Son Konu

Ege Bölgesinin Tarihi Eserleri

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Ege Bölgesinin Tarihi Yerleri
egedeki tarihi eserler
ege bölgesinin tarihi eserleri nelerdir

Ege Bölgesinin Tarihi Yerleri Nerelerdir, Ege Bölgesinin Gezilecek Yerleri, Ege Bölgesinin Tarihi ve Turistik Mekanlar



Ege Bölgesi Tarihi ve Turistik Yerleri
Ege Bölgesi, Türkiye?nin denize doğru geniş bir biçimde açılan tek bölgesidir Takriben 79000 km²lik yüzölçümü ile Türkiye topraklarının %11?ini oluşturur 2000 Yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına tarafından 8 milyon 938 bin 781 kişinin yaşadığı bölgede, nüfusun 5 milyon 495 bin 575?i kentlerde, 3 milyon 443 bin 206?sı ise köylerdedir Nüfus çoğaltma hızı binde 1629?la Türkiye ortalamasının altındadır
Ege Bölgesi, sanayileşme bakımından Marmara Bölgesi?nden sonradan ikinci sırayı alır Dokuma, yiyecek ve otomotiv sanayi ilk kez elde etmek üzere makine, protez parça ve diğer sanayi kuruluşları İzmir?de; yağ sanayisi ise Ayvalık ve Edremit yöresinde yoğunlaşmıştır Uşak, Kütahya ve Afyon?da şeker, Kütahya?da azot fabrikaları vardır Pamuklu dokumacılık, İzmir, Uşak, Aydınlatılmış, Nazilli ve bilhassa Denizli?de yaygınlaşmıştır Denizli, bölgenin en önemli tekstil ve ihracat merkezidir Halıcılık ise İç Batı Anadolu kesiminde Uşak, Kula, Gördes, Simav ve Demirci?de gelişmiştir

İzmir Foça

Afyon, mermeri ve misket üretim tesisleriyle tanınır İzmir Körfezi?ndeki Çamaltı Tuzlası, Türkiye?nin en kayda değer tuzlu üretim merkezidir Alan, Soma, Tunçbilek ve Yatağan?daki termik; Kemer ve Demirköprü?deki hidroelektrik santralleriyle Türkiye?nin toplam elektrik üretimine önemli katkılarda bulunur İzmir yakınlarındaki Aliağa?da büyük bir petrol rafinerisi vardır
Bodrumlu ünlü tarihçi Heredot, Ege bölgesi için ?Dünyanın en hoş gökyüzüne ve en iyi iklimine sahip? demiştir Bölgede doğa dek tarih de zengindir Antik tiyatrolar, mabetler, agoralar ve kaleler, Ege?yi, mitolojinin soluk alıp verdiği bir bölgeye dönüştürmüştür
Ege?nin İncisi İzmir Ünlü destan yazarı Anadolulu Homer?in doğum yeri olan ?Güzel İzmir?, manâlı bir turizm, sanat, kültür, ticaret ve sanayi merkezidir
İzmir?in ilk ikâmetgâh merkezinin adı Bayraklı?dır (MÖ 3000) Şehir, MÖ 1500?lü yıllardan sonradan Hitit Devleti?nin etkisi altına girmiş; MÖ 4 yüzyılda Büyük İskender, Kadifekale?de bugün hala var olan kaleyi yapı ettirerek, şehri Kadifekale eteklerinde bitmiş yapılandırmıştır Roma İmparatorluğu döneminde önem kazanan kentte, Bizans döneminden sonradan Osmanlı egemenliği başlamıştır Kurtuluş Savaşı?yla birlikte 9 Eylül 1922 tarihinde düşman işgalinden kurtarılan İzmir, kısa zamanda Türkiye?nin üçüncü büyük kenti konumuna gelmiştir

