Gündemden bunalan ve ekran karşısına geçip yalnızca düzgün vakit geçirmek isteyen okurlarımızı bu türlü alalım. İzlerken eğlenceli vakit geçirmenin garanti olduğu tüm vakitlerin en uygun 100 güldürü sinemasını listeliyoruz.
Not: Sinema açıklamalarında Beyazperde sitesinden yardım alınmıştır.
Kaynak:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
...100. Meet the Parents (2000)
IMb: 7,0
Hemşire olarak hayatını idame ettiren Greg Fokker uzun müddettir birlikte yaşadığı ve hayatının bayanı olduğuna inandığı kız arkadaşı Pam'e evlilik teklifi etme hazırlıklarındadır. Ancak ortada bir sorun vardır. Pam'in eski bir CIA casusu olan babası Jack Byrnes kendi kurallarıyla yaşayan güç bir adamdır ve bu evliliği onaylaması bir epey güç olacaktır. Pam ve Greg, kızın ailesine bir ziyaret düzenleyerek ortamı yumuşatmaya çalışırlar. Lakin bu esnada Pam'in kız kardeşlerinden biri de evlenmek üzeredir. Haliyle işler ziyadesiyle karışır.
99. Mean Girls (2004)
IMDb: 7,0
Afrika’da doğup büyüyen Cady’nin anne ve babası zoologdur. Bu vesile ile büyümek yolunda ilerlerken hayata dair şu ilkeyi temel alarak şekillenmiştir: Tabiatta güçlü olan hayatta kalır! Yalnız yaşı on beş olduğunda ve liseye başlayınca başındaki o orman kanunlarının pek de sandığı üzere olmadığını görür. Hele ki işin içine aşk girdiğinde ezbere bildiği her şeyi unutup baştan başlaması gerekecektir. Cady, ne yazık ki okulun en beğenilen kızının eski erkek arkadaşına gönlünü kaptırmıştır. İşler haliyle sapa sarmaya hazır biçimde onu beklemektedir.
98. Pulp Fiction (1994)
IMDb: 8,9
Ucuz Roman'da Honey Bunny ve Pumpkin, hayatlarına biraz hareket katmak isteyen genç ve birbirine aşık bir çift küçük soyguncudur. Öte yandan, iki kaşarlanmış gangster, Vincent Vega ve Jules, günlük işlerinden biri olarak, işverenlerine ödemeyi geciktiren bir kaç sahtekâr genci vurmaya masraflar. Vincent işverenin hoş ve genç karısına bebek bakıcılığı yapmakla da görevlendirilirken ortağı kabahat hayatına son vermeye karar verir. Gözü pek bir boksör ise para karşılığı hile yapmayı reddederek kentten kaçar. Baht bu muhalif tipleri harika bir halde bir ortaya getirecek, yollarını kesiştirecektir.
97. Hot Fuzz (2007)
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
IMDb: 7,8
Londra polisi Nicholas Angel işinde yeterli biridir. Hem da ziyadesiyle âlâ. Takımının geri kalanının bu işe makus bakmasını ve motivasyon açısından olumsuz etkilenmesini mahzur olmak için Sandford kasabasında misyona atanır. Orası pek kabahat işlenmeyen bir bölgedir. Danny Butterman ile ortak iş yapacaklardır. Her şey Angel için sakin görünmektedir ta ki iki aktörün başı kesilmiş bulunana dek. Kaza diye nitelendirilen bu duruma Angel asla ikna olmaz. Dahası giderek diğer beşerler da ölmeye başlar. Angel ve Danny herkesle çatışmaya başlarlar. Kaza üzere görünen olayların gerisindeki gerçeğin peşindedirler.
96. Safety Last! (1923)
IMDb: 8,1
Taşralı çocuk başarılı olmak için büyük kente gelir. Bir mağazada satış sorumlusu olarak çalışırken müdürüne mağazaya daha çok müşteri çeken şahsa 1000 dolar vermesini teklif eder. Daha sonra dikkatleri mağazaya çekmek için mağaza binasının dış cephesine tırmanacak birini ayarlar. Lakin ne yazık ki, bu kişinin bir kanun kaçağı olduğu ortaya çıkar ve 'Kanun' devreye girince, kahramanımızın kendisinin binaya tırmanması icap eder. Her kirişte yeni zorluklarla karşılaşır ve en sonunda ünlü saat sahnesinde adrenalin tepeye ulaşır.
95. The Graduate (1967)
IMDb: 8,0
Üniversite tahsilini yeni bitirmiş genç Benjamin, okulu bitirmesinin akabinde büyük bir boşluğa düşmüştür. Ne yapacağına dair karar veremeyen genç adam etrafı tarafından daima sıkıştırılmakta, lakin onların istediği üzere yaşamayı istememektedir. Depresyonun eşiğine gelen genç adamın hayatı, kent dışındaki meskenlerinde dinlendiği bir sırada babasının işvereninin karısını görmesiyle birdenbire değişir. Kısa vakit içerisinde farklı bir bağlantıya daha başlayacak olan Benjamin hem annesini hem de kızı Elaine'i birebir anda yönetim etmeye çalışacaktır.
94. Local Hero (1983)
IMDb: 7,4
Petrol milyarderi Happer, Mac’i inşa etmek istedikleri petrol rafinelerinin mülkiyet haklarını garanti altına alabilmesi için uzakta bir İskoç kasabasına gönderir. Mac Danny ile grup olur ve görüşmelere başlar, yerliler 'Silver Dollar'ı mülk edinmek konusunda heveslidirler lakin talihleri olduğuna inanmazlar. Lakin bölgesel bir keşiş ve bir kıyı çöpçüsü olan Ben Knox, birebir vakitte sahibi de olduğu çok kıymetli bir kıyıda bir barakada yaşamaktadır. Happer daha çok Nothern Lights ile ilgilenirken ve Danny de perde ayaklı gerçeküstü bir kız olan Marina ile ilgilenmektedir. Mac Houston’daki faks makineli ofisine alışkındır fakat Ben’in kaidelerine ayak uydurmaya kendini zorlar.
93. The Philadelphia Story (1940)
IMDb: 7,9
Tracy Lord, kendisine kalan miras sonrasında güçlü bir bayan olmuştur. Varlıklı bir bayan olduktan sonra yaptığı birinci şey ise çapkın bir adam olan kocası Dexter Haven'den ayrılmak olmuştur. Ayrılıklarının üstünden iki yıl geçer ve Tracy yine bir evlilik hazırlığına girişir. George Kittredge isimli hayli hürmet duyulan bir adamla evlenmeye hazırlanan Tracy'i öngöremediği bir sürpriz beklemektedir. Dexter Haven, bir mecmua için çalışmaktadır ve arkadaşlarıyla bir ortaya gelip kurnaz bir plan kurmanın hazırlığındadır. Düğün gününden bir gün evvel sürece sokulan plan işleri karıştıracaktır.
92. Harold and Maude (1971)
IMDb: 7,9
Genç, varlıklı ve vefat takıntısı olan Harold, bir cenazede yetmişli yaşlarındaki Maude ile tanıştığında kendisini sonsuza dek değişmiş bir halde bulur. Harold yirmi yaşındadır ve hayata tutunma sorunu yaşamaktadır. Daima bir kadro cenazelere sarfiyat ve sık sık intihara kalkışır. Bu gittiği cenazede tanıştığı Maude ile ortalarında özel bir bağ kurulur. Keyifli bir arkadaşlık geliştirirler. Maude onun tam zıttı olarak hayat dolu biridir. Ortalarındaki güç transferi ile Harold o denli bir kıvama gelir ki ailesine Maude ile evlenmek istediğini bildirir. Lakin tam da bu sırada onu Maude bir sürprizle beklemektedir.
