bilgiliadam
Yeni Üye
En komik hacivat ve karagoz diyalogları
Ramazan Geldi!
Hacivat : Yar Bana Bir Eğlenceeee! Karagozum Acele Cık Pencereyeee
Karagoz : Ne Bağırıyorsun Hacı Cav Cav Kulağımın Dibinde
Hacivat : Sevgili Karagozum 11 Ayın Sultanı Ramazan Geldi Ne Guzel, Ne Bereket
Karagoz : Nee! Sultan Bizim Eve Mi Geldi?
Hacivat : Yok Karagozum Can Ozum Ramazan Ayından Bahsediyorum Hani, Ayların En Guzeli, En Bereketlisi
Karagoz : Vıy Vıy Vıy Yine Mi Kactı Katibin Kedisi?
Hacivat : Yahu Karagozum Hep Yanlış Anlıyorsun
Karagoz : Vıy Vıy Vıy Hacı Cav Cav Sen De İyice Kaşınıyorsun (İftar Topu Atılır:Gummm!)
Hacivat : Yaşasınnn! Top Patladı Karagozum Gel İftar Yapalım
Karagoz : Evin Kapısını Acık Mı Bırakalım?
Hacivat : Yahu Karagozum Gelde İftarımızı Edelim, Şerbetimizi İcelim
Karagoz : Şerbet Dedin Beni Mest Eyledin! Kunduramı Giydim Tez Yanına Geldim (Karagoz Hacivat ’ın Evine Gider)
Hacivat : Hoş Geldin Sevgili Karagozum, Sefa Getirdin İftar Vakti Evime Neşe Getirdin Soframa Bereket Getirdin Bu İcabetinle De Beni Mest Eyledin
Karagoz : Sende Sopayı İyice Hakettin (Gulerekimagesenkomikhacivatvekaragozdiyaloglari5b076f29bcf35png Şaka Şaka Guluşerek Yemeğe Başlarlar
KARAGOZ İLE HACİVAT: LEYLEK
Mart ayının ortası Kar yeni kalkmış Ortalık ayaz, hava buz gibi Karagoz nicedir işsiz Kazağını, paltosunu eskiciye satmış Yarı ac, yarı tok Ustunde bir fanila, bir mintan Soğuk havada iş bulmak icin gezerken, dişlerinin takırtısı Uludağ'dan duyuluyor Karagoz tam bu esnada Hacivat'la karşılaşır
Hacivat: Merhaba Karagozum Nasılsın, iyi misin?
Karagoz: İyi değilim Hacivat Donuyorum
Hacivat sağa sola bakınır Bir evin bacası ustundeki leyleği gorur Parmağıyla leyleği işaret ederek:
Bak Karagozum, leylekler gelmiş Artık yaz geliyor
Karagoz: Hacivat, anlamsız konuşma Hem leylek gelmiş diyorsun, hem kaz geliyor diyorsun
Hacivat: Kaz demedim Karagozum, yaz geliyor dedim
Karagoz: Kaz yazayım ama ben yazı bilmem ki Yaz demek kolay
Hacivat: Dediklerimi yanlış anlıyorsun Karagozum Bak leylek nasıl da takırdıyor
Karagoz cenesini tutar:
Takırtı benden geliyor Paltom yok da, soğuktan dişlerim takırdıyor
Hacivat: Palton yok mu? Doğru ya, paltonu giymemişsin Al benim paltomu giy diyen Hacivat paltosunu Karagoz'e verir Karagoz paltoyu giyer ve dişlerinin takırdaması durur Bu sefer uşuyen Hacivat'ın dişleri takırdamaya başlar
Karagoz: Hacivat, bu leylek yolunu kaybetmiş, kış gunu Bursa'ya gelmiş Şimdi gercekten takırdamaya başladı
Hacivat: Karagozum, leylek değil, ben takırdıyorum O palto senin olsun Kurkcu Emin'den kendime kurklu palto alacağım
Karagoz: Korukcu Cemil'den palto mu calacaksın?