Efes İZMİR
Kültürpark, kentin merkezinde yer alır Büyük alaka görebilen Uluslararası İzmir Fuarı her sene burada düzenlenmektedir Şehir keza Türkiye?nin en etkin festivallerinden olan Uluslararası İzmir Festivali ile tanınır Çeşme; İzmir?in en hoş, Türkiye?nin en popüler tatil yöreleri arasındadır Urla İskelesi ve Çeşmealtı, güzel plajları ve adaları ile tanınır Balıklıova taze balıkları; Mordoğan ve Karaburun bakir, el değmemiş sahilleri ve dağlarında kış aylarında nergis ve sümbüllerin yetiştiği doğasıyla ünlüdür
This image has been resized Click this bar to view the full image The original image is sized 720x345

Çeşme Kalesi İZMİR
Görkemli Çeşme Kalesi 16 yüzyılda Osmanlılar kadar yaptırılmıştır Kalenin yanında yer alan ve restore edilerek otel haline getirilen Kanuni Sultan Süleyman Kervansarayı da 16 yüzyıla aittir Yatçılığın geliştiği ilçede, Altın Yunus Marina ilk kez olmak üzere yatlar için ideal etaplar ve geceleme koyları bulunmaktadır Çeşme?de her yıl Uluslararası Şarkı Yarışması da düzenlenmektedir
Çeşme yakınlarında bulunan Ilıca, gelişmiş bir termal merkezidir Denizin içinde dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen ılıca kaynakları bulunur Yalnızca Ilıca Koyu?nda 250?nin üzerinde sıcak su kaynağı belirlenmiştir
Çeşme Yarımadası ’nın güneyindeki Sığacık, manâlı bir yatçılık merkezidir Çevresinde birbirinden hoş koylar uzanır Sığacık yakınlarında Şarap Tanrısı Diyonisos?un inanç merkezi olan Teos ile Apollo Mabedi?nin bulunduğu Claros antik kentleri yer alır Sığacık?ın güneydoğusundaki plajları ile tanınan Gümüldür ise önemli bir turizm beldesidir
Antik dünyanın manâlı ticaret merkezlerinden biri olan Foça, İzmir?in kuzeyinde bulunan bir öteki favori tatil beldesidir Denizcilikle de ünlü olan Foçalıların, Akdeniz?in farklı alanlara yönlendirilmiş yerlerinde ticaret kolonileri kurdukları bilinmektedir
Bergama sadece Türkiye?nin değil, dünyanın da yakından tanıdığı bir ilçedir Eski çağlarda büyük bir kültür, sanat ve tıp merkezi olan ilçenin batısında, tarihin en eski ve en büyük hastanelerinden biri olan Asklepion yer alır Sağlık Tanrısı Asclepios adına yaptırılan hastane girişinde, onun sembolü olan ve sonra da tıp biliminin sembolü haline gelen yılan rölyefleri bulunmaktadır Meşhur Bergamalı tıp alimi Galen burada görev yapmıştır
Kentin en manâlı mimari anıtları akropol üstünde yer alır 200000 kitabıyla meşhur kütüphane, Athena ve Trojan Mabetleri ile dünyanın en dik tiyatrosu ve dünya sanat harikaları arasında yer alan Zeus Sunağı?nın temeli burada bulunmaktadır (Bugün bu müthiş sunak baştan sona Berlin Bergama Müzesi?ndedir)
İç Ege Bölgesi Ege Bölgesi?nin İzmir?den sonraki ikinci büyük kenti olan Denizli, Ege Denizi?nin iç kısımlarında yer alır Dokuma sanayii konusunda büyük ilerlemeler kaydeden kent ve çevresinde 40000 tezgâh bulunmaktadır Halkın %30?u geçimini tekstil sanayii ile sağlamaktadır Harikulade görüntüsünden ve yardımcı dolgun calarından ötürü Pamukkale, Roma döneminden bu yanlamasına çoğu kültürün sık sık gidilen yer yeri olmuştur