91. The Heartbreak Kid (1972)
IMDb: 7,0
Spor eşyaları pazarlamacısı olan Lenny Cantrow, balayı için gittiği Miami'de kaldığı otelde karşılaştığı uzun uzunluklu, sarışın ve cazibeli bir öğrenci Kelly Corcoran'ın peşine takılır. Bu esnada yeni evlendiği Lila güneş yanıklarıyla uğraştığı için otel odasından dışarı adımını atamamaktadır. Lenny kısa mühlet içinde karısına palavra söyleyerek Kelly ile görüşmeye başlar. Artık aklındaki tek fikir bir an evvel karısı Lila'yı terk edip hayallerindeki bayan olan Kelly'nin peşinden gitmektir...
90. Booksmart (2019)
IMDb: 7,2
ki yakın kız arkadaş (Kaitlyn Dever ve Beanie Feldstein), liseden mezun olmanın arifesinde, apansız daha az çalışmaları ve daha fazla eğlenmeleri gerektiğinin farkına varır. Akranlarının gerisinde kalmamak için hala vakti olan kızlar, dört yıllık eğlenceyi tek bir geceye sığdırmaya çalışır.
89. There's Something About Mary (1998)
IMDb: 7,1
Ted Stroehmann her vakit kaybedenlerden biridir. Psikiyatristini çıldırtan, mezuniyet gecesi hayalleri pantolonunun fermuarına yakalanan garip kişiliklerden biri. Bu zavallı ve bahtsız adamın tüm hayatı boyunca baht sadece bir defa yüzüne gülmüştür. Bütün erkeklerin hayalindeki bayan onu 17 yaşındayken bulmuş ve mezuniyet gecesine birlikte gitmeyi teklif etmiştir. Mary Jenson gerçek bir ilahedir, o geceye bir fermuar faciası sonunda Ted onunla gidememiş olsa da. Ted ortadan geçen 12 yıl boyunca onu bir daha görmez. Fakat Ted’e Mary’i unutturmayan ve hayatını sırf ona bağlayan bir şeyler vardır. Hala onun için mecnun olmaktadır. En yakın arkadaşı Dom’un ısrarları üzerine onu Miami de takip edecek bir özel dedektif meblağ.
88. The Gold Rush (1925)
IMDb: 8,2
The Gold Rush, altın aramak için yola koyulan bir adamın öyküsünü anlatıyor. Altın aramak için Klondike altın madenleri bölgesine giden 'The Tramp', burada çeşitli insanlık dramıyla ve zorluklarla karşılaşır. Makûs hava şartları nedeniyle bir kulübede öteki bir altın arayıcısı ve kaçak bir mahkumla yolları kesişen Şarlo kısa vakitte trajik olaylara şahit olur. Bu esnada insanoğlunun hırslı ve maddi istikametlerini şaşkınlıkla keşfeden Şarlo, sonunda altın madenleri bölgesine eriştiğinde artık bir maden emekçisi olmak istemediğine karar verir. Ama macera bununla sonlu değildir.
Efsanevi sanat adamı Charlie Chaplin’in en kıymetli sinemalarında başı çeken yapıt, Chaplin’in kendisinin de en çok bedel verdiği sineması olarak bilinir.
87. The Mask (1994)
IMDb: 6,9
Stanley Ipkiss (Jim Carrey), uygun yürekli bir banka memurudur. Bir gün bulduğu antika bir maskeyi takar ve inanılmaz güçlere sahip bir yaratığa dönüşür. Halk ortasında Maske diye tanınan kahramanımız, ezkaza Dorian Tyrel (Peter Greene) isimli bir mafya önderinin amacı haline gelir.
86. Popstar: Never Stop Never Stopping (2016)
IMDb: 6,7
Direktörlüğünü Akiva Schaffer ve Jorma Taccone'un üstlendiği sinemanın başrollerinde Sarah Silverman, Imogen Poots, Andy Samberg, Akiva Schaffer yer alıyor.
85. School of Rock (2003)
IMDb: 7,1
Dewey Finn, tüm hayatını Rock müziğe adamıştır. Lakin kimi sorunları ortaya çıkmaya başladığında büyük bir hazla bağlı olduğu kümesinden yollanır. Bir sürü kahrın içerisinde bir de karşısına borç sorunu çıkınca kendisini bir okulda müzik öğretmeni olarak bulur. Bu hayat onun müzisyen kimliğini değişik açılardan diriltecektir. 9 yaşındaki bir öğrencisi olan Yuki ile bir müzik kümesi kurarak müsabakaya katılmaya karar verirler. Günden güne kazanacaklarına daha çok inanmaya başlarlar.
84. Waiting for Guffman (1996)
IMDb: 7,5
Corky St. Clair, büyük bir Broadway müzikali üzerinde çalışmak isteyen istekli bir direktördür. Küçük bir kasabanın 150. yıl kutlamaları için hazırlık yapılmaya başlanmasıyla direktör, amatör bir şov hazırlamaya karar verir. Fakat Broadway eleştirmeni Bay Guffman'ın da geceye davet edilmesi işlerin karışmasına neden olur.
83. The Big Sick (2017)
IMDb: 7,5
Taze bir çift alakaları derinleştikçe ortalarındaki kültürel farklılıklar yüzünden karşı karşıya gelmeye başlıyor. Direktör koltuğunda Michael Showalter'ın oturduğu sinemanın başrollerini ise Matty Cardarople, Holly Hunter, Zoe Kazan üstleniyor.
82. Sullivan's Travels (1941)
IMDb: 7,9
John L. Sullivan Hollywood'ta sinema çeken genç ve tanınan bir direktördür. Sullivan mesleği mühletince yalnızca güldürü sinemalarına imza atmıştır ve artık daha önemli, daha gerçekçi bir sinema çekmeyi istemektedir. Bu isteğini stüdyo sahibi Bay Lebrand ile paylaştığında aldığı karşılık olumsuz olur. Lakin Sullivan bu kere kararlıdır ve başındaki proje için araştırmalarına başlar...
81. Old School (2003)
IMDb: 7,1
Hayatınız sıkıcı, çekilmez bir seyir izlemeye başladığında, eski günlere dönmek istediğiniz oldu mu hiç? Pekala okul günlerine geri dönmek ister misiniz? Merak etmeyin sıkıcı dersler ve hocalar yok. Derslerin olmadığı bir okul devri düşleyin. Geyik Muhabbeti (Road Trip) direktörü, yeni sinemasında geyikçilerin on yıl sonraki durumlarına odaklanıyor. Şatafatlı bir okul periyodu geçiren, yaşı otuzlarında üç kafadar, eski günlerdeki tat ve dokuyu yine yakalamak isterler. Derslerden bağımsız, yani çekirdeksiz bir okul devri yaratıp kendilerini oraya kilitlemek en büyük hayalleridir.
80. Slap Shot (1977)
IMDb: 7,3
Başarısız bir hokey kadrosu, maçlar sırasında daima arbede ederek ve şiddet uygulayarak muvaffakiyete ulaşabileceklerini keşfederler.
79. The Return of the Pink Panther (1975)
IMDb: 7,1
Efsanevi Pembe Panter elması bir kraliyet müzesinden kuşkulu bir halde çalınır. Baş Müfettiş olan Dreyfus, istemeyerek de olsa Clouseau'yu misyona çağırmak zorundadır. Soygunun akıllara düşen birinci şüphelisi, gününün en ünlü hırsızlarından biri olan Sör Charles Litton'dır. Lakin işin tuhaf yanı, Litton'ın bu hırsızlık problemiyle hiçbir alakası yoktur. Clouseau, kendi dedektiflik prosedürlerini kullanarak bu sorunun gizemini çözmeye kararlıdır.
