının intihar karası bir faytona binmis geçerken ablam caddelerinden ölümler askı pera’nın Esrikmis herhal bahçe bahçe çiçekleri olan ablam çiçeksiz bir çiçekçi dükkânın önünde durmus tüllere sarılı mor bir karadag tabancasıyla zakkum fotografları varmıs cezayir menekseleri camekânda Ben oysa son üç gecedir intihar etmedim hiç, bilemem intihar karası bir faytonun agısı göge atlarıyla birlikte cezayir menekselerini seçip satın alısından olabilir mi ablamın “Fayton, Bütün Yort Savul’lar!, s37 Şiirin son bölümündeki birincil mısra, intihar kavramına sairin farklı bir anlam doldurma, degisik açılımlar kazandırma çabasını da yansıtmaktadır Edip Cansever bu dizeyi “erotik belirlenisin apaçıklık içinde verilisine bir misal olarak gostermektedir896 Hangi öznel yorumla anlamlandırılırsa anlamlandırılsın, bu dizedeki “intihar kavramının siirin ilk iki bölümündekinden farklı bir şive tasıdıgı,periyodik özellikte bir “senaryoi imleyerek verildigi, sairin, önceki dizelerde isledigi “intihar etmek eyleminin öznesini birdenbire degistirip dikkati kendisine yöneltmek suretiyle bundan böyle okurla da bulusabilen –anlatımdaki manevra eszamanlı biçimde okuru da “kendi benine yöneltmektedir çünkü bir “karşılıklı özne üzerinden “tikelden tümele sıçramaya çalısarak bu kavramı degisik yasamsal an veya durumlara dogru genislettigi kesindir 890 Bu konuda detaylı bir çalısma için bkz Yaşamsal Ebedi, Siirin Indirimli Damarları1 intihar Eden Sairler Kitabı, Promete Yayınları, Ankara, 1994 891 Ece Ayhan, Basıbozuk Günceler, s148 892 Türkçe Sözlük, Dil Dernegi Yayınları, Ankara, 2005 893 “1 Siklet tasımak veya köprü koymak için kullanılan altı düz bir nesil deniz aracı 2 içi bos, 894 Bu konuda detaylı veri için bkz İsmet Bozdag, Latife&Fikriye İki Ask Aralarında Atatürk, Truva Yayınları, İstanbul, 2005; Oguz Akay, Gazi Fikriye ile Niçin Evlenmedi? Latife ile Niçin Evlendi?, Truva Yayınları, İstanbul, 2005 895 Ece Ayhan, “Cumhuriyette Kadın Dolasımı, Çanakkaleli Melahat’a İki El Mektup, s62; Morötesi Requiem, s101; Niyazi Zorlu, “Siir Siirde Kalmaz, Aynalı Denemeler içinde, s11 896 Edip Cansever, “Ecegilleri Okumak, Papirüs, 9 (Subat 1967)  
 
Üst Alt