Pamukkale DENİZLİ
Çevresinde Laodikya ve Colossai gibi çoğu antik kentin yer aldığı Denizli ilçelerinden Güney, şarapları ve şelalesi; Buldan, tekstil tezgâhları; Çal ise üzüm bağları ile tanınır
Spil Dağı eteklerinde kurulu olan Manisa, İzmir?e 40 km uzaklıktadır ve etrafı üzüm bağlarıyla çevrilidir Spil Dağı Milli Parkı, Manisa?nın güneyindedir

Sart MANİSA
Mesir şenliği? Manisa denince akla birincil gelenler arasındadır Her yıl mart ayında düzenlenen şenliğin başlangıcı fazla çok eskilere dayanır Kanuni Sultan Süleyman?ın annesi Ayşe Sultan?ı iyileştirdiğine inanılan ve dağıtılmış baharatların karışımı ile yapılan ?Mesir Macunu?, Sultan Camii?nin verandasından karnaval süresince halka dağıtılır Manisa?nın en gösterişli antik kenti Sart?tır Lidya Krallığı?nın başkenti olan ve doğuya içten uzanan ünlü ?Kral Yolu?nun açılış noktasında yer alan Sart, tarihteki kayda değer ticaret merkezlerinden biridir madeni para, ticari bedel olarak dünyada ilk kez burada kullanılmaya başlanmıştır Artemis Mabedi ile restore edilmiş olan Jimnazyum da (MS 3 yüzyıl) kentte maksimum ziyaret edilen yapılardır
Türk geleneklerinin yaşatıldığı eski bir şehir halkı olan Kütahya, Osmanlı mimari eserleriyle bütünleşmiş olup, en fazla da çinileriyle ünlüdür Macar Halk Müziği Kahramanı Lajos Kossuth?un 19 yüzyılda kaldığı ev, Kossuth Müzesi haline getirilmiştir Kütahya çevresindeki Çavdarhisar?da Aizanoi antik kenti yer alır
Halı dokumacılığı ile ünlü Uşak ise manâlı bir kavşak noktasındadır Dünyaca meşhur Karun hazineleri Uşak Arkeoloji Müzesi?nde sergilenmektedir

Medusa, Didim AYDIN

Ölüdeniz, Fethiye MUĞLA
Afyon, üzerinde kale yer alan bir tepenin eteklerine kurulmuştur Çevredeki tarihi eserler Afyon Müzesi?nde sergilenmektedir Müzenin en manâlı bölümünü Frig Çağı eserleri oluşturur Kentin kuzeyinde anıtsal boyutlardaki Aslankaya, Aslantaş, Maltaş ve Yılantaş Frig açık hava mabetleri yer alır Ayrıca Tanrı Apollo ile Pan arasındaki mitolojik müzik yarışmasının yapıldığı yer olan Dinar?ın Suçıkan Parkı, görülmeye değerinde güzelliktedir
Eski Çağların Meşhur Kentleri Güney Ege Bölgesi, birbirinden güzel tatil beldeleri ve ünlü antik kentleri ile Türk turizminin en önemli merkezlerindendir Antik dünyanın yedi harikasından ikisi bu bölgede yer alır Bunlar; Efes?te Selçuk yolu kenarında yer alan Artemis Mabedi ile Bodrum?da Mausoleum?dur Selçuk?taki Efes Kazıbilim Müzesi, Aziz John Bazilikası, Kale, İsa Bey Camii ve Koca Camii de turistlerin ilgisini çeken öteki yapıtlar arasındadır
Ege kıyılarında bulunan Kültürlü ili, antik kentlerle çevrilidir Tralles, Alinda, Alabanda, Nysa, Magnesia, tarihin ilk planlı kentlerinden Priene, meşhur matematikçi Tales?in yaşadığı Milet, görkemli Apollo Mabedi ile Didim, Heraklia ve Afrodisias bunlar arasındadır Afrodisias, Ege?nin en ihtişamlı antik kentlerinden biridir Tamamı mermerden üretilmiş olan kentin heykelleri dünyaca ünlüdür Kentte Afrodit Mabedi, Odeon, Hadrianus Hamamı, stadyum, agora, tiyatro ve tiyatro hamamları yer alır
Ege kıyılarında, kendi adıyla anılan yarımadanın güneyinde olan Bodrum, beyaz Akdeniz mimarisinin gözler önüne serildiği kayda değer bir yatçılık merkezidir Akdeniz yat turizmine kazandırılan ve tüm Akdeniz ülkelerinde aranılır duruma gelen Gulet Modeli Bodrumludur MÖ 4 yüzyılda yapılmış, Karya Kralı Mausolos?a ait, dünyanın yedi harikasından biri olan Mausoleum Anıtı Bodrum?dadır, oysa bugün sadece esas kalıntıları görülebilmektedir