78. Office Space (1999)
IMDb: 7,7
Peter Gibbons orta yaş krizine biraz erken dalmış, işi ve çalıştığı şirket için kendini heba eden bir bilgisayar programcısıdır. Lakin bu dayanılmaz ve beynini uyuşturan bitmek tükenmek bilmeyen rutinden artık çok sıkılmış ve bunalmıştır. Özel hayatı da doğrusunu isterseniz pek parlak değildir. Bir kız arkadaşı vardır elbette fakat aldatıldığından da emindir.
77. The Great Dictator (1940)
IMDb: 8,4
Büyük Diktatör, bir yanlışlık sonucu diktatör Adenoid Hynkel ile karıştırılan bir berberin kıssasını anlatıyor. Yoksul lakin yeterli niyetli Yahudi bir berber, bir gün bir karışıklık sonucunda diktatör Adenoid Hynkel ile karıştırılır. Bu büyük karışıklık sonucunda halk karşısında yaptığı konuşma ise herkesin hayatına dair birçok şeyin değişmesine yol açacaktır.
Charlie Chaplin’in her zamanki derin ironisiyle faşizmi ve faşist toplum yapısını sert bir biçimde eleştirdiği The Great Dictator, tıpkı vakitte büyük ustanın birinci sesli sineması. Sinemanın birebir vakitte en düzgün sinema ve erkek oyuncu kısımları da dahil olmak üzere tam beş kolda Oscar adaylığı bulunuyor.
76. Ace Ventura, Pet Detective (1994)
IMDb: 6,9
Ace Ventura, kaybolan hayvanları bulup geri getirme ve çalanların niyetlerini öğrenme konusunda uzmanlaşmış, ucuza çalışan bir özel dedektiftir. Miami Dolphins futbol kadrosunun maskotu olan balina Snowflake, ligin final maçı olan Superbowl’a kısa bir müddet kala kaybolur. Bunun üzerine kadronun yöneticilerinden Melissa Robinson Ace’den Snowflake’i bulmasını ister. Lakin Ace’in işi kolay olmayacaktır, zira kaybolan yalnızca maskot Snowflake değildir, birebir vakitte ekibin as oyuncularından da birkaç tanesi kaybolmuştur. Superbowl’a yalnızca iki hafta kala Ace’e düşen hem maskot Snowflake’i, hem de kaybolan oyuncuları bulmaktır.
75. The Royal Tenenbaums (2001)
IMDb: 7,6
Royal Tenenbaum ve karısı Etheline’nin üç çocukları vardır: Chas , Richie ve Margot. Ve Çift bir gün ayrılma kararı alır. Halbuki o güne dek; Chas çocuk sayılacak yaştayken emlak işine girmiştir ve memleketler arası finans dünyasında neler olup bittiğini bilecek seviyededir. Margot oyun yazmaktadır ve şimdi dokuzuncu sınıftayken elli bin USD’lik Braveman Grant ödülünün sahibi olmuştur. Richie teniste küçükler şampiyonudur ve U.S. Nationals finallerini üç yıl üst üste kazanmıştır. Artık, genç Tenenbaum’ların tüm bu parlak hayatı üzerinden ihanet, başarısızlık ve felaket dolu 20 yıl geçmiş ve her şeyin sorumlusu olarak kabul edilen kişi, ekseriyetle ailenin babasıdır. The Royal Tenenbaums, bir dahiler ailesinin ve bu ailenin apansızın, umulmadık formda bir kış toplantısı için tekrar bir ortaya gelmesinin öyküsüdür.
74. Kingpin (1996)
IMDb: 6,9
Kingpin, mesleği vaktinden evvel 'bitmiş' bir yıldız bowling oyuncusu, muvaffakiyete ve zenginliğe yeni bir yol ile ulaşmayı ummasını mevzu alıyor.
73. Best in Show (2000)
IMDb: 7,5
Best in Show, Amerika’daki ünlü bir köpek yarışına katılmak için eğitilen cins köpek sahiplerinin ömrüne odaklanıyor. Köpek sahipleri, yılın en hoş köpeğini belirleyen Mayflower Show'u kazanmak için ellerinden geleni yapar. Köpeğinin zaferi en çok hak ettiğini ve bu nedenle en düzgün dört ayaklı arkadaş olduğunu kanıtlamak isteyen yüzlerce iştirakçi yarış için büyük bir hazırlık içindedir. Fakat birçok eksantrik insanın bir ortaya geldiği bu yarışta kaos da kaçınılmaz olur.
72. Way Out West (1937)
IMDb: 7,6
Stanley ve Ollie, küçük bir köydeki altın madeninin tapusunu teslim etmek üzere görevlendirilir.
71. Mr. Hulot’s Holiday (1953)
IMDb: 7,4
Hulot, küçücük otomobiliyle, kendi başına tatile çıkar. Seyahatin sonunda kendisini deniz kıyısında, epey renkli bir otelde bulur. Bu otel, ismine tatil denilen ayrıksı kavramın bile tekdüzeleştiği bir yerdir. Her şey yemekten, içmekten ve eğlenmekten ibarettir. Bay Hulot ise güya bu sıkıcı tatilin tertibini bozmak için gönderilmiştir. Ondan sonra bu tatil, kimsenin unutamayacağı cinsten bir tatile dönüşecektir.
70. The Cable Guy (1996)
IMDb: 6,1
Steven, kız arkadaşıyla birlikte yaşadıkları konuttan kız arkadaşı tarafından kovulmuştur ve kendi konutuna çıkmak zorunda kalmıştır. Meskenine kablolar bağlatmak isteyen Steven, bu iş için çağırdığı kablocuyla tanışınca epey şaşırır. Çünkü bu kablocu, olağan hayat için ziyadesiyle fantastik birisidir. Artık kablocu Chip, Steven'ın peşine takılacaktır. Steven her ne kadar bundan kurtulmak istese de, başarılı olamayacaktır.
69. Top Secret! (1984)
IMDb: 7,2
Doğu Almanya'da gerçekleştirilen bir 'kültür festivali' esnasında bir kaçırma olayı gerçekleştirilir. Amerikalı Rock müzikçisi Nick Rivers için misyona çağrılma vaktidir. Doğu Almanya'da rehin tutulan bilim adamını kurtarmak onun vazifesidir. Üstelik Fransız servisinden de yardım alır! II. Dünya Savaşı'nı bahis alan casusluk sinemalarının parodisi olan üretim, kısaca ZAZ olarak anılan David Zucker, Jim Abrahams ve Jerry Zucker üçlüsünün elinden çıkma başrollerde ise Val Kilmer, Lucy Gutteridge, Peter Cushing yer alıyor.
68. The Death of Stalin (2017)
IMDb: 7,3
70'li yaşlarının ortasındaki SSCB başkanı Joseph Stalin'in sıhhati çok yerindedir. Paranoyak yapısı ile düşmanlarına kök söktürmeye, acımasızlığı ile en yakınlarının bile gözünü korkutmaya devam etmektedir. 20 milyon insanın vefatına sebep olmuş bir diktatör olarak hala tüm gücü elinde bulundurmaktadır. Ta ki bir sabah çalışma odasında meyyit bulunana dek. Diktatörün vefatının akabinde 30 yıl demir yumrukla yönetilen ülkenin içine düştüğü kaos bazıları için ise bir fırsat manasına gelmektedir. Stalin'in etrafındaki yalakalar bir anda iktidar yarışına girişir...