Hacivat: Calmayacağım, parasıyla kurklu palto satın alacağım
Karagoz: Hacivatım, paltonu geri al, bana kurklu palto satın al
Hacivat: Olmaz Karagozum, benim eski paltomu sen giy Ben kendime kurklu palto alacağım
Karagoz, kendine alma, bana al dedikce, Hacivat, sana değil, kendime alacağım dedi ve birlikte Kurkcu Emin'in dukkanına girdiler Bunlar dukkanda tartışa dursunlar, Kurkcu Emin bir diğer lakabı da tilki Emin: Gencliğinde bir taşla dort kuş vurmuşluğu vardı Şimdi ise, bir taşla iki kuş vurmanın derdindeydi Sensin dedi, buyuksun dedi, zenginsin dedi ve Hacivat'a iki kurklu palto sattı Paltoların birini Hacivat, diğerini Karagoz giydi
Hacivat, Karagoz ile birlikte yolda giderken, gorduğu bir fakire eski paltosunu verdi İki arkadaş ilk karşılaştıkları yerden gecerken, leyleğin o evin bacasının ustunde olmadığını gorduler
Hacivat: Bak Karagozum, leylek yok, gitmiş
Karagoz başını kaldırır, etrafına bakınır:
Başka leylekler mi gelmiş? Hani nerede?
Hacivat: Başka leylek falan yok Tek leylek vardı, o da gitmiş
Karagoz: Ha, şu zamansız gelen leylek Onun sayesinde kurklu palto sahibi oldum Şansım acıldı Bundan sonra beni kimse tutmasın
KARAGOZ İLE HACİVAT: MANGAL SEFASI
Hacivat: Karagozum, sucuk aldım Gel mangal sefası yapalım
Karagoz: Birer kangal alalım ama benim bahce kucuk, kangala dar gelir
Hacivat: Kangal demedim Karagozum, mangal dedim Mangalda sucuk pişirelim
Karagoz: Kangalla cocuk bir arada olmaz Yaşar'ı kangal ısırır
Hacivat: Canım, ne Yaşar'ı, ne kangalı, sucuk dedim, mangal dedim
Karagoz: He oyle soylesene, sucuğu mandalla tavana asarsın
Hacivat: O neden? Neden sucuğu tavana asıyorsun?
Karagoz: Kurusun diye Kuru sucuğun tadı farklı olur
Hacivat: Tamam Karagozum, sucuğu kuruttum, mangalı bahceye oturttum
Karagoz: Ben senin bahceye gelmem, Hacivat
Hacivat: Gelmezsen gelme Ben de kendime ziyafet cekerim
Uzaklaşıp giden Hacivat'ın arkasından Karagoz soylenir:
Seni gidi beni bilmez Kangalı kesmiş, sucuk yapmış, mangalda pişirecekmiş Bende o sucuğu yiyecek goz var mı?
SON
HACİVAT – Hoş geldin sevgili Karagozum!
KARAGOZ – Hoş bulduk kel kafalı kara uzum!
HACİVAT – Nereden gelip, nereye gidiyorsun bakalım?
KARAGOZ – Bir yere gittiğim yok da, oğlumla kac saattir okumayazma calıştık… Biraz gezeyim dedim
HACİVAT – Tabii iyi yaptın efendim, kafan balon olmuştur
KARAGOZ – Hay hay, kafam balon oldu da ucmasın diye boynuma yapıştırdım
HACİVAT – Hemen yanlış anlama, yani uzun zaman ders calışmaktan kafan şişmiştir
KARAGOZ – Kafam pişti de soğutmaya cıktım
HACİVAT – Allah iyiliğini versin! Neyse, calışmalar iyi gidiyor mu?
KARAGOZ – Hem de nasıl iyi gidiyor bilemezsin Hacı Cavcav! Sen soyle de mudur benim ilkokul diplomamı hazırlasın…
HACİVAT – Efendim sen hele hepsini iyi oğren de diploma işi kolay…
KARAGOZ – Şey, okuma yazma oğrenirsem diploma başka başka ne işime yarayacak?
HACİVAT – Bak, mesela artık muhure luzum kalmayacak…
KARAGOZ – Yerine kimse bakmayacak mı?
HACİVAT – Kimin yerine Karagozum?
KARAGOZ – “Artık mudure luzum kalmayacak… dedin ya!
HACİVAT – Efendim mudur değil muhur! Hani imza yerine bastığın damga yok mu?
KARAGOZ – Oyle soylesene koftehor!