Su Altı Müzesi, Bodrum MUĞLA
Datça Yarımadası, Türkiye?nin Ege?ye doğru uzanan en gizli ve en uzun yarımadasıdır Yarımadanın ucunda eski çağların sanat ve kültür merkezi olan Knidos antik kenti bulunur MÖ 4 yüzyılda meşhur heykeltıraş Praksiteles göre yapılan Afrodit Heykeli ile ünlenen kentte, bütün çalışmalara rağmen bu heykel bulunamamıştır Aynı adı taşıyan koyun kenarında bulunan, kurulu plajları, gezinti yerleri, kafeleri, lokantaları, pubları ve barlarıyla gözde bir tatil beldesi olan Marmaris; doğal güzellikleri ile ünlü Fethiye; gölünde su kayağı, yelken, su bisikleti, kürek sporları yapılabilen Köyceğiz, Muğla ilinin dünyaca ünlü turistik yörelerindendir


KEMERALTI

Ipekli Yolu'nun batı ucundaki ticaret merkezi İzmir'de liman, Hisar Camii'nin bulunduğu bölgeye dek gelirdi Limanın ağzında ise, 12 yy'da Bizanslılar tarafından kurulan İzmir Liman Kalesi bulunmaktaydı Kale kadar korunan limanın sağ kıyısında ise Frenk tüccarlarının dükkanları ve limanın iç kısmında da kervansaraylar bulunurdu Ipek Yolu'nu takip eden deve kervanlarıyla İzmir'e getirilen mallar bu hanlara indirilir, Ceneviz tüccarları aracılığı ile de limandan gemilere yüklenerek ihraç edilirdi İşte bu bölgede kurulu; çoğu tarihi mekanı kucaklayan İzmir'in meşhur Kemeraltı Çarşısı'nın oluşumu da oldukça acayip olaylara dayanıyor Tarihte bir iç liman olan Kemeraltı bölgesini, kaleyi olmak için Şimşek Beyazıt döneminde Osmanlılar çeşitli saldırılar düzenlemişler, oysa başarılı olamamışlardır İzmir Liman Kalesi'ni çökertmek, 1402 yılında, iç limanı taşlarla doldurarak kaleyi savunmasız bırakan Timurlenk'e nasip olmuştur Timur'un askerleri, Kadifekale sırtlarından sürükleyip getirdikleri taşlarla limanı doldurmuşlar, bu nedenle daha sonra Kemeraltı denilen ikâmetgâh bölgesi oluşmuştur Süre içinde bu bölgede ikâmetgâh gelişmiş, hanlar, hamamlar, camiler, kiliseler, havralar, şadırvanlar yapı edilmiştir Bölge, bir ticaret merkezi olarak gelişmiştir Kemeraltı Çarşısı'nda halen tarihten süzülüp bozulmadan günümüze değin gelen bir uyum ve yapı vardır Tarihi mekanları görülmeye değerdir Kaynaklar, çarşının ismini; asıl caddeyi boydan badana aralıklarla süsleyen 'arasta' adı bahşedilen kemerlerden aldığını bildiriyor