67. Take the Money and Run (1969)
IMDb: 7,3
Dünya sinema tarihinin en fenomen figürlerinden birisidir Woody Allen. Gerek oyuncu olarak, gerekse de direktör olarak, her izleyişte büyük keyif veren sinemalara imza atmıştır. İşte, 1969 üretimi 'Parayı Al ve Kaç' da bunlardan birisidir... Akıldan silinmeyen eğlenceli sahneleri ile bir epey eğlenceli bir çalışma olan bu sinemada, Virgil karakterini canlandıran Woody Allen adeta destan yazıyor. Virgil Starkwell, kabahat sürece takıntısından kurtulamayan, enteresan karakterde bir adamdır. Çocukluktan gençlik devrine, başarısız müzik mesleğinden, bir türlü mani olamadığı banka soyma saplantısına kadar hayatının bütün devirlerini anlatan belgesel formatında bir çalışma olan 'Parayı Al ve Kaç', Virgil’in etrafından beşerlerle yapılan röportajları da içeriyor.
66. Pee-Wee's Big Adventure (1985)
IMDb: 7,0
Eksantrik adam-çocuk Pee-wee Herman, çok sevdiği bisikletini güpegündüz çaldırınca, hayatının macerasına, ABD'nin dört bir yanına yanlışsız yola çıkar.
65. Heaven Can Wait (1978)
IMDb: 6,9
Joe Pendleton ölmek isterken bir sabah milyarder bir adamın vücudunda uyanıverir...
64. Goodfellas (1990)
IMDb: 8,7
Sıkı Dostlar'da, Henry Hill isminde bir gangster, Jimmy Conway ve Tommy De Vito isimli iki arkadaşıyla birlikte bir soyguna kalkışır. Gözleri daha yukarda olan iki arkadaşı soyguna katılan başkalarını öldürür ve mafya içinde yükselmeye başlarlar. Bu durum Henry’i olumsuz etkilemiştir ve bu mevzuda bir şeyler yapması gerekmektedir. Büyük usta Martin Scorsese’nin başyapıtlarından biri olan Goodfellas, 1991 yılında 6 kolda Oscar’a aday gösterilmiş, en düzgün yardımcı erkek oyuncu kolunda Joe Pesci’ye ödül kazandırmıştı. Bu sinema gerçek bir kıssadan alınmıştır...
63. Bananas (1971)
IMDb: 7,0
Yeni tüketici eserlerini deneyen Fielding Mellish, yüzeysel ve apolitik bir insandır. Siyasetle son derece yakından ilgilenen hareketçi Nancy ile tanışır ve kısa müddetli bir aşk yaşarlar. Bu esnada Latin Amerika’da yaşanan diktatör rejimi, aksiyoncuları ayağa kaldırır. Nancy de bunlardan birisidir ve bir arada olduğu erkeğin de önder ruhlu ve siyasetle ilgili olmasını ister. Bu yüzden alakalarını bitiren Nancy, Mellish’in dünyasını alt üst eder. Fellish bunun üzerine San Marcos’a sarfiyat. Yanlışlıklar ve bir seri komik olay sonucu kendisini San Marcos’daki hareketçilerin yeni başkanı ve San Marcos’un lideri olarak bulur.
62. Wayne's World (1992)
IMDb: 7,0
Wayne's World, çeşitli mevzularda, televizyon programı yapan iki arkadaşın öyküsünü anlatıyor. Wayne vaktini meskende geçiren bir adamdır. Saymakla bitmeyecek kadar iş deneyen Wayne konutunun bodrum katında bir televizyon programı çekmeye başlar. Arkadaşı Garth ile birlikte çektikleri programda bayanlar, müzik ve hayat hakkında konuşurlar. Kendilerini izleyen mahallî bir istasyon, gösterilerini daha profesyonel bir formda yapmalarını sağlayacak bir iş teklifinde bulunur. Yeni işleri ile birlikte hayatlarında büyük bir değişim yaşayan Wayne ve Garth bir mühlet sonra artık birebir kişi olmadıklarını fark ederler. Penelope Spheeris’ın direktör koltuğunda oturduğu sinemanın başrolünü Mike Myers ve Dana Carvey üstleniyor.
61. A Fish Called Wanda (1988)
IMDb: 7,5
Elmaslara pek düşkün(!) olan seksi Amerikalı Wanda ve erkek arkadaşı Otto, bir elmas koleksiyonunun soygununu planlayıp gerçekleştirmek üzere İngiltere’ye gelirler. Takımın öteki üyeleri George ve Ken’dir. Wanda ve Otto elmasları kendilerine saklamak istedikleri için George’u polise ihbar ederler. Meğer beriki elmasları çoktan öbür yere saklamıştır. Wanda elmasların yerini öğrenmek için son deva olarak George’un avukatıyla yakınlaşmak zorunda kalır ve güldürü doruğa tırmanır. Wanda İsminde Bir Balık, çağdaş klasikler ortasına girmiş eşsiz bir güldürü olarak yerini çoktan almış durumda. Usta oyuncular ve unutulmaz bir senaryo kurgusu da gayreti.
60. Midnight Run (1988)
IMDb: 7,5
Jack Walsh (Robert De Niro) şimdilerde ödül avcısı eski bir polistir. Johathan 'The Duke' Mardukas (Charles Grdoin) ise mafyayı dolandırıp zimmetine tam 15 milyon dolatr para geçirip bunu hayır kuruluşlarınıa bağışlamış hassas bir muhasebecidir. Bu ortada Jack’e Duke’u New York’tan Los Angeles’a sağ ve vaktinde getirmesi karşılığında 100,000 dolar teklif edilir. Kulağa her zamanki sıradan ödül avlarından biri üzere gelmektedir lakin olaylar hiç. de beklendiği üzere gelişmez. FBI tanıklık etmesi için Duke’ün peşindedir, mafya ise intikam için ve bir de Walsh vardır tabi Duke’ün peşinde onu susturmak için. Yalnızca birisinin bile vazifesini yapamaması ikilinin vefatı demektir.
59. Clueless (1995)
miro.medium.com
IMDb: 6,9
Jane Austen'in 1815 tarihli romanı Emma'dan esinlenilerek beyazperdeye aktarılan sinema, Beverly Hills'de yaşayan bir küme gencin dünyasını izleyiciyle buluşturuyor. Cher Horowitz okuduğu lisenin en tanınan kızıdır ve etrafındaki çabucak herkes ona hayranlık duymakta ve giysi tarzını anbean takip etmektedir. Cher'in en büyük zevki utangaç ve içine kapanık görünen öğrencileri tespit edip onların görünümünü değiştirmektir. Böylelikle yardım ettiği herkes farklı birine dönüşür ve hayatı büsbütün değişir. Cher'in son 'projesi' Tai isimli asosyal sınıf arkadaşıdır. Ne var ki bu süreç hepsinin hayatlarında yeni bir sayfa açacaktır.
58. Arsenic and Old Lace (1943)
IMDb: 8,0
Cary Grant ve ona eşlik eden dayanılmaz bir oyuncu takımı, Joseph Kesselring’in 1941 tarihli Brodway oyunundan Frank Capra’nın uyarladığı bu güldürü klasiğinde buluşuyor. Yorgun tiyatro eleştirmeni Mortimer Brewster’ın (Grant) kuşkulu şahıslara zehirli içki içiren iki halası (Josephine Hull and Jean Adair), Boris Karfoff’a benzeyen sosyopat bir kardeşi (Raymond Massey), kendini Teddy Roosevelt sanan bir öbür çatlak kardeşi, yeni evlendiği sabırsız bir eşi ve her şeyi yoluna sokmak için yalnızca bir gecesi vardır. Bu sirkin ortasında Cary Grant’in yüzü bir palyaço üzere şaşkın sözler alır, doğal atletik yapısı lastik bacaklı bir balerin üzere halden hale girerken gülmekten kırılacaksınız.