KARAGOZ İLE HACİVAT: PARAYI KİM BULDU
Karagoz iş bulur Yedi gun calışır ve ilk haftalığını alır Akşamustu evine donerken haftalığını kaybeder Geldiği yoldan geriye doner ve duşurduğu paralarını aramaya başlar Diğer yandan da soylenmektedir:
Paracıklarım, paracıklarım, gitti paracıklarım Keşke paralarım cebimde dursaydı da ben kaybolsaydım
Aynı saatte evine donmekte olan Hacivat Karagoz'le karşılaşır
Hacivat: Hayrola Karagozum, yanımdan gecersin beni gormezsin Paracıklarım dersin Para mı kaybettin?
Karagoz: Hic sorma Hacivat Haftalık almıştım, onu kaybettim
Hacivat: Bir goren, bir bulan yok mu?
Karagoz: Dort goren, beş bulan var Canımı sıkma, canını yakarım
Hacivat: Aman Karagozum kızma Para kaybedince ararsın bulamazsan, kadıya gidersin
Karagoz: Hı
Hacivat: Para kaybettin, aradın bulamadın, ne yaparsın? Kadıya gidersin
Karagoz: Demek paramı kadı bulmuş
Hacivat: Kadının para falan bulduğu yok Parayı bulan kadıya bırakır Kaybeden kadıya gider Para kadıdaysa parasını alır
Karagoz: Ya para kadıda yoksa
Hacivat: O zaman avcunu yalar
Karagoz: Yani şimdi avcumu yalarsam param bulunur mu?
Hacivat: Nereni yalarsan yala paran bulunmaz
Karagoz: Ne yapmak gerekir?
Hacivat: Kadıya gitmek gerekir Buyur Karagozum, onden sen yuru
Karagoz: Onden ben yurumem, yanyana gidelim
Hacivat ile Karagoz kadıya giderler Yolda para bulan birisi parayı getirip kadıya teslim etmiştir Fakat paranın sahibinin kim olduğunu bilmemektedir Karagoz'un haftalığını kaybettiğini oğrenen Hacivat onu kadıya yonlendirir Cunku Karagoz'un kaybettiği parayı bulan Hacivat'tır
BAYRAMLAŞMA BAYRAMI
(Karagoz gelir, iceri girerler)
Hacivat : Karagoz'um hoş geldin!
Karagoz : Hoş bulduk Hacı Cavcav, hoş bulduk! Ver elini opeyim!Hacivat : Efendim, bu ne el opmesi?
Karagoz : Pataklarım ha, oğrenemedin mi? Bayramlaşma el opmesi tabi
Hacivat : Tamam, biliyorum da, bayramın daha ilk gununde bu kacıncı bayramlaşma?
Karagoz : Koftehor, kacıncı olursa olsun, bayramlaşma kotu mu?
Hacivat : Canım kotu olur mu? Bayram guzel, bayramlaşma cok guzel ama
Karagoz : İyi ya, benim bayramın ilk gunu fırsat buldukca senin elini opmem de hepsinden guzel
Hacivat : Artık yeter efendim! Bayram namazından sonra sabah camide bayramlaştık
Karagoz : Yalan soyleme! Bayram bahşişi almak herkesin icinde ayıp olur diye dışarıda bayramlaştım
Hacivat : Her ne ise Beraber yuruduk, evlerimize ayrılırken tekrar bayramlaştın! Yine ses cıkarmadım
Karagoz : Hele ses cıkar da goreyim Hacivat benimle bayramlaşmıyor, elini opturmuyordiye bağırırım
Hacivat : Zaten ben de, sana inanan cıkar da eşe dosta bayram gunu rezil olurum diye cekiniyorum
Karagoz : İyi yapıyorsun Hacı Cavcav!
Hacivat : İyi yapıyorum ya, durmadan elini open sadece sen olsan ona da razıyım Cocukların torunların daha camide iken senin arkanda kuyruk olmaya başladı
Karagoz : Ağzını bozma, bayram demem pataklarım Koftehor ben kedi miyim de arkamda kuyruk uzasın?
Hacivat : Yani, sen elimi operken bir bakıyorum ki onlar da arkanda sıraya girmişler
Karagoz : Ne olacak ya? Senin arkanda sıraya girecekler de, senden sonra ben cocuklarımın, torunlarımın mı elini opeceğim?
