Eğitim-Öğretim ve Öğrenme Arasındaki İlişkiler

Eğitim, öğretim ve öğrenme birbiri ile iç içe olan kavramlardır Eğitim ve öğretimin amacı öğrenmeyi sağlamaktır Eğitim ve öğretim faaliyetlerinin amacına ulaşması için öğrenmenin gerçekleşmesi gerekir Öğrenmenin olmadığı bir durumda eğitimden bahsetmek muhtemel değildir böylece eğitim ve öğretim sürecinde bireylere amaçlar doğrultusunda davranışlarını değiştirebilecekleri bir ortam aranje etmek buna uygun yaşantı geçirmeleri sağlanır
Halk Müziği duyu organlarını kullanarak, çevreleri ile etkileşim kurdukları sürece yeni davranışlar öğrenirler Oysa bu öğrenmelerin bir kısmı kendiliğinden, hiç kimsenin yardımı olmadan oluşur Örneğin, irk kırda dolaşırken değişik çiçekleri görüp tanıyabilir, herhangi bir yemeği yiyecek o yemek yemek hakkında bilgi sahibi olabilirler Bu nesil öğrenmeler eğitim ve öğretim faaliyeti sonucu oluşmaz Halk Müziği bu biçimde pek çok yeni tutum kazanabilir Eğitim ve öğretim faaliyetleri sonucu kazanılan davranışlarda genelde bireyin dışardan yönlendirilmesi, ona davranış kazandırmak içinrehberlik yapılması laf konusudur
Eğitim kavramı, öğretim kavramına göre daha geniş kapsamlıdır Tüm öğretim etkinlikleri bununla beraber eğitim faaliyetidir Ancak tüm eğitim faaliyetleri öğretim değildir Bireyin davranışlarını değiştirmeye karşın, ama çok planlı ve programlı olmayan eğitim faaliyetleri vardır Öğretim, eğitimin planlı, programlı kısmıdır
Öğretim faaliyetleri genelde eşsiz ve yaygın eğitim kurumlarında düzenlenir Oysa eğitim, bireyin etkileşim kurduğu her kişi, grup ya da kitle irtibat araçları yardımıyla ömür boyu sürekli bir süreçtir
Eğitimin Esas amacı, biyolojik bir varlık olarak dünyaya gelen insanı, hayata hazırlamak; toplumla ahenkli bir biçimde yaşamasını sağlamaktır Bu da toplumun kültürel özelliklerinin çocuğa öğretilmesi ile mümkündür Birey, eğitim yoluyla toplumun değerlerini, tutum biçimlerini, toplumun kendisine sunduğu olanakları ve bundan yararlanma yollarını, kendi kendine hayatını devam ettirme becerisini öğrenir Çevresindeki doğal olayları tanır
Görüldüğü gibi, insanı insan yapan özellikler eğitim yoluyla kazınılır böylece irk var olduğundan beri eğitim vardır Ama ilkel toplumlarda eğitim daha fazla informal biçimde aile ve toplum içinde sağlanırken, bilim ve teknolojinin gelişmesi sonucu aile, çocuğun eğitimi işlevini yerine getirmede yetersiz kalmış ve formal eğitim kurumları olan okullar açılmıştır
Gönümüzde eğitim; keza bireyin hem de toplumun gelişmiş açısından büyük ağırlık taşımaktadır Kişi, eğitim yoluyla toplumun kültürel özelliklerini öğrenip bir iş kazanarak yaşamını devam ettirme yollarını öğrenmektedir İyi eğitim görebilen bireyler ise topluma, toplumdaki değişimlere daha kolay düzen sağlamakta, karşılaştığı problemlerle daha kolay başa çıkmaktadır
Toplumlar da eğitim görmüş bireyler tamamen bilim ve teknoloji alanında daha süratli ilerlemekte ve toplumun refah seviyesi yükselmektedir Eğitim, keza toplumların idare biçimlerini de etkilemektedir, iyi eğitim görmüş bir toplumda demokrasi daha iyi işlemekte, insanlar daha iyi yöneticiler seçebilmektedirler
Eğitim bilimi, insan davranışları ve bunları değiştirme yolları ile ilgilendiği için yaklaşık olarak bütün bilim dallarıyla doğrudan ya da dolaylı olarak ilgilidir Ama eğitim en fazla sosyal bilimler alanında; psikoloji, sosyoloji, hukuk, ekonomi ve felsefeden yararlanmaktadır