57. Mrs. Doubtfire (1993)
IMDb: 7,0
Daniel ve Miranda’nın evlilikleri hiç âlâ gitmemektedir. Miranda, Daniel’in ne kadar âlâ baba olduğunun farkında olsa da onu çok sorumsuz bulmaktadır. Karısına ve çocuklarına karşı büyük bir sevgi besleyen Daniel istemeye istemeye boşanmayı kabul eder. Lakin mahkemenin çocukları annelerine vermesi sonucu çocuklarından başka kalmak zorunda kalan Daniel, bu duruma bir tahlil bulmaya kararlıdır. En âlâ bulduğu tahlil ise dadı kılığına girerek çocuklarının bakıcısı olmaktır. Bu biçimde olduğundan apayrı bir karaktere bürünerek çocuklarının ve karısının inançlarını tekrar kazanan Daniel’in başı, aksiliklerden kurtulmayacaktır. Chris Columbus’un yönettiği Mrs. Doubtfire, 1994 yılında En Düzgün Makyaj kolunda Oscar sahibi olmuştu.
56. It Happened One Night (1934)
IMDb: 8,1
Sinemada, Ellie Andrews, kocasıyla ortasındaki münasebete girmeye çabalayan varlıklı babasından kaçmaktadır. Kaçışı esnasında New York yolunda işsiz ve kıssa peşindeki bir haberciyle tanışır. İkilinin bundan sonraki maksatları, otostop çekerek varmak istedikleri yere ulaşmak olacaktır. Periyodunun ve sinemanın kült direktörlerinden biri olarak addedilen Frank Capra’nın It’s A Wonderful Night ve Mr. Smith Goes to Washington’dan evvel kotardığı It Happened One Night, romantik güldürü cinsinin fitilini ateşleyen sinemalardan biri olarak gösteriliyor. Sinemanın başrolünü ise Clark Gable ile Claudette Colbert paylaşıyorlar.
55. Toy Story (1995)
IMDb: 8,3
Oyuncak Öyküsü'nde Andy oyuncak koleksiyonu yapmayı çok seven ve oyuncaklarına paha veren küçük bir çocuktur. Fakat Andy’nin oyuncakları hakkında bilmediği bir şey vardır. Bu da Andy’nin yokluğunda, oyuncaklarının kovboy Woody’nin önderliğinde hayata geldiğidir. Bir gün Andy hoş bir ikram alır. Bu armağan de son model bir oyuncak olan Buzz-Lightyear’dır. Andy’nin aldığı bu armağan oyuncaklar ortasındaki ego tartışmalarını da beraberinde getirecektir. Gösterildiği sene animasyon teknolojisini öteki bir noktaya taşıyan ve Pixar’ın piyasadaki yerini güzelden uyguna sağlamlaştıran Toy Story, bir periyodun çocuklarını derinden etkilemiş bir çizgi-fenomen.
54. The Man With Two Brains (1983)
IMDb: 6,4
Bir beyin cerrahı'nın hayatı, ölümcül bir bayanla evlenmesiyle alt üst olur. Konuşan bir beyne aşık olduğunda işler daha da aykırı masraf.
53. Bedazzled (2000)
IMDb: 6,0
Elliot Richards, etrafındakilere karşı her daim âlâ niyetli olmaya çabalayan bir adamdır. Fakat toplumsal ve özel hayatında bir türlü başarılı olamamaktadır. İş arkadaşı olan Allison Gardner'a büyük bir tutkuyla aşıktır. Allison ise Elliot'ın yalnızca varlığından haberdardır. Elliot bir gün hoş ve gizemli bir bayanla tanışır. Bu bayan, Elliot'ın ruhu karşılığında onun dileklerini gerçekleştireceğini söyler. Elliot bir cennetin ve bir cehennemin tam ortasında kalacaktır.
52. The Odd Couple (1968)
IMDb: 7,7
Karısından yeni ayrılan bir New Yorklu, boşanmış bir spor müellifi olan en uygun arkadaşının yanına taşınır, lakin paklık ve ömür şekilleri hakkındaki fikirleri gece ve gündüz kadar farklıdır.
51. Sons of the Desert (1933)
IMDb: 7,6
Stan ve Ollie, bir hafta içerisinde Chicago'da yıllık toplantılarını gerçekleştirecek olan 'Sons of Desert' isimli bir locanın üyeleridir. Tüm üyeler klasik yemini edebilmek için toplantıya katılmak zorundadır. Stan bu işin bu basamağında isteksiz olsa da Ollie arkadaşını ikna eder. Tereddütte olmasının nedeniyse karısının müsaade vermeyeceğini düşünmesidir. Lakin Ollie bir formda bu müsaadesi alabileceklerini düşünmektedir. Meskene döndüklerinde beklenen olur ve Stan'in eşi bu tarihteki dağ gezisi planlarını hatırlatarak toplantıya gitmesine müsaade vermez. Lakin bu durum ikiliyi planlarından vazgeçmeye yetmeyecektir.
50. Raising Arizona (1987)
IMDb: 7,3
Epeyce savlı bir pazarlıkla başlıyor sinemanın konusu. Daima olarak cürüm işleyen ve her seferiden de bu sebeple mahpusa düşen Hi McDonnough bir gün her her seferinde fotoğrafını çeken bayan polise bir teklif getirir. Ona evlenme teklif eder lakin bu gerçekleşirse cürüm işlemekten vazgeçeceğine kelam verir. Hakikaten de evlenirler. Hi, bir fabrikada çalışmaya başlar. Karı koca birlikte güneşin batışını izlerler. Bir gün çocuk istediklerinde ve Ed’in kısır olduğu anlaşıldığında eksiksiz bir tahlil bulurlar. Bölgenin en varlıklı adamı Nathan Arizona’nın şimdi doğmuş beşizlerinden birini çalacaklardır. Yine cürüm vakti gelmiştir.
49. In the Loop (2009)
IMDb: 7,4
Amerikan lideri ve İngiltere başbakanı Orta Doğu’da bir savaş çıkarma fantezileri kurmaktadırlar. Amerikalı General Miller ve İngiliz Memleketler arası Kalkınma Bakanı Simon Foster ise bu fikre katılmamaktadırlar. Hatta bakan Foster, bir radyo yayınında verdiği röportajda rastgele bir savaşın öngörülmediğini belirtir. Lakin daha sonra bu kelamını geri almaya çalışarak yaptığı açıklamanın yerine öteki bir açıklama yapar ve barışa giden yolda bazen çatışmanın gerekli olabileceğini söyler. Yaptığı bu iki farklı açıklama da her iki tarafın hükümetince savaş zıddı ve yanlısı iki kesim tarafından bir dizi dalaverelere yol açar. Şayet Simon Washington beşerinin haklarının yanında olursa ve şayet İngiliz tarafında da başbakanın baş danışmanı olan Malcolm Tucker’ın oylamadaki hilelerini durdurabilirlerse savaşın çıkmasını engelleyebilecektirler.