Saat Kulesi

Son derece zarif görünümüyle, Konak Meydanı'nı süsleyen Saat Kulesi bir sanat abidesidir 1901 yılında Sultan Abdülhamit'in tahta çıkışının yıldönümü sebebiyle yaptırılmıştır Saati, Alman İmparatoru 2 Wilhelm göre hediye edilmiştir

Kızlarağası Hanı

İzmir için önemli yapılardan biri Kızlarağası Hanı'dır Yapının 1745 yılında tamamlandığı sanılmaktadır Yapımı hakkında belirli bilgiler olmamakla birlikte, yaptıran kişinin Kızlarağası Hacı Beşir Ağa olduğu bilinmektedir İzmir Liman Kalesi'nin anında ardından, 1744 yılında hanın inşasına başlanır ve 1745 yılında tamamlanır Han, döneminde manâlı bir boşluğu doldurmuştur Bugünkü Yemişçiler ve Halim Ağa Çarşısı ile anılan yerde olup, belli başlı cephesi Keresteciler Sokağı'na açılmaktaydı Günümüzde burası 871 sokaktır Osmanlı mimarisinin günümüze gelen, İzmir'deki nadir eserlerinden olan han, öteki hanlar gibi başlıca kare bir forma sahiptir Binanın içinde dikdörtgen ve geniş bir avlunun ortasında geleneksel olarak bir şadırvan ve havuz bulunması gerekmektedir Günümüzde böyle bir bölge mevcut değildir Han, hemencecik her uzun uzaklık hanında olduğu gibi iki katlı idi Üst katta galeriye açılan odalarda yatmak isteyenler konaklar, zemin katta ise üstteki kısmın sade yaşamının tam tersi görülürdü Yükleriyle develer, tüccarlar ile hizmetkarların kalabileceği odalar, malların boşaltıldığı ve pazarlandığı dükkanlar ile pazarlık yapan ahali bulunurdu Han, limana yakın olması, sebebiyle, her zaman canlı kalmıştır Han muhakkak dönemde bir tür borsa gibi de çalışmış, bilhassa iç avluya dönük dükkanlarda bu işler yoğun olarak yapılmıştır 18 ve 19 yüzyıllarda, teknolojinin ulaşım alanında dağıtılmış değişikliklere yol açması ve ekonomik hayatın zaman zaman yer değiştirmesiyle birlikte Kızlarağası Hanı da yavaş yavaş önemini kaybetmiştir Han, gece konaklamaların sona ermesinden sonra, yalnızca malların indirildiği ve depolandığı bir yer durumuna gelmiştir

1993 yılında restore edilerek günümüzde turistik bir çarşı olarak hizmete giren Kızlarağası Hanı'nda çok değişik el sanatları ürünlerini, halıları, cilt kıyafetleri ve çarpıcı hediyelik eşyaları bulabilir ve hanın tam ortasındaki açık nehir bahçesinde mistik havayı içinize çekerek yorgunluğunuzu atabilirsiniz

İzmir'in eski anıtsal yapılarından bir diğeri de HİSAR CAMİİ'dir Aydınoğlu (Molla) Yakup Bey tarafından 16 yüzyılın sonlarında yaptırılmıştır Belgelerde yapılış tarihi olarak 1592 ve 1598 olarak geçen Camii'nin ortasında merkezi büyük kubbe ve iki yanda uzunlamasına ikişer kubbe bulunmaktadır Son cemaat kısmı 7 kubbeli bir revaktan oluşur

Bahçe duvarı ile öndeki iki şadırvanlı meydandan ayrılan dar uzun harimi, bir geçitle güneye uzar 1813, 1881, 1927 ve 1980 yıllarında yenileme gören cami, güneyden ve batıdan payanda kemerleri ve duvarlarıyla desteklenmiştir Dekorasyon 18 ve 19 yüzyılların etkisi ile zenginleştirilmiştir Kolon başlıklarında, pencere üzeri ve cephe süslemelerinde mihrap, minber ve vaaz kürsüsünde Avrupa sanatsal etkilerini bakmak mümkündür