Hacivat : Allah iyiliğini versin! Oyle değil Yani onların da senden sonra el opmelerine de bir şey dediğim yok amma
Karagoz : Eeee, amması ne demek oluyor?
Hacivat : Bahşişini almadan onumden cekilmiyorsunuz
Karagoz : Senin iyiliğin icin oyle yapıyoruz
Hacivat : O nasıl oluyor bakalım?
Karagoz : Koftehor, el opup de bayram bahşişimizi almasak gorenler ne der?
Hacivat : Hicbir şey demezler
Karagoz : Ben oğretirim Hacivat, bayramda elini open Karagoz ile cocuklarına ve torunlarına bahşiş vermedi, cok ayıp ettiderler
Hacivat : İşin aslını astarını bilmezlerse tabii ayıplarlar Fakat ben de senin cocuklarını torunlarını peşine takıp, benden bahşiş almak icin kac defa elimi optuğunu soylersem ya sana ne derler?
Karagoz : Bir şey demezler, beni ayıplamazlar
Hacivat : Allah Allah, neden?
Karagoz : Koftehor, sen Hacivat'sın, Ben Karagoz'um! Hem gulup gecerler, hem de Aferin, Karagoz ne akıllı, işini bilen adammışderler
Hacivat : Hic guleceğim yoktu Hah hah hah!
Karagoz : Hah hah ya, ben seni şimdi iyi guldururum Unuttum zannetme de hele şu el opme bayram bahşişimi ver bakalım Hacı Cavcav!
Hacivat : Pekala, az olacak ya kusura bakma! (Verir)
Karagoz : Zararı yok, ustunu sonra tamamlarsın! (Alır)
Hacivat : Nasıl oldu da bu sefer yalnız geldin?
Karagoz : Kim dedi yalnız geldiğimi? Coluk cocuk da yola cıkmışlardır Sen paraları hazırla
Hacivat : Aman Allah'ım, sen bana sabır ver!
Karagoz : Tamam Hacı Cavcav, anlaştık! Allah sana sabır versin, sen de bize her bayramda el optukce bahşiş ver (Karagoz ve sonra Hacivat giderler)
Ramazan Geldi!
Hacivat : Yar Bana Bir Eğlenceeee! Karagozum Acele Cık Pencereyeee
Karagoz : Ne Bağırıyorsun Hacı Cav Cav Kulağımın Dibinde
Hacivat : Sevgili Karagozum 11 Ayın Sultanı Ramazan Geldi Ne Guzel, Ne Bereket
Karagoz : Nee! Sultan Bizim Eve Mi Geldi?
Hacivat : Yok Karagozum Can Ozum Ramazan Ayından Bahsediyorum Hani, Ayların En Guzeli, En Bereketlisi
Karagoz : Vıy Vıy Vıy Yine Mi Kactı Katibin Kedisi?
Hacivat : Yahu Karagozum Hep Yanlış Anlıyorsun
Karagoz : Vıy Vıy Vıy Hacı Cav Cav Sen De İyice Kaşınıyorsun (İftar Topu Atılır:Gummm!)
Hacivat : Yaşasınnn! Top Patladı Karagozum Gel İftar Yapalım
Karagoz : Evin Kapısını Acık Mı Bırakalım?
Hacivat : Yahu Karagozum Gelde İftarımızı Edelim, Şerbetimizi İcelim
Karagoz : Şerbet Dedin Beni Mest Eyledin! Kunduramı Giydim Tez Yanına Geldim (Karagoz Hacivat ’ın Evine Gider)
Hacivat : Hoş Geldin Sevgili Karagozum, Sefa Getirdin İftar Vakti Evime Neşe Getirdin Soframa Bereket Getirdin Bu İcabetinle De Beni Mest Eyledin
Karagoz : Sende Sopayı İyice Hakettin (Gulerekimagesenkomikhacivatvekaragozdiyaloglari5b076f29bcf35png Şaka Şaka Guluşerek Yemeğe Başlarlar
KARAGOZ İLE HACİVAT: LEYLEK
Mart ayının ortası Kar yeni kalkmış Ortalık ayaz, hava buz gibi Karagoz nicedir işsiz Kazağını, paltosunu eskiciye satmış Yarı ac, yarı tok Ustunde bir fanila, bir mintan Soğuk havada iş bulmak icin gezerken, dişlerinin takırtısı Uludağ'dan duyuluyor Karagoz tam bu esnada Hacivat'la karşılaşır
Hacivat: Merhaba Karagozum Nasılsın, iyi misin?