48. The King of Comedy (1982)
IMDb: 7,8
Bir yetişkin olmasına karşın hala ailesiyle yaşayan bir 'kaçık' olan Rupert Pupkin, pek yetenekli olmadığı halde bir gün ünlü bir komedyen olacağına inanmaktadır. İdolü ise güldürü yıldızı Jerry Langford’dur. Pupkin, şayet bir gün Langford’un TV programına çıkmanın yolunu bulursa, şöhretin kapısının önünde açılacağına dair bir saplantıya da sahiptir. Pupkin bir gün Langford’u, ümitsizce ona aşık olan hayranı Masha’nın elinden kurtarma fırsatı bulduğunda, hayalindeki adamla bu yakınlaşma fırsatını kaçırmaz. Halbuki ona laf olsun diye ümit verecek olan ünlü komedyenin hayatı, Pupkin’in varsayım edebileceğinden çok daha karışıktır ve karanlık istikametleri de mevcuttur. Kendisini karmaşık bağlar ve içinden çıkması sıkıntı durumlarda bulur. Martin Scorsese’nin Robert de Niro’yla işbirliği, genelde çok lezzetli meyveler vermiştir. Bazılarına nazaran 'kayıp' bir başyapıt olan The King of Comedy de, nitekim bu sinemalardan birisi. Yalnızca bir sinema şahesirini değil, Jerry Lewis’i alışık olduğunuzun çok dışında bir rolde izleme fırsatını da kaçırmak olmak.
47. Austin Powers: International Man of Mystery (1997)
IMDb: 7,0
Austin Powers… Günlerini moda fotoğrafçılığına ayıran bir sıradan adam, geceleri ise milletlerarası bir zımnî casusa dönüşen bir kanun sevdalısı… Peşinde olduğu Dr. Evil’i tam yakalamak üzereyken ellerinden kaçırmıştır. Dr. Evil da kendini saklamak üzere kendini dondurmuştur. Powers, Evil’ın dondurucudan çıkacağı günü olağan hayatında beklemek istemez. Bu nedenle kendini dondurur. 30 Yıl sonra, İngiliz Hükümeti Powers’ı dondurucudan çıkarır. Dr. Evil ve Austin Powers, tam otuz yıl sonra tekrar karşı karşıyadırlar. Casus sineması parodisi kıvamındaki Austin Powers serisinin sevilen sinemalarından olan International Man of Mystery’nin altında direktör Jay Roach’ın imzası var.
46. The Producers (1967)
IMDb: 7,6
Max Bialystock artık mesleğinin sonlarına gerçek yaklaşmakta olan, son vakitlerde maddi manada güç günler geçiren bir yapımcıdır. Broadway'de çalışan Max, sıradaki oyununu finanse edebilmek için yaşlı bayanlarla birlikte olmaktadır. Bir gün muhasebeci Leopold Bloom'un ofisine uğrayıp mali defterlerini denetim etmesiyle gerçekler gün yüzüne çıkar. Max, kazanabildiğinden daha fazlasını harcamıştır ve borçlu duruma düştüğü bireyler vardır. Bunun üzerine ikili bu sorunu çözmek ve yeni oyunun üretimini gerçekleştirebilmek ismine farklı bir plan yaparlar.
45. Rushmore (1998)
IMDb: 7,7
Max Fischer okuduğu okulun en tanınan talebelerinden bir adedidir. Birçok alanda etkin olan Max, okul gazetesindeki üst seviye misyonunun yanı sıra popülerliğini perçinleyen birçok okul kulübüne de üyedir. Bu tıp işlerle uğraşırken derslerini yoluna koymakta zorlanan Max, Oxford'dan ret karşılığını alınca eğitim konusundaki umutlarını kaybetmeye başlar. Üstüne üstlük derslerinden birini yürüten hocası Bayan Cross'a vurulması, Max'ın okul hayatını epey zorlaştıracaktır. Çektiği her sinemayla çocuksuluğunu yansıtmayı başaran Wes Anderson'ın ikinci uzun metrajı olan Rushmore'un başrollerinde Jason Schwartzman, Bill Murray ve Olivia Williams var.
44. Broadway Danny Rose (1984)
IMDb: 7,4
Lou Canova bir vakitlerin ünlü müzikçilerinden biri olan şimdilerde ise unutulmuş bir şöhretten diğeri olamayan bir sanatçıdır. Eski günlerine geri dönmek isteyen Canova bu nedenle bir menajer bulmaya karar verir. Bulduğu kişi ise daima bir vakitler ünlü olan eski şöhretlerle çalışmakta olan Danny Rose isimli bir menajerdir. Başarısız bir menajer olan Danny'nin enteresan bir planı vardır. Lou'nun her konserine kız arkadaşı Tina'yı getirmesi gerekmektedir, böylelikle başarılı olabilecektir. Lakin ortada büyük sorun vardır. Lou evlidir ve karısı Lou'nun hiçbir konserini kaçırmamaktadır.
43. The Blues Brothers (1980)
IMDb: 7,9
Jake Blues mahpustan çıkar çıkmaz kardeşi Elwood ile birlikte eski öğretmenleri Rahibe Mary Stigmata’ya koşar ve vahim gerçeği öğrenir: birlikte büyüdükleri yetimhane yokolmaktan kurtarmak için tam 5000 dolara muhtaçlık vardır. Jake ve Elwood bunun üzerine eski müzisyen arkadaşlarını bir ortaya toplayarak bir konser vermeye karar verirler. Bunu yaparken Şikago’nun altını üstüne getirecekler, peşlerinde tüm bir polis filosu ve naziler olduğu halde dayanılmaz bir serüvene girişecekler.
42. His Girl Friday (1940)
IMDb: 7,9
The Morning Post isimli çok satan bir gazetenin editörü olan Walter Burns, birebir gazetede çalıştığı eski karısı Hildy'nin sigortacı bir adamla nişanlandığını ve evlenmek üzere olduğunu öğrenir. Son derece başarılı bir çalışan olan Hildy, Walter'a, evlenip daha sakin bir hayat kurmak için işten ayrılacağını bildirir. Bu durum Walter'ın en düzgün çalışanını kaybetmesi manasına gelmektedir ve Walter'ın hiç de bu türlü bir niyeti yoktur. Bu nedenle çalışmalara başlayan adam, Hildy'nin nişanlısını takibe alıp başına türlü sıkıntılar açmaya çalışır.
41. Napoleon Dynamite (2004)
IMDb: 6,9
Napoleon Dynamite gerçek manada bir 'inek öğrenci' ya da 'tuhaf' denilebilecek tiplerden biridir. Ne meskende, ne sokakta, ne de okulda gerçek manada bir arkadaşlık ya da insani bir alaka yürütebilmektedir. Liger ismini verdiği bir hayvan çizerek kimseyi etkileyememektedir zira bir kaplan ile aslanın kombinasyonu ilgi çekmez. Tüm bu sıkıcılıklar bir gün Pedro ismindeki okula kaydını yeni yaptıran öğrenci vesilesiyle sona erecek, biçare Napoleon da bir kahramana dönüşecektir.
40. The Pink Panther (1963)
IMDb: 7,1
Fransız polis müfettişi Jacques Clouseau, sıra dışı ve son derece yetenekli bir hırsız olan Sör Charles Litton ile ilgilenmektedir. Kelam konusu hırsız birebir vakitte argümanlı bir bayan avcısıdır. Öte yandan İnterpol tarafından da aranmaktadır. Bir vakit, bu hırsız ile müfettiş, bir de dünyanın en meşhur ve büyük elması Pembe Panter’in sahibi olan prenses Kısma bir ortaya gelirler. Yer Alplerdeki Cortina D’Amprezzo’daki kayak beldesidir. Elbette ki Litton, hem elmasın hem de prensesin peşindedir. Alplerdeki entrika, karmaşa ve güldürü, Prenses Dala’nın verdiği maskeli balo ile doruğa çıkacak bu ortada herkes kendinden beklendiği üzere davranarak seyirciyi coşku dolu bir finale hakikat sürükleyecektir.