Alsancak

Eski adı Punto olan Alsancak yıllar boyu İzmir'in simgesi olmuştur Dünyaca meşhur birçok seyyah ve yazarın şiir ve eserlerinde yer almıştır Victor Hugo 1829 yılında yayınlanan Les Orientalesisimli kitabındaki La Captiveisimli şiirinde ünü batıya yayılan İzmir'i bir prensese benzetir Şiir şöyledir; İzmir, bir prensestir çok güzel ufak şapkasıyla Mutlu ilkbaharlar durmaksızın onun çağrısına yanıt verir Nasıl vazo içindeki çiçekler gülümserse, O da denizler arasından ışıldar Hatta Arşipel'in yaratılışından fazla daha tutkuluDünya edebiyatında silinmez izler bırakan şair Hugo, İzmir'e gelmemesine rağmen kentin ününden efsaneli büyüsünden ve bir amazon kraliçesi kadar kurulup isimlendirilmesinden etkilenmiştir Bahsettiği ise İzmir'in fakir ve depresyon halindeki mahalleleri yok, Alsancak sınırları içindeki Frenk Mahallesi'dir Alsancak'ta Levantenler Rumlar, Ermeniler, varlıklı öteki batılı kesimler oturmaktadır Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nin iki tarafında uzanan bu dönemlerden kalma yapılar öbür ve özgün mimarileriyle halen bir inci gibi dizilir

Kordonboyu

Şiirlere, şarkılara konu olan İzmir'in meşhur Kordon'u, günün her saatinde cıvıl cıvıl, capcanlı bir mekandır Büyükşehir Belediyesi'nin gerçekleştirdiği rekreasyon düzenlemesi, yürürlüğe koyduğu Kordon Yönetmeliğiile bu ünlü mekan İzmir'in en manâlı prestij alanı haline geldi Temizlenmeye, rengi maviye dönmeye başlayan Körfez ile birlikte artık Kordonboyu daha bir yaşanılası oldu

Milli Kütüphane İzmir Devlet Opera ve Balesi

Neo olağan tarzda inşa edilen Milli Kütüphane 29 Ekim 1933'te Cumhuriyet'in 10 yıl şenliklerinde, Elhamra Sinemasi ise 1926 yılında hizmete açılmıştır Elhamra Sineması bugün İzmir Devlet Opera ve Balesi'ne evsahipliği yapmaktadır

Atatürk Müzesi

Kordonboyu'nda denize bakan 248 nolu iki katlı yapı, 1862 yılında halı tüccarı Takfor göre konak olarak yaptırılmıştır Bu tarihi yapı, 1927 yılında İzmir Belediyesi kadar Atatürk'e armağan edilmiştir Atatürk, İzmir ziyaretlerinde bu evde kalmış ve çalışmalarını burada sürdürmüştür 1941 yılında yapı müzeye dönüştürülmüş, son yıllarda da Kültür Bakanlığı göre restore ettirilmiştir