Psikoloji: insan ve hayvan davranışları ile ilgilenen bir bilim alanıdır Psikolojinin daha aşağı dalları olan gelişim psikolojisi, öğrenme psikolojisi, sosyal psikoloji ve klinik psikoloji eğitim alanında epeyce geniş tatbik imkanına sahiptir
Gelişim psikolojisi, insanın doğumundan ölümüne kadar geçirdiği bedensel, zihinsel, şehvetli ve sosyal değişimleri inceler Zihinsel, duygusal ve sosyal metamorfoz ve gelişimle ilgili ilkeleri ortaya koyar Eğitim de bilim dalında elde edilen verilere dayalı olarak, çocukların gelişim özelliklerine uygun programlar ve eğitim durumları hazırlar
Ahali davranışların öğrenme aracılığıyla değiştirirler Öğrenme psikolojisi insanların nasıl öğrendiklerini ve öğrenmeye etki eden faktörleri açıklar Eğitimciler bu bilgilerden yararlanarak öğretme yolları ve modelleri geliştirirler
Eğitim, büyük ölçüde ufak gruplar içinde gerçekleştiririler Her grubun kendine özgü dinamiği vardır Eğitimciler derslik içindeki öğrenci davranışlarını kavramak ve sınıf içi etkileşimlerini eğitim amacıyla göstermek için sosyal psikolojinin bulgularından yararlanırlar
Bireyin davranışsal bozukluklarını gözlem yöntemlerinden yararlanarak ortaya çıkaran, özel eğitim konusunda tanısal çalışmalar ve ıslah edici programlar için faydalı ilkeler geliştiren klinik psikolojisinden de eğitim alanında yararlanılmaktadır
Sosyoloji: sosyoloji, toplumun yapısını, toplumsal kurumları, toplumdaki insan gruplarının fonksiyonlarını, özelliklerini ve bunlar arasındaki ilişkileri inceleyen bilim dalıdır Eğitim sosyal bir kurumdur Aile, ekonomi, hukuk, din gibi kurumlarla yakından ilişkilidir Sosyoloji biliminin yaptığı egzersiz, eğitimin bir kurum olarak gelişmesini ve öteki kurumlarla sağlıklı ve uyumlu ilişki içinde olmasını sağlar
Keza, eğitim, sosyoloji bilimin toplumsal değişme, toplumsal denetim, toplumsal tabakalaşma, toplumsallaşma süreci konuları üzerinde yaptığı araştırmalardan yararlanarak, toplumun ihtiyaçlarına yerinde bir eğitim sistemi geliştirmeye çalışır
Hukuk: toplum yaşamını düzenleyen ve devletin yaptırım gücünü belirleyen yasalar bütünüdür Hukuk, bir toplumda kişiler ve kurumlar arasındaki ilişkileri düzenler ve müşterek olarak varlıklarını sürdürmelerini sağlar
Her toplumun belirtilmiş bir hukuk düzeni vardır Bu uyum toplumdaki öteki kurumlarla ahenk içindedir Bir kurum olarak eğitim de toplumun hukuk düzenine uygun şekilde biçimlendirilir Ayrıca toplumdaki bireylere toplumun ortak değerlerini, yasalarını aydınlatmak, eğitim kurumlarının en kayda değer görevlerinden biridir
Ekonomi: tükenebilir kaynaklarının insanların ihtiyaçlarını yerine getirmek için en etkin bir biçimde kullanılması, bu kaynakların artırılması, üretilen mülk ve hizmetlerin bölüşümü ile ilgili konularla uğraşan bir bilim dalıdır
Eğitimciler, insan gücü kaynağının planlanması, yetiştirilmesi ve eğitimdeki tüm kaynakların etkili bir biçimde kullanılması konularında, maliyetverim analizi çalışmalarında ekonomi biliminin bulgularından yararlanırlar
Felsefe; var olanların varlığı, anlamı ve nedenleri üzerine sorular sorarak varlığın ne olduğunu bir bütünüyle kavramaya çalışan veri dalıdır Felsefe, insanlığın yüzyıllar boyunca çözmeye çalıştığı evrensel sorunlara yanıt vermeye çalışır Örneğin, “gerçek nedir? “insanın evrendik yeri nedir? Hangi değerler doğrudur gibi soruların yanıtını arar Bu soruların yanıtı eğitimciler açısından önemlidir Eğitim programları ve faaliyetleri bu sorunların yanıtlarına uygun şekilde düzenlenir Her toplun benimsediği bir eğitim felsefesi vardır Eğitimciler, eğitim etkinliklerini düzenlerken bu felsefi görüşlerden yararlanırlar