39. Coming to America (1988)
IMDb: 7,1
Afrikalı bir prens olan Akeem, 21. doğum gününde ailesi tarafından daha evvel hiç görmediği bir bayanla evlendirilecektir. Bu duruma karşı çıkan Akeem, babasından müsaade alarak parası ve ünü için değil kendisini sahiden sevecek bir eş bulmak için Amerika’ya masraf. Babası, prensin başına bir şey gelmesini engellemek için onun yanında sadık uşağı Semmi’yi de gönderir. Prens, herkesten kim olduğunu gizleyerek Amerika’da hayatının aşkını bulmaya çalışır. Semmi ile birlikte farklı kimliklere bürünen Akeem, bu süreçte kendisine yeni arkadaşlar, düşmanlar ve onlarca bela edinir.
38. Nuts In May (1976)
IMDb: 7,9
70'lerin Play for Today isimli antoloji dizisinin bir kısmı olan Nuts in May, Dorset'e kampa giden bir orta sınıf çiftini mevzu alıyor.
37. Elf (2003)
IMDb: 7,0
Buddy, Kuzey Kutbu’nda büyümüş ve bir Elf olmuştur. Ama uzunluğu büyümeye başlayınca temelinde bir insan olduğu ortaya çıkar. Ve Buddy tası tarağı toplayıp New York’a gelir. Emeli babasını bulmaktır. Kendi büyüdüğü dünyaya benzemeyen New York ona bir baba, yeni bir anne ve bir kardeş kazandır. Ancak bu insanların Noel’e inançları zayıftır ve Buddy en çok buna şaşırır.
36. The General (1926)
IMDb: 8,1
The General, sevdiği bayanı kaçıranlardan kurtarmaya çalışan bir adamın kıssasını anlatıyor. Johnnie makinisti olduğu treni 'The General'a ve Annabelle Lee isimli bir bayana aşıktır. Fakat Amerikan İç Savaşı başladığında çalıştığı sınır iptal edilir ve Johnnie de bir mühendis olarak daha kıymetli hale geldiğinden servisten alınır. Annabelle bu durumun Johnnie’nin korkaklığından dolayı kaynaklandığını düşünmektedir. Bir casus Annabelle’in de içinde olduğu treni kaçırınca Johnnie hem trenini hem de sevdiği bayanı kurtarmak üzere adrenalinle dolu bir seyahate çıkacaktır.
35. National Lampoon's Animal House (1978)
IMDb: 7,5
Faber Koleji'nin her okulda olduğu üzere bir 'kardeşlik kulübü' vardır; ancak kim başvursa kabul ettiği için şöhreti pek de uygun değildir. Bir öbür kulüp ise beyaz, Anglosakson, genç, varlıklı ve kendini beğenmiş erkeklerden oluşmaktadır ki onlara Dekan Worner dışında kimse tahammül edemez. Bu ikinci kulübün takviyesini ardına alan dekan, birinci kulüpteki haylazları okuldan uzaklaştırmak için bir liste oluşturur. Ve planı güzel geldiniz partisinden çabucak evvel devreye girer... Direktörlüğünü John Landis'in üstlendiği sinemada başroller John Belushi, Karen Allen, Tom Hulce ve Mary Louise Weller.
34. When Harry Met Sally (1989)
IMDb: 7,6
Bir seyahat sırasında karşılaşıp tanışan Harry ve Sally isimli iki genç sohbetleri esnasında tıpkı üniversiteden mezun olduklarını, fakat daha evvel hiç karşılaşmadıklarını fark ederler. Bu keyifli sohbet sırasında husus ikili bağlantılara gelir ve iki karşı cinsin arkadaş olup olamayacağı üzerine uzun uzun tartışırlar. Sonuç ise arkadaş olamadıkları tarafındadır. New York'a vardıklarında ayrılırlar ve ikisi de başka farklı kendi hayatlarını yaşamaya devam ederler. Ta ki yazgı yollarını tekrar birleştirene dek...
33. A Night at the Opera (1935)
IMDb: 7,9
2 sevgili gittikleri operaya kabul edilmezler. Marx kardeşler de genç aşıklara talih verebilmek için gerçek tenorun gelmemesini sağlarlar. Marx kardeşlerin eğlenceli maceralarını izlerken kahkaha cümbüşüne hazır olun.
32. Shaun of the Dead (2004)
IMDb: 7,9
Bir adam can çekişmekte olan hayatını kurtarmaya karar verir. Birinci adım olarak da eski kız arkadaşını yine kazanmayı planlar. Annesi ile olan alakasını düzeltmek ister. Bir gün Kuzey Londra’yı zombiler basar. Sokaklarda ölüler birikmeye başlar. Bütün bunları izleyen Shaun, sevdiklerini kurtarmaya karar verir. Liz, Ed, Pete ve annesini toparlayıp Winchester'a ulaşabilirse hayatta kalacaklarına inanan Shaun'u kuvvetli bir macera beklemektedir. Annesi bir zombi tarafından ısırılır. Shaun onu öldürmek zorunda kalır. Sinema aslında bir zombi güldürüsü. Eleştirmenler tarafından epeyce övgü aldı.
31. ¡Three Amigos! (1986)
IMDb: 6,5
Three Amigos, üç işsiz aktöre odaklanıyor. Meksika'nın bir köyünde El Guopa isimli haydut ortalığı haraca bağlamış ve terör estirmektedir. El Guopa'dan bıkan köy halkı tüm paralarını birleştirerek onu yok etmek için kiralık silahşor tutmaya karar verirler. Sinemada gördükleri üç silahşoru gerçek sanan köy halkı mektup yazarak iş tekliflerini iletirler. Gelen teklifi bir sinema sanan üç silahşor, köye masraf. Lakin bir müddet sonra onlar olayın ciddiyetini, köy halkı da onların beceriksizliğini anlar. Tekrar de pes etmeyen üç silahşor El Guopa'yı alt etmek için planlarını yaparlar.
30. South Park: Bigger, Longer & Uncut (1999)
IMDb: 7,7
Kyle, Stan, Kenny ve Cartman yalnızca yetişkinler için yapılan bir sineması izlerler. Bu sineması izledikten sonra psikolojileri tümden değişir. Ebeveynleri çocuklarının bu kadar etkilendiklerini görünce mevzubahis sineması protesto etmeye karar verirler. Bu ABD ile Kanada ortasında başlayacak olan savaşın fitilini ateşleyecektir.
29. Dirty Rotten Scoundrels (1988)
IMDb: 7,4
Freddy Benson, bayanları etkileyerek onları dolandıran bir sahtekardır. Lawrence ise nazik, kültürlü ve aristokrat hali ile tıpkı mevzuda uzmanlaşmış bir dolandırıcıdır. Bir gün yolları kesişen Freddy, Lawrence'tan kendisine de işin inceliklerini öğretmesini ister. Bir müddet devam eden ortaklarından sonra Freddy işi gereğince öğrenir, lakin Lawrence'ın etrafından ayrılmak istemez. Kasaba iki usta sahtekara yetecek kadar büyük değildir ve birinin gitmesi gerekmektedir. İkili ortasındaki rekabet kızışınca bir bayandan 50.000 dolarını almak üzere bahse girerler. Oyun başlayınca işler daha eğlenceli ve komik hale gelecektir.
28. Zoolander (2001)
IMDb: 6,5
Derek öteki insanlardan farklıdır. Derek'in hayati işlevlerinin idaresini sağlayan beyni, ne yazık ki fazla gelişkin değildir. Katinka isimli bir terörist, Derek'in bu zaafını fark ederek onu kendi emelleri doğrultusunda kullanmaya karar verir. Derek, Katinka'nın buyrukları doğrultusunda Malezya ülkesinin başbakanını öldürmek üzere bir maceraya atılacaktır. Öte yandan CIA de bu durumun farkındadır ve Derek'i kendi faydasına kullanmanın planlarını yapmaktadır. Derek bir mühlet sonra, etrafında olup biten hiçbir şeyin farkında olmadan bir çift-taraflı casusa dönüşecektir.