Karagoz: İyi değilim Hacivat Donuyorum
Hacivat sağa sola bakınır Bir evin bacası ustundeki leyleği gorur Parmağıyla leyleği işaret ederek:
Bak Karagozum, leylekler gelmiş Artık yaz geliyor
Karagoz: Hacivat, anlamsız konuşma Hem leylek gelmiş diyorsun, hem kaz geliyor diyorsun
Hacivat: Kaz demedim Karagozum, yaz geliyor dedim
Karagoz: Kaz yazayım ama ben yazı bilmem ki Yaz demek kolay
Hacivat: Dediklerimi yanlış anlıyorsun Karagozum Bak leylek nasıl da takırdıyor
Karagoz cenesini tutar:
Takırtı benden geliyor Paltom yok da, soğuktan dişlerim takırdıyor
Hacivat: Palton yok mu? Doğru ya, paltonu giymemişsin Al benim paltomu giy diyen Hacivat paltosunu Karagoz'e verir Karagoz paltoyu giyer ve dişlerinin takırdaması durur Bu sefer uşuyen Hacivat'ın dişleri takırdamaya başlar
Karagoz: Hacivat, bu leylek yolunu kaybetmiş, kış gunu Bursa'ya gelmiş Şimdi gercekten takırdamaya başladı
Hacivat: Karagozum, leylek değil, ben takırdıyorum O palto senin olsun Kurkcu Emin'den kendime kurklu palto alacağım
Karagoz: Korukcu Cemil'den palto mu calacaksın?
Hacivat: Calmayacağım, parasıyla kurklu palto satın alacağım
Karagoz: Hacivatım, paltonu geri al, bana kurklu palto satın al
Hacivat: Olmaz Karagozum, benim eski paltomu sen giy Ben kendime kurklu palto alacağım
Karagoz, kendine alma, bana al dedikce, Hacivat, sana değil, kendime alacağım dedi ve birlikte Kurkcu Emin'in dukkanına girdiler Bunlar dukkanda tartışa dursunlar, Kurkcu Emin bir diğer lakabı da tilki Emin: Gencliğinde bir taşla dort kuş vurmuşluğu vardı Şimdi ise, bir taşla iki kuş vurmanın derdindeydi Sensin dedi, buyuksun dedi, zenginsin dedi ve Hacivat'a iki kurklu palto sattı Paltoların birini Hacivat, diğerini Karagoz giydi
Hacivat, Karagoz ile birlikte yolda giderken, gorduğu bir fakire eski paltosunu verdi İki arkadaş ilk karşılaştıkları yerden gecerken, leyleğin o evin bacasının ustunde olmadığını gorduler
Hacivat: Bak Karagozum, leylek yok, gitmiş
Karagoz başını kaldırır, etrafına bakınır:
Başka leylekler mi gelmiş? Hani nerede?
Hacivat: Başka leylek falan yok Tek leylek vardı, o da gitmiş
Karagoz: Ha, şu zamansız gelen leylek Onun sayesinde kurklu palto sahibi oldum Şansım acıldı Bundan sonra beni kimse tutmasın
KARAGOZ İLE HACİVAT: MANGAL SEFASI
Hacivat: Karagozum, sucuk aldım Gel mangal sefası yapalım
Karagoz: Birer kangal alalım ama benim bahce kucuk, kangala dar gelir
Hacivat: Kangal demedim Karagozum, mangal dedim Mangalda sucuk pişirelim
Karagoz: Kangalla cocuk bir arada olmaz Yaşar'ı kangal ısırır
Hacivat: Canım, ne Yaşar'ı, ne kangalı, sucuk dedim, mangal dedim
Karagoz: He oyle soylesene, sucuğu mandalla tavana asarsın
Hacivat: O neden? Neden sucuğu tavana asıyorsun?