Bornova

Amazonlar, Hititler, İonlar, Frigyalılar, Lidyalılar, Persler, Makedonyalılar ve Bergama Krallığı'na evsahipliği yapan ilk ikâmetgâh Helenistik Çağ'da başlamıştır Bilinen birincil adı Birunu Abad'dır 1071 yılında Malazgirt Savaşı'ndan zaferle çıkarak Anadolu'ya yayılan Türkler, Bornova'nın yönetimini 1076 yılında Emir Çakabey'e vermişlerdir
Bornova'da birincil belediye 1881 yılında belirlenmiş, Türkiye'deki birincil futbol maçı 1890 yılında İzmir'e gelen İngiliz denizcilerle İzmirli gençler arasında Bornova'da yapılmıştır Ülkemizdeki ilk atletizm yarışmaları da 1895 yılında yine Bornova'da gerçekleştirilmiştir
Verimli toprakları ile Bornova Ovası tarihte öbür kültürleri konuk etmiştir ve bunların izleri günümüze değin gelebilmiştir Çoklukla levantenlerin yaşadığı Bornova'da bugün hala çoğu köşk ve tarihi inşa dimdik ayaktadır Bunlara örnek olarak Maltas Evi, Belhomme Evi, Peterson Köşkü, Steinbüchel Evi, Murat Evi, Bari Evi, Donald Giraud Evi, Kanaldaki Evi, Aliotti Evi, Bari Evi, Pandespanian Köşkü, Paggy Köşkü, Yeşil Köşk, Bornova Büyük Cami, St Maria Magdelana Protestan ve Santa Maria Katolik Kiliselerigösterilebilir

Buca

Adı Rumca Köşede, kenarda kalan köyanlamındaki Boviossözcüğünden gelme Buca'nın ilk kuruluşu İÖ 630 yılına kadar uzanmaktadır
17 yüzyıl sonlarında bir sayfiye yeri olan Buca, tarihin izlerini günümüze değin içeren yapılara sahiptir Eski dönemlerde üzüm bağları ile de ünlü Buca; hipodromu ve haraları ile de İzmir'in önemli ilçelerinden biridir
Köşkleri ve kiliseleriyle ünlü bu ilçeye girişte ziyaretçileri tarihten günümüze süzülüp gelen Kızılçullu Su Kemerleri karşılar
Hasanağa Bahçesi 107 bin 615 metrekarelik alana yayılan bahçenin birincil sahibi İtalyan Levanten işadamı Aliotti olduğu söylenir Daha sonraları Ödemiş eşrafından Hasan Ağa bahçeyi satın almış O dönemde bile düzenli bir altyapıya sahip oluşu yer aşağı yer alan su kanalları, bahçedeki havuz şelalesinin çalıştırılmasıyla tepeden bakıldığında gözlemlenebilen bir bayan silueti ile hayret uyandırır Bahçe o kadar tasarı edilmiştir ancak gökyüzünden bakıldığında ağaçların dizilişi bir haç şeklini verir Bahçede bir arada bulunan 12 selvinin ise 12 havariyi simgelediğine inanılır
Buca bununla birlikte ülkemizin Safranbolu, Maçka, Kula ve Milas'ta bulunan 3 katlı cumbalı eski Türk evlerinin halen ayakta olduğu bir yerleşim birimidir Dutlu Sokak ve çevresindeki yapılar buna misal gösterilebilir

Karşıyaka

İzmir Körfezi'nin kuzeyinde bulunan Karşıyaka, körfezi bir gerdanlık gibi süsler Eski Karşıyaka'dan günümüze eser kalmasa da, tarihi yalılarından hala ayakta olanları bütün görkemiyle sahil boyunca sizi karşılamaya hazır bekler Karşıyaka bir efsanedir bununla birlikte ve efsaneye kadar Zeus'un; oğlu Tantalos'u Yamanlar Dağı'ndaki bir yarıktan içeri attırarak yarığı kapattığı söylenir Tantalos'un kabir kalıntıları da Bayraklı sırtlarındadır Zeus'un Tantalos'u attığı yarığın ise, Karşıyaka'ya 24 kilometre uzaklıktaki Karagöl olduğu söylenir
Karşıyaka, bugünkü adını almadan önce Cordelio olarak anılırdı Haçlı ordularının baskınları sırasında Aslan Yürekli Richard'ın askerlerinin, komutanlarına olan sevgilerini göstermek için buraya Cocur de Lionadını verdikleri, Çakabey döneminde de Aleyhinde Sahilanlamında Karşı Yakahaliyle son şeklini aldığı söylenir *
 
Üst Alt