27. Blazing Saddles (1974)
IMDb: 7,7
Küçük bir kasabanın şerifi öldürülünce Bart (Cleavon Little), tümü beyaz olan Rock Ridge kasabasına atanan birinci siyah şerif olur. Çabucak çabucak herkesin isminin Johnson olduğu bu kasabada sıcak 'hoş geldinler' ile karşılanmayı bekleyen saf Bart, kısa müddette bunun pek de mümkün olmadığını görecektir. Kasabanın sarhoşunu sağ kolu yapan Bart, bu insanları ırkçılıktan kurtarmak için planlar yapar...
26. The Castle (1997)
IMDb: 7,7
Kadastro memuru K. geç bir vakit, kar fırtınasından ve uykusuzluktan yorgun, çalışacağı köyün bir hanına varır. Han sahibinin ve müşterilerin yabancıları güzel karşıladıkları pek söylenemez. K. bunu köye yerleşmek ya da şatoya girmek isteğini gerçekleştirme sürecinde daha da yeterli anlayacaktır. Şato tarafından resmî buyrukla çağrılmış olsa da ne sahiden vazifeye başlayabilir, ne de Şato’da bir yetkiliyi görme uğraşları sonuç verir. Şatoya yaklaşma yahut oraya götürecek ilişki teşebbüsleri K.’yı düzgünce dolambaçlı yollara ve karmaşık bağlara sürükler.
25. Bridesmaids (2011)
IMDb: 6,8
Bayanların alakada sıkıntıları asla bitmez. Hatta nişanlansalar ve düğün arifesinde dahi olsalar! Annie hayatı karman çorman giden, erkeklerle bağlantılarında dikiş tutturamayan bir bayandır. Bir gün en yakın arkadaşı Lillian nişanlanır ve düğününde Annie’ye baş nedime olmasını teklif eder. Annie mecnun dolu bir bayandır lakin başka nedimelerin de, Helen, Megan, Rita ve Becca, ondan geri kalır yanı yoktur! Kaza Kurşunu ve Kırk Yıllık Bekar üzere romantik güldürülerle tanıdığımız direktör Judd Apatow'un yapımcılığında kotarılan Nedimeler, Amerikalı bekarlarının bitmek bilmeyen evlilik öncesi sendromuna ve bu sendromun en güzel arkadaşlar üzerindeki travmalarına güldürü çerçevesinden yaklaşıyor.
24. Play It Again, Sam (1972)
IMDb: 7,6
Karısı tarafından terk edilen eleştirmen Allan’ı, bu travmatik durumdan arkadaşları kurtarmaya çalışır. Allan arkadaşlarının tanıştırdığı yeni kızlarla flört ederken, bir yandan da alt benliği olan Humphrey Bogart’ın tavsiyelerine uymaktadır. Allen’ın birebir isimli tiyatro oyunundan uyarlanan sinema, her bir dakikasında farklı bir lezzet taşıyan, dolu dolu bir güldürü.
23. Tootsie (1982)
IMDb: 7,4
Michael Dorsey, yetenekli bir oyuncu olduğunu düşünmesine karşın bir türlü iş bulamamaktadır. En sonunda bayan kılığına girerek Dorothy Michaels ismiyle bir televizyon dizisinin seçmelerine katılır. Kendisinin de hiç beklemediği bir halde seçmeleri kazanınca aslında olmadığı bir karakteri yaşamak zorunda kalır. Üstelik kısa bir müddet içinde büyük bir muvaffakiyet kazanarak çok da meşhur olur. Artık geri dönüş yapabilmek için çok da fazla talihi kalmamıştır. Aşık olduğu Julie Nichols dahil kimse asıl kişiliğini bilmemektedir.
22. Ghostbusters (1984)
IMDb: 7,8
Paranormal hususlara düşkün Dr. Peter Venkman ve 3 kafadar akademisyen arkadaşı bir işe yaramadıkları gerekçesiyle Columbia Üniversitesi’nden atıldıklarında kendi işlerini kurmaya karar verirler ve hayalet avcılığı şirketi Ghostbusters doğar. TV reklamları sayesinde isimlerini duyurup, New Yorkluları kentin orasına burasına musallat olmuş hayaletlerden kurtarmaya başlarlar. Bir gün hoş viyolonselist Dana Barrett tarafında kiralandıklarında, genç bayana ilişkin konutun, New York’u istila etmeye başlayan makus ruhlar tarafından dünyaya giriş kapısı olarak kullanıldığını anlarlar. İşler denetimden çıkar.
1984’te, o vakte dek yapılmış en değerli güldürü sineması olarak vizyona girdiğinde çılgınlık derecesinde sevilmiş olan Hayalet Avcıları; Dan Aykroyd ve Harold Ramis’in birlikte yazdıkları dahice senaryo kadar, Bill Murray ve Rick Moranis üzere komedyenlerin usta oyunuyla da unutulmazlar ortasına girmiş bir üretim.
21. Young Frankenstein (1974)
IMDb: 8,0
Atalarından gurur duymasa da, Tabip Frankenstein en azından doğduğu topraklara dönmeyi ve ailesinden kalan şatoyu devralmayı kabul eder. Meczuplukla nam salmış ailesine ve dedesinin işlerine inanmasa da laboratuvarda bulduğu bir deney kitabı tüm fikirlerini değiştirecektir. Torun Frankenstein dedesinin müsaadeden giderek kendi canavarını tasarlar. Cesetlerden bir ortaya getirdiği bu canavarı yaparken, kendisine sadık uşak Igor da yardım eder. Lakin maalesef bir dâhinin beynini bulamayınca, Igor büyük bir ezkaza bir özürlünün beynini canavara takar.
20. Four Lions (2010)
IMDb: 7,3
Gösterildiği şenliklerde tartışma yarattığı kadar övgü de toplayan bu zeki güldürü, Batı'da İslam'la birebir kefeye konulan terörist hareketleri alaya alıp, terör sıkıntısına dair ironik bir hal geliştiriyor. İngiltere'de yaşayan ve kendilerini cihat aşkına kaptıran bir küme adam bilinmeyen bir plan yaparlar. Hedefleri seslerini duyuracak büyük bir harekettir. Ancak kafadarlar bu aksiyonu meselesiz bir halde gerçekleştirmekten o kadar uzaklardır ki, bu durum gerçek motivasyonlarının ne olduğuna dair güçlü soru işaretlerinin belirmesine neden olur.
Ele aldığı bahse yavuz, gözü pek olduğu kadar da tarafsız yaklaşan sinema, klasik İngiliz mizahının sözcülüğünde derin bir bildiri da taşıyor ve artık klasikleşerek kanıksanan ve bir ritüele dönüşen felaketlerin gerisindeki aktörleri insani birer kuklaya dönüştürüyor.
19. Duck Soup (1933)
IMDb: 7,8
Freedonia, özgür ve yiğit insanların ülkesidir. Lakin tekrar de bu ülke son vakitlerde yaşadığı ekonomik krizle oldukça sarsılmıştır ve iflasın eşiğine gelmiştir. Bu durumdan onları kurtaracak tek kişi varlıklı bir dul olan Bayan Teasdale'dir. Teasdale'in tek bir kaidesi vardır: Rufus T. Firefly'ın lider olması. Öte yandan komşu ülke Sylvania ile gerginlik yaratılmaya çalışılmaktadır.