Ankara Universitesi (AU) Tıp Fakultesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Oğretim Uyesi ve Ramatoloji Uzmanı Prof Dr Şebnem Ataman, elde 2 haftadan fazla devam eden ve 6 hafta sonrasında kronikleşen ve sabahları tutukluk ile kendini gosteren ağrının, romatizmal hastalığın belirtisi olabileceğini soyledi
Ataman, AA muhabirine yaptığı acıklamada, el ağrılarının genelde sinsi başladığını ve zaman icinde kendini daha belirgin hissettirdiğini belirtti Ataman, sabah uyanıldığında ellerde tutukluk ve sertlik hissinin sıradan bir durum olarak algılanmaması gerektiğinu vurguladı
İnsanların bu tur ağrıları genellikle onemsemediğini ve hekime başvuruda gec kaldığını ifade eden Ataman, ağrının bazen tek eklemde, bazen yaygın, bazen parmaklar oynatıldığında ya da bir nesneyi tutarken zorlanma şeklinde kendini gosterdiğini bildirdi
Ağrının farklı nedenlerden kaynaklanabildiğini ve en kısa surede nedeninin saptanması gerektiğini vurgulayan Ataman, şunları kaydetti:
''Ağrı bir parmak ya da birkac parmakta olabilir Kimi zamanda iki elde yaygın ağrı şeklinde gorulebilir Tek parmakta hissedilen ağrıdan genellikle zorlama, mekanik bir olay veya travma, birden fazla eklemi ya da parmağı tutan ağrılardan ise romatizmal hastalıklar sorumlu olabilir Gece ağrı yapan, sabahları ağrı ile birlikte, elleri kavuşturmakta, yumruk yapmakta zorlanma gibi tutuklukla kendini gosteren, 2 haftadan fazla devam eden ve 6 hafta sonrasında kronikleşen el ağrısı, iltihaplı romatizma olarak tanımlanabilen (romatoidartirit)in on bulguları olabilir''
Ataman, hastalarda ağrının yanı sıra kimi zaman şişlik de gorulebildiğini dile getirerek, ''Bazen hastalar, herhangi bir travma olmamasına, kilo almamasına karşın yuzuğunun parmağına dar geldiğini soyleyebiliyorlar ya da tam eklem bolgelerinde şişlik ve ağrı olduğu yorumunda bulunuyorlar Bu belirtiler hastalığın daha ciddi duzeyde olabileceğinin sinyalleri olarak algılanmalı'' uyarısında bulundu
''EN SIK KADINLARDA GORULUYOR''
İltihaplı romatizma hastalığının, dunya genelinde her 100 kişiden birinde gorulduğunu belirten Ataman, ''Daha cok doğurganlık doneminin sonuna doğru 30'lu 40'lı yaşlarda başlıyor Daha erken donemde gorulse bile bu donemde en ust seviyesine cıkıyor'' dedi
Hastalığın en sık kadınlarda gorulduğune dikkati ceken Ataman, şoyle devam etti:
''Erkeklerde gorulme sıklığı kadınlara oranla daha az Başta bu tur bulgularla kendini gosteren hastalık, ilerledikce eklemlerde bozukluklara yol acıyor
İlk olarak elde başlayan tutukluk, sonra vucutta omurga haric ayak, bacak ve kollarda şişlik, ağrı, hareket kısıtlığı ve fonksiyon kaybı ve ile tum eklemlere yayılabilir Kalca ve dizleri etkilediğinde oturup kalkmada, ayakları etkilediğinde ayağı oynatmada, omuzu etkilediğinde sacları tarayamama, elleri etkilediğinde kapı kolunu tutamama gibi eylemlerde zorluk yaşanıyor, adeta sakatlık durumu soz konusu oluyor''
Ataman, iltihaplı el romatizması geliştiğinde hastalığın omur boyu devam ettiğini, ancak duzenli takip ve tedavi ile ilerlemesinin durdurulabildiğini vurgulayarak, erken tanı ve tedaviyle ileri evrede oluşabilecek şekil bozukluklarının onlenebildiğini ifade etti
Hastalığın ilacla tedavi edildiğini, ilacların coğunun raporla verildiğini ifade eden Ataman, raporların yenilenmesi ve hastalığın seyrine bakılması icin mutlaka uzman hekim tarafından 3'er aylık sureyle takip yapılması gerektiğini kaydetti
Hastalığın ilerlemesi halinde ciddi sağlık sorunlarının ortaya cıkabileceğine dikkati ceken Ataman, ''Kalp hastalıkları, damar sertliği, bobrek ve akciğerlerde gorulebilecek hastalıklara eğilim artıyor Bu hastalıkların ortaya cıkmasına bağlı yaşam suresi azalabiliyor Hastalık tedavi edilmediğinde ise hastanın yatalak kalması, tekerlekli sandalyeye mahkum olması gibi sonuclar doğabiliyor'' diye konuştu
''GENETİK ETKİLİ FAKTOR''
Ataman, hastalığın ortaya cıkmasında genetiğin etkili bir faktor olduğunu belirterek, ''İkizler uzerine yapılan calışmalarda, ikizlerden birinde iltihaplı el romatizması gorulduğunde, diğer ikizde de aynı hastalığın gorulme olasılığı normale gore daha fazla tespit edilmiş'' dedi
Bazı hormonların da etkili olduğunun duşunulduğunu dile getiren Ataman, şoyle devam etti:
''Orneğin, lohusalık doneminde ve doğum sonrasında bu hastalığa yakalanma riskinin daha yuksek olduğu belirlenmiştir Bu da bazı hormonal faktorlerin rol oynadığını duşundurmektedir Ayrıca, gebelikte hastalık iyileşme yonunde seyir gosterirken, gebelik sonrasında hastalık yokken gelişebilmekte ya da şiddeti artabilmektedir
Bunun dışında bazı viral enfeksiyonların genlerle iletişime gecerek hastalıkta rol oynayabildiği onerilmektedir, ancak hastalığın kesin nedeni hala bulunabilmiş değil''