Karagoz: Kurusun diye Kuru sucuğun tadı farklı olur
Hacivat: Tamam Karagozum, sucuğu kuruttum, mangalı bahceye oturttum
Karagoz: Ben senin bahceye gelmem, Hacivat
Hacivat: Gelmezsen gelme Ben de kendime ziyafet cekerim
Uzaklaşıp giden Hacivat'ın arkasından Karagoz soylenir:
Seni gidi beni bilmez Kangalı kesmiş, sucuk yapmış, mangalda pişirecekmiş Bende o sucuğu yiyecek goz var mı?
SON
HACİVAT – Hoş geldin sevgili Karagozum!
KARAGOZ – Hoş bulduk kel kafalı kara uzum!
HACİVAT – Nereden gelip, nereye gidiyorsun bakalım?
KARAGOZ – Bir yere gittiğim yok da, oğlumla kac saattir okumayazma calıştık… Biraz gezeyim dedim
HACİVAT – Tabii iyi yaptın efendim, kafan balon olmuştur
KARAGOZ – Hay hay, kafam balon oldu da ucmasın diye boynuma yapıştırdım
HACİVAT – Hemen yanlış anlama, yani uzun zaman ders calışmaktan kafan şişmiştir
KARAGOZ – Kafam pişti de soğutmaya cıktım
HACİVAT – Allah iyiliğini versin! Neyse, calışmalar iyi gidiyor mu?
KARAGOZ – Hem de nasıl iyi gidiyor bilemezsin Hacı Cavcav! Sen soyle de mudur benim ilkokul diplomamı hazırlasın…
HACİVAT – Efendim sen hele hepsini iyi oğren de diploma işi kolay…
KARAGOZ – Şey, okuma yazma oğrenirsem diploma başka başka ne işime yarayacak?
HACİVAT – Bak, mesela artık muhure luzum kalmayacak…
KARAGOZ – Yerine kimse bakmayacak mı?
HACİVAT – Kimin yerine Karagozum?
KARAGOZ – “Artık mudure luzum kalmayacak… dedin ya!
HACİVAT – Efendim mudur değil muhur! Hani imza yerine bastığın damga yok mu?
KARAGOZ – Oyle soylesene koftehor!
KARAGOZ İLE HACİVAT: PARAYI KİM BULDU
Karagoz iş bulur Yedi gun calışır ve ilk haftalığını alır Akşamustu evine donerken haftalığını kaybeder Geldiği yoldan geriye doner ve duşurduğu paralarını aramaya başlar Diğer yandan da soylenmektedir:
Paracıklarım, paracıklarım, gitti paracıklarım Keşke paralarım cebimde dursaydı da ben kaybolsaydım
Aynı saatte evine donmekte olan Hacivat Karagoz'le karşılaşır
Hacivat: Hayrola Karagozum, yanımdan gecersin beni gormezsin Paracıklarım dersin Para mı kaybettin?
Karagoz: Hic sorma Hacivat Haftalık almıştım, onu kaybettim
Hacivat: Bir goren, bir bulan yok mu?
Karagoz: Dort goren, beş bulan var Canımı sıkma, canını yakarım
Hacivat: Aman Karagozum kızma Para kaybedince ararsın bulamazsan, kadıya gidersin
Karagoz: Hı
Hacivat: Para kaybettin, aradın bulamadın, ne yaparsın? Kadıya gidersin
Karagoz: Demek paramı kadı bulmuş
Hacivat: Kadının para falan bulduğu yok Parayı bulan kadıya bırakır Kaybeden kadıya gider Para kadıdaysa parasını alır
Karagoz: Ya para kadıda yoksa
Hacivat: O zaman avcunu yalar
Karagoz: Yani şimdi avcumu yalarsam param bulunur mu?
Hacivat: Nereni yalarsan yala paran bulunmaz
Karagoz: Ne yapmak gerekir?
Hacivat: Kadıya gitmek gerekir Buyur Karagozum, onden sen yuru
Karagoz: Onden ben yurumem, yanyana gidelim
Hacivat ile Karagoz kadıya giderler Yolda para bulan birisi parayı getirip kadıya teslim etmiştir Fakat paranın sahibinin kim olduğunu bilmemektedir Karagoz'un haftalığını kaybettiğini oğrenen Hacivat onu kadıya yonlendirir Cunku Karagoz'un kaybettiği parayı bulan Hacivat'tır
BAYRAMLAŞMA BAYRAMI
(Karagoz gelir, iceri girerler)
Hacivat : Karagoz'um hoş geldin!
Karagoz : Hoş bulduk Hacı Cavcav, hoş bulduk! Ver elini opeyim!Hacivat : Efendim, bu ne el opmesi?
Karagoz : Pataklarım ha, oğrenemedin mi? Bayramlaşma el opmesi tabi
Hacivat : Tamam, biliyorum da, bayramın daha ilk gununde bu kacıncı bayramlaşma?
Karagoz : Koftehor, kacıncı olursa olsun, bayramlaşma kotu mu?
Hacivat : Canım kotu olur mu? Bayram guzel, bayramlaşma cok guzel ama
Karagoz : İyi ya, benim bayramın ilk gunu fırsat buldukca senin elini opmem de hepsinden guzel
Hacivat : Artık yeter efendim! Bayram namazından sonra sabah camide bayramlaştık
Karagoz : Yalan soyleme! Bayram bahşişi almak herkesin icinde ayıp olur diye dışarıda bayramlaştım
Hacivat : Her ne ise Beraber yuruduk, evlerimize ayrılırken tekrar bayramlaştın! Yine ses cıkarmadım
Karagoz : Hele ses cıkar da goreyim Hacivat benimle bayramlaşmıyor, elini opturmuyordiye bağırırım
Hacivat : Zaten ben de, sana inanan cıkar da eşe dosta bayram gunu rezil olurum diye cekiniyorum
Karagoz : İyi yapıyorsun Hacı Cavcav!
Hacivat : İyi yapıyorum ya, durmadan elini open sadece sen olsan ona da razıyım Cocukların torunların daha camide iken senin arkanda kuyruk olmaya başladı
Karagoz : Ağzını bozma, bayram demem pataklarım Koftehor ben kedi miyim de arkamda kuyruk uzasın?
Hacivat : Yani, sen elimi operken bir bakıyorum ki onlar da arkanda sıraya girmişler
Karagoz : Ne olacak ya? Senin arkanda sıraya girecekler de, senden sonra ben cocuklarımın, torunlarımın mı elini opeceğim?
Hacivat : Allah iyiliğini versin! Oyle değil Yani onların da senden sonra el opmelerine de bir şey dediğim yok amma
Karagoz : Eeee, amması ne demek oluyor?
Hacivat : Bahşişini almadan onumden cekilmiyorsunuz
Karagoz : Senin iyiliğin icin oyle yapıyoruz
Hacivat : O nasıl oluyor bakalım?
Karagoz : Koftehor, el opup de bayram bahşişimizi almasak gorenler ne der?
Hacivat : Hicbir şey demezler
Karagoz : Ben oğretirim Hacivat, bayramda elini open Karagoz ile cocuklarına ve torunlarına bahşiş vermedi, cok ayıp ettiderler
Hacivat : İşin aslını astarını bilmezlerse tabii ayıplarlar Fakat ben de senin cocuklarını torunlarını peşine takıp, benden bahşiş almak icin kac defa elimi optuğunu soylersem ya sana ne derler?
Karagoz : Bir şey demezler, beni ayıplamazlar
Hacivat : Allah Allah, neden?
Karagoz : Koftehor, sen Hacivat'sın, Ben Karagoz'um! Hem gulup gecerler, hem de Aferin, Karagoz ne akıllı, işini bilen adammışderler
Hacivat : Hic guleceğim yoktu Hah hah hah!
Karagoz : Hah hah ya, ben seni şimdi iyi guldururum Unuttum zannetme de hele şu el opme bayram bahşişimi ver bakalım Hacı Cavcav!
Hacivat : Pekala, az olacak ya kusura bakma! (Verir)
Karagoz : Zararı yok, ustunu sonra tamamlarsın! (Alır)
Hacivat : Nasıl oldu da bu sefer yalnız geldin?
Karagoz : Kim dedi yalnız geldiğimi? Coluk cocuk da yola cıkmışlardır Sen paraları hazırla
Hacivat : Aman Allah'ım, sen bana sabır ver!
Karagoz : Tamam Hacı Cavcav, anlaştık! Allah sana sabır versin, sen de bize her bayramda el optukce bahşiş ver (Karagoz ve sonra Hacivat